zaman tüneli

ilk 37 dakika bayılacak gibi oldum. napayım ben müze görüntüsünü, nakliye işlerini? hayır eserleri seslendirdiniz bari onlara dair de detaylı bilgi verseydiniz. benin nerde ona bile baktım. bu benim de eksikliğimdir ama ne bileyim kardeşim ben sizin tanrılarınızı? açıklasanıza o dönem kim nasıl görürmüş, ne yaparmış, neden severmiş bunları?
37 dakika sonrasında da üniversite öğrencilerinin tartışmalarına yer veriyor. benim için bu yapım buradan sonra başladı. ayrıca belgeselde gördüğüm asen’e dair bilgiyi de (yine bundan biraz bahsetmiş olsalar da merak ettiğim için bakayım dedim) www.barbier-mueller.ch/en/2... yine burada okudum. ve üzüldüm durduk yere. başka detaylı bilgiyi benim googleım vermedi.

öğrencilerin hepsini çok sevdim. itirazı olan insanları severim. “amaç benin’deki insanları mutlu etmek değil. amaç, itibarını kaybeden fransa’yı olumlu bir şekilde yansıtarak fransa’yı memnun etmek. fransa, afrika’daki gücünü kaybediyor. macron, bunu biz istedik diye yapmadı. markasını parlatmak için yaptı.” diyordu bir tanesi.
ve biri de şey dedi, "bu eserleri tercüman olduğu dönem satan insan şimdi geçmiş ülkeye kazandırdım diyor". tam böyle demedi de böyle dedi. kim lan o mesela? ismini ver bana ismini
bu eserlerin veriliş tarihiyle ilgili konuşan biri vardı. belki 200 yıl sonra da birkaç tane daha iade edecekler ve biz göremeyeceğiz diye. maalesef aşko.
kültürle ilgili belgeseller anadilde yapılmalı diye düşünüyorum.

ama kültürel miras konusunun çok basit şekilde işlenmesi hoşuma gitti. birilerinin maddi kültürel mirasa hakim olması manevi kısmı gerçekten ırgalamıyor.