zaman tüneli

halbuki game pass aboneliği alsa bir sürü oyun oynayabilir. gerçi o da döryüz küsür lira olmuş.
devamını gör...

normalde benden nefret eder, tıslayıp ısırır ama iki saattir omzumdan inmiyo.psikolojimin boktanlığını mı hissetti nedir.. belki de bana tıslıyo diye seni dönerciye satıcam dediğim için yalkalık yapıyodur. psiko şakir..

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
bugün ikisi de dibimden ayrımıyo. içgüdüsel bi şey bu biliyorum. ne kadar tükendiğimin bi tek onlar farkında. sanırım yine ağlıycam ve bu defa ağlamamı durdurabilecek meyveli yoğurdum da yok.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

alnımda bir yarık izi var sadece. çok ufakken kafamı sehpaya çarpmışım, o kadar çok kan olmuş ki ortalık, annem çok telaşlanmış. neyse ki ciddi bir şey olmadı; ama alnımda uzun bir yarık izi kaldı işte.
devamını gör...

üniversitenin ilk senesindeydim, haliyle ders falan çalışıyorumdur.
devamını gör...

üç hayırla hepsini birden uğurluyorum.

sıkılırım ben onların yanında yüzde 1500.
devamını gör...

serserim benim deli dolu sevgilimmmmm! kor gibi sıcak ya da sular gibi serinnnnn! gelme uzak dur, korkuyorum çok; çılgınlık bu halim yok!
devamını gör...

evlerden ırak.
devamını gör...

fabrikada bir heyula dolaşıyor, jeremy bentham'ın heyulası.

ne bileyim ben mimari tasarım deyince selim bey beni fabrikaya götürecek gözlerim bağlı şekilde sonra ben makinenin çevresinin değişimine inanamayacağım ve selim beye sarılarak ağlayacağım sanmıştım gökyüzü desenli boktan led tavanın altında.

ama öyle olmadı elbette, küçük bir pencere yapıldı tam koridoru gören asma kata. şair ruhlu müdürümüz seslendi marx gibi işçi sınıfına;

"pencere en iyisi pencere
işçi sınıfını izlerim
dört duvarı göreceğime."

bakın bu toplum bilimciler bilmem kaç yıl önce evde otururken aklına bir fikir gelip kendisinden yıllar sonra gelen insanların hayatını zora sokan pezevenkler aslında.
şimdi o önü ayna arkası cam pencereden bizi izliyor müdür ve biz onun orada olup olmadığını bilemediğimiz için her zaman tetikte çalışıyoruz.

aslında hapishanedeyiz ama biz adına fabrika diyoruz, sabah sekiz akşam on kaldığımız bu yerin adına. gerçekten bunu nasıl kabul ediyoruz ben de bilmiyorum gönüllü kulluk iliklerimize kadar işlemiş durumda.
devamını gör...

10 yıl önce yakın zamanlarda başıma gelecek ve etkisini bir ömür hissedeceğim bir şey yaşanacaktı ve ben bu zamanlarda her şeyden o kadar habersizdim ki, tek derdim sevdiğim çocuğu teneffüslerde görebilmekti.

böyle düşününce her şey o kadar basit görünüyor ki... mesela şu anda da ayrı dertlerim var ve belki yine yakın zamanda hayatımı değiştirecek bir şeyler yaşanacak ama ben çok saçma ve basit şeyleri dert ediyorum. bilemiyoruz işte.
devamını gör...

onar dakika.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

mutluluğunun resmini yapamasam da fotoğrafını çekebilirim.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

bir hwang bo reum kitabıdır.

hwang bo reum çok satanlar listelerinde dolanan hyunam dong kitabevi kitabını yazarı. bu kitabı almış ama okumadan bir arkadaşıma hediye etmiştim. sonra sade bir hayat kitabını görünce okumak istedim. ve bu yazarın neden çok satanlar listelerine giren bir kitap yazabildiğini anladım zira yazar kayda değer, insanı etkileyen ya da sorgulamaya sevk eden hiçbir şey yazmamış. sabun köpüğü gibi bir kitap.

tutan ilk kitaplarından sonra hemen hayata dair bir şeyler anlattıkları kitapları yayımlayan yazarlara anlam veremiyorum. hemen karşımıza nasıl başardıklarını, o ilk kitabı yazana kadar neler yaşadıklarını, hayata hangi yönden baktıklarını anlatan bir kitap yazıyorlar.

hwang bo reum da aynen bunu yapmış. ailesi ile yaşadıklarını, kendi kişisel sorunlarını, sade bir hayat arayışını, işi ve yapmak istedikleri arasındaki çelişkileri kişisel gelişim kitabı tadında bir kitapla sunmuş.

ama bunları yaparken sade poğaça anlamsızlığında, vasatın üzerine çıkamamış olan ve çıkma ihtimali de olmayan, belli ki sadece çok satan bir kitabın başarısını nakit paraya tahvil etmek için yazılmış bu kitabı ortaya çıkarmış.
devamını gör...

3 kaşım var. sağdaki ortadan ikiye bölünmüş vaziyette.

sağ elimin üstünde yanık izi var, çocukken sopanın ucuna poşet takıp ateşe verir onu sallayarak oynardık geldi elimin üstüne yapıştı ben de o panikle çıkarmaya çalışırken deriyle birlikte kalktı bana da ömürlük bir iz bıraktı.

işin komik tarafı birisi bana patlıcan yersem izin geçeceğini söylemişti, çocukluğumun belli bir döneminde 20 kg patlıcan yemiş olabilirim sonuçta iz de geçmedi kazanan manav amca oldu.

kalbimin altından da bıçaklanmıştım, elimde direnaj kovasıyla gezdiğim günleri hatırlattı.

bu kadar.
devamını gör...

şu #3680402 tanımımda ifade etmiştim. valla yerine göre kazık gibi dimdik dururum, sataşana "gel otur" dediğim türden bir kazık gibi duruş yani. buna gerek yoksa esnek bir duruşum vardır normalde.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
daha fazla yükle

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim