zaman tüneli
evren
ne kadar küçük olsak da içinde
hayallerimiz ulaşır sınırlarına
şimdilik kalsak da hayret içinde
bir gün varır aklımız tüm sırlarına
hayallerimiz ulaşır sınırlarına
şimdilik kalsak da hayret içinde
bir gün varır aklımız tüm sırlarına
devamını gör...
tanga giyen kadın ile içlik giyen erkek ilişkisi
uyumsuzluğun zirvesi bu sanırım
devamını gör...
psikoloji
psikoloji hakkında bir kaynakta bulduğum 25 ilginç bilgi
1- 16-28 yaşlar arasında doğan arkadaşlıkların daha güçlü ve uzun süreli olma ihtimalleri yüksektir.
2- kadınlar, genelde derin ve boğuk sesli erkekleri tercih ederler; çünkü bu erkekler, daha özgüvenli ve sakin görünürler.
3- en iyi tavsiyeleri veren insanlar, genellikle en çok sorunu olanlardır.
4- kişi, ne kadar zeki ise o kadar hızlı düşünür ve el yazısı da o denli özensizleşir.
5- duygularımız, iletişim kurma şeklimizi etkilemezler; aksine iletişim kurma şeklimiz, ruh halimiz üzerinde etkilidir.
6- kişinin restoran çalışanlarına davranış şekli, karakteri hakkında çok şey söyler.
7- güçlü suçluluk duygusuna sahip insanlar, diğer insanların duygularını ve düşüncelerini anlamada daha iyidir.
8- erkekler, kadınlardan daha komik değildirler; yalnızca başkalarının mizahlarından hoşlanıp hoşlanmadıklarını umursamadan daha fazla espri yaparlar.
9- utangaç kişiler, kendi haklarında çok az konuşurlar; ancak bunu öyle bir şekilde yaparlar ki insanlar onları çok iyi tanıdıklarını düşünürler.
10- kadın bedenindeki ağrı alıcılarının sayısı, erkeklerden iki kat daha fazladır; ancak acıya tahammülleri de daha yüksektir.
11- yüksek frekans müzik dinlemek, kendinizi sakin, rahat ve mutlu hissetmenizi sağlar.
12- geceleyin kendinizi düşünmekten alamıyorsanız, kalkın ve düşüncelerinizi bir yere yazın. bu şekilde zihninizi rahatlar ve uyuyabilirsiniz.
13- günaydın ve iyi geceler mesajları, beynin mutluluktan sorumlu bölümünü aktive eder.
14- sizi korkutan şeyleri yapmak, daha mutlu olmanızı sağlar.
15- bir kadının belirli bir sırı saklayabileceği yaklaşık süre, 47 saat 15 dakikadır.
16- herkesi mutlu etmeye çalışan insanlar, nihayetinde en çok yalnız kalan insanlardır.
17- ne kadar mutluysak, o kadar az uykuya ihtiyaç duyarız.
18- sevdiğiniz kişinin elini tuttuğunuzda, acıyı daha az hisseder, daha az endişelenirsiniz.
19- zeki insanların arkadaş sayıları, ortalama kişilere kıyasla daha azdır. çünkü kişinin zekâ seviyesi arttıkça, seçicilikleri de artar.
20- en iyi arkadaşınızla evlenmek, boşanma riskini yüzde 70 azaltır ve bu evliliğin ömür boyu sürme olasılığı yüksektir.
21- arkadaşlarının çoğunluğu erkek olan kadınlar, daha sıklıkla iyi bir ruh halinde olurlar.
22- iki dil konuşan insanlar, bir dilden diğerine geçtiklerinde bilinçsizce karakter de değiştirebilirler.
23- uzun süre boyunca yalnız kalmanın vücut üzerindeki etkisi, bir gün içerisinde içilen 15 sigaranın etkisine eşdeğerdir.
24- seyahat etmek, kişinin beyin sağlığını iyileştirir ve kalp krizi ve depresyon riskini azaltır.
25- insanlar, gerçekten hoşlandıkları şeyler hakkında konuşurken daha çekici olurlar.
kaynak: girne psikolog
1- 16-28 yaşlar arasında doğan arkadaşlıkların daha güçlü ve uzun süreli olma ihtimalleri yüksektir.
2- kadınlar, genelde derin ve boğuk sesli erkekleri tercih ederler; çünkü bu erkekler, daha özgüvenli ve sakin görünürler.
3- en iyi tavsiyeleri veren insanlar, genellikle en çok sorunu olanlardır.
4- kişi, ne kadar zeki ise o kadar hızlı düşünür ve el yazısı da o denli özensizleşir.
5- duygularımız, iletişim kurma şeklimizi etkilemezler; aksine iletişim kurma şeklimiz, ruh halimiz üzerinde etkilidir.
6- kişinin restoran çalışanlarına davranış şekli, karakteri hakkında çok şey söyler.
7- güçlü suçluluk duygusuna sahip insanlar, diğer insanların duygularını ve düşüncelerini anlamada daha iyidir.
8- erkekler, kadınlardan daha komik değildirler; yalnızca başkalarının mizahlarından hoşlanıp hoşlanmadıklarını umursamadan daha fazla espri yaparlar.
9- utangaç kişiler, kendi haklarında çok az konuşurlar; ancak bunu öyle bir şekilde yaparlar ki insanlar onları çok iyi tanıdıklarını düşünürler.
10- kadın bedenindeki ağrı alıcılarının sayısı, erkeklerden iki kat daha fazladır; ancak acıya tahammülleri de daha yüksektir.
11- yüksek frekans müzik dinlemek, kendinizi sakin, rahat ve mutlu hissetmenizi sağlar.
12- geceleyin kendinizi düşünmekten alamıyorsanız, kalkın ve düşüncelerinizi bir yere yazın. bu şekilde zihninizi rahatlar ve uyuyabilirsiniz.
13- günaydın ve iyi geceler mesajları, beynin mutluluktan sorumlu bölümünü aktive eder.
14- sizi korkutan şeyleri yapmak, daha mutlu olmanızı sağlar.
15- bir kadının belirli bir sırı saklayabileceği yaklaşık süre, 47 saat 15 dakikadır.
16- herkesi mutlu etmeye çalışan insanlar, nihayetinde en çok yalnız kalan insanlardır.
17- ne kadar mutluysak, o kadar az uykuya ihtiyaç duyarız.
18- sevdiğiniz kişinin elini tuttuğunuzda, acıyı daha az hisseder, daha az endişelenirsiniz.
19- zeki insanların arkadaş sayıları, ortalama kişilere kıyasla daha azdır. çünkü kişinin zekâ seviyesi arttıkça, seçicilikleri de artar.
20- en iyi arkadaşınızla evlenmek, boşanma riskini yüzde 70 azaltır ve bu evliliğin ömür boyu sürme olasılığı yüksektir.
21- arkadaşlarının çoğunluğu erkek olan kadınlar, daha sıklıkla iyi bir ruh halinde olurlar.
22- iki dil konuşan insanlar, bir dilden diğerine geçtiklerinde bilinçsizce karakter de değiştirebilirler.
23- uzun süre boyunca yalnız kalmanın vücut üzerindeki etkisi, bir gün içerisinde içilen 15 sigaranın etkisine eşdeğerdir.
24- seyahat etmek, kişinin beyin sağlığını iyileştirir ve kalp krizi ve depresyon riskini azaltır.
25- insanlar, gerçekten hoşlandıkları şeyler hakkında konuşurken daha çekici olurlar.
kaynak: girne psikolog
devamını gör...
halkı kin ve düşmanlığa teşvik
birilerinin hoşuna gitmezse, söylediğiniz her sözden, yazdığınız her kelimeden yargılanabileceğinizi gösteren saçmalık.
(bkz: kılıf)
(bkz: kılıf)
devamını gör...
çok pis torpil döndüğü düşünülen yerler
selamün aleyküm ile girilen, selam ve dua ile çıkılan yerler.
devamını gör...
sözlük yazarlarının söylemek istedikleri
küçük enişte, sana jartiyer giydirir sözlük yazarlarının fotoğraflarına sallardım ben ama sen benimle karşılaşamazsın. yumbar abinden şamarı yedikten sonra kelime mi yaptın sen? biz de en az senin kadar sokağa duruşumuz için çıkıyoruz ^^en az senin kadar^^
taklit ettiğin adamı deli ettim üzerine dalga geçtik sana pas vermeyen ablan ile. 3 gün içinde ekşide beynine girip oynadım. ona da deim ki; beni küçük enişte ile karıştırmıyorsun aferim :d
taklit ettiğin adamı deli ettim üzerine dalga geçtik sana pas vermeyen ablan ile. 3 gün içinde ekşide beynine girip oynadım. ona da deim ki; beni küçük enişte ile karıştırmıyorsun aferim :d
devamını gör...
güzelliği göreceli yapan şeyin aşk olduğu tezi
güzellik neden mi görecelidir?
doğumundan itibaren karantinada tutulmuş bir insana "sonsuz ve mutlak güzel" desek zihninde ne canlanır? -hiçbir şey. çünkü güzel kavramını anlayamaz. ama normal insanlar hayatları boyunca genetik, çevre vb faktörler dolayısıyla bir güzellik algısı edinirler. böylece güzel denildiğinde neden bahsedildiğini anlarlar. mutlak güzel dendiğinde de kavrayamasalar da hayranlık ve merak hissedebilirler.
tüm gördüğümüz bu evren allah'ın kendi sanatını görmesi ve göstermesi için yaratılmıştır. insanın varlık amacı allah'ı tanımaktır. oysa allah taşıdığı unvanların mutlak ve sınırsız sahibidir. o'nu tanıyabilmek için o sıfatların ne olduğunu bilmek gerekir. bu yüzden yaşadığımız perdeler dünyasında güzel-çirkin, iyi-kötü, adalet-zulüm, varlık-yokluk birbiri içine girmiştir. ve biz bu sayede yani zıtları sayesinde güzellik gibi pozitif özelliklerin mahiyetini anlayabiliyoruz. böylece mutlak olan rabbimizi tanımak için elimizde veriler olmuş oluyor.
yani aslında güzellik göreceli değildir. mutlak ve nesnel bir güzellik vardır. ama o'nu müşahede etmenin yeri cennettir. bu dünyada o'nu ucundan da olsa hissedebilmek için güzellik kavramını anlamamız gerekiyor. bunun için de güzelliğin derecelerinin olması gerekiyor. nasıl ki sadece 0 ve 1'i bilen birine sonsuzu anlatamayacaksak, sayıların farklı derecelerine ihtiyacımız varsa aynen öyle de sonsuz gibi kavranamaz olan allah'ın güzelliği hakkında bir marifet edinmek için güzelliğin farklı derecelerini görmeye ihtiyaç vardır.
doğumundan itibaren karantinada tutulmuş bir insana "sonsuz ve mutlak güzel" desek zihninde ne canlanır? -hiçbir şey. çünkü güzel kavramını anlayamaz. ama normal insanlar hayatları boyunca genetik, çevre vb faktörler dolayısıyla bir güzellik algısı edinirler. böylece güzel denildiğinde neden bahsedildiğini anlarlar. mutlak güzel dendiğinde de kavrayamasalar da hayranlık ve merak hissedebilirler.
tüm gördüğümüz bu evren allah'ın kendi sanatını görmesi ve göstermesi için yaratılmıştır. insanın varlık amacı allah'ı tanımaktır. oysa allah taşıdığı unvanların mutlak ve sınırsız sahibidir. o'nu tanıyabilmek için o sıfatların ne olduğunu bilmek gerekir. bu yüzden yaşadığımız perdeler dünyasında güzel-çirkin, iyi-kötü, adalet-zulüm, varlık-yokluk birbiri içine girmiştir. ve biz bu sayede yani zıtları sayesinde güzellik gibi pozitif özelliklerin mahiyetini anlayabiliyoruz. böylece mutlak olan rabbimizi tanımak için elimizde veriler olmuş oluyor.
yani aslında güzellik göreceli değildir. mutlak ve nesnel bir güzellik vardır. ama o'nu müşahede etmenin yeri cennettir. bu dünyada o'nu ucundan da olsa hissedebilmek için güzellik kavramını anlamamız gerekiyor. bunun için de güzelliğin derecelerinin olması gerekiyor. nasıl ki sadece 0 ve 1'i bilen birine sonsuzu anlatamayacaksak, sayıların farklı derecelerine ihtiyacımız varsa aynen öyle de sonsuz gibi kavranamaz olan allah'ın güzelliği hakkında bir marifet edinmek için güzelliğin farklı derecelerini görmeye ihtiyaç vardır.
devamını gör...
tanga giyen kadın ile içlik giyen erkek ilişkisi
tanga tanga olalı böyle zulüm görmedi. tanga üzgün, tanga bayburt gibi hissetti.
devamını gör...
tanga giyen kadın ile içlik giyen erkek ilişkisi
içlik giyen beyzadenin ya zengin ya da aşırı yakışıklı olduğuna delalettir. yoksa mümkün değil. he tanga giyen varoş bir özenti ise olabilir bak. böyle deyince bı hak verdim.
devamını gör...
içmedeyiz normal sözlük
devamını gör...
sözlük yazarlarının söylemek istedikleri
kendimi yaşatamıyorum. ümit kesilmiş bir hastayım belki. yaşamak gücümü aşalı çok oldu. çaresiz ve yorgunum. tükenmiş, isteksiz, zayıf, bitkin, perişan.
devamını gör...
birazervatif
kanımca yılın ya da yüzyılın girişimcilik ödülünü hak eden yaratıcı olduğu kadar bir o kadar da lan neden benim aklıma gelmedi ki dedirten olay.
biranızı kola ya da enerji içeceği kılıfları ile kamufle ederek mahalle baskısından kurtulmanızı ve ne zaman nerede ne içtiğinizi kimsenin anlamadığı uygulama. ben yeni öğrendim ve hoşuma gitti. nedense bu an bı yükseldim. yazarken sakinleştim ve normal gelmeye başladı skkskh
neysesonuc olarak iyi ve faideli bir şey diyebiliriz. isim de gayet yaratıcı. siteleri de varmış. reklam olmasın koymuyorum. merak ediyorsanız girip bakın skdkkd
biranızı kola ya da enerji içeceği kılıfları ile kamufle ederek mahalle baskısından kurtulmanızı ve ne zaman nerede ne içtiğinizi kimsenin anlamadığı uygulama. ben yeni öğrendim ve hoşuma gitti. nedense bu an bı yükseldim. yazarken sakinleştim ve normal gelmeye başladı skkskh
neysesonuc olarak iyi ve faideli bir şey diyebiliriz. isim de gayet yaratıcı. siteleri de varmış. reklam olmasın koymuyorum. merak ediyorsanız girip bakın skdkkd
devamını gör...
synecdoche new york
filmi izlerken yaklaşık bir buçuk saat boyunca neye uğradığımı şaşırdım.
hem bu şaşkınlık var, hem filmin nereye bağlanacağı hakkında kafamda binbir farklı teori var, hem 'ulan bıraksam mı bu saate kadar bir şey anlamadıysam devamına da gerek var mı' düşüncesi var, hem filmin başından beri ne olduğunu anlayamadığım olayların yavaş yavaş bir yerlere bağlanmasıyla oluşan hafif bir tatmin var, hem karakterlerden ötürü gelen huzursuzluk var..
son kısımlarıyla ise beynimin içinden geçen, kafa silken, hem zihinsel hem de bedenen yorgunluk yaratan türden garip bir yapım.
iyi olan garipliği fazla gerçekçi olduğu için o huzursuzluğu daha net hissediyorum.
filmin başından beri bir şeylere anlam kondurma çabamı kendi hayatıma anlam koyma çabamla bağdaştırıyorum ve sonuç olarak ise koca bir boşluk kalıyor.
bu boşluğu ise filmdeki bir sahnede çok daha iyi anlayabildiğimi düşünüyorum.
aslında tam olarak boşluk da denilemez belki ama içinden çıkılamayınca boşluk olarak adlandırarak kolaya kaçmayı tercih ediyorum.
uzun zamandır beynimi bu kadar yoran bir şeyle karşılaştığımı hatırlamıyorum.
matematik sorusu çözerkenki baş ağrısını hissettiren türden, insanı kilitleyen türden bir film.
ve sonuç olarak beynimin olduğunu fark ettiren bir film oldu benim için.
tişikkirlir sayın charlie delisi.
bu senaryoyu yazan birinin normal olabileceğini düşünmüyorum pek.
kötü olan garipliği kısmını ise en sona bıraktım çünkü aklımda öyle kalmasını istemiyorum.
filmin bir buçuk saati boyunca sana çok fena küfürler hazırlamıştım charlie abim, seni cimere şikayet etmeyi ve beynimin yok olacağını düşündüğüm için bir yerlerden varlığına sövmeyi bile düşündüm.
o peder sahnesine kadar sinirden kendimi yedim, 'ne olacaksa olsun artık bitsin şu sevdiğin filmi' düşüncesiyle kavruldum.
sonuç olarak toparlandı bir şekilde.
fazlasıyla özgün ve düşündürücü sondu.
son da değildi aslında , hepimizin yaşadığı ve farkında olmamıza rağmen üzerinde kafa patlatacak zamanı ya da özveriyi kendimizde bulamadığımız şeyler sadece.
hem bu şaşkınlık var, hem filmin nereye bağlanacağı hakkında kafamda binbir farklı teori var, hem 'ulan bıraksam mı bu saate kadar bir şey anlamadıysam devamına da gerek var mı' düşüncesi var, hem filmin başından beri ne olduğunu anlayamadığım olayların yavaş yavaş bir yerlere bağlanmasıyla oluşan hafif bir tatmin var, hem karakterlerden ötürü gelen huzursuzluk var..
son kısımlarıyla ise beynimin içinden geçen, kafa silken, hem zihinsel hem de bedenen yorgunluk yaratan türden garip bir yapım.
iyi olan garipliği fazla gerçekçi olduğu için o huzursuzluğu daha net hissediyorum.
filmin başından beri bir şeylere anlam kondurma çabamı kendi hayatıma anlam koyma çabamla bağdaştırıyorum ve sonuç olarak ise koca bir boşluk kalıyor.
bu boşluğu ise filmdeki bir sahnede çok daha iyi anlayabildiğimi düşünüyorum.
aslında tam olarak boşluk da denilemez belki ama içinden çıkılamayınca boşluk olarak adlandırarak kolaya kaçmayı tercih ediyorum.
uzun zamandır beynimi bu kadar yoran bir şeyle karşılaştığımı hatırlamıyorum.
matematik sorusu çözerkenki baş ağrısını hissettiren türden, insanı kilitleyen türden bir film.
ve sonuç olarak beynimin olduğunu fark ettiren bir film oldu benim için.
tişikkirlir sayın charlie delisi.
bu senaryoyu yazan birinin normal olabileceğini düşünmüyorum pek.
kötü olan garipliği kısmını ise en sona bıraktım çünkü aklımda öyle kalmasını istemiyorum.
filmin bir buçuk saati boyunca sana çok fena küfürler hazırlamıştım charlie abim, seni cimere şikayet etmeyi ve beynimin yok olacağını düşündüğüm için bir yerlerden varlığına sövmeyi bile düşündüm.
o peder sahnesine kadar sinirden kendimi yedim, 'ne olacaksa olsun artık bitsin şu sevdiğin filmi' düşüncesiyle kavruldum.
sonuç olarak toparlandı bir şekilde.
fazlasıyla özgün ve düşündürücü sondu.
son da değildi aslında , hepimizin yaşadığı ve farkında olmamıza rağmen üzerinde kafa patlatacak zamanı ya da özveriyi kendimizde bulamadığımız şeyler sadece.
devamını gör...
hayatın sıkıcı olmamasını sağlamak
boş kaldın mı hemen (başka) işe koyul ve yalnız rabbine yönel.
(94-inşirah suresi 7-8. ayet)
insan bu dünyaya okumak için gelmiştir. bu yüzden ilk emir "oku"dur. ama okumak için önce okumayı bilmek gerekir. nasıl yazıyı okumak için önce bir okuma alışkanlığı kazanmak gerekiyorsa hayatı ve kâinatı okumak için de bir alt yapı gerekir.
(bkz: carl gustav jung) "dışarıya bakan rüya görür, içine bakan uyanır." der. kendini tanıma çabasına girmek sonsuz bir uğraşıyı getirir. ama insanın iç dünyasını da okumayı öğrenmesi gerekir.
kâinatı ve hayatı ve insanı okumanın yolu kur'an-ı kerim ile öğrenilir. bu asırda uygun bir tefsir arayanlara risale-i nur'u öneririm. tefekkür nedir ve nasıl yapılır bir kere öğrenen bir insan artık istese de duramaz.
(94-inşirah suresi 7-8. ayet)
insan bu dünyaya okumak için gelmiştir. bu yüzden ilk emir "oku"dur. ama okumak için önce okumayı bilmek gerekir. nasıl yazıyı okumak için önce bir okuma alışkanlığı kazanmak gerekiyorsa hayatı ve kâinatı okumak için de bir alt yapı gerekir.
(bkz: carl gustav jung) "dışarıya bakan rüya görür, içine bakan uyanır." der. kendini tanıma çabasına girmek sonsuz bir uğraşıyı getirir. ama insanın iç dünyasını da okumayı öğrenmesi gerekir.
kâinatı ve hayatı ve insanı okumanın yolu kur'an-ı kerim ile öğrenilir. bu asırda uygun bir tefsir arayanlara risale-i nur'u öneririm. tefekkür nedir ve nasıl yapılır bir kere öğrenen bir insan artık istese de duramaz.
devamını gör...
bir üstteki yazar hakkında düşünülenler
ilgi aşığı kedigil.
devamını gör...





