201.
bu ülkenin gelmiş geçmiş en büyük vatanhainlerinin toplandığı yerdir bunlar vatanseverligin arkasına sığınır.
bunlara oy verenler de oy verip şimdi hem ayranım dökülmesin hem tatsız şeyler yaşanmasın diye takılanlar da aynı haltin soyudur.
bunlara oy verenler de oy verip şimdi hem ayranım dökülmesin hem tatsız şeyler yaşanmasın diye takılanlar da aynı haltin soyudur.
devamını gör...
202.
sabırla okuyun, bir dostumun yazısıdır.
mahallede bir pastane var. epey de eskidir, en az bir kırk yıllık... doğma büyüme semtten olunca insan hikayesini de biliyor haliyle.
rizeli bir karı koca açmıştı, yanılmıyorsam seksenlerin başında. üç oğulları vardı. en büyüğü biraz yavaş anlardı. konuşması da bozuktu bir parça. ortanca oğlan ufak tefekti ama cin gibiydi. mavi gözleri fıldır fıldır. küçüğü biraz içine kapanık.
aile üçünü de okutmadı ilkokuldan sonra. pastanede çalışmaya başladılar. bir süre sonra karı - koca yaşlanıp işten el ayak çekince pastane de bu üç kardeşe kaldı.
el hak, çalışkan çocuklar hepsi de. sabahın köründen akşam dokuza ona kadar açıktır pastane, haftanın her günü... sadece uyumak için giderler evlerine, kolay değil...
onca zaman tanıdık birbirimizi az buçuk, muhafazakar çocuklar. ama severler beni sağ olsunlar. bugün de uğradığımda hal hatır sorduk önce karşılıklı. o arada duvardaki büyük ekran televizyonda, ana akım, yandaş kanallardan biri açıktı. tesadüf, kahramanmaraş'ta depremden hasarsız kurtulan inşaat mühendisleri odası binasının haberi dönüyor.
birkaç saniye televizyondaki habere baktık beraber. sonra ortanca olanı bana döndü;
"bak, gördün mü namussuz mühendisleri, herkesin evi yıkılırken kendilerine yıkılmaz bina yapmışlar." dedi.
içime öyle bir ağırlık çöktü ki, o kadar olur... bir halk kendi mimarına, mühendisine, doktoruna, öğretmenine, hasıl-ı kelam okumuşuna neden bunca ön yargı ve nefretle yaklaşır?
bir şeyler söyleyecektim, ama sinirlerim elvermedi iki satır laf konuşmaya. parayı ödedim, iyi geceler deyip çıktım...
bu pastaneci adamların partisidir.
mahallede bir pastane var. epey de eskidir, en az bir kırk yıllık... doğma büyüme semtten olunca insan hikayesini de biliyor haliyle.
rizeli bir karı koca açmıştı, yanılmıyorsam seksenlerin başında. üç oğulları vardı. en büyüğü biraz yavaş anlardı. konuşması da bozuktu bir parça. ortanca oğlan ufak tefekti ama cin gibiydi. mavi gözleri fıldır fıldır. küçüğü biraz içine kapanık.
aile üçünü de okutmadı ilkokuldan sonra. pastanede çalışmaya başladılar. bir süre sonra karı - koca yaşlanıp işten el ayak çekince pastane de bu üç kardeşe kaldı.
el hak, çalışkan çocuklar hepsi de. sabahın köründen akşam dokuza ona kadar açıktır pastane, haftanın her günü... sadece uyumak için giderler evlerine, kolay değil...
onca zaman tanıdık birbirimizi az buçuk, muhafazakar çocuklar. ama severler beni sağ olsunlar. bugün de uğradığımda hal hatır sorduk önce karşılıklı. o arada duvardaki büyük ekran televizyonda, ana akım, yandaş kanallardan biri açıktı. tesadüf, kahramanmaraş'ta depremden hasarsız kurtulan inşaat mühendisleri odası binasının haberi dönüyor.
birkaç saniye televizyondaki habere baktık beraber. sonra ortanca olanı bana döndü;
"bak, gördün mü namussuz mühendisleri, herkesin evi yıkılırken kendilerine yıkılmaz bina yapmışlar." dedi.
içime öyle bir ağırlık çöktü ki, o kadar olur... bir halk kendi mimarına, mühendisine, doktoruna, öğretmenine, hasıl-ı kelam okumuşuna neden bunca ön yargı ve nefretle yaklaşır?
bir şeyler söyleyecektim, ama sinirlerim elvermedi iki satır laf konuşmaya. parayı ödedim, iyi geceler deyip çıktım...
bu pastaneci adamların partisidir.
devamını gör...
203.
bu depremle birlikte sınavı geçememiş, sınıfta kalmış partidir. eğitimli, işini bilen insanlarla altyapısını doldurmadığından ve hatır gönüle dayanan personelleriyle kadroyu doldurduklarından , böylesi bir felaket karşısında ne yapacaklarını bilememiş, yanlış kararlar almış partidir.
dün tolstoyun trençkotu adlı yazar güzel bir noktaya değinmişti rte başlığında. bir iki ekleme yapmak isterim:
seçim taktiğini ve iktidarını insanları bölmeye/ayrıştırmaya adamış başkanının, yıllardır tıkırında giden bu taktiği elinde patlamıştır. ilk gün yine muhalefete sert eleştiri yapan erdoğan, böylesi bir dayanışma karşısında ikinci günden sonra geri atmak durumunda kaldı. çünkü kimse türk kürt demeden, hangi partili demeden yardım etmeye koşmuş, tüm kesimler arasında birlik/dayanışma sağlamıştır. bu da yıllardır emek verdiği ve sen/o/biz/siz dediği politikayı yerle bir etmiştir. en son 1 yıl süre istedi. halk güvenir de oy verir mi bilmem. ama eğer seçimi kazanmak istiyorsa eski politikalarını çöpe atıp yeni bir politika bekirlemesi elzem görünüyor.
bunu da ekliyim şuraya:
dün tolstoyun trençkotu adlı yazar güzel bir noktaya değinmişti rte başlığında. bir iki ekleme yapmak isterim:
seçim taktiğini ve iktidarını insanları bölmeye/ayrıştırmaya adamış başkanının, yıllardır tıkırında giden bu taktiği elinde patlamıştır. ilk gün yine muhalefete sert eleştiri yapan erdoğan, böylesi bir dayanışma karşısında ikinci günden sonra geri atmak durumunda kaldı. çünkü kimse türk kürt demeden, hangi partili demeden yardım etmeye koşmuş, tüm kesimler arasında birlik/dayanışma sağlamıştır. bu da yıllardır emek verdiği ve sen/o/biz/siz dediği politikayı yerle bir etmiştir. en son 1 yıl süre istedi. halk güvenir de oy verir mi bilmem. ama eğer seçimi kazanmak istiyorsa eski politikalarını çöpe atıp yeni bir politika bekirlemesi elzem görünüyor.
bunu da ekliyim şuraya:

devamını gör...
204.
bunlar şimdi yüzde 33 oy falan alırlar yine her türlü...
yüzde 33 ile, ''güçlendirilmiş'' bir parlamentoda, söz sahibi olacaklardır yani yine..
yine duyacağız adlarını, yine mevzuların orta noktasında onlar olacak...
şöyle bir olay da var; bu partinin lideri de düşünüyor sonuçta tüm bunları, şu anda...
bu doğrultuda da eminim, ona uygun bir kadro oluşturacak kendisine, seçime girerken...
fakat kimi bulacak? işte orası esas mesele..
avukat vekillerin ağzı güzel laf yapıyor...
son bekir bozdağ hamlesi gayet yerindeydi.
fakat o da yaşlandı... ve geçmişi de sırtında bir kambur.
yeni isimler gerek...
mecliste sesi çıkabilecek isimler!
güzel cevaplar verecek.. geçmiş dönemi iyi savunacak...
sadece el kaldırıp indirmek yeterli değil artık...
ve ''süleyman soylu'' modeli siyasetçilerden de uzak duracaklardır, buna eminim.
çünkü soylu gibiler, arazide iyi iş çıkarırlar...
ve güçlülerken!
güç, ellerindeyken...
ellerinde güç olmadığı zaman, savunmasız hale gelirler ve olası bir saldırıda, çok çabuk kaybederler.
soylu modeli siyasetçi, doğru bir tercih olmaz, önümüzdeki seçimlerde.
''güncelleştirilmiş bekir bozdağ modeli'' siyasetçi bence, en doğru seçim olacaktır, bu noktada.
uzun bir aradan sonra tekrar sahalara dönmesini mesela ben buna bağlıyorum..
genç ekibe, ''rol model'' olarak yansıtılabilecek yegane model...
süleyman soylu da işte zaten bu nedenle biraz ''yalnız'' bir siyasetçi modeli çiziyor, parti içerisinde.
geleceğini kendisi de, parti içindeki herkes de görebiliyor...
velhasıl, mutlaka birileri hazırlanıyor şu anda... yeri net olarak belli olanlar var, ''eleme'' sürecinde olanlar var...
bu, büyük de bir yarış aslında parti içerisinde...
herkes reis'e, kendisini göstermeye çalışıyor...
ya da göstermemeye...
yüzde 33 ile, ''güçlendirilmiş'' bir parlamentoda, söz sahibi olacaklardır yani yine..
yine duyacağız adlarını, yine mevzuların orta noktasında onlar olacak...
şöyle bir olay da var; bu partinin lideri de düşünüyor sonuçta tüm bunları, şu anda...
bu doğrultuda da eminim, ona uygun bir kadro oluşturacak kendisine, seçime girerken...
fakat kimi bulacak? işte orası esas mesele..
avukat vekillerin ağzı güzel laf yapıyor...
son bekir bozdağ hamlesi gayet yerindeydi.
fakat o da yaşlandı... ve geçmişi de sırtında bir kambur.
yeni isimler gerek...
mecliste sesi çıkabilecek isimler!
güzel cevaplar verecek.. geçmiş dönemi iyi savunacak...
sadece el kaldırıp indirmek yeterli değil artık...
ve ''süleyman soylu'' modeli siyasetçilerden de uzak duracaklardır, buna eminim.
çünkü soylu gibiler, arazide iyi iş çıkarırlar...
ve güçlülerken!
güç, ellerindeyken...
ellerinde güç olmadığı zaman, savunmasız hale gelirler ve olası bir saldırıda, çok çabuk kaybederler.
soylu modeli siyasetçi, doğru bir tercih olmaz, önümüzdeki seçimlerde.
''güncelleştirilmiş bekir bozdağ modeli'' siyasetçi bence, en doğru seçim olacaktır, bu noktada.
uzun bir aradan sonra tekrar sahalara dönmesini mesela ben buna bağlıyorum..
genç ekibe, ''rol model'' olarak yansıtılabilecek yegane model...
süleyman soylu da işte zaten bu nedenle biraz ''yalnız'' bir siyasetçi modeli çiziyor, parti içerisinde.
geleceğini kendisi de, parti içindeki herkes de görebiliyor...
velhasıl, mutlaka birileri hazırlanıyor şu anda... yeri net olarak belli olanlar var, ''eleme'' sürecinde olanlar var...
bu, büyük de bir yarış aslında parti içerisinde...
herkes reis'e, kendisini göstermeye çalışıyor...
ya da göstermemeye...
devamını gör...
205.
hem iğneyi hem de çuvaldızı başkasına batıran fırka.
devamını gör...
206.
21 yıldır yönettikleri ülkede adalet diye bir şey bırakmayan ve kalkınmak bir kenara dursun halkı her geçen gün daha da fakirleştiren hükümet partisi.
bunların yanında;
kurumların ve anlamların içini boşaltmış,
liyakat diye bir şey bırakmamış,
yalanlarla ülke yönetmiş,
katillere sarılmış (suudi prens selman),
bir dediği bir dediğini tutmayan (esad, esed, yine esad oldu),
bir dini tarikata istediği her şeyi vermiş,
son olarak da mısır'da ölen kız için ağlayan ama depremde yakınlarını kaybetmiş insanlara nefretle bakan insanları parti bünyesinde barındırmasıyla meşhurdur.
bunların yanında;
kurumların ve anlamların içini boşaltmış,
liyakat diye bir şey bırakmamış,
yalanlarla ülke yönetmiş,
katillere sarılmış (suudi prens selman),
bir dediği bir dediğini tutmayan (esad, esed, yine esad oldu),
bir dini tarikata istediği her şeyi vermiş,
son olarak da mısır'da ölen kız için ağlayan ama depremde yakınlarını kaybetmiş insanlara nefretle bakan insanları parti bünyesinde barındırmasıyla meşhurdur.
devamını gör...
207.
sağın geleneğini devam ettiren sıradan bir parti. sıradan bir parti olduğunu anlamanız için kurucu grubu ile şu anki grubuna bakmak yeterlidir. kim gibi? 80-90 arasındaki anavatan partisi gibi. kim gibi? 50-60 arasındaki demokrat parti gibi. buralarda bir başlıkta yazmıştım hangi başlık olduğunu bulamadım. sağ iktidardan indiğinde tekrar gelmesi kısa sürer, tekrar inmesi çok uzun sürer diye. siyasi tarihimize bakarsanız bunun böyle olduğunu görürsünüz. siyasi tarihimizde her zaman bu böyle olmuştur. sağ konsolide olmak için adını çay partisi koyacağı herhangi rastgele bir partiyi kurulduktan aylar sonra iktidar yapabilir. sebebi sağın gücü değil, yönetmek için birlik olma kabiliyetidir. 20 yılda akepe'nin hükümetlerini tek bir hükümet olarak değil, bir hükümetler birliği olarak düşünürseniz, partinin içindeki zararlı gördüklerini saf dışı bırakıp oyuna rahatlıkla devam ettiklerini görebilirsiniz.
yine rastgele bir başlıkta kemal kılıçdaroğlu'nun chp'de kurduğu herkesin aksine terörist vs. değil, hem solcu hem sağcıların karışımı bir organizasyondan bahsetmiştim.
buradaki benim ve birçoklarının aklındaki soru işareti çok açık ve net. cumhuriyet halk partisi özelinde değil, sağ olmayan herhangi bir organizasyonun yerel organizasyon yönetmek için "halka inemeyen chp" değil yine neredeyse sağ oğlu sağ kişileri - bunlardan birisi müteahhit imamoğlu diğeri sağın siyasi eğitimini almış olan mansur yavaş - öne sürerek seçim kazanması.
bir türk genci olarak benim gelecek konusunda ümitsizlik sebebim tam olarak budur: sağ partilerin dönemlerine ortalama 60-70 yıllık yaşamımda sürekli maruz kalmak, benim görünümü temsil ettiğini zannettiğim birçok muhalif siyasinin de aslında sağ oldukları yüz metreden belli insanlar olması.
hiçbirinizin kendinize söyleyemediğiniz tam olarak budur benim bu yazımı okuyan arkadaşlar. görüşümüzü temsil ettiğini düşündüğümüz insanların seçim kazanma sebepleri, bizim muhalefet olduğumuz değerlere yanlayan kişiler olmaları. örneğin camide namaz kılmaları, müteahhit olmaları, mutlaka hayatının bir döneminde faşist olmaları. bu duruma baktığımda benim her 2-3 yılda bir önüme gelen çözüm belli. bu çözüm de siyasetten uzak durmak. düzen belli, seçen belli, seçilen belli.
murat bardakçı'ya "biz şarkız" dediği için her seferinde kızarken her seferinde yine aynı yerlere dönüp dolaşıp gelmemiz sonrasında maalesef haklı olduğunu tekrar tekrar görüyorum.
sorunumuz akepe gibi. akepe'yi indirmek için bulduğumuz çözüm ise akepe benzeri bir organizasyon. neden? çünkü akepe benzeri olmayan laik, çağdaş, ilerici, bilimi temel alan ve hiçbir şekilde dinle yan yana gelmesinin dahi mümkün olmadığı siyasetçi ya da siyasetçilerin bu ülkede hiçbir zaman ülke yönetemeyeceğini bilmek. buna ek olarak türkiye cumhuriyeti'nin fransa gibi, isviçre gibi olmasını ve gerçekten sözde değil özde laik olmasını isteyen mustafa kemal zihniyetinin hüküm sürmeyeceğini bilmek. ne zaman ki bu özelliklerde birisi hükümet kurar, biliyorum ki yine her zaman bu hükümetin bir an önce dağılmasını bekleyip ülkeyi kaostan beslenip istikrara yönlendirmek amacıyla en az 10-12 yıl (anavatan-demokrat-akepe) yönetecek bir parti mutlaka çıkar. ve sonra bir 10-15 yıl bu partinin inmesini bekleriz.
sonra yine 15 yıl sonra gelecek bir hükümet ve yine 1 bilemedin 2 yıllık hükümet ardından yeni bir akepe ve yine 15 yıllık hükümranlık.
sağ bu ülkede düzeni oluşturan ve bütün sistemi yöneten taraftır. bu yüzden de yukarıda bahsettiğim bütün o döngüler olmaya devam edecektir. işin tuhaf kısmı ise bu durumun sadece bize özel değil, şark olmayan avrupa'ya da özgü olması. gerçekten sağ olan ve iç siyaseti dış siyaset ten daha iyi beceren sağ partilerin her zaman avrupa'daki göze batan ülkelerde önplana çıkması.
hem ekrem imamoğlu hem de mansur yavaş'ın bu ülkeyi yönetmesi beni mutlu eder. tamam mutlu eder ama böyle olunca yine benim zihniyetim yönetmiş olmayacak bu ülkeyi. iş artık iyice paradoksa doğru evrilmeye başlıyor. sağdan kaçarken sağ seçmek, sağın yönetememesi durumunda tekrar sağın başa gelmesi.
yine rastgele bir başlıkta kemal kılıçdaroğlu'nun chp'de kurduğu herkesin aksine terörist vs. değil, hem solcu hem sağcıların karışımı bir organizasyondan bahsetmiştim.
buradaki benim ve birçoklarının aklındaki soru işareti çok açık ve net. cumhuriyet halk partisi özelinde değil, sağ olmayan herhangi bir organizasyonun yerel organizasyon yönetmek için "halka inemeyen chp" değil yine neredeyse sağ oğlu sağ kişileri - bunlardan birisi müteahhit imamoğlu diğeri sağın siyasi eğitimini almış olan mansur yavaş - öne sürerek seçim kazanması.
bir türk genci olarak benim gelecek konusunda ümitsizlik sebebim tam olarak budur: sağ partilerin dönemlerine ortalama 60-70 yıllık yaşamımda sürekli maruz kalmak, benim görünümü temsil ettiğini zannettiğim birçok muhalif siyasinin de aslında sağ oldukları yüz metreden belli insanlar olması.
hiçbirinizin kendinize söyleyemediğiniz tam olarak budur benim bu yazımı okuyan arkadaşlar. görüşümüzü temsil ettiğini düşündüğümüz insanların seçim kazanma sebepleri, bizim muhalefet olduğumuz değerlere yanlayan kişiler olmaları. örneğin camide namaz kılmaları, müteahhit olmaları, mutlaka hayatının bir döneminde faşist olmaları. bu duruma baktığımda benim her 2-3 yılda bir önüme gelen çözüm belli. bu çözüm de siyasetten uzak durmak. düzen belli, seçen belli, seçilen belli.
murat bardakçı'ya "biz şarkız" dediği için her seferinde kızarken her seferinde yine aynı yerlere dönüp dolaşıp gelmemiz sonrasında maalesef haklı olduğunu tekrar tekrar görüyorum.
sorunumuz akepe gibi. akepe'yi indirmek için bulduğumuz çözüm ise akepe benzeri bir organizasyon. neden? çünkü akepe benzeri olmayan laik, çağdaş, ilerici, bilimi temel alan ve hiçbir şekilde dinle yan yana gelmesinin dahi mümkün olmadığı siyasetçi ya da siyasetçilerin bu ülkede hiçbir zaman ülke yönetemeyeceğini bilmek. buna ek olarak türkiye cumhuriyeti'nin fransa gibi, isviçre gibi olmasını ve gerçekten sözde değil özde laik olmasını isteyen mustafa kemal zihniyetinin hüküm sürmeyeceğini bilmek. ne zaman ki bu özelliklerde birisi hükümet kurar, biliyorum ki yine her zaman bu hükümetin bir an önce dağılmasını bekleyip ülkeyi kaostan beslenip istikrara yönlendirmek amacıyla en az 10-12 yıl (anavatan-demokrat-akepe) yönetecek bir parti mutlaka çıkar. ve sonra bir 10-15 yıl bu partinin inmesini bekleriz.
sonra yine 15 yıl sonra gelecek bir hükümet ve yine 1 bilemedin 2 yıllık hükümet ardından yeni bir akepe ve yine 15 yıllık hükümranlık.
sağ bu ülkede düzeni oluşturan ve bütün sistemi yöneten taraftır. bu yüzden de yukarıda bahsettiğim bütün o döngüler olmaya devam edecektir. işin tuhaf kısmı ise bu durumun sadece bize özel değil, şark olmayan avrupa'ya da özgü olması. gerçekten sağ olan ve iç siyaseti dış siyaset ten daha iyi beceren sağ partilerin her zaman avrupa'daki göze batan ülkelerde önplana çıkması.
hem ekrem imamoğlu hem de mansur yavaş'ın bu ülkeyi yönetmesi beni mutlu eder. tamam mutlu eder ama böyle olunca yine benim zihniyetim yönetmiş olmayacak bu ülkeyi. iş artık iyice paradoksa doğru evrilmeye başlıyor. sağdan kaçarken sağ seçmek, sağın yönetememesi durumunda tekrar sağın başa gelmesi.
devamını gör...
208.
türk düşmanı partidir. adalete ve kalkınmaya dair hiçbir şey yoktur.
devamını gör...
209.
bu hangi parti dedim. bir an şüpheye düştüm. o kadar açılımını duymuyorum ki tanıyamadım. neden acaba???
devamını gör...
210.
yerel ve genel yönetimde türkiye'nin 30 yılını yemiş bir partidir. yemekte, yemekte ama doymamaktadır. en son öyle bir şey yiyecek ki, hepimiz çok güleceğiz.
devamını gör...
211.
geldikleri gibi giderler.
devamını gör...
212.
ismiyle bu kadar çelişen bir kurum hiç bilmiyorum.
devamını gör...
213.
adaletsizliği kalkındıran parti.
devamını gör...
214.
eleştirenlerin %50'sinin oy verdiği parti.
2 meme için solum, solcuyum kahrolsun istibdat falan ama kabine girince bas reyizin olduğu yere mührü.
çarşınız pazar olsun kardeşlerim fakat böyle yapmayın insanlar ümitlenip "gidecek, gidiyorlar, kesin gittiler" diye kafa açıyorlar senelerdir.
2 meme için solum, solcuyum kahrolsun istibdat falan ama kabine girince bas reyizin olduğu yere mührü.
çarşınız pazar olsun kardeşlerim fakat böyle yapmayın insanlar ümitlenip "gidecek, gidiyorlar, kesin gittiler" diye kafa açıyorlar senelerdir.
devamını gör...
215.
hiçbir zaman benimsemediğim ideolojiler silsilesine sahip olan, bu zamana kadar nasıl geldiğine hayret ettiğim, iki lafı birbirini tutmayan parti.
devamını gör...
216.
pelik-ancıların yaydığı saçma sapan videonun geç de olsa an-a fikri bunlara iletilmiş olmalı ki verilen emirle hakkında libido eksenli yazmaya başlamışlar.
e tabi evlilikti, amin ecmain kardeşim twitlerinin ortaya çıkmasıydı v.s. anca zaman buldular ti-rollerine talimat yağdırmaya.
e ti-roller de neyin ne olduğunu çözene kadar biraz zaman geçti...
hadi an-ca gidersin...
e tabi evlilikti, amin ecmain kardeşim twitlerinin ortaya çıkmasıydı v.s. anca zaman buldular ti-rollerine talimat yağdırmaya.
e ti-roller de neyin ne olduğunu çözene kadar biraz zaman geçti...
hadi an-ca gidersin...
devamını gör...
217.
2023 yılı seçimlerini kazandıkları taktirde, yurt dışına çıkmak için gerekli hazırlıkları yapacağım ve bundan sonraki süreçte oy vermeye başlayacağım partidir.
benden bu kadar ağa, ben çabalamaktan yoruldum.
benden bu kadar ağa, ben çabalamaktan yoruldum.
devamını gör...
218.
ben de istiyorum istanbulun tepeleri traşlansın, ben de istiyorum bisiklet sürmek kolaylaşsın, ben de istiyorum kafalar 1500 olsun, ben de istiyorum hollanda kafasıyla yaşayalım ama nerdeeee. huzur vermiyorlar.
t: tam küfür edecekken george orwell ın “rüşvetçi politikacıları, düzenbazları, hırsızları ve hainleri seçen halk kurban değildir, suç ortağıdır.” sözünü aklıma getiren partidir.
t: tam küfür edecekken george orwell ın “rüşvetçi politikacıları, düzenbazları, hırsızları ve hainleri seçen halk kurban değildir, suç ortağıdır.” sözünü aklıma getiren partidir.
devamını gör...
219.
kendi tabanına eğer biz iktidar olmazsak memur maaşlarını yatırmaz bunlar gibi saçma sapan dedikodu yayan garip şahsiyetlerin oluşturduğu parti.
edit: garip demem çok iyimser oldu: )
edit: garip demem çok iyimser oldu: )
devamını gör...
220.
galiba bir terslik var.
devamını gör...