frank darabont'un yönettiği, stephen king'in aynı adlı romanından uyarlanan 1999 yılında gösterilmiş olan film.
death row hapisanesindeki gardiyanların hayatları, çocuk cinayeti ve tecavüzle suçlanan ancak gizemli bir yeteneği olan siyahi bir adam tarafından etkilenir.
death row hapisanesindeki gardiyanların hayatları, çocuk cinayeti ve tecavüzle suçlanan ancak gizemli bir yeteneği olan siyahi bir adam tarafından etkilenir.
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "momothedog" tarafından 03.01.2021 01:54 tarihinde açılmıştır.
1.
türkçeye yeşil yol olarak çevrilmiş 1999 yapımı dram filmi.
film stephen king'in yine aynı isimdeki eserinden uyarlanmıştır. başrol oyuncuları tom hanks* ve michael clarke duncan*'dır.
bir baş gardiyan ve mahkumun hikayesini anlatan film, akıllara "lütfen patron, o şeyi yüzüme kapama. beni karanlıkta bırakma. ben karanlıktan korkarım." repliği ile kazınmıştır.
ayrıca izlerken yanınıza bolca peçete almanızı gerektiren ve birden çok kez izlense bile izlemekten bıkılmayan filmlerdendir.
film stephen king'in yine aynı isimdeki eserinden uyarlanmıştır. başrol oyuncuları tom hanks* ve michael clarke duncan*'dır.
bir baş gardiyan ve mahkumun hikayesini anlatan film, akıllara "lütfen patron, o şeyi yüzüme kapama. beni karanlıkta bırakma. ben karanlıktan korkarım." repliği ile kazınmıştır.
ayrıca izlerken yanınıza bolca peçete almanızı gerektiren ve birden çok kez izlense bile izlemekten bıkılmayan filmlerdendir.
devamını gör...
2.
john coffey adlı mahkumun mucizelerini seyrettiğimiz 1999 çıkışlı efsane filmdir . insanın yüreğine dokunan bol bol sahne mevcuttur izlemesi şiddetle tavsiye edilir . ayrıca tom hanks büyüksün usta.
devamını gör...
3.
namı diğer yeşil yol. 1999 yapımı bir hollywood filmi. stephen king'in romanından uyarlanmıştır. yönetmeni ve senaristi frank darabont'tur. en iyi film akademi ödülü, en iyi yardımcı erkek oyuncu akademi ödülü, en iyi uyarlama senaryo akademi ödülü ve en iyi özgün müzik akademi ödülü'ne aday gösterilmiştir. başrollerini tom hanks ve micheal clarke duncan oynamıştır.
john coffey'nin "kahve gibi ama yazılışı farklı" diyerek kendini tanıtması unutulmayandır.
izleyin, izlettirin.
john coffey'nin "kahve gibi ama yazılışı farklı" diyerek kendini tanıtması unutulmayandır.
izleyin, izlettirin.
devamını gör...
4.
yönetmeni ve senaristi frank darabont'tur. film stephen king'in aynı adlı romanından uyarlanmıştır. kitabını da okumanızı tavsiye ederim. film, en iyi film akademi ödülü, en iyi yardımcı erkek oyuncu akademi ödülü, en iyi uyarlama senaryo akademi ödülü ve en iyi özgün müzik akademi ödülü'ne aday gösterilmiştir.
devamını gör...
5.
yeşil yol (orijinal ismiyle the green mile) 1999 yapımı dram filmidir. yönetmeni ve senaristi frank darabont'tur. film stephen king'in aynı adlı romanından uyarlanmıştır.
başrolde tom hanks ve michael clark duncan oynamaktadır. iki genç kıza tecavüz etme suçundan haksız yere hapse atılan bir adamın idamına giden süreçte yaşadıkları anlatılmaktadır.
başrolde tom hanks ve michael clark duncan oynamaktadır. iki genç kıza tecavüz etme suçundan haksız yere hapse atılan bir adamın idamına giden süreçte yaşadıkları anlatılmaktadır.
devamını gör...
6.
hikayesinin yaşanmış bir olaydan uyarlandığını öğrenince yüreğime garip bir burukluk düştü. olaylar gerçek değil tabi ki ama george stinneyadlı gencecik suçsuz bir çocuğun sırf siyahi olmasından dolayı hunharca idam edilmesinden esinlenilmiş. bu arada john coffey'i canlandıran michael clarke duncan abimize de allah'tan rahmet dilerim. tom hanks'e de bu filmdeki müthiş performansından dolayı tebrikler.
devamını gör...
7.
stephen king'in aynı isimli romanından uyarlanan, frank darabont'un yazdığı ve yönettiği 1999 yapımı dram filmidir.
![kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel](https://media.normalsozluk.com/up/2021/11/07/lxxao9dw8am5ngu9-t.jpg)
paul edgecomb'un infaz işlerinden sorumlu baş gardiyan olarak çalıştığı hapishaneye bir gün iki kız çocuğuna tecavüz ederek öldürmekten suçlanarak idam cezasına çarptırılan john coffey isimli bir adam gelir.
cüssesi ve korkutucu görüntüsü ile john'a bakan herkes bu suçu işlediğinden emindir ancak zaman geçtikçe onu tanıyan herkes içindeki saf iyiliği fark eder.
çocuksu bir iyiliğe sahip olan john'un doğaüstü bir gücü vardır. bu güç sayesinde john, dokunduğu insanları iyileştirebilmektedir. ancak herkes john'un iç dünyasının farkına varsa da karar verilmiştir. bu sebeple uzun, yeşil bir koridordan geçecek ve infaz sandalyesinde yerini alacaktır.
![kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel](https://media.normalsozluk.com/up/2021/11/07/lxxao9dw8am5ngu9-t.jpg)
paul edgecomb'un infaz işlerinden sorumlu baş gardiyan olarak çalıştığı hapishaneye bir gün iki kız çocuğuna tecavüz ederek öldürmekten suçlanarak idam cezasına çarptırılan john coffey isimli bir adam gelir.
cüssesi ve korkutucu görüntüsü ile john'a bakan herkes bu suçu işlediğinden emindir ancak zaman geçtikçe onu tanıyan herkes içindeki saf iyiliği fark eder.
çocuksu bir iyiliğe sahip olan john'un doğaüstü bir gücü vardır. bu güç sayesinde john, dokunduğu insanları iyileştirebilmektedir. ancak herkes john'un iç dünyasının farkına varsa da karar verilmiştir. bu sebeple uzun, yeşil bir koridordan geçecek ve infaz sandalyesinde yerini alacaktır.
devamını gör...
8.
başrolünü tom hanks ve michael clarke duncan'ın paylaştığı . türkçesi yeşil yol olan film 1950'li yıllarda abd'de yaşanmış gerçek bir hikayeden esinlenerek stephen king tarafından yazılan roman baz alınarak sahnelenmiştir.
filmde tom hanks paul edgecomb 'u ve michael clarke duncan ise john coffey'i canlandırmaktadır.
frank darabont yönetmenliğini yaptığı film bir hapishanede görev yapan birkaç gardiyanın ve idam cezası infaz memurlarından biri olan tecavüz ve cinayetten hüküm giymiş john coffey 'nin hapishaneye gelmesiyle hapishanede yaşadıkları ve gördükleri üzerine gelişen olayları anlatan fantastik drama filmidir.john coffey 'nin
görünenden daha fazlası olduğunu fark etmeleri tesise gelişinin üzerinden bir kaç gün geçmesiyle ortaya çıkar ve herkes doğaüstü olaya tanık olurlar. ancak bu doğaüstü olaylar john coffey 'nin idam edilmesini engellemez.
filmde coffey'in idam sahnesi 14 kez tekrarlanarak çekilmişti bunun sebebi ise sahnede tüm oyuncuların gerçekten duygulanması ve ağlaması olmuş. filmin en önemli özelliği aslında gerçek olan bir hikayeyi gerçek mekanlarda ve gerçeğe yakın malzemelerle çekmeleri olmuştu. bunlardan bir kaçı ise ;
-infazlarda kullanılan sandalye sing sing hapishanesi'nden yardım alınarak birebir aynı yapıldı.
-filmin çekildiği hapishane terk edilmiş bir hapishane olan tennessee eyalet hapishanesi yani gerçek bir hapishane.
filmde anlatılmak istenilenler gerçeğe yakın hissiyatı oldukça fazlasıyla ekran karşısına geçiriyordu böylece. hatta stephen king le bir söyleşi de romanlarından filme uyarlanmış olanları arasında yazılanlara en yakın uyarlama olduğunu söylemiştir. dolayısıyla filmi duygusal yapansa michael clarke duncan'ın heybetli bir adamken yumuşak , duygusal bir ruha sahip olması ve yanlış anlaşıldığı için hapiste olması ,kendisine verilmiş olan nimet mi dersiniz lanet mi o iyiye kullanmaya çalışırken aslında onun bir cani olduğu düşüncesi ve bunun anlaşılması oldu bana göre.
film de dikkat çeken bir hususta siyahı topluluğun yaşamlarına ve yargılamalarına dikkat çekmek olmuştu. filmden 10 yıl sonra gelişen bir olay olsa da george stinney jr. isimli bir gencin davası john coffey 'in davasına çarpıcı benzerlikleri olduğu gözlemlenmiş. hikayenin detayını buradan okuyabilirsiniz.
filmde tom hanks paul edgecomb 'u ve michael clarke duncan ise john coffey'i canlandırmaktadır.
frank darabont yönetmenliğini yaptığı film bir hapishanede görev yapan birkaç gardiyanın ve idam cezası infaz memurlarından biri olan tecavüz ve cinayetten hüküm giymiş john coffey 'nin hapishaneye gelmesiyle hapishanede yaşadıkları ve gördükleri üzerine gelişen olayları anlatan fantastik drama filmidir.john coffey 'nin
görünenden daha fazlası olduğunu fark etmeleri tesise gelişinin üzerinden bir kaç gün geçmesiyle ortaya çıkar ve herkes doğaüstü olaya tanık olurlar. ancak bu doğaüstü olaylar john coffey 'nin idam edilmesini engellemez.
filmde coffey'in idam sahnesi 14 kez tekrarlanarak çekilmişti bunun sebebi ise sahnede tüm oyuncuların gerçekten duygulanması ve ağlaması olmuş. filmin en önemli özelliği aslında gerçek olan bir hikayeyi gerçek mekanlarda ve gerçeğe yakın malzemelerle çekmeleri olmuştu. bunlardan bir kaçı ise ;
-infazlarda kullanılan sandalye sing sing hapishanesi'nden yardım alınarak birebir aynı yapıldı.
-filmin çekildiği hapishane terk edilmiş bir hapishane olan tennessee eyalet hapishanesi yani gerçek bir hapishane.
filmde anlatılmak istenilenler gerçeğe yakın hissiyatı oldukça fazlasıyla ekran karşısına geçiriyordu böylece. hatta stephen king le bir söyleşi de romanlarından filme uyarlanmış olanları arasında yazılanlara en yakın uyarlama olduğunu söylemiştir. dolayısıyla filmi duygusal yapansa michael clarke duncan'ın heybetli bir adamken yumuşak , duygusal bir ruha sahip olması ve yanlış anlaşıldığı için hapiste olması ,kendisine verilmiş olan nimet mi dersiniz lanet mi o iyiye kullanmaya çalışırken aslında onun bir cani olduğu düşüncesi ve bunun anlaşılması oldu bana göre.
film de dikkat çeken bir hususta siyahı topluluğun yaşamlarına ve yargılamalarına dikkat çekmek olmuştu. filmden 10 yıl sonra gelişen bir olay olsa da george stinney jr. isimli bir gencin davası john coffey 'in davasına çarpıcı benzerlikleri olduğu gözlemlenmiş. hikayenin detayını buradan okuyabilirsiniz.
devamını gör...
9.
1999 yapımlı 3 saat 9 dakikalık abd dram filmidir.
yönetmen koltuğunda ise esaretin bedeli'nin de yönetmeni olan frank darabont oturmaktadır.
stephen king'in yine aynı isimdeki yeşil yol kitabından beyaz perdeye uyarlanmıştır.
bir idam mâhkumu olan john coffey'nin iki kız çocuğunu öldürmekten yargılanması, sahip olduğu doğa üstü güçleri * iri cüssesi ve heybetine rağmen aslında karanlıktan korkacak kadar hüzünlü bir adam olduğunu, uğradığı haksızlığı, baş gardiyanlardan olan paul- tom hanks ile dostluğunu, tom hanks'ın aslında onun haksızlığa uğradığını bildiğini ama bunu kanıtlayamamasını anlatır.
paul bunu zamanda yolculuk tekniği ile anlatır, 108 yaşında huzurevindeki arkadaşına... geçmişini anlatır. geçmişi ise filmin takendisidir.
filmi çok sevdim, tom hanks'in oyunculuğuna zaten bütün şapkalarımı çıkarıyorum, bütün oyunculuklar iyiydi, mâhkumlara elektrikli sandalyede elektrik verdikleri ve elektriği daha iyi iletsin diye başlarının üstüne ıslak sünger koymaları canımı biraz yaktı, yönetmen, mâhkumlarla empati kurmanın ne denli zor ve yıkıcı olduğunu yönetmen bir kez daha hatırlattı.
mutlaka izlenmesi gereken bir film...
yönetmen koltuğunda ise esaretin bedeli'nin de yönetmeni olan frank darabont oturmaktadır.
stephen king'in yine aynı isimdeki yeşil yol kitabından beyaz perdeye uyarlanmıştır.
bir idam mâhkumu olan john coffey'nin iki kız çocuğunu öldürmekten yargılanması, sahip olduğu doğa üstü güçleri * iri cüssesi ve heybetine rağmen aslında karanlıktan korkacak kadar hüzünlü bir adam olduğunu, uğradığı haksızlığı, baş gardiyanlardan olan paul- tom hanks ile dostluğunu, tom hanks'ın aslında onun haksızlığa uğradığını bildiğini ama bunu kanıtlayamamasını anlatır.
paul bunu zamanda yolculuk tekniği ile anlatır, 108 yaşında huzurevindeki arkadaşına... geçmişini anlatır. geçmişi ise filmin takendisidir.
filmi çok sevdim, tom hanks'in oyunculuğuna zaten bütün şapkalarımı çıkarıyorum, bütün oyunculuklar iyiydi, mâhkumlara elektrikli sandalyede elektrik verdikleri ve elektriği daha iyi iletsin diye başlarının üstüne ıslak sünger koymaları canımı biraz yaktı, yönetmen, mâhkumlarla empati kurmanın ne denli zor ve yıkıcı olduğunu yönetmen bir kez daha hatırlattı.
mutlaka izlenmesi gereken bir film...
devamını gör...
10.
herkes filmin konusunu yazdığı için konusuna dair bir şey yazmayacağım. hani yıllar boyunca bir filmi çok izlemek istersiniz ama bir türlü izlemezsiniz ya, işte ondan bana olmuştu. geçen yıl erasmus yaparken ev arkadaşıma bu durumdan bahsettiğimde kendisi de aynı durumda olduğunu söylemiş, e hadi izleyelim o zaman demiştik. film bittiğinde sadece şunu dedim "keşke daha önce izleseymişim" kesinlikle herkesin izlemesi gerektiğini düşündüğüm bir film. keşke unutup tekrar izlesem.
devamını gör...
11.
zamanında evde televizyonda izlerken annemin düşüp bayılmasına sebep olan film. elektrikli sandalye sahnesinde. oldukça sarsıcıdır ilk defa izliyorsanız. ancak benim gibi defalarca izlemişseniz o kadar da heyecanlandırmaz veya üzmez. ama ilk izlediğimde ağlamaya yakın durumlara geldiğim doğrudur.
devamını gör...
12.
bu filme abd li tarihçilerce tarihi gerçeklikle ilgili bir eleştiri yapılmıştır.
şöyleki:
film 1935 yılında geçiyor ve louisiana'daki infazların elektrikle idam edilmesini içeriyor, ancak tarihi bilgilere göre louisiana eyaletinin yasama meclisi, infaz yöntemini 1940'a kadar idam şeklini asılarak öldürme olarak kullandı.
elektrikli sandalye lousiana eyaletinde 1940 yılından sonra kullanılmaya başlanmış.
şöyleki:
film 1935 yılında geçiyor ve louisiana'daki infazların elektrikle idam edilmesini içeriyor, ancak tarihi bilgilere göre louisiana eyaletinin yasama meclisi, infaz yöntemini 1940'a kadar idam şeklini asılarak öldürme olarak kullandı.
elektrikli sandalye lousiana eyaletinde 1940 yılından sonra kullanılmaya başlanmış.
devamını gör...
13.
film hakkında söylenebilecek her şey yerli ve yabancı kaynaklı hayran sayfalarında, youtube yorumlarında, sosyal medya üzerinde söylenmiştir. sinemaseverlerin başta john coffey'in infazdan önce gardiyan paul edgecomb'la yaptığı konuşma olmak üzere etkilendikleri pek çok vurucu sahne var. kendi adıma ise filmde beni en hislendiren kısa an kızılderili mahkum arlen bitterbuck'un infaz için hazırlığın bitmesinden sonra, gardiyana ( tom hanks)'e dönüp :
sence bir insan, yaptıklarından gerçekten pişmanlık duyarsa, en mutlu olduğu zamana geri dönüp, sonsuza dek orada yaşar mı ? diye sorması, ardından 17 yaşındayken evli olduğu kendi gibi kızılderili bir genç olan eşiyle dağlarda geçirdiği ilk ve tek yazdan bahsetmesiydi. galiba hepimiz bir cennet hayali ve arzusu içindeyiz ama cennet bir yönüyle sevdiklerinle beraber olmak ve bu nimetin sonsuza dek sürmesi demek. o zaman şems-i tebrizi'nin de dediği gibi :
''allahım sen sadece iyilerin tanrısıysan, suçlular kime yalvarsın ? ''
sence bir insan, yaptıklarından gerçekten pişmanlık duyarsa, en mutlu olduğu zamana geri dönüp, sonsuza dek orada yaşar mı ? diye sorması, ardından 17 yaşındayken evli olduğu kendi gibi kızılderili bir genç olan eşiyle dağlarda geçirdiği ilk ve tek yazdan bahsetmesiydi. galiba hepimiz bir cennet hayali ve arzusu içindeyiz ama cennet bir yönüyle sevdiklerinle beraber olmak ve bu nimetin sonsuza dek sürmesi demek. o zaman şems-i tebrizi'nin de dediği gibi :
''allahım sen sadece iyilerin tanrısıysan, suçlular kime yalvarsın ? ''
devamını gör...