zaman tüneli

olmaz.

tüh be!
devamını gör...

-8 den sonrası sakat olan durum. göz arkası geriliyor numara ilerledikçe çok sıkıntılı durumlarla karşılaşıyorsunuz. ihmale gelmiyormuş ben acı şekilde tecrübe ettim ve de ediyorum. olay sandığımız kadar basit değil.
(bkz: retina dekolmanı)
devamını gör...

şimdi birisi çıkar sözlük şifresini bir yazara verir o yazar da gelir buradan bir başkasına seslenir. siz bunları yinede hafife almayın derim.
devamını gör...

aha da ben.

kahveyi zehir gibi içebiliyorum ama çayı ı ıh, al şimdi bu bilgiyi beni öbürsüleştircen mi napacaksan yap..
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

çeyrek final, bir yarışmada ikili eşlemelerle son sekiz takımın oluşturduğu gurup olup toplamda dört maçtan oluşur.
devamını gör...

ulan gelmeyen bile gidiyor, ne demek herkes gider mi?!
devamını gör...

kimle çaya çıkacağını bileceksin arkadaş.
tercihlerimin en muhteşemisin imera.

seninle öbürkülerini öbürsüleştirmek istiyorum.
ay nasıl içiyorsunuz benim midem bulanıyor şeker koyunca hajsja.
devamını gör...

---! (bkz: alıntı) !---
my mama she told me "don′t worry about your size"
she says "boys like a little more booty to hold at night"
---! (bkz: alıntı) !---

devamını gör...

yapay bilinç çalışmalarında 'irkiltici bir muamma'yı temsil eden, hedeflenmemiş bulgu dur.

dört yüz göz dibi fotografı öğretilen ai'nin
bir süre sonra, rastlantısal olarak, daha sonra girilen göz dibi fotosu sahiplerinin cinsiyetini 'hatasız' tanımladığı farkedilmiştir.

bunu nasıl ve hangi veri girdisini 'öğrenmeyle' yaptığı halen bilinmemektedir. bildirse şerefsiz biz de yapacaz bundan sonra. ya da kendi bunu tanımlayacak zihin düzeyinde olabilse bize formülü verecek. olasılıkla kendi de ayırdında değil bu öğrendiği şeyin.

bunu bir bebeğin ıslak, serin, sıcak, soğuk ayrımını öğrenmesi ama nasıl yaptığını bilememesi gibi anlayabiliriz.

''genel yapay zeka'' halen gelişmekte/öğrenmekte. bu ''kallavi zihinden'' de bu tip sürpriz yarayışlı çıktılarını beklemekte haklıyız. ama kalbimizi kıracak, duygusal olarak hazır olmadığımız çıktılara da hazırlıklı olmalıyız. örneğin; eski limon* dergisi şakasında olduğu gibi bir çıktı; ''dübüründe çizik olanları saptayan 'ti' ölçer''*...
devamını gör...

ozgur ozel cok saglam hoplatmis iktidari…
fena kudurtmus.
devamını gör...

sadece fas’ta yetişen argan )ağacının meyvesinden elde edilen yoğun besleyici ve onarıcı özellikleriyle bilinen doğal bitkisel yağdır. cilt bakımından saç onarımına kadar geniş bir kullanım alanına sahiptir. özellikle kuru ve yıpranmış saçlar için ideal olan argan yağı, saça parlaklık ve yumuşaklık kazandırırken kırıkları da azaltır. aynı zamanda ciltte nemlendirici olarak kullanıldığında esnekliği artırır ve ince çizgilerin görünümünü azaltabilir. e vitamini bakımından zengin olması sayesinde yaşlanma karşıtı doğal ürünler arasında yer alır. hafif yapısıyla hızlı emilir yağlı his bırakmaz.
devamını gör...

sloganları da "bizim ekmeğimiz olmasın çayımız olsun"dur. 52 kat ın yanında dükkan tutmuşlar. duvarda gördüm sizinle paylaşmak istedim.
devamını gör...

evimde koleksiyonu olan ve aslen kadeh dediğimiz bardak türü.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
gözlerim dolu dolu, boğazımda koca bir yumru...

isterdim ki şu an dünya üzerinde olan tüm insanlar hayatlarının belli bir döneminde açıp bu filmi izlesinler. yıllardır ertelediğim bu filmi biraz önce bitirdim, film bitmişti bitmesine yalnız biten sadece film değildi...

'kimsin sen'diye sordu. ve ellerinde kollarında neden bu kadar yara izi var ? sana kim bu denli acı verdi?

dışındaki yaralardan belliydi, içindekileri...
stephen king'in aynı isimli romanından uyarlanan ve türkçe'ye yeşil yol olarak çevirilen 1999 yapımı olan bir dram filmi. ağır bir dram...
amerikada bir hapishanede 'yeşil yol' olarak bilinen idam koridorunda geçen olayları anlatan filmin içeriği şöyledir, iri bir adam olan john coffey iki küçük kıza tecavüz ederek onları öldürme suçundan idama mahkum edilmiştir. görünümünün aksine hassas ve ince ruhlu bir adam olan john, doğaüstü güçlere sahiptir. idam cezası alan mahkumlarında başında bulunan baş memurlardan paul edgecombla bir diyaloğu başlar. o dönemde ürolojik sorunlardan dolayı hasta olan paul, onun üstün güçleri sayesinde iyileşmeye başlar. karşısındaki kişilerden içine aldığı hastalığı ağzından dışarı serbest bırakarak hayatına devam eder. bu sahneler içime bir keşke düşürmüştü, insan keşke içindeki hastalıktan böyle kolayca kurtulabilseydi. onun mucizevi ve tanrı tarafından ona verilen bir güç olduğuna inanan paulun düşünceleri ona karşı değişmeye başlar. suçu işlemediğini düşünür ve bunun peşinden gider. john paula kendinden bir şeyler vermişti, yaşam vermişti...
film bittiğinde herkes boş duvarı izlemeye başlayacaktır. bazı filmler böyledir insanı büyük bir boşluğa iter...
buraya filmin en duygu açısından beni zorlayan kısmından bir alıntı bırakıyorum.

yoruldum, patron. yollarda yağmurdaki bir serçe kadar yalnız olmaktan yoruldum. yanımda hiç arkadaş olmamasından bıktım. nereye gideceğimizi, nereden geldiğimizi söyleyecek biri. insanların birbirine kötü davranmasından bıktım. her gün dünyada hissettiğim ve duyduğum acılardan bıktım. çok fazla var, sanki her an için kafama can parçaları batıyor. anlıyor musun?

ben de yoruldum john, insanların birbirine kötü davranmasından bıktım...
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
ve son cümle...

karanlıktan korkuyorum patron lütfen ışığı kapatma

daha iyisini izleyene kadar en iyisi sensin...
devamını gör...

1996 avrupa futbol şampiyonası kapsamında ingiltere ile federal almanya'nın yarı finalde karşılaştığı maç olup başlangıçta 1-1 berabere biten maçı, penaltılar sonucu 6-5 almanya kazanmıştır.
ilgili link:
devamını gör...

"ben bekledim...
bin yıldır, bin kapının önünde, bin ruhun son nefesinde.
beni geçmek istiyorsan, ardında her şeyi bırak
ismini, utancını, aşkını...
çünkü buradan yalnızca kendini terk eden geçebilir."
devamını gör...

ahanda 'zevksiz'de olduk ya la..
(bir şeker uğruna ya rab ne yiğitler... yok bu da fazla hamasi oldu. neyse.. ordan şekeri uzatabilir misiniz lütfen.!)
devamını gör...

ince belli başka olmaz
devamını gör...

düşünmeye gerek yok. iki kişi bir araya geldiğinde kesinlikle dedikodu döner. ülke insanının iliklerine işlemiş bu.
devamını gör...

bunların çoğunluğu almanya'ya sonradan göçen eğitimli ve kalifiye tayfayı sevmiyormuş. zaten o tayfa da onları sevmiyor o yüzden rahat olabilirler bence.

sevmemelerinin en büyük sebebini söyleyeyim. öncelikle %95'inin liseyi gymnasium'da okuyacak zekası yok daha. yani bu adamların 6 sene üniversite okumuş bir doktoru çekememesi gayet normal. ayrıca buradan gidenler almanca'yı 3. dil olarak öğreniyorlar yani ingilizce de biliyor oraya sonradan göçenler. ama oradakiler sıfır gramerli bir almanca ve kırık türkçe'den fazlasını öğrenemediler daha.

ki onlar zaten almanya'da yaşayan almanlar'ı bile çekemiyor. parkta öpüşen, bira içen ya da domuz eti yiyen almanlar'ı ayıplıyorlar falan. o zaman git memleketine geri dön derler adama.

bir diğer çekememe sebepleri de oradakilerin genelinin yobaz, buradan gidenlerin genelinin de seküler tayfadan olması.

ırkçılık vs diyorlar da; 50 senedir adamların ülkesine uyum sağlayamayıp hala dağ ayısı gibi yaşamaya çalışırsanız bizdeki afganlar'a yapılan muamelenin bir benzerini görürsünüz, bu da ırkçılık sayılmaz bence.
devamını gör...
daha fazla yükle

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim