zaman tüneli

ataist demek kötü insan demek değil ki! ataist sadece mevcut inanca inanmaz veya karşı gelir... bu da onu kişilik olarak lörü yapmaz sadece fikir zıtlığı doğurur.

#3801489 önce bunu okuyun.
bu yazının üstünde @buzzer nickli yazar mrna tabanlı kanser aşısından söz etti. ben de okudum bu yazıyı. şimdi bulaşıcı hastalıklara yönelik, örneğin çiçek aşısı, aşıyla bu yazıda sözü edilen mrna terapisi arasında fark olduğunu söylemeliyiz.
ben chatgpt, grok, gemini, deepseek ve mistral adlı yapay zeka programlarına şu soruyu sordum:
plandemiden bu yana başarılı bir mrna aşısı geliştirildi mi?
tamamı aynı merkezden yönetilmiş gibi aşağı yukarı aynı cevabı verdiler:
kişiye yönelik tedavi edici aşılarda evet. (pankreas kanseri örneği gibi). chatgpt'ye sorun mesela.


bu cevaplar üstüne şu soruyu sordum: peki covid-9 aşısını nasıl 3 ayda geliştirdiler. bu noktadan sonra hepsi farklı boyutlarda kıvırmaya başladı.
en sonunda covid-19 ve varyantları(!) dışında başarılı bir mrna aşısı olmadığını kabul ettiler.
covid 19 aşısı da "hoax"tı bana göre.
ama aşı tekellerinin yapay zeka şirketlerini mamalaması takdire şayan; değil mi?

ilk seti 9-25 kaybettiğimiz maça ağırlığını koymuş, bu spor böyle yapılır diyip setlerde durumu 2-1'e getirmiş, oynanmakta olan 4. sette skoru 20-5 gibi pornografik bir düzeye çıkarmış olan yengeniz.
çok ama çok seviyorum teşkilatı mahsusa.

içiyoruz kardeşim. hayrola.. :)

ah metin ah sen bi de kuranı kerimden yenilebilir pasta yapanların zekasını düşün bi de .


hadi metin çok oynama buralarda harcanırsın.

hitaya bir şey mi oldu korkutmayın millet niye profilinde kalbimiz seninle yazıyor?

uzaklaştırma yemiş veya hesabı askıya atılmış galiba görüyor mu bilmiyorum ama görüyorsan geçmiş olsun aga

özledim eşşeğimi. bize geldiği gün dün gibi aklımda.

din günah diye yasaklamasa içindeki kötüyü bastıramayacak olan, içinden geldiği için değil de cennete gitmek için göstermelik iyilik yapan kararmış kalpli insanların asla anlamayacağı sebeplerdir.

o değilde bu devir de din mi kaldı. cidden böyle saçma şeylere inanıyor musunuz?

(bkz: din zoruyla iyilik yapmak)

inançsızlık bir insanı kötü bir insan yapmaz da o yüzden. bir insan neden iyilik yapar? sorusuna verilen cevapların tamamı bu sorunun da cevabıdır.

helvasını yiyemediğimiz kadir mısıroğlu sayfasında haber ne güzel

edit: videoda sadece 2-3 saniye o pasta gösteriliyo sonra alakasız bir pasta etkinliği gösteriliyo yani yerleri tamamen farklı.. uç meteeoorr düş meteeeoorr tek taş şimdiden yramieoooo

ateist iyiliğe inanır kardeş. bir ödül, ceza veya korkuya dayanmaksızın iyilik yapmasından doğal da ne olabilir..?
ancak ki (kendine vaadolunan ödül ve beklentiler) yani çıkar veya ceza korkusu nedeniyle iyilik yapılabileceğini "sananlarla" arasındaki farkta işte budur kardeş.
(soru kurgunuzdan dolayı, anlayabileceğinizden de kuşkuluyum, hatta belki siz bunu bir saflık, aptallık olarak bile görüyorsanız gerçek bu.. ok.?)
heey bi dakka bi dakka, kapı şu tarafta..
(niye bu kadar şaşırdı ki.. :))

ateistlerin her şeyi dinden kopya zâten. dini ritüelleri taklit etmeye çalışan ateist teoloji bile var.

geçenlerde denk geldim internette "biz de aynı müslümanlar gibi ateizmi tebliğ etmeliyiz" diyor ateist kamilin biri.

la olm ne sebebi olacak bir ateistin iyilik yapmasının. yapmışsa yapmıştır ne altında sebep mebep arıyorsunuz. yapmayabilir de kimin umurunda. ha ben ateist olsam gram iyilik yapmam. ne gereği var minski. gece gündüz her tür kötülüğü yaparım. kim hesap soracak, kim ne diyecek.

birinci bölüm:
bu aşının hayatımıza girişi 2020 plandemisiyle oldu.
mucize bir aşıymış. covid virüsünün anasını belliyormuş. bundan başka çözüm de yokmuş. herkes bu aşıdan olmalıymış kendisi için değilse bile virüsün yayılmaması, toplum için olunmalıymış. ha aşı vurulmadan önce "yan etki çıkarsa bunden dolayı pfizer'i suçlamayacağım" diye beyan imzalanmalıymış.
sonra yav bu yetmedi ikinci şatı vuralım, yeni varyant çıktı, üçüncü şatı vuralım diye diye beş şhota kadar çıktı. tabi safsanız ya da aşıkolikseniz ilk shottaki aşıyla sonuncusunun farklı aşılar olduğunu düşünebilirsiniz. bana göre hepsi aynıydı. pfizer elde kalan aşıları insanlara sokmak için varyant şarkısı söyledi. hangi ara geliştirdiniz diye sorunca cevap vermemelerinden belli. grip aşılarında bile örneğin 2025 aşısı 2024 suşlarıyla çalışılarak mayıs sonunda ancak piyasaya sürülebiliniyor. hiç bilinmeyen bir virüsün aşısı bir ayda hazırlanıyor.
külahıma anlatı. uğur şahin ağzından kaçırdı, stokta 1.2 milyar aşımız var diye. bunları saplayacaklarmış. ellerinde kalmış.
birinci bölüm sonu

yakışıklı ares’im, akşam güneşine karşı ne güzel de uyuyor…

"başlangıçta söz (logos) vardı. söz tanrı'yla birlikteydi ve söz tanrı'ydı. her şey o'nun aracılığıyla var oldu, var olan hiçbir şey o'nsuz olmadı."*

bir tane tişörtümüz var, ona da karışma be kadın.

#3801321

biz mahalle kanunlarını hep diko dayımdan öğrendik.
bize nerede nasıl davranmamız gerektiğini öğretti.

siyasi bir ceza yatarsanız sizinle gurur duyarım derdi. birisi ailenize söver eder, sinirlendim vurdum derseniz yine kabul edebilirim derdi. ancak yüz kızartıcı bir suçtan girerseniz, içerde sakın diko dayım var bile demeyin, sizi reddederim derdi.

bu paşa kırmızı çizgimizdir konusunda kendisine hiç anlam veremiyordum ama onu da bir anımız sayesinde anlamış bulundum.

bir zaman, paşanın hatırasında saygısızlık eden kendini bilmeze, “senin ananı ….” diye koşarken, dur dedi kendisi. sinirlerime hakim olamıyordum. dinlemedim kendisini aşıp vurmaya kalktım. bileğimden tutup bir tane tokat attı bana. şok olmuştum. ama nasıl olurdu? ben üzerime düşen bir vazifeyi yerine getirmeye çalışıyordum.

“git buradan pazartesi tezgaha geldiğinde konuşacağız” dedi. (o dönem ulus sıhhıye arası opera durağında zippo çakmak satıyoruz. çakmak 5 lira. isim yazıyoruz sonra çakmağa, harf başı 5 lira. harf başı 5 lira olduğunu da çakmağın üzerine isim yazdıktan sonra söylüyoruz) akmasa da damlıyor o dönem çok şükür. neyse konuya dönelim.

ben 3 gün pazartesi olmasını bekledim o ara. yaktım mm, roket kaçak sigaraları **
bir elimi enseme koydum çifter çifter yakıyorum tavanı izlerken. bu adam bana neden vurdu diye düşünmekten deli oldum, gözüme uyku girmedi şafak sökene kadar.

pazartesi günü tezgaha gittim tabi uyanır uyanmaz. hemen konuşacaklarımı kafamda yazdım. sitem edeceğim, biraz da dümenden ağlayıp zırlayıp kanına gireceğim yani.

konuşmaya başladım ve söylemek istediklerimi söyledim.
verdiği tepki karşısında onu neden mentor olarak gördüğümü anlamıştım. bana dediklerini on dakika önce söylemiş gibi hatırlıyorum kelimesi kelimesine.

“bir sinirlenen, kendini deli eden sen misin sanıyorsun lan! ben bunların annelerine zamanında uğramadığımı mı düşünüyorsun” dedi ve ekledi, “sene 86 evlat, paşaya saygısızlık eden birisine uyguladım o küfürü. bunlar iki olup geldiler yine uygulayınca 4 oldular” dedi.



meğerse bunların çoğaldığını fark etmiş öyle olunca. tecrübe tabii. cahilliğime ver deyip ellerini öpmüştüm gözyaşları içinde.

mağarasında yanan ateşin etrafında oturan bir homo erectus, kendisinden daha çok üşüdüğünü fark ettiği bir başkasına ateşin yakınındaki yerini verip kalktığında, henüz bir yaratıcı fikri doğmamıştı.

insanların iyilik ve kötülük diye adlandırdığı kavramlar, yaratıcı inancından çok daha önce insanların bir arada yaşamaya başladığı ilk andan itibaren var olmuştur.
yaratıcı kavramı ise bu iyilik ve kötülük denen kavramların toplum için elverişli bir şekilde kullanılması için ortaya atılmış bir üründür.

zannedilenin aksine insanlar öncelikle yaratıcı tanrıyı değil, kötülüğün sahibi şeytanı yaratırlar. çünkü mevcut kötülüklerin kendi içlerinden geldiğini kabul etmek istemediler, insan özü itibari ile iyi olmak zorundadır bu sebeple bu kötülüklerin insanın dışında bir sebebi olmalıydı işte bu da şeytandır. ancak şeytan fikri tek başına büyük bir güç olarak ortada durursa insanın içindeki iyilik güçsüz kalacaktı. bu yüzden şeytana karşı bir iyilikle bezeli tanrı fikrine ihtiyaç duyuldu.
bu yaratım süreci sonunda, her toplum kendi iyilik anlayışına yakışan bir tanrı ve kötülük kavramına uyan bir de şeytan yarattı.

tanrının buyruklarının farklı inançlar çevresinde değişiklik sergilemesi de bu yüzdendir. toplumun kötü saydığı ve iyi gördüğü her ne ise onun tanrısı ve şeytanı da o oldu zaman içerisinde.
homo erectusumuza geri dönersek henüz iyi ve kötü kavramları o dönem için kavramlaşmadığı için belli bir yaratıcı fikri de yoktu ancak iyi olan ve kötü olan davranış ve fikirler kavram olarak isimleri koyulmamış olsa bile varlardı. ateşin sıcaklığını ya da mağarasını başka biri ile paylaşmak gibi.
günümüzdeki iyilik anlayışı, kendi yarattıkları yaratıcıyı memnun etmeye doğru evrilmiş bir haldedir, kısacası tüccarın güleryüzü mali bir yatırımdır fikri ile paraleldir. yapılan iyiliğin sebebi, yaratıcısına yaranmak ve onun kendisi için iyi olanı ona vermesini sağlamaktır. kendisi için iyi olan ise yine tanrısını yaratırken kendi seçtiği iyidir. huriler, şarap ve sonsuz yaşam.
bu yüzden, bir ateistin iyilik yapması bir nedene bağlanamaz tıpkı homo erectus gibi, ancak bir yaratıcı inancına sahip kişinin iyilik yapmasının nedeni olur, bolca huri, sonsuz yaşam.

al ömrümü koy ömrünün üstüne
senden gelsin ölüm başım üstüne
(bkz: julia szczurowska) seviyorum merkez, çok pis seviyorum teşkilatı mahsusa.