1.
2.
kişilerin huylarıdır.
iyi ahlaklı insanlar vardır kötü ahlaklı insanlar vardır.
aslında bütün mesele budur.
iyi ahlak ve kötü ahlak.
din falan fazla kafa karıştırmışlar zamanında.
ahlaki sorumluluklar vardır mesela insanın kendi için oluşturduğu kendine görev edindiği sorumluluklardır.
vatana millete hayırlı birisi olmak iyilik yapmak yaşlıları sevmek kadınları sevmek gibi gibi gibi.
ebeveynler iyi ahlaklı çocuklar yetiştirmelidir çünkü çok ihtiyacımız var.
iyi ahlaklı insanlar vardır kötü ahlaklı insanlar vardır.
aslında bütün mesele budur.
iyi ahlak ve kötü ahlak.
din falan fazla kafa karıştırmışlar zamanında.
ahlaki sorumluluklar vardır mesela insanın kendi için oluşturduğu kendine görev edindiği sorumluluklardır.
vatana millete hayırlı birisi olmak iyilik yapmak yaşlıları sevmek kadınları sevmek gibi gibi gibi.
ebeveynler iyi ahlaklı çocuklar yetiştirmelidir çünkü çok ihtiyacımız var.
devamını gör...
3.
ahlak, bir topluluk içinde yaşayan insanların davranışlarını ve birbirleriyle olan ilişkilerini düzenlemek amacıyla oluşturulmuş eylem kuralları, normlar silsilesi ve değer sistemidir. ahlak bize belirli bir toplulukta neyin doğru, neyin yanlış olduğunu söyler; toplumlar arasında benzer ahlaki kurallar olabileceği gibi farklılıklar da söz konusudur
devamını gör...
4.
dinler ahlaklı olmayı öğütler, ahlak dinle ortaya çıktı gibi bir algı olsada dinlerin böyle bir iddiası yoktur. ahlak toplumsal yaşamdan, insanların sosyal ilişkilerinden doğar ve insanlık tarihi kadar eskidir.
devamını gör...
5.
ülkemizde sahip olandan çok bekçisi bulunandır.
devamını gör...
6.
anlamlı bir melih cevdet anday şiiri
ahlak kalmadı dünyada
kiracısı öyle, işçisi öyle
hami köylü saftır derler a
inanma
cırrr
kapı
kim o?
dilenci.
kuru ekmek verirsin beğenmez
taze ekmek senin nene!
kalmadı, dedim ya, kalmadı
ahlak kalmadı memlekette.
ahlak kalmadı dünyada
kiracısı öyle, işçisi öyle
hami köylü saftır derler a
inanma
cırrr
kapı
kim o?
dilenci.
kuru ekmek verirsin beğenmez
taze ekmek senin nene!
kalmadı, dedim ya, kalmadı
ahlak kalmadı memlekette.
devamını gör...
7.
bir insanda (huy anlamında) iyi, güzel nitelikler. ahlak bilimi de vardır ki, buna etik denir.
devamını gör...
8.
çok da gerekli olmayan davranış biçimi.
devamını gör...
9.
"bireylerin davranışlarını ve birbirleriyle olan ilişkilerini düzene sokmak, bireysel ve toplumsal refahı ve mutluluğu sağlamak amacıyla toplum tarafından benimsenmiş/geliştirilmiş ve toplumu oluşturan bireylerin 'uymak zorunda olduğu' standart, kural, ilke ve değerler bütünüdür."
devamını gör...
10.
‘’ kutsal kitaplarda adı sıkça geçen şeytan, gerçek dünyada size ahlak dersi veren bir cahilden başkası değildir.’’ der ünlü düşünür f. nietzsche.
ahlak kavramı öyle bir olgudur ki içinde iyilik, kötülük, vicdani duygular gibi insani kavramları da barındırmakla beraber, kişinin hayat görüşü ve yaşam tarzına göre değerlendirilmesi gerekir. bireysel bir olgu olmasının yanında aynı zamanda toplumlar üstü bir kavramı da ifade eder.
ahlak; kavramının temelini oluşturan yegane şey kişinin kendisidir. ünlü düşünür kant 'ın bu konudaki ahlaki bakış açısı oldukça güzeldir. ona göre; yapılan şeylerin kararı kendi özgür iradeniz tarafından alınıyor ve diğer herkes tarafından yapıldığında hala anlamlı ve mantıklı kalıyor ise yapılan eylem ahlakidir. örneğin yalan söylemek; eğer sürekli yalan söylüyorsanız bu anlamlı ve mantıklı değildir. toplumdaki herkes sürekli yalan söylüyorsa yine anlamlı ve mantıklı bir sonuç ortaya çıkmayacaktır. bu durumda sürekli yalan söylemek de asla ahlaki olmayacaktır.
oysa vicdan ve empati duygusundan yoksun olan insan ahlaki olmayan bu ‘’ yalan ‘’ kavramına da kendince haklı sebepler bulacaktır. belki de ahlaktan sıkça dem vuracak ve karşısındaki bireyin onda olmayan vicdan ve empati duygularını sömürecektir.
ahlak kavramını sarsmayacak biricik şey ise kişinin istemsizce yapmış olduğu hatalar olacaktır. hata yapmanın insana mahsus olduğunu bilen birey bu hatalarından ders çıkaracak ve sonraki yaşantısında bu hatalarını ahlaki temellerini oluşturmada birer basamak olarak kullanmaya gidecektir. ama ahlak kavramını toplumsal ahlaktan bağımsız olarak düşünen insan, vicdan duygusundan da emareler barındırmadığında, yapmış olduğu hatalar ile yüzleşmek yerine yaptığı hatalar ile yüzsüzleşecektir. bu yüzden ahlaki değerlere bağlı kalıp bu kavramın bireysel ve toplumsal yanlarını unutmadan hareket etme gerekliliği bilincinde olmalı buna uygun yaşantıları yaşamaya gayret göstermeliyiz.
ahlak kavramını salt kendi kişisel çıkarları için kullananlar ahlak kavramını zamana ve mekana göre farklı şekillerde yorumlasalar da önemli olan vicdanları susturulabilmektir.
ahlak kavramı öyle bir olgudur ki içinde iyilik, kötülük, vicdani duygular gibi insani kavramları da barındırmakla beraber, kişinin hayat görüşü ve yaşam tarzına göre değerlendirilmesi gerekir. bireysel bir olgu olmasının yanında aynı zamanda toplumlar üstü bir kavramı da ifade eder.
ahlak; kavramının temelini oluşturan yegane şey kişinin kendisidir. ünlü düşünür kant 'ın bu konudaki ahlaki bakış açısı oldukça güzeldir. ona göre; yapılan şeylerin kararı kendi özgür iradeniz tarafından alınıyor ve diğer herkes tarafından yapıldığında hala anlamlı ve mantıklı kalıyor ise yapılan eylem ahlakidir. örneğin yalan söylemek; eğer sürekli yalan söylüyorsanız bu anlamlı ve mantıklı değildir. toplumdaki herkes sürekli yalan söylüyorsa yine anlamlı ve mantıklı bir sonuç ortaya çıkmayacaktır. bu durumda sürekli yalan söylemek de asla ahlaki olmayacaktır.
oysa vicdan ve empati duygusundan yoksun olan insan ahlaki olmayan bu ‘’ yalan ‘’ kavramına da kendince haklı sebepler bulacaktır. belki de ahlaktan sıkça dem vuracak ve karşısındaki bireyin onda olmayan vicdan ve empati duygularını sömürecektir.
ahlak kavramını sarsmayacak biricik şey ise kişinin istemsizce yapmış olduğu hatalar olacaktır. hata yapmanın insana mahsus olduğunu bilen birey bu hatalarından ders çıkaracak ve sonraki yaşantısında bu hatalarını ahlaki temellerini oluşturmada birer basamak olarak kullanmaya gidecektir. ama ahlak kavramını toplumsal ahlaktan bağımsız olarak düşünen insan, vicdan duygusundan da emareler barındırmadığında, yapmış olduğu hatalar ile yüzleşmek yerine yaptığı hatalar ile yüzsüzleşecektir. bu yüzden ahlaki değerlere bağlı kalıp bu kavramın bireysel ve toplumsal yanlarını unutmadan hareket etme gerekliliği bilincinde olmalı buna uygun yaşantıları yaşamaya gayret göstermeliyiz.
ahlak kavramını salt kendi kişisel çıkarları için kullananlar ahlak kavramını zamana ve mekana göre farklı şekillerde yorumlasalar da önemli olan vicdanları susturulabilmektir.
devamını gör...
11.
görecelidir.
devamını gör...
12.
önce gelir. önce ahlak ve maneviyat.
devamını gör...
13.
#574328 ve o kavramın içini her kişi ve toplum kendi inancına, örf adetine ve değerlerine göre doldurur.
kişiden kişiye, aileden aileye, sülaleden sülaleye ve toplumdan topluma değişkenlik arz eder.
"ben senden daha ahlaklıyım" neye göre kime göre?
kişiden kişiye, aileden aileye, sülaleden sülaleye ve toplumdan topluma değişkenlik arz eder.
"ben senden daha ahlaklıyım" neye göre kime göre?
devamını gör...
14.
ahlak yerine tercih ettiğimiz şey güç, zenginlik, şöhret vb. en masumumuz bile bu haldeyiz.
sadakatimiz gerçekler için değil söylemek istediklerimiz için bu yüzden de yalan söylemek abartmakla eş değer
sadakatimiz gerçekler için değil söylemek istediklerimiz için bu yüzden de yalan söylemek abartmakla eş değer
devamını gör...
15.
ahlaksızların dilinden hiç düşürmediği kelime.
devamını gör...
16.
kişinin başka kimselere bir zararı dokunmaması.
devamını gör...
17.
ahlak, dinsel veya toplumsal bir şey değildir. ahlak, bireyseldir. bizim toplumumuz saçma bir şekilde ahlakı toplumun iyi veya kötü dediği değerlere göre tanımlar.
oysa ki toplumsal ahlak diye bir şey yoktur, safsatadır. iyi veya kötü kavramları tamamen spesifik ve özneldir. örnek verecek olursak birinin banka soymasına karşın din buna haram der, devlet yasak, toplumsa kötü. yani bu üç değere göre de bir bankanın soyulması ahlaksızlık olarak nitelendirilebilir. lakin ben bunu iyi bir şey olarak görebilirim ve bu bana göre ahlaksızlık sayılmayabilir. yani iyi ve kötü ne kadar öznel şeylerse ahlakta o kadar öznel ve bireyseldir.
toplum,devlet ve din gibi kavramların ortaya bir ahlak atıp yapılan eylemlere veya düşüncelere iyi veya kötü demesi çok normaldir. çünkü saydığım bu üç kurum da toplumun bir arada durmasını ve sistemin istikrarını sağlamak amacıyla inşa edilmiştir.
sonuçta hiç kimse bu toplumsal ahlak denilen şeyleri dikkate almayıp ben bireyim diyerek bana göre iyi olan iyidir deyip soygunlara, öldürmelere kalksaydı ortada büyük bir anarşi olurdu ve bunun neticesinde bir toplumdan bahsedemezdik.
e tabii böyle bir toplum olmayınca da sağacak öküzleri bulmak bir hayli zor olurdu.
fakat burada nietzsche devreye girer ve şöyle der, "tanrı öldü" buradaki tanrı'dan kasıt sadece dini bir tanrının ölümü değildir. buradaki tanrının ölümünden kasıt sizden önceki bütün değerleri öldürmenizdir ve akabinde kendi değerlerinizi inşa etmenizdir. bunu da şu sözüyle açıklar. “kendi alevlerinizde yanmaya hazır olmalısınız. önce kül olmadan kendinizi nasıl yenileyebilirsiniz?” kendi alevlerinizden kastı, kendinizi sorgulamanızdır. kül olmaktan kastı ise tüm değerlerinizi yıkmanızdır. (bildiğiniz gibi nietzsche ,"nihilizm uğranılması gerekilen bir uğraktır" der.)
ve kendini yenilemenizden kastı ise bunları yaptıktan sonra kendinize ait yeni bir değerler(ahlak) sistemi oluşturmanızdır.
oysa ki toplumsal ahlak diye bir şey yoktur, safsatadır. iyi veya kötü kavramları tamamen spesifik ve özneldir. örnek verecek olursak birinin banka soymasına karşın din buna haram der, devlet yasak, toplumsa kötü. yani bu üç değere göre de bir bankanın soyulması ahlaksızlık olarak nitelendirilebilir. lakin ben bunu iyi bir şey olarak görebilirim ve bu bana göre ahlaksızlık sayılmayabilir. yani iyi ve kötü ne kadar öznel şeylerse ahlakta o kadar öznel ve bireyseldir.
toplum,devlet ve din gibi kavramların ortaya bir ahlak atıp yapılan eylemlere veya düşüncelere iyi veya kötü demesi çok normaldir. çünkü saydığım bu üç kurum da toplumun bir arada durmasını ve sistemin istikrarını sağlamak amacıyla inşa edilmiştir.
sonuçta hiç kimse bu toplumsal ahlak denilen şeyleri dikkate almayıp ben bireyim diyerek bana göre iyi olan iyidir deyip soygunlara, öldürmelere kalksaydı ortada büyük bir anarşi olurdu ve bunun neticesinde bir toplumdan bahsedemezdik.
e tabii böyle bir toplum olmayınca da sağacak öküzleri bulmak bir hayli zor olurdu.
fakat burada nietzsche devreye girer ve şöyle der, "tanrı öldü" buradaki tanrı'dan kasıt sadece dini bir tanrının ölümü değildir. buradaki tanrının ölümünden kasıt sizden önceki bütün değerleri öldürmenizdir ve akabinde kendi değerlerinizi inşa etmenizdir. bunu da şu sözüyle açıklar. “kendi alevlerinizde yanmaya hazır olmalısınız. önce kül olmadan kendinizi nasıl yenileyebilirsiniz?” kendi alevlerinizden kastı, kendinizi sorgulamanızdır. kül olmaktan kastı ise tüm değerlerinizi yıkmanızdır. (bildiğiniz gibi nietzsche ,"nihilizm uğranılması gerekilen bir uğraktır" der.)
ve kendini yenilemenizden kastı ise bunları yaptıktan sonra kendinize ait yeni bir değerler(ahlak) sistemi oluşturmanızdır.
devamını gör...
18.
tek başınayken ahlaksız olanların, bir araya gelince uydukları kurallar silsilesi. yazısız kurallardır. anlamadığım şu ki, tek başınayken ahlaksız olanlar neden bir araya gelince ahlâka ihtiyaç duyar? bu bir riyakârlık örneği değil midir? o zamanda bu yapilan ahlaksızlığa girmiyor mu? neyse akşam akşam kafamız yanmasın.
devamını gör...
19.
dinle alakası olmayan kavram. din olmadan da ahlâk olur ama ahlâk olmadan din olmaz.
devamını gör...
20.
şuanda dünyada var olmayan saçma kurallar bütünü
her dinde her kültürde farklı şekilde nükseden evrensel olamayacak kadar boş eylem zaten ahlak olsaydı şuan insan olmazdı ahlaklı insan ürer mi ? kendinden daha kötü hayat yaşayacağını bile bile saçma çok saçma...
her dinde her kültürde farklı şekilde nükseden evrensel olamayacak kadar boş eylem zaten ahlak olsaydı şuan insan olmazdı ahlaklı insan ürer mi ? kendinden daha kötü hayat yaşayacağını bile bile saçma çok saçma...
devamını gör...