zaman tüneli

hayatta magazin bir tarafımda olmasa da, reddit'de gezerken kendisi hakkında çıkan haber süperdir.

"düşük beyin aktivitesi" teşhisi konulmuş kendisine hahhahsajhkdashdsha.

"olamaz, bunu kabul etmiyorum." demiş bir de.

espri kendi kendini yazmış resmen.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

madonna fahişe kompleksi gibi duruyor ama emin olamadım şimdi. bi de başkası baksın.
devamını gör...

istanbullu egosu diye bir şey olmadığını düşünüyorsanız şu videoyu izlemenizi öneririm. ego olmayan yerden mizah çıkmaz, demişler. *



tabii günümüzde böyle bir şey kalmamış olabilir, onu bilemem.
devamını gör...

zottirik bir dizi daha'dır.
izledim, 8 bölüm diye bir şekilde izleniyor ama izleyiciye hiçbir şey vermiyor. komedi ama komik değil. parodi gibi ama aslında iddia komedi olması? komedide karikatürize karakterlere alışığız ama hem yapay hem karikatürize olunca olmuyor.

hiçbir karakter derinleşmiyor. manasızca insanların hezeyanlarında savrulup duruyoruz ve bir anda hooop normal insan oluyorlar.

kerem bürsin narsist bir manyağı canlandırıyor. insan bir an için "acaba hiç kimse bu kadar fıttırık değildi de tüm diziyi bir narsistin bakışıyla izledik ve o bakışın çöküşüne mi tanık olduk, bu ani değişim ondan mı?" diye düşünecek gibi oluyor ama dizinin kendisi kadar zorlama olacağı için ondan da vazgeçiyor.

vasat altı bir seyirlik olmuş...
devamını gör...

röyksopp - sparks bunu yazmıştım ama bi daha hatırlatayım dedim

morrissey -i'm not sorry bu da fena olmaz hani.
devamını gör...

öz karısı ifadesi yardı gebertti ya doğru kullanımsa bile umurumda değil
karımı da seksi bulmayayım ya seksilik öyle bi şey değil
devamını gör...

burası kapalı bi toplum
devamını gör...

123'ün en güzel şarkısı. albüm versiyonu ayrı, performları ayrı güzel. dilara sakpınar sana aşıkım, bir ara bul beni.

t: ingilizce talim, delmek gibi kelimelerin çevirisin karşılık gelen sözcük. artık cümleye göre.
devamını gör...

s.çmıklar da diyebiliriz kısaca. başkaları hakkında fikir beyan etmeye amma meraklı herkes ya hu. kime ne ne b.k yerse ne yaparsa yapar. herkes kendi önündekine baksın.
devamını gör...

sözlüğe param bitince geliyorum. buradan yola çıkarak kitlenin fakir olduğunu düşünüyorum. tüme varmak böyle bişey neticede. abim kriptodan köşe olunca ailecek götü başı dağıttık. para bitince herkes eski rutine döndü ben de buraya geldim.

bütün interaktif mecralarda olduğu gibi burası da yazarların kendini gösterme ve derdini anlatma yeri. farklı olarak burada patronlar, bürokratlar veya pempe şişme yelekli ablalar göremeyiz. az çok herkes aynı statüde. sözlük yazarlığı denen şey toplum nezdinde saygı duyulan bişey değil. bu sebeple çoğunluğun derdi sadece masa başında ömrünü çürüten vasat ortadoğu bireyi olmadığını kanıtlamak. biraz da bu yüzden herkes içtiğini, yediğini, çektiği fotoğrafları paylaşıyor ve yine bu yüzden çoğumuz cima fotolarını paylaşmamak için büyük çaba gösteriyoruz.

aksini düşünen varsa derdini muhtara anlatsın. o başlığı açmasa ben bunları uydurmazdım.
devamını gör...

orta yaşlı, hayatındaki anlamsızlıkla mücadele etmeye çalışırken cringe ve kalitesiz edebiyat kasan orta sınıf yalnız insanlar topluluğu
direkt aşırı aşağıladım gibi okumayın türkiye toplumunun büyük kısmından daha iyi aslında
devamını gör...

kırkıncı yaşımın son çeyreğinde saplandığım yeşilçam batağından önce hiç izlememiş olduğumu fark ettiğim, 1967 yapımı memduh ün filmi. filmin senaryosu da yine memduh ün, halit refiğ ve bülent oran ortak çalışmasıdır.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

siyah beyaz filmin başrollerinde ayhan ışık ve sevda ferdağ yer alıyor. filmde, eski bir kabadayı olan kara haydar, kendisi gibi kabadayı olan eski dostunun öldürülmesi üzerine intikam almak için istanbul'a dönüyor ve hikayemiz oldukça hızlı bir şekilde akıyor. daha şehre adım atar atmaz gittiği lokalde (ya da pavyon her neyse) çalışan bir kadın, hiç tanımadığı bu adama ölen kabadayı arkadaşı ile ilgili atıp tutuyor görür görmez, yetmiyor kara haydar'a da sallıyor ince ince. "abla sakin ol" diye engel olmaya çalışmak nafile. yani bir insan neden hayatında ilk kez gördüğü birine, yeraltı dünyasındaki en komplike cinayet ve söz konusu şahıs ile ilgili bildiği ve düşündüğü her şeyi söyleme gereği duyar anlamak mümkün değil. gerçeklik ile kopuş ilk sahnede başladığı için, kara haydar da bu hanıma karşılık olarak kendisinin kara haydar olduğunu açıklayıp, arkadaşını öldürenler den intikam almaya geldiğini vurguluyor... ah be ezel... ömer, üzümlü kekim...

filmde acayip bir yeraltı pramidi var. mesela sevda karakteri de yine yeraltı dünyasının kontrolündeki bu pavyonda şarkıcı ve hikaye örgüsüne göre ilk olarak ölen kabadayının yanık olduğu ama sevda karakterinin onu sevmediği, hatta etrafındaki hiçbir erkeği sevmediği işlense de, şu anki dinamikte de pavyonu isletenin gözdesi. ve kara haydar'ın gelmesi ile onun da yavuklusu oluyor. ilginç bir şekilde güç kime geçerse sevda hanım da ona ait oluyor otomatik olarak. büyük boy şampuanın yanına koli bandı ile yapıştırılan 50ml promosyon saç kremi gibi.

film boyunca siyah şapkası ve pardesüsü ile salınan ayhan ışık ile yer yer karanlık bağ kurmuş olabilirim ama aksiyon dozunun yüksek olduğu sahnelerde tamamen ayrılıyoruz kendisi ile. zira ben çömelir pozisyonda iken bayılıp, bir dişini kırmış, birçok dişini de kökünden oynatmış bir faniyim. ayhan abimiz öyle değil ama. elleri bağlı bir şekilde, olasılık hesabını asla bilmeyen kötü adamın adamları tarafından dakikalarca dövülüyor, kafası duvara vuruluyor, kaldırıp kaldırıp yere atılıyor ama tek hasar dudağının kenarından gayet üsturuplu akan kan. hele o mincırık hali ile düşman adamlardan birinin silahını ele geçirip, ellerini bağlayan halata tersten ateş ederek çözdüğü sahne kıskanılacak bir boyutta.

kavga dövüş, gürültü patırtı derken ayhan abi hiçbir motor becerisinde en ufak bir azalma olmadan galip geliyor ve kabadayılığı bıraktıktan sonra polis olduğunu öğreniyoruz.
devamını gör...

istanbul da yaşayanlarda ego olduğunu sanmıyorum. hepimiz zorluklarının ve güzelliklerinin farkındayız. sadece istanbul da yaşamaya alışmış biri kolay kolay başka şehre adapte olamaz, hepsi bu. istanbul’ da yaşayanlara ön yargılı bakışın başlığı diyebiliriz. sonuç olarak olmayan egodur.
devamını gör...

arada günlüğüme bunu yazan tosun okuyana kosun gibi notlar ve aşırı ağır küfürler ekliyorum hayali bir okuyucuya, yarın öbür gün biri okumaya karar verirse diye benden gizlice
devamını gör...

ilgi odakları, başlık ve tanım konularına baktığımda kimi yazarlar (muhtemelen onların da benim) için düşündüğüm(üz) sözlükte "olmasa da olur" gibi bir şey mi.? :)
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

kimse görmeden.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

oha buna chris ısaak wicked game yazmayan şimdiye kadar boşa sevişmiştir.
devamını gör...

benim türbanlı bacılarıma papaz kıyafeti giydirdiler. papayı da resulullah için yazılmış ilahiyle karşıladılar. akılları sıra sembolleri birleştiriyorlar ki güya birlik mesajı versinler. ee tek dünya devleti hedefine sadece tek din lazım değil mi?

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

istanbul'da doğup büyüdüm, lise zamanı taşındık sonradan. istanbul dışında hayat olmadığını sanan insanların cahil olduğunu düşünüyorum. bu ego o yüzden, iki köprü bi alışveriş merkezi görüyor, sanıyor ki buradan başka yerde medeniyet yok. he yok a** öyle sanın.
devamını gör...
daha fazla yükle

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim