zaman tüneli

24 ten 1'ini 24'ü verenin rızası için kurban etmek,
hem de bu sayede rahatlamak,
hem de bu sayede geriye kalan 23 saatte yapılan işleri de ibadet haline getirmek,
hem de bu sayede azaptan kurtulmak,
hem de bu sayede cennet gibi bir ödülü kazanmak,

çok kârlı bir iş vesselam.

(risale-i nur'dan dördüncü ve beşinci sözleri okurken aklıma gelenler)

sağol kardeş bizim dolandırıcmız var

ayıbolur öyle mahlası beğenme.

kalamış

herkesin derdi kendine büyüktür. bacağı kopan birinin bacağı koptuğu için çığlık atar. parmağı kanayan çocuk, parmağı kanadığı için. sorunlara ciddi değil gözüyle bakmak kibirdendir. kibir çok büyük günağğğhhh.

bu soruyu insanın kendine sorması ve kendisi için en makul olan cevabı hayatında uygulaması mutluluğun formülüdür kanımca. *

ben sakin bir hayat istiyorum ama inanın bunun aksi için elimden geleni yapıyorum sanki bir bok varmış gibiiii. ayrıca sosyallik benim için önemli. düz ve evden çıkılmayan bir hayat bir tık zor rabbim düşürmesin. elbette bazı bazı miskinliklerim olur ama o kadar. onun dışında düzenli baş ağrısı olmayacak seviyede ilişki insanıyım ve öyle de bir ilişkim var çok şükür. kısa vadede planladığım birkaç amacım var onların olması için daha fazla çaba sarfetmem gerekiyor sanırım. onların dışında hayatımdaki insanla birlikte sınırsız ve sorunsuz şekilde yeni yerler görmek gibi bir hayalim var. bunlar bir tık daha maddi şeyler.

esas ben biraz daha kendime dönmek istiyorum. kendime zaman ve para harcamayalı çok uzun zaman olmuş gibi hissediyorum. gerçekten insanların bir tık kölesi haline geliyoruz hepimiz bence. ama bu anların dışında ne yapıyoruz peki? ne kadar iş bitirebiliyoruz ki? o sürekli gözümüze battığı halde belki de aylardır aynı şekilde bıraktığımız iş, aslında bizim tam olarak kimliğimiz. o yüzden ben kısaca iş bitirmek istiyorum. bu parayla olacaksa para, şan ile olacaksa şan, şöhretleyse şöhret. ama ben bir iş bitirince herkes gibi çok motive olan ve sonraki işi daha iyi şekilde yapan bir mizaca sahibim.
bu yazıyı yazma sebebim tam olarak bunu keşfetmekti.
tşk.

şuan tam olarak böyleyim.beyaz kapatıcı aldım, sevdim.sonra hergun kullansam mi dedim,yapay zekaya sordum.hergun olmazmış ama olabilecek pudra tarzda olanlar varmış. hemen alayım dedim, sevindim.oooooo reis tamamdır bu konu derken... türkiye'de satışı yok ürünün.

1-l’oréal root touch up pudra / stick**
2- wella ınsta recharge root concealer powder (toz form)

ayıptır akp. ulan basit mutluluğunuzun ürünü neden yok ülkede?

erken antropoz yaşıyoruz şurada belki de? 20 li yaslarimi istiyorum. saçın yan taraflariharici ayni.eeee mal var türkiye'de yok. olmaz böyle şey, üzülürüm.

abicim sizin nası saçma bi sisteminiz var?
insanlar yeni hesap açıp gelse sözlüğe feyk hesap diye banlıyorsunuz. insanların birbirinin hesabına girip başka insanlara o kişi gibi davranması ile sorun yok mu?
hasta mısınız siz?
ben bu sıfır denen deliye numaramı vermiş olsam poşet denen herif de almış oluyor? hani abicim benim kişisel gizliliğim? bunun bir cezası yok mu?

kafanız hiçbir şeye mi basmıyor ben anlamıyorum. biri kafa izninde biri at koşturuyor.

ablacım sen de hayatımda gördüğüm en rezil insansın. sen nasıl insanların özelini fingirdediğin adamlara bu şekilde servis edersin ya? ulan biz burda senin özelinin derdine düştük, imasını yaptılar diye ortalığı ayağa kaldırdık, hiç mi edep yok sende ablacım? bu kadınlar senin canım cicim dediğin sözde arkadaşın olan kadınlar.

banlamasalar 2 ay sonra gelirsin. hiç yüzünüz de kızarmıyor.

deniz kıyısı olmayan şehir, şato gibi denizden yüksek, her yerinden görülüyor ama yanaşılmıyor. istanbul gibi, izmir gibi, denize yaklaşmak için merkeze uzak 3 5 tane plaja gitmeniz gerekiyor. kale tarafında plaj görüntüsü var, tekne turunda da gördüm ama nasıl gidileceğini bulamadım. neyse, deniz var sayılır. yıllar önce alanya merkezde 3 5 kişiye sormuştum sahile nasıl gidilir diye, mal mal bakmışlardi, otelci de dahil, hatta biri alanyada sahil yol demişti. maps de çok iyi değildi o zaman, symbian zamanı. sonra kendi çabaları denizi bulduğumda, sahilin komple ruslara ayrılmış gibi olduğunu görünce halkın denize küstüğünü düşünmüştüm, hala da öyle aklimda.

maaşa zam yapılmasıdır.

en acısız ölüm diye biliyorum.

düşük hava sıcaklığı vücutta yoğun ısı kaybına neden olur, ağrı duyarlılığının zayıflamasına, kas gücünün ve reaksiyon hızının azalmasına, iradenin felç olmasına ve en sonunda bilinç kaybına ve ölüme yol açar.
ruslar buna "beyaz ölüm" der.

çin'de ve güney kore'de son zamanlarda stresle başa çıkma yöntemi olarak yaygınlaşan furya.
türkiye'de de aşkım kapışmak patentini almış. *
tık tık
freud sen kalk da ben yatam.

en güzelini seçmek zor ama benim favorim bu, feci yakışıklı hayvan.

(bkz: kibritçi kız)

x bir internet sayfasının moderatörlüğü olabilir. sonuçta 8 saat boyunca bir şey yapmasanız da bir sonraki mesai arkadaşınız kıçınızı toplar.

ben çok seviyorum bu sinop u. yapacak çok şey olmasa bile merkezinin o sıkışık halini. hatta pahalı olsa bile sessiz sakin bir şehir. deniz var daha ne olsun. gerze yi de seviyorum. yürüyorum bir ucundan diğerine.

leşçi can alıcı uşak makamı türk sanat müziği eseridir. bir kere olsun arkasında "belki gelirsin diye boş yeri yandım" nağarası attığınız birisi hiç olmadıysa hala çiğ bir insansınızdır. müzeyyen senar ablanın yorumuyla arz ederim.

evde o an hangisi varsa o. ikisi de benim bebeklerim, ayırt edemiyorum.

alkol kullanmıyorum ama eskiden olsa her türlü viskiyi tercih ederdim. ama kalite viski olacak rakıda sohbet viskide keyif vardır.