zaman tüneli

modumuzu yükseltelim. aggagagaggahhahaha.

saçı her ne kadar yıpratsa, yaka yaka bir hâl etse de vazgeçilemeyen alettir. benim nazarımda öyle.
özellikle benim gibi dalgalı saçlara sahipseniz neredeyse her gün kullanmanız gerekir. tabii bu da beraberinde sürekli bakım yapma zorunluluğunu getirir; maske, serum, ısı koruyucu falan derken saç farklı bir hal alıyor. ama şimdi düzgün bir saçın verdiği psikolojik rahatlık da yadsınamaz.

mahallenin kara gün dostu olmaktır.

kızlar bu yazarı kaçırmayın ben diyim.

izmirlileri gördüğünü görüyorum. hmmm.

dünya bana çok büyük gelirdi. babam kocamandı. o büyük dünyada zaman geçmek bilmezdi. çok oynardım, çok eğlendirdim, çok incelerdim, çok sıkılırdım. kimse bizimle etkinlik falan yapmazdı, temel ihtiyaçlarımız karşılanır, bakımımız yapılır ve çocukluğa salınırdık.

çocuklukta evimizde, şimdi evimde, çantamda mutlaka bulundurduğum muhteşem bir icat.
kıçındaki halka, yay görevi görür. o olmazsa iğne açılmaz. aynı zamanda kapatıldığında iğneyi sıkıca yerinde tutar.
ülkemize önceleri çin'den gelirdi. şimdi diğer iğneler gibi vietnam'dan geliyor.

canım abim pek mutlu yaşların olsun, halen o koyunu çeviremedik ama olsun yakında çeviririz elbette.

insanı kuaför yalakalığından kurtaran ve çekiştire çekiştire hem saçları hem saç derisini yakan fön işleminden azat olduğumuz şahane küçük ev aletidir.
saçım ince telli ve düz. sabahları derecesi düşürülmüş düzleştirici ile bir tur geçince oluyor. bana maliyeti 10 dakika ve 0 lira.

youtuber olmak.

yusuf güney e test yapmaya gerek yok bence
haber

şimdikinden farksız. bütünüyle bana düşman olarak görüyordum ve görüyorum. nereye gidersen git, her gittiğin yerde kör tuttuğunu işte. bu dünya kadar eski bir hikayedir. sonunu herkes biliyor zaten. her yerde bir iktidar olma arzusu, tiksinç bir diş geçirme çabası, ahmakça rekabet. sonunda hepsi çöp. komik desen değil, hüzünlü bir yanı da yok. bunların hepsi algısal değişken. alışıyor insan.

tecrübe gerektirmeyen meslekler başlığında görünce içerledim.

biz 4 kuşaktır mahalle bakkalı işleten köklü bir aileyiz. market olabilirdik, olmadık. lokasyonumuzu satabilirdik, satmadık. topu topu bi deste, iki nota bir beste olabilirdik, olduk sayılır baya gırnatalı günlerimiz oldu.

size bu işin zorluklarını anlatmayacağım. tek bir örnek vereceğim.

nuran abla, kırklarının başında, 2 çocuk büyütmüş ama kaydını yaptırsan üniversitede sırıtmayacak kadar diri. kocası yok. işve-cilve-oynaklık 100 üzerinden 1400 falan.

mekanda tekim. güneşin batmasına 1 saat var. yataydan diklemesine dükkana giriyor. abla kapıda. güneş arkasında. sergio leone da yakınlardadır. birazdan barut kokusu termal iz bırakacak göz hizamızda. abla kollarını saldı yanlara. sadece silüet ama aura denen şey bu. güneşi eritti ışığı. fizik kuralları alt-üst. ters ışık falan hak getire arkasındaki güneşi aydınlattı.

ilk adım. benim nabız 7 milyon. kan vücudumdan çekildi malum yere doğru gidiyor. zeka yaşım 1. adrenalin damarı yırtacak. seyit onbaşıyı güllesiyle sırtlarım.

ikinci adım. bütün hünerlerini sergiledi (sadece içeri girdi)

üçüncü adım. kadına top kek fırlattım.

ortak atadan bu yana 1500 nesildir filtrelenmesine rağmen dizginlenemeyen tüm ilkel güdülerimi bertaraf ettim. pos cihazıyla dövdüm pipimi. kadının benden faydalanmasına izin vermedim. bakkalımı ve iffetimi korudum.

bu irade gökten inmedi. yılların bana yaşattığı sancılar, hadsiz ereksiyonlar ve cinselliğe giriş 101 dersine mevlüde teyzeyle girmek gibi pişmanlıklar beni bu noktaya getirdi.

işte böyle delikanlı. tecrübesiz birisi bakkallık olarak çıktığı yolda takas usulü aktarmalı beden işçisine dönebilir. ha senin amacın zaten budur ben bilemem. biz profesyoneliz. benim babamın şeyi kutu kola gibidir.

18 mart 1995 tarihinde aramızdan ayrılan sanatçımız. ruhu şad olsun.

yeni yeni bırakmaya çalışıyorum çünkü güzelim dalgalı saçlarımın içinden geçiyor her seferinde.
ve evet, benimkinde de dalgaya dair pek bir şey kalmadı.

kabarık, dalgalı ve kalın saçlı biri olarak düzleştiricimle aramızda bir sevgi bağı bile kurmuştuk fakat kendisiyle bir süreliğinde yollarımızı ayırmak zorundayız.
kendine çok iyi bakmana gerek yok sevgili düzleştiricim çünkü iyi olduğun sürece seni kullanmaya devam edebilirim.

güzel lennie hoş gelmiş

insanı saçlarından eder.

gerçek psikoloji kuran ayetlerinden öğrenilebilir. örneğin çoğu kez toplumun değil de bireyin sağlıklı düşünceye sahip olabileceği bilgisini ayetler vermekte. buna karşılık piyasadaki psikolojide, çoğunluğun görüş ve davranışları doğru ve sağlıklı kabul edilir.

hatırlatalım; gerçek bilgiler kusursuz bir şekilde sadece kuran'dadır:

www.kurandakidin.com/

nazan öncel'in 2023 senesinde çıkardığı kara plak geceye bir şarkı albümünde yer alan bir şarkıdır...

bir gece yarısı "aç hadi bebeğim" 'le geldi bana*..
aynı şarkıyı farklı zaman dilimlerinde ve farklı duyguların içindeyken dinlediğinizde başka başka lezzet veriyor..
daha önce birçok kez dinlememe rağmen o gece başka bir güzeldi.. sanırım ikimizde kafaları çekiyorduk..
bugün de sabah düştü aklıma... önce mırıldanmalarla gelen sonrasında son ses..




bu arada şarkılar yalan söyler mi? söylüyor efendim hem de bağıra bağıra

günaaaydddıığğğnnn…



valla şöyle bir bakınca beni mutlu eden gözümün gördüğü o an güzelliği…

kuş sesleri de var inceden..

yaaa süper şanslı olduğumu hissediyorum. hadi sizin de şanslı hissettiğiniz anlar olsun çoğalsın farkında olun. mutlu olun.

evet çok tatlıyım yaaa..

öptüm. bye.