21.
ahlakın içe bakan yüzü vicdan, dışa bakan yüzü hukuktur.
devamını gör...
22.
bize yabancı olan, bilmediğimiz, tatmadığımız herhangi bir şeyi, duyguyu çemberin dışında tutup bildiklerimize, sevdiğimiz hislere sarılarak devam etmeye verilen isim. bunların dışında kalan her şey ahlaksızlık. halbuki bugün çoğunluk eşcinsellerde olsa ahlak kavramı yeniden şekillenir. ateistlerde olsa keza aynı. genel ahlak diyor birileri. o kimin ahlakı? senin. ama benim için öyle bir sınır yok. demek ki ahlak dediğin çitten başka bir şey değil.
devamını gör...
23.
yaptırımı toplum değil, vicdan olan değerdir.
toplum kuralları ve ahlak bambaşka şeyler. sakın karıştırmayın
toplum kuralları ve ahlak bambaşka şeyler. sakın karıştırmayın
devamını gör...
24.
ağlak sulak, şılap lap. kendilerince uydurdukları bir takım şeyleri ahlak zanneden bir toplumda gerçek ahlak gözle görülemeyecek kadar uzaktadır.
devamını gör...
25.
işine gelince ahlak işine gelmeyince bağnaz oluyorum.
devamını gör...
26.
(bkz: was not found)
devamını gör...
27.
herkesin hakkında konuştuğu ama kimsenin ne olduğunu veya nasıl uygulandığını bilmediği sakızdır.
devamını gör...
28.
''bir eylemin ahlaklı olduğunu bilip de ona uygun davranmayan kişi, o eylemin ahlaklı olduğunu bilmeden ahlaklı davranan kişiden daha üstündür.'' kim demiş bilmiyorum.
devamını gör...
29.
şahsımda zerresi bile olmayandır. biraz etik var o kadar..
devamını gör...
30.
ahlak denilince neden akla ilk cinsellik geliyor. hatta cinselliğin ahlak kavramının içine girmesi bile ayrı bir soru ayrı bir sorun.
devamını gör...
31.
şuan ki toplumda cinsellik , din , kılık kıyafet olarak algılansa da aslında ahlak kişinin yüreğindedir. ahlaklı bir kişi bence gece kafasını yastığa koyduğuna insanın vicdan azabı çekeceği biseyi yapmamasıdır
devamını gör...
32.
toplumun dayattığı şeydir. her insanın kendi ahlak seviyesi farklıdır kimse kimseyi yargılayamaz. (kurallar dışına çıkılmadığı sürece)
devamını gör...
33.
ahlaklılık ve aptallaştırma. - gelenek, ilk insanların sözde yararlı ve zararlı olana ilişkin deneyimlerini yansıtır, - ama gelenek duygusu (ahlaklılık) bu tür deneyimlerle değil, geleneğin geçmişi, kutsallığı ve tartışılmazlığı ile ilişkilendirilir. ve bu yüzden bu duygu, insanın yeni deneyimler edinmesine ve gelenekleri düzeltmesine engel olur. bu şu demektir, ahlak, yeni ve daha iyi geleneklerin ortaya çıkmasına karşı koyar: aptallaştırır.
nietzsche.
nietzsche.
devamını gör...
34.
ımmanuel kant ve ahlak felsefesi
kant, evrensel bir ödev ahlakının varlığını savunmaktadır. kant bu düşüncesiyle, insanların kurallara her şartta uymalarını öngörür. örneğin, trafik polisinin olduğu bir yerde, kırmızı ışık yanınca duran araba sürücüsü, trafik polisi olmadığı zaman da hatta gecenin ortasında, etrafta hiç kimse yokken bile ödev ahlakının gereği olarak kırmızı ışıkta durabilmelidir.
kant'a göre ahlakın kaynağı asla tecrübe olamaz. ona göre insanlarda bir iyilik iradesi vardır. bu irade de davranışları menfaat gözetmeksizin ortaya koymanın ta kendisidir. insanlar bu iradeyi tecrübeden değil, numenden kazanmaktadırlar.
kant, ödev ahlakının dışında bir de toplumsal ahlaktan bahseder. bunun en basit örneklerinden birisi de savaş esnasında insan öldürmektir. savaş ortamında insan öldürmek, toplumsal bir ahlak anlayışının desteğindedir.
ödev ahlakı
ona göre evrensel ahlak yasası mümkündür. fakat böyle bir yasa doğa yasası gibi olanı değil, olması gerekeni içeren bir yapıda olmasıyla mümkündür. bu yasa bizim içimizde var olan iradeyle gerçekleşir. bu, otonomidir. otonomi “yasası kendi içinde olmaktır.” ki bununla birlikte özgürlük ortaya çıkar. yani insan kendi ahlak yasasını kendi belirler. bu, ahlaki eylemin temel şartıdır. bu ahlak yasasına uymak zorunluluk değil, bir ödevdir.
ödev; yapmayı, yerine getirmeyi kendi isteğimizle üstlendiğimiz, sorumluluğunu üzerimize aldığımız bir buyruktur. bu buyruk insanı dışarıdan koşullayan koşullu buyruk (hipotetik imperatif) değildir. bu buyruk, bizim kendimize koyduğumuz bir buyruk anlamında koşulsuz buyruk (kategorik imperatif) tur. yani ödev insana başkası tarafından değil, bizzat kendisi tarafından, kendi vicdanı tarafından verilir. insan kendi ödevini kendisi oluşturur.
koşullu buyruk (hipotetik imperatif) belirli bir amaca ulaşmak için ne yapılması gerektiğini söyleyen buyruktur. insanın arzu ve isteklerine bağlı olan bu buyruk, eylemin muhtemel sonuçlarını dikkate alarak ortaya çıkar. koşulsuz buyruk (kategorik imperatif) ise bir koşula bağlı olmadan, bütün insanlar için geçerliliği olan buyruktur. insanın arzu ve isteklerine bağlı olmayan bu buyruk, eylemin muhtemel sonuçlarını dikkate almadan, zorunlu olarak ortaya çıkar. koşulsuz buyruğun temelinde üç ilke vardır:
- öyle davran ki davranışın temelindeki ilke, tüm insanlar için geçerli olan evrensel ilke veya yasa olsun.
- insanlığı, kendinde ve başkalarında, bir araç olarak değil de her zaman bir amaç olarak görecek şekilde davran!
- öyle davran ki iraden, kendisini herkes için geçerli olan kurallar koyan bir yasa koyucu olarak hissetsin!
bir eylem, bir çıkar veya beklenti içerisinde yapılmışsa bu eylem, koşullu eylemdir ve bu eylem ahlaki değildir. fakat bir eylem, ödev duygusu içerisinde, hiçbir çıkar veya beklenti içerisine girmeden koşulsuz buyruk ile yapılmış ise ahlakidir. örneğin araç kullanırken kırmızı ışık yandığında sadece vicdanen bu kurala uymak, kant'a göre ahlaklı bir eylemdir. çünkü kırmızı ışıkta, salt çıkarın tamamen dışında, sadece vicdani gereklilikten ötürü durulmuştur. kırmızı ışıkta durma nedenimiz ceza almamak, kameraya yakalanmamak, birilerine hoş görünmek vb. ise de bu eylem kant'a göre ahlaksızca bir davranıştır; çünkü davranışın temelinde çıkar vardır.
bir davranış yapılmadan önce o davranışın yapılış amacı (niyeti) önemlidir. buradaki niyet sadece ödeve uygun olarak, amacı kendisi için olan salt iyiyi (niyeti) gerçekleştirmektir. salt iyi yasaya uygun olandır. kant’ın bu düşüncesine ödev ahlakı (iyi niyet ahlakı) denir.
devamını gör...
35.
bireye aittir, topluma değil. şunu bi idrak etsek milleti ahlaksız olarak suçlamayız da idrak edemiyoruz işte.
devamını gör...
36.
''ahlak'' bunca ahlaksızın ayıplarını örtmek için sığındığı kakafoni bir kelimedir, gerçeklik ile yakından uzaktan alakası yoktur. tüm kişi ve kurumlar tamamen hayal ürünüdür.
devamını gör...
37.
"zenginlerde ve fakirlerde ahlak bulunmaz"
"ahlak orta sınıfı kontrol altında tutmak için uydurulmuştur" şeklinde iki anonim tanımını duyduğum kişisel olgu.
"ahlak orta sınıfı kontrol altında tutmak için uydurulmuştur" şeklinde iki anonim tanımını duyduğum kişisel olgu.
devamını gör...
38.
huy, tabiat demektir. arapça kelime olup hulk kelimesinin çoğuludur. çok geniş bir tanımdır aslında misal cesaret bir ahlaktır, vefa bir ahlaktır, haset de ahlaktır, kötü sözlü olmak da. iyi ya da kötü olabilir ve ahlak sadece bireysel de olmayabilir. misal klasik örnektir çalışkanlık japon milletinin ahlakıdır. tüm japonlar böyle demek değildir tabii ki. güzel ahlak aslında medeniliktir de diyebiliriz bir yerde.
güzel ahlaka örnekler:
yere çöp atmamak,
büyüklerine karşı saygılı, küçüklerine karşı merhametli olmak,
konuşurken güzel konuşmak,
güleryüzlü olmak,
ağaç dikmek,
aciz ve mazlumlara eziyet etmemek, onları kollamak,
kötü ahlaka örnekleri:
insanlara karşı saygısız olmak,
kibirlenmek,
kötü sözlü olmak,
dedikodu yapmak,
adaletsiz davranmak,
nötr ahlaka örnekler:
bu entry'yi beğenip paylaşıp kanala abone olmayı unutmamak *
güzel ahlaka örnekler:
yere çöp atmamak,
büyüklerine karşı saygılı, küçüklerine karşı merhametli olmak,
konuşurken güzel konuşmak,
güleryüzlü olmak,
ağaç dikmek,
aciz ve mazlumlara eziyet etmemek, onları kollamak,
kötü ahlaka örnekleri:
insanlara karşı saygısız olmak,
kibirlenmek,
kötü sözlü olmak,
dedikodu yapmak,
adaletsiz davranmak,
nötr ahlaka örnekler:
bu entry'yi beğenip paylaşıp kanala abone olmayı unutmamak *
devamını gör...
39.
etik felsefesine göre ahlak, kişinin kendi benliğine karşı olan sorumlulukları ile topluma karşı olan sorumluluklarını bir arada yürütebilme becerisidir.
tüm kişilerin ve/veya toplumların ahlaki yapısı etik felsefesi yordamı ile türetilmemiştir. *
anarşistler ve çileci keşişler/sofular evrensel (felsefi ve bilimsel) ahlaka karşı çıkarlar. anarşistler için benlik biriciktir ve ahlaki değerleri o belirlemelidir. çileciler için yaşam acı çekmek için uydurulmuş tanrısal bir alandır ve ahlak sadece kendi ümmetlerinin gerekli tek kültürü/şartıdır. (çileciler bu noktada diğer tüm dindarlardan ayrılmaktadır. çilecilere göre ümmet ve kültür farklılıklarından doğan çekişme ve savaşım - yine - tanrı'nın bir çilesi/cezasıdır,
gündelik yaşama evrensel bir ahlaki çözüm yoktur ve tanrı cezaların/çilelerin biteceği günü belirleyecek tek mercidir. - tabi diğer dindarlar genel olarak eski çileci dindarları kıyımdan geçirmişler, ticaret, zenginlik, hükmetmek gibi dünyevi zevkleri yasaklayan yobazlar olduklarını düşündükleri için. - )
tüm kişilerin ve/veya toplumların ahlaki yapısı etik felsefesi yordamı ile türetilmemiştir. *
anarşistler ve çileci keşişler/sofular evrensel (felsefi ve bilimsel) ahlaka karşı çıkarlar. anarşistler için benlik biriciktir ve ahlaki değerleri o belirlemelidir. çileciler için yaşam acı çekmek için uydurulmuş tanrısal bir alandır ve ahlak sadece kendi ümmetlerinin gerekli tek kültürü/şartıdır. (çileciler bu noktada diğer tüm dindarlardan ayrılmaktadır. çilecilere göre ümmet ve kültür farklılıklarından doğan çekişme ve savaşım - yine - tanrı'nın bir çilesi/cezasıdır,
gündelik yaşama evrensel bir ahlaki çözüm yoktur ve tanrı cezaların/çilelerin biteceği günü belirleyecek tek mercidir. - tabi diğer dindarlar genel olarak eski çileci dindarları kıyımdan geçirmişler, ticaret, zenginlik, hükmetmek gibi dünyevi zevkleri yasaklayan yobazlar olduklarını düşündükleri için. - )
devamını gör...
40.
dünya genelinde çok az insanda olmasın rağmen herkes bekçiliğini yapar. evet.
devamını gör...