zaman tüneli

milli piyango aldım. çıkarsa sözlüğü satın alıp o boktan reklamları yoldaşın alnına yapıştıracam.

devotus, tanımını okurken kulaklarımda ramiz dayı: "mesele bakkal olmakta değil yeğeeenn. mesele bakkal kalabilmektee.. bu supermarket alemi yer, yaşatmaz seni. yeğeeenn." sesi yankılanıp durdu nedense.. (onu nasıl başarabildiğine şaşırdım..:)

birkaç ay önce nadirkitap'tan bi sipariş vermiştim. genelde de kargo ücreti beni delirttiği için en azından 3-5 kitap isterim ki kargoya verdiğim paraya değsin diye düşünürüm. öyle olunca beş altı kitap istedim sanırım tek bir sahaftan.
adam kargoyu hazırlarken paketin gideceği şehri görünce dikkatini çekmiş ve beni aradı. bi muhabbet ettik. buralıymış sanırım. bi daha bir şey gerekirse lütfen arayın dedi. gelecek olursam kendim getiririm falan dedi. numaranızı kaydediyorum dedi.
sonra bi daha denk düşmedi.

geçen yine bi sipariş vereceğim. baktım aynı sahaf. aradım. muhabbet ettik. bi kitaptı. dedi ben bunu düşeyim sistemden ama kargoya değmez. bakın lütfen biraz daha. birkaç kitap çıkalım. iyi dedim. baktım ettim. işe yararları not ettim. az önce yazdım. hani adamı zırt pırt rahatsız etmeyeyim diye.
mesajı görünce aradı. bi muhabbet ettik. "bak samimi görüyorum diye anlatıyorum." diyor bir şeyler söylüyor. iban istiyorum. "ya ne acelesi var hallederiz." diyor. "kalsın hem ne olacak üç kuruşluk şey." diyor.
en son "geldiğimde bi çayını içerim. bi çay alacağım var." dedi.
sanırım hiç tanımadığım bi adamla arkadaş oldum. xd

dikkat ediyorsak, akape hep birşeyler koparabileceği (ünlü mü demek lazım ? bilemedim şimdi) bir takım zavatı içeri almış, içeride az bir şey yolar sonrada salarlar.
o liste hayli kabarık 3 kişi değil, onların çoğuda senede bir kaç defa içeri alınırlar, mutad işler.
madem akape bu kadar bu konuda hassastır ? niye büyük başların hiç birine hiç bir şey yok ?
sen göz yummazsan onlar uyuşturucu bulamaz ki ? ağaçta yetişmiyor, bakkalda da satılmıyor ?
e sen hayırdır ?

ya saraydaki her tarafından uyuşturucu fışkıranlar ? listesini atam mı ?

malezya'dakinden yemediyseniz yedim dememeniz gereken meyve.

mehmet akif'in babası, hizbullahın zaferi için, gazze için halâ kostümlü şov videoları atıp, oğlunun gazze uğruna kurban edildiğini höykürüyor.
gazzenin akıbetine bakınca da, yaşadıklarına şaşırmamak gerekiyor. fkö'nü kendileri hamasa feda ettiler, savunucuları da "bunlar"dı çünkü.

sokak hayvanlarını öldürmek gibi çözüme yönelik değil gündem değiştirmelik hareketler.

sokaktaki hayvanları öldürerek sağlıklı bir çözüm bulamazsın. neden?
petshop ve merdiven altı hayvan satışını engellemezsen, mama satışını yasalaştırmazsan, evcil hayvanı olanları sıkılıp sokağa attıklarında cezalandirmazsan bunun önüne geçemezsin.
tıpkı bu operasyonlarda olduğu gibi,
içenleri yalandan göz altına alıp sonra salmakla bu illetin önüne geçemezsin. satıcıları kökünden kazimadan, caydırıcı cezalar, çeteleri silip süpürmeden ...
olacak iş değil.
mecliste bununla mücadele için gelen teklifler akp ve mhp oyları ile neden reddediliyor acaba?

amaca değil gündem değiştirmeye yönelik olaylar, dikkatleri kendilerinden başka yöne çekmedik hareketler.

gerek de yok aslında onlar yapınca pudra şekeri ne de olsa?!!

sanki, son anda, " abi şeker koymayı unuttuk" diye alelacele toz şeker çuvalına bandırılıp kamyona yüklenen püskevit.

it-taparların hayali.

ve artık ramak bile kalmaması. çeyrek asır geçti arkadaşlar, hatta neredeyse 26 yıl. boru değil.

halbuki sadece hiç bir gelin robot değildir. ama nedense sahibindene girerken bile bu uyuz test çıkıyor artık.

fadime ben robot değilim.

küçüklüğümde de olan bir ürün olduğundan geçen sene almıştım ama bu sene almadım.görüntü olarak güzel ama tat olarak pek güzel değil.

eti ürünü kraker. alfabenin harfleri şeklinde krakerler. kraker ama biraz tatlı. haylayf kadar tatlı değil. daha az şekerli. ikram ederken "baş harfiniz çıkarsa dileğiniz tutuyormuş," diye uydurdum demin. siz de diyin istedim. zuhal'e iki tane z çıktı.

din ve psikolpji. asırlardır adalet, eşitlik ve güven
için allah'ın gönderdiği din , insan şeytanları tarafından insanlık aleyhine kullanılıyor.

insan psikolpjisi ihtiyaçlar hiyerarşisi ve vicdan üzerine bina edilmiştir. vayh , tam da bunu garanti altına almak için gönderilmiştir. toplum fertlerinin; işi olacak, eşi olacak, ailesi olacak, evi olacak, bineği ve geleceğe güveni olacak. bu insanın görevi ise bu nimetleri tüm insanlığa sunan sistemi herkes için istemek. yoksa toplum psikolpjisi bozulur , adalet ve güven gider.

dinin görevi: insan psikolojisin bozan; yoksulluğu, açlığı, bekarlığı, yalnızlığı, köleliği, sömürüyü yok etmek ve toplumları karanlıklardan aydınlığa çıkarmaktır ( bakara 257)
lakin emevi, abbasi, selçuklu ve osmanlı dönemlerinde mülk ayetleri, hadisler ve fıkıh yoluyla işlevsiz bırakılmıştır. çünkü, kaynakların halk arasında gezdirilmesi iktidarların ve yamaklarının, zanginlerin ve dinadamlarının işine gelmemiştir. tarikatlar ve mezhebler bunun için ortaya çıkarılmıştır.

şimdi risale- i nur kulliyatı neye yarıyor? seni abdestli kapitalizme razı etmeye çalışıyor. kur'an'ın iktisat sistemini yok sayan mezheblerin peşinden koşuyor. insana ihtiyaçlar hiyrrarşisinin dışında bir mutluluk ve huzur vağat ediyor. egemenler yiyerek huzur bulacak, vatandaş aç karın huzur bulacak! dünyada sefaleti bana huzur diye itelersen, ben senin ahiretteki cennetine nasıl iman edem gakko?

aralarında yusuf güneyin olmayışı benide hayli düşündürdü.......

köpeksiz sokakları ben de istiyorum. çünkü köpeklerin yeri insanın yanıdır.

köpek sokakta çok zorlanır, uyum sağlayamaz ve birçok açıdan tehlikelidir.

kediler doğal şartlara daha uyumludur ve sınırlı sayıda kedinin sokakta olması haşeratı defeder ve bu nedenle insan için faydalıdır.

lakin hem kediler hem de köpeklerin öncelikli yeri güzel bir yuva ve mutlu bir ailenin dostu olmalıdır.

e: geçmişte kaç sevgilin oldu?
k: iki.
e: hıumfs (gülme efekti)

yeni bir çizgi romana başladığı için heyecanlı hissediyor.

bu da manzaram, ağacı izlemek bile güzel.

hatta yanımda kedim bile var