zaman tüneli

karı ise yeni nikici, erkek ise yeni bir verici bulmak. luayikçi çağdaş yaşamın verdiği örnekler bu bilgiyi netleştirdi.

yakında iki patisi üzerinde yürürken, ön patilerini emekli başçavuş gibi arkada bağlayacağından eminim..

maçın bol gollü geçmesi. karşılıklı,geriden gelerek vs.

ara sıra yaşadığım durumdur. sınava çalışmak,dersler vs. kabus gibi.

mevcut iktidarın genç nesli yavaş yavaş getirdiği noktadır.
ben demiyorum, istatistikler diyor.
ha bunlar deizm ve ateizm oranının toplumda %30'lara dayanması istatistiğiyle ilk ortaya çıksa da tabi anti-islamcılık farklı ve uç bir nokta.

ama toplum üzerindeki baskı ne kadar artarsa, ki son yıllarda iyice belirgin bir artış ve sertleşme var, tepki/reaksiyon o kadar hızlı ve ileri uçlara yönelik oluyor.
dolayısıyla ilerleyen yıllarda daha da artacaktır.
hem dünyada hem de ülkemizde.

benim şahsi fikrim ise herkesin dinini kendi içinde sessiz sedasız yaşayıp gitmesi gerektiği.
lakin oralardan fersah fersah uzakta olduğumuz için hiç girmiyorum.
iyi insan olma çabasına ve iyiliği öğütlemeye devam.

serra; bolluk anlamına geliyor, net bir prenses ismi. inşallah bu isimde çok şanslı ve güzel bir kızım olur.

bu insanı, ne yaşadığını bilmeden, umursamadan, ölesiye eleştiren insanların sevgisiz büyüdüğünü, anlayışın ne demek olduğunu bilmediklerini düşünüyorum. evet kardeşim siz çok iyisiniz, bu insanları yakalım.

konum:

çok sonradan öğreniyoruz ki, rakibinin de adayı imiş..ve seçilememesinin, sonuçları anlayışla(!) ve hızla kabullenip, konuyu kapatmasının asıl nedeni bu imiş.. (o gün tanımlarda muhalefete ve kk.na veriştirenlerin hepsi, bugün muhtemelen kk destekçisi.) her şey ne kadar ilginç. değil mi.?
onları da bizi de aldatmışlar oysa..
zavallı güzel ülkem.. halkının hüzünlü harikalar diyarı..

neden böyle bir gruptayım her gün sorguluyorum.

ama bu vatanı kurtarmaya bir yerden başlanmalıydı..

yaşasın gkp!

hingel açabilen gayet balık etli kültürlü kız biliyorum ama şu minik minik mantıcıkları sanıyorum pek hazetmiyor *

kritere bak! mantı. mantı ne olum ya yapsın şöyle güzel bir sabah mançiz mercüsü içelim ilik suyu niyetine.

fetö'nün üstlendiği " dinler arası diyalog ve ılımlı din" projesinde oynayacak kimse kalmadığı için olayı direkt devlet aldı heral!

ulan atayisti, koministi bile olaydan rahatsız, yazıklar olsun size.

mantı açsın,uyumlu olsun yeter.

aaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaarüya gördüm sandımaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaa

yeni keşfim..

özellikle paylaştığım parçası harika. klasik piyano ve modern beat harmanı ile müzikte küçük bir mucize yaratıyor bence.

sevgili sözlük yazarları, kulaklık takın ve dinleyin. ciddiyim, içinizde ufak bir kıpırdanma hissedeceksiniz..

buradan

anti islamcılık, islam coğrafyasının kaynaklarını rahat sömürmek ve islam coğrafyasını pazar haline getirmek için batı tarafından projelendirilen ve yerli kafirler ve munafıklar tarafından uygulanan politikadır.

ülke şartlarına bakınca, doğuştan bir miktar şanslı sayılırım. bahsettiğim öyle “yalıda büyüdüm, 20lerimde özel teknemle yunan adalarını turluyordum” tipi bir şans değil. basit, düz ama hayatı kolaylaştıran minik bir pay. araba, ev, motor... bunlar bana alın teriyle değil, baba parası ile geldi. bunun adı kiminin ağzında asalaklık, kiminin ağzında şans olur fark etmez. çünkü bu ülkede zaten herkes birbirini bir şeyle küçümsemenin bir yolunu buluyor nasılsa.

evi, arabası olmayana ezik, tembel, akılsız, emek verip alana enayi, biraz iyi kazanabilene de hırsız deniyor.* ne yapsan bir kulp takılıyor. çünkü mesele senin hayatın değil, insanların kendilerini daha iyi hissetmek için buldukları en hızlı yolun diğerini aşağıya çekmek olması.

asıl komik olan ise, kırk yaşına gelmiş birine “bu yaşa kadar bir araba da mı alamadın?” diyebilecek kişilerin, o insanın hayatına dair hiçbir şey bilmiyor oluşu. belki o adam arabasını evladının tedavisi için sattı, belki depremde evini kaybetti, belki yıllarca işsiz kaldı. belki sadece hayat onun önüne seninki kadar düzgün bir kart destesi koymadı. hem garantimiz var mı? kimin evinin, arabasının elinin altında duracağının garantisi var ömür boyu? hayat hepimizi aynı yere koymadan önce neyi elimizden alacağını söylemiyor. büyük konuşmayın bence. kimse bir şeyin sahibi değil, sadece geçici taşıyıcısı.

ergenlik dönemindeyken yetişkinlerin hep dürüst ve tutarlı olduklarını düşünürdüm. zamanla anladım yanıldığımı.

oyumu bitlis merkezden yana kullanacağım sanırım *