zaman tüneli

ilk kez bugün bir attila ilhan'ı küçümseyesimlerim falan geldi benim:
"yüzünü ıslatmadan ağlayabilir misin...."

yaşam bitmeden cevaplanması belkide hep eksik kalacak.. sanırım en doğrusu, yaşamaya değer bir dünya ve hayat kurabilme uğrunda bir kavga için yaşamak..

her ikisi de olmazsa olmaz şeyler.
birikim yapmıyorsan, salaksın.
anı yaşamıyorsan, yine salaksın.
ikisi de şart.

yetmez! mehmetçiğimize kurşun sıkan, küçücük çocukları yetim bırakan bu 7 cedlerini selamladığımın çocuklarına madalya da verelim.
ülke olarak o noktaya ilerliyoruz.
saçmalama demeyin, bundan 5 sene önce imralıdaki yavşağı meclise davet edecekler desem saçmalamazmışım bakın.

vicdanımı huzursuz edecek bir şeyi mutluluğum için bile yapmam.

spor salonuna gidiyorum. diyetisyenim ve psikoloğum var. sayısını bilmediğim kadar ayakkabım ve yeni sezon iki elin parmakları kadar gözlüğüm var. cilt temizleme ve bakım ürünlerinin öne gelen markalarını kullanırım. modayı takip ederim. yeme/ içmede asla sakınmam. markayı, kaliteyi severim. arada esler hariç küçük yaşlarımdan beri hep çalıştım. geriye dönüp baktığımda çalıştığımın 4/1 kadar çalışmayanların kollarında ajdalar, banka hesapları dolu. gözüm yok allah daha fazla versin ama çok harcarsan her sevdiğini istediğini alırsan maleseff o birikim olmuyor. bazen kendimi sorgulamıyor, pişman olmuyorda değilim. gerçi tercih meselesi. amannn ölmeyecek miyiz ya koy dötüne rahvan gitsin mottosundan devam ettikçe bir dikili taşımız olmaz.

bunları biz kendi aramızda eleştirip duralım, bir faydası yok ki.

asıl kahvede çarşıda pazarda insanlar ne düşünüyor, aramızda kaç tane pkk sempatizanı bile olacak omurgasız var, bunları öğrenmek önemli bence.

#3816922 böyle düşündüğüm, bu şekilde yaşadığım, denediğim yanıldığım, denediğimde oo haklıymışım dediğim her şey için kendimle gurur duyuyorum. hayatta hiç yapmam dediğim birçok şeyi yaptım ve yine olsa yine yapardım. bütünsel olarak hala tam bir malım ve bu kafamı çok rahat yapıyor. *

her mahalleye bir sözlük durumunda farklı olmak, öne çıkmak için bir şeye ihtiyaçları varmış. küfürsüz olmayı seçmişler. başımız da ağrımaz, ufak ufak takılırız demişler.

suriye ordusunda asker veya emniyetinde polis olması. yani suriye’ye entegre olmaları.
bölücü değil birleştirici bir durum.
ne sakınca var bunda?

yine başlamış bulunmaktayım. aslında niyetim öyle bir geçer zaman ki dizisine başlamaktı. şu anki ruh halime bol hüzün ve dramın iyi geleceğini düşünmüştüm ama sonra dedim ki bu psikoloji ile ona hiç girilmez.

ne zaman bir şeylerin ters gittiğini hissetsem, kendimi kötü hissetsem hemen bu diziye sarıyorum. izlerken aşırı keyif alıyorum çünkü. ama final haftam yaklaşırken tekrardan başlamam hiç iyi olmadı. sakın benim gibi yapmayın ve sorumluluğunuzun üstüne düşün lütfen.

ayy neyse dizide en sevdiğim karakter barney'den bahsetmek istiyorum. ilk izlediğim zaman chuck bass karakteriyle çok özleştirmiştim. derinde çok farklı karakterler aslında ama anti-kahraman sevdam yüzünden belki çok seviyor olabilirim. her ne kadar bencil bir tip olarak karşımıza çıksada her defasında en çok fedakarlık yapan kişi bence oydu. ted salağı gibi hep ben ben diye ortalıkta dolanmazdı en azından. film sonunda da nasıl sevilir, nasıl yüzleşilir cevabını veren adam da barney'di bence.

yaş aldıkça zaten istesenizde ağlayamıyorsunuz çünkü hiçbir olay gözyaşı dökecek kadar üzmüyor sizi. genelde sinirlendiğimde ve söylemek istediklerimi söyleyemediğimde, hazmedemediğimde ağlarım. en son canım acıdığı için ne zaman gözyaşı döktüm hatırlamıyorum.

(bkz: yoga matı)

bartın - amasra.

biz de farklı bir ilçe yazalım.

genelde kafama takılan şeylerde ya da sinirliyken yaparım. o ne dedi ben ne dedim olay nasıl başladı/ gelişti/ bitti gibi tekrarlarım. sonra söylemeyi unuttuğum, aklıma gelmeyen şeyleri küfrederek söylerim. çok sık yapıyorum bunu ben. hırslı ve kavgacı bir yapıya sahip olduğumdan mütevellit bir nebze sakinlememe ve olayları yumuşatmama yardımcı oluyor.

işte gerçekçi, seçmeninin kim ve beklentisinin ne olduğunu bilen siyasetçi. oy verenlerinin de bilinçli tercih ettiği kesin..!
ne diyebiliriz.. varlar.. yalan yok..

tüm sahil şeridi şehirleri. bayılıyorum rakı içen kadın, çay içen hipopotam, deniz gören gecekondu romantizminize.*

yurtdışına çıkamadığı, başka ülkelere dair hayal kuramadığı için en fazla türkiye içinde plan yapabilen insandır.

hüzne sebep olan eylem.

filipinler de olur.