1.
gayet de var olan bir olgudur. ahlaklı bir insan olmak için demokles’in kılıcı gibi tepenizde bir tanrının ödül ve cezalarına gereksinim duyuyorsanız kendinizi bir sorgulayın derim.
tabii burada ahlaktan ne anladığımız da önemlidir. geniş bir kesim için ahlak flört etmemek, mini etek giymemek gibi dar kalıplar içine hapsolunmuşken dar bir kesim için de ahlak daha geniş kalıplar içerisindedir.
tabii burada ahlaktan ne anladığımız da önemlidir. geniş bir kesim için ahlak flört etmemek, mini etek giymemek gibi dar kalıplar içine hapsolunmuşken dar bir kesim için de ahlak daha geniş kalıplar içerisindedir.
devamını gör...
2.
yani diyorsun ki yalan söylememek, benim olmayanı çalmamak, taciz ya da tecavüz girişimlerinde bulunmamak, hakkım olmayanı başkasının elinden alıp gasbetmemek ve daha niceleri için dine ihtiyacım var, caydırıcı kurallara ihtiyacım var, bu caydırıcı kuralları bildiren bir elçiye ve anlattığı dine göre her şeyin üstünde olan bir varlığa ihtiyacım var. e bu durumda sen zaten ahlaksızsın arkadaşım.
devamını gör...
3.
dinli ahlaksız olmaktan daha kolaydır.
devamını gör...
4.
mümkündür, din(i)dar olanları da gördük
devamını gör...
5.
var olduğuna inandığım şeydir. zira yeryüzünde inançlıyım veya şu inancın şu koluna mensubum; bizler ahlaklı, inançlı, hak yemeyen, herkesin hakkını kollayıp, gözeten inançlı insanlarız diyen kimi gördüysem; tamamen söylemlerinin aksini yapmıştır ve bu salt ahlaksızlıktır. iyi ve kötüyü ayıran şey inanç değil; ahlak ve değerleridir, ki zaten bunlara sahip olamayan bir insanın herhangi bir taş ya da değersiz nesneden bir farkı yoktur. ali şeriati'den alıntı ile bitireyim: ''okuyun diyor, okuyun. çünkü mürekkebin akmadığı yerde kan akıyor''.
devamını gör...
6.
dindar insanların çoğunluğu, ahlâkı kendi tekellerinde zannetmek gibi bir gaflete düşüyorlar. bu bir kere tarihsel olgulara aykırı. platon, aristo, epikuros, stoacılar veya kuşkucular; musevi, hristiyan ya da müslüman değillerdi. bu bile dinlerden bağımsız bir ahlâk ve adalet anlayışının olduğunu gösterir.
devamını gör...
7.
mümkündür . ahlak kurallarına uymak için sizden daha üst bir varlığın emirleri doğrultusunda hareket etmeniz gerekiyorsa veya bir ödül - ceza sistemine ihtiyaç duyuyorsanız eğer bir dine mensup olabilirsiniz ama ahlaklı değilsinizdir. akıl ve vicdan kavramlarına, mensubu olduğunuz dinin yanında gelen promosyon muamelesi yapmayın.
devamını gör...
8.
ülkemizde çoğu kişi din ve ahlakı beraber görüp dinsizlerin ahlaksız olduğunu düşünürler ya da söylerler. böylelerine tahammülüm bile kalmadı artık. ben iyiliğimi sonunda vaat edilen ödül için yapmıyorum, ama sen dinli insan tanrının seni cennete koyması için iyilik yapıyorsun. bu durumda dinin mutlak bir ahlak anlayışı sağladığını söyleyebilir miyiz? hayır. ama yine aynı dine göre birey sırf inançlı olduğu için ; birisine tecavüz ederse önce cehennemde yanacak ardından cennete gidecek. ahlaklı davranışları bir tanrıya ve dine mal etmediğim bense sonsuza kadar cehennemde ateşler içinde yanacağım. ;)
devamını gör...
9.
ilkel insanı belirli bir düzen içinde tutmak için belki zamanında ihtiyaç olmuş olabilir ama bilin bakalım kim ilkel değil artık?
devamını gör...
10.
ahlaklı olmak için illa ki ateşten korkmak gerekmiyor. kendine saygı diye bir olgu var değil mi? insan olduğunu hissettiren!
devamını gör...
11.
semavi dinlilere göre mümkün olmayan olgu.
dinlilere göre ahlak, toplumsal, felsefi, akli ya da vicdani bir olgu değildir. tanrı’nın neyi emredip emretmediğiyle alakalıdır ve tanrı’nın emri olduğu için de mutlaktır. bu nedenle de ahlaki anlamda sorumlulukları; vicdanlarına ya da toplumsal ilişkilerine karşı değil, tanrı’ya karşıdır. buna karşın her ne kadar sorumluluk tanrı’ya karşı olsa da ahlak, kolaylıkla çiğnenebilir bir yön de barındırır aynı zamanda. zira aynı tanrı, cezalandırıcı olduğu kadar affedicidir de. tanrı’nın sunduğu çok yönlü ibadet biçimleriyle tanrı kelamının dışına çıkmak kolaylıkla affedilebilir. bu nedenle de inanç sahibi için ahlak, aynı zamanda kolaylıkla gözardı edebileceği bir olgu haline de gelebilir aynı zamanda.
‘şeytana uymak’ kolaydır, zira ‘allah affetsin’ ile sorun çözülür.
dinlilere göre ahlak, toplumsal, felsefi, akli ya da vicdani bir olgu değildir. tanrı’nın neyi emredip emretmediğiyle alakalıdır ve tanrı’nın emri olduğu için de mutlaktır. bu nedenle de ahlaki anlamda sorumlulukları; vicdanlarına ya da toplumsal ilişkilerine karşı değil, tanrı’ya karşıdır. buna karşın her ne kadar sorumluluk tanrı’ya karşı olsa da ahlak, kolaylıkla çiğnenebilir bir yön de barındırır aynı zamanda. zira aynı tanrı, cezalandırıcı olduğu kadar affedicidir de. tanrı’nın sunduğu çok yönlü ibadet biçimleriyle tanrı kelamının dışına çıkmak kolaylıkla affedilebilir. bu nedenle de inanç sahibi için ahlak, aynı zamanda kolaylıkla gözardı edebileceği bir olgu haline de gelebilir aynı zamanda.
‘şeytana uymak’ kolaydır, zira ‘allah affetsin’ ile sorun çözülür.
devamını gör...
12.
ahlaksız dini yenecek versustur
devamını gör...
13.
ölümden sonrasını, ahireti vaat eden tanrı veya tanrılar olmadan ahlakı temellendiremezsiniz.*
ahlak kuralları getirebilirsiniz fakat bunları kitlesel bir hale sokamazsınız.
bundan dolayıdır ki tarihin hiçbir döneminde dini herhangi bir tanrısı ve ölümden sonraki hayatı* olmayan bir toplum var olamamıştır.
tanrı ve ahireti devreden çıkartırsanız akıl ile ahlak çatışır. ancak teist ahlak geçerliyse her zaman rasyonel ahlak geçerlidir.
bu yönüyle insan herhangi bir dine inanmasa bile dine muhtaçtır.
(bkz: god and the moral order) adlı makale bunun en güzel açıklanış biçimidir.
bir başka soru
(bkz: dünyada tek bir kişi kalsa bile ahlak var olabilir mi?)*
ahlak kuralları getirebilirsiniz fakat bunları kitlesel bir hale sokamazsınız.
bundan dolayıdır ki tarihin hiçbir döneminde dini herhangi bir tanrısı ve ölümden sonraki hayatı* olmayan bir toplum var olamamıştır.
tanrı ve ahireti devreden çıkartırsanız akıl ile ahlak çatışır. ancak teist ahlak geçerliyse her zaman rasyonel ahlak geçerlidir.
bu yönüyle insan herhangi bir dine inanmasa bile dine muhtaçtır.
(bkz: god and the moral order) adlı makale bunun en güzel açıklanış biçimidir.
bir başka soru
(bkz: dünyada tek bir kişi kalsa bile ahlak var olabilir mi?)*
devamını gör...
14.
soruyorum neden ahlaklı olmalıyım? genelde en mantıklı dinsizler ''öyle olmalısın ki toplum olarak yaşayabilelim, toplum seni kabul etsin ve bir huzur ortamı tesis olsun'' diye açıklar. ama diyelim ki adolf hitler gibi toplumun başına geçtim, yasama, yürütme, yargı, basın, diyanet tümü benim elimde, adeta halk beni bir yarı tanrı olarak görüyor. o zaman milyonlarca insanı keyfi olarak katletmemek için nasıl bir gerekçem olabilir? ölüm korkusu da değil mesele, ölümden sonra başımıza gelecek bir ceza korkusu. eğer ölümden sonra bir ödül yahut ceza yoksa, tamamen hiç(0, zero, yok) oluyorsak, kısaca hitler ile aynı yere gidiyorsak hitler gibi olmamak için sebep yoktur. vel hasıl-ı kelam tanrısız değil dinsiz ahlak temellendirilemez, din olsa dahi bir ''ölümden sonra inancı'' olmadan ahlak sadece zayıfların güçlülerden korktuğu için uygulayabileceği ama kimsenin görmediği yerlerde evcil hayvanlarına bile tecavüz etme hürriyeti veren dayanaksız bir önermedir.
devamını gör...
15.
dinsiz bir insan ahlaklı olabilir fakat ahlakı rasyonel bir zeminde temellendiremez. bilimin konusu değildir bu, bizzat felsefe ve teoloji konusudur. duygusal davranmayıp mantığı rehber edinince zaten bu sonuca ulaşmak pek uzun sürmeyecek. birisine bu iyi, bu kötü dediğinizi ve buna göre o insanı yargıladığınızı düşünün. bu işi size bu neden iyi, bu neden kötü diye sorarsa bir tane temel bulmak zorunda kalırsınız. ya canım öyle istediği için dersiniz, ya da bir sebep atarsınız ve tüm sistemi ona göre şekillendirirsiniz.
dinsizlerin zaten objektif anlamdan bahsetmesi tutarsızlık, epistemolojik olarak birbirimizden farkımızı yok beyler. ontolojik olarak da eşitiz. yani subjektiflik devreye girecek. felsefe-etik zaten bunun üzerinde sörf yapmakta. ahlakı temellendirmek için tanrı varmış gibi yapan o çok büyük filozoflarınızın yazılarını okuyun mesela. zaten bu konulara biraz kafa yormuş ve duygusal yaklaşmayan birisi dediklerimi kapmış ve biliyordur bile. ben sadece hiç kafa yormayıp, temeli olmayan bir ahlak sistemi üzerine dinlere saldıran tiplere bir düşünce çağrısıdır bu.
adam öldürmek kötüdür
başkalarının sınırlarını çiğnemek kötüdür
tecavüz-hırsızlık kötüdür
bunun gibi örnekler çoğaltılabilir. bunlar neden kötüdür, kötü dediğimiz şey gerçekten olan bir şey mi yoksa siz mi uydurup sınıflandırdınız? bunlara iyi veya kötü derken temeliniz nedir tam olarak? mesela beyni farklı çalışan bir hasta düşünelim. adamın ayna nöronları bize oranla çok düşük. bu adam büyük olasılıkla seri katil olacak. aynı durum sende olsa senin de pek bir farkın olmayacaktı fakat onun gibi değilsin ve hiçbir zaman olamayacaksın. o da senin gibi olamayacak. sen birisinin sınırını çiğnememekten ve toplumsal düzenden huzur buluyorsun ve bundan mutlu oluyorsun; diğer eleman tam tersinden mutlu olup zevk alıyor. şimdi burada bir çatışma var, iyi neye göre iyi tam olarak? elbette subjektif. ama bu dediklerim tanrısız bir ortam için geçerli unutmayın.
sistem kuruldu diyelim, çürük çarık umursamadınız ve bir ahlak inşa ettiniz. bilin ki temeli yok, yani çürük. ama uymak istiyorsunuz çünkü başka çareniz yok. çünkü nihilist olacaksınız ve ruhunuz buna inanmak istemiyor. bu ahlak kuralları sizin zevkinize göre ayarlandıysa tutarlısınız. fakat başkalarına dikte etmeye gelince burada işler kopar. mesela size göre adam öldürmek kötü bir başkası için iyi. siz burada subjektif konuşursunuz çünkü ikinizde insansınız. allah değilsiniz yani kural koyacaksınız. ama diyelim ki bu çürük sistem insanlar tarafından kabul gördü ve insan öldürmek kötüdür, tecavüz kötüdür, ensest kötüdür gibi maddeleri insanlar kabul etti. önümüzde bir problem daha var.
neden ve ne için bunlara uymalıyız?
şimdi toplumsal baskı ve ceza yememek için bu kurallara uyuyoruz diyelim fakat kaybedecek bir şeyimiz yoksa? yaşlandık ve ölmeden önce canımızın istediğini yapmak istiyoruz veya kimsenin sizin ne yaptığınızı bilmeyeceği ve yakalamayacağı bir ortam buldunuz. istediğinizi yapabilirsiniz ve size kimse bir yaptırım uygulayamaz, göremez. işte burada bu adamlara bir neden sun. adam zevk için bir adamı yatırmış doğruyor ve sen buna şahit oluyorsun. adama bunu neden yapmaması gerektiğini anlat. adam öldükten sonra ceza mı çekecek? hayır. eee? bitti işte? adam fırsatını bulunca istediğini yapacak çünkü onu dizginleyecek bir şey yok. iyilik-kötülük ve anlam bilimsel değildir. hadi kolay gelsin.
son bir örnek: bir oda düşünün odada playstation var ve oda dağınık. 24 saatlik bir süreniz var ve 24 saatin sonunda yok olacaksınız. ikiniz de insansınız ve sen akıllı davranıp playstation oynayan adama diyorsun ki bu yaptığın ahlaksızlık! kalk odayı topla. adam diyecek ki, ikimiz de insanız ve sen bana bunun kötü olduğunu söylüyorsun? 24 saat sonra yok olacağız ve bir sonuç olmayacak. senin dediğine uysam da uymasam da bir fark olmayacak. ayrıca sana göre kötü, bana göre 24 eğlenmek çok daha ahlaklı çünkü senin yaptığın şeyin bir anlamı yok diyecek. durum buna benzer.
bu dediklerim teistler için değil, dinsizler içindir. vesselam.
dinsizlerin zaten objektif anlamdan bahsetmesi tutarsızlık, epistemolojik olarak birbirimizden farkımızı yok beyler. ontolojik olarak da eşitiz. yani subjektiflik devreye girecek. felsefe-etik zaten bunun üzerinde sörf yapmakta. ahlakı temellendirmek için tanrı varmış gibi yapan o çok büyük filozoflarınızın yazılarını okuyun mesela. zaten bu konulara biraz kafa yormuş ve duygusal yaklaşmayan birisi dediklerimi kapmış ve biliyordur bile. ben sadece hiç kafa yormayıp, temeli olmayan bir ahlak sistemi üzerine dinlere saldıran tiplere bir düşünce çağrısıdır bu.
adam öldürmek kötüdür
başkalarının sınırlarını çiğnemek kötüdür
tecavüz-hırsızlık kötüdür
bunun gibi örnekler çoğaltılabilir. bunlar neden kötüdür, kötü dediğimiz şey gerçekten olan bir şey mi yoksa siz mi uydurup sınıflandırdınız? bunlara iyi veya kötü derken temeliniz nedir tam olarak? mesela beyni farklı çalışan bir hasta düşünelim. adamın ayna nöronları bize oranla çok düşük. bu adam büyük olasılıkla seri katil olacak. aynı durum sende olsa senin de pek bir farkın olmayacaktı fakat onun gibi değilsin ve hiçbir zaman olamayacaksın. o da senin gibi olamayacak. sen birisinin sınırını çiğnememekten ve toplumsal düzenden huzur buluyorsun ve bundan mutlu oluyorsun; diğer eleman tam tersinden mutlu olup zevk alıyor. şimdi burada bir çatışma var, iyi neye göre iyi tam olarak? elbette subjektif. ama bu dediklerim tanrısız bir ortam için geçerli unutmayın.
sistem kuruldu diyelim, çürük çarık umursamadınız ve bir ahlak inşa ettiniz. bilin ki temeli yok, yani çürük. ama uymak istiyorsunuz çünkü başka çareniz yok. çünkü nihilist olacaksınız ve ruhunuz buna inanmak istemiyor. bu ahlak kuralları sizin zevkinize göre ayarlandıysa tutarlısınız. fakat başkalarına dikte etmeye gelince burada işler kopar. mesela size göre adam öldürmek kötü bir başkası için iyi. siz burada subjektif konuşursunuz çünkü ikinizde insansınız. allah değilsiniz yani kural koyacaksınız. ama diyelim ki bu çürük sistem insanlar tarafından kabul gördü ve insan öldürmek kötüdür, tecavüz kötüdür, ensest kötüdür gibi maddeleri insanlar kabul etti. önümüzde bir problem daha var.
neden ve ne için bunlara uymalıyız?
şimdi toplumsal baskı ve ceza yememek için bu kurallara uyuyoruz diyelim fakat kaybedecek bir şeyimiz yoksa? yaşlandık ve ölmeden önce canımızın istediğini yapmak istiyoruz veya kimsenin sizin ne yaptığınızı bilmeyeceği ve yakalamayacağı bir ortam buldunuz. istediğinizi yapabilirsiniz ve size kimse bir yaptırım uygulayamaz, göremez. işte burada bu adamlara bir neden sun. adam zevk için bir adamı yatırmış doğruyor ve sen buna şahit oluyorsun. adama bunu neden yapmaması gerektiğini anlat. adam öldükten sonra ceza mı çekecek? hayır. eee? bitti işte? adam fırsatını bulunca istediğini yapacak çünkü onu dizginleyecek bir şey yok. iyilik-kötülük ve anlam bilimsel değildir. hadi kolay gelsin.
son bir örnek: bir oda düşünün odada playstation var ve oda dağınık. 24 saatlik bir süreniz var ve 24 saatin sonunda yok olacaksınız. ikiniz de insansınız ve sen akıllı davranıp playstation oynayan adama diyorsun ki bu yaptığın ahlaksızlık! kalk odayı topla. adam diyecek ki, ikimiz de insanız ve sen bana bunun kötü olduğunu söylüyorsun? 24 saat sonra yok olacağız ve bir sonuç olmayacak. senin dediğine uysam da uymasam da bir fark olmayacak. ayrıca sana göre kötü, bana göre 24 eğlenmek çok daha ahlaklı çünkü senin yaptığın şeyin bir anlamı yok diyecek. durum buna benzer.
bu dediklerim teistler için değil, dinsizler içindir. vesselam.
devamını gör...
16.
ahlâk ne olmalı diye sormak gerekir, ahlak şüphesiz ki başka insanların hakkını gasp etmeme, isteği dışında bir şey (taciz, aldatma, manipüle etme, dolandırma vb.) kendisine yapılmasını istemeyeceği her şeyi kapsamlıdır tabi bunun sosyopat boyutu da var her insan da aklı başına sayılmaz neticede bu da çok öznel bir duruma çıkıyor, ahlak için ortak bir müşterekte buluşmak zor.
devamını gör...
17.
dinsiz ahlaklı olmak pekala mümkündür. ancak, önce ahlak kelimesinin iyi bir tanımını yapmak gerekir. sonra da, ahlak kelimesinin içini iyice doldurmak gerekir. insani değerler; erdemli davranışlar hoşa giden tüm hal ve hareketler ahlak tanımının içine girer. ayrıca, semavi dinlerde ve diğer dinlerde de genellikle yapılması istenilen güzel davranışlar ahlak içinde yer almaktadır. tanrıya inanmayan ya da farklı dini inancı olan birisi çok ahlaklı olabilir. bunun sonucunu öbür alemde hesap gününde görecektir. her iyi davranışın, mutlaka iyi bir karşılığı olacaktır.
devamını gör...
18.
ahlak iyi ve kötü davranışlara ilişkin toplumun üzerinde yazılı olmayan bir mutabakat sağladığı kurallardır. toplumdan topluma değişiklik gösterir. aynı zamanda bir toplumda zaman içerisinde de değişir. mutlak iyi ve mutlak kötü yoktur. toplum için fayda vardır. iyi ve kötünün fonksiyonu insanlar arasındaki ilişkileri düzenleyerek toplumun düzenini ve devamlılığını sağlamaktır. amaç bireyin mutluluğu değildir, amaç toplumun devamlılığıdır.
ilkel toplumlarda dinler doğanın güçlerini açıklama çabasıdır. bu toplumlarda da ahlak kuralları vardır. örneğin ensest genellikle kötü görülür. küçük ilkel topluluklar ensest ilişki yerine eş bulmak için senenin belli dönemlerinde toplanma yerlerinde buluşurlar. aborjinlerde de bu görülür, kongo havzasında da, berberilerde de (onlar müslüman ama bu gelenek muhtemelen binlerce yıl önceden geliyor). çünkü ensest sağlıklı nesiller elde etmeyi riske eder ve hem içgüdüsel olarak hem gözlemler nedeniyle zaman içerisinde ensest kötü kabul edilmiş ve birbirinden uzak toplumlarda benzer pratikler edinilmiştir.
ahlak kuralları değişken olduğu için bazı toplumlarda “7 göbekten akraba” ile evlenilmezken bazı toplumlarda kuzenle evlenmek normal karşılanabilir.
mısırda firavunlar tanrı horus’un yeryüzündeki cisimleşmiş hali olduğundan haremi olmasına rağmen sıradan bir insanla değil yine bir tanrıyla yani kendi kızkardeşleriyle evleniyorlardı (sakat ve hastalıklı çocuk çok doğuyordu, örneğin 17 yaşında ölmüş tutankamun’un iskelet sorunları vardı ve mezarından bir sürü baston çıkmıştı)
bildiğim bütün topluluklarda yaşlılara saygı gösterilir ve bakım görürler.
yani mutlak ahlak kuralları yok ancak genellemeler de yapılabilir. ensest genelde kötü kabul edilir. çünkü sağlıklı bireyler için böyle olması gerekiyordu.
ahlak toplumun devamını sağlayan bir fonksiyonudur. bu kurallar geleneksel olarak devam eder. ihtiyaçlara göre değişir. belki ileride tembellik çok büyük bir ahlaksızlık olarak kabul edilecektir, şimdilik sadece tasvip edilmeyen bir davranış. belki vücudumuzun bazı bölümlerinin görünmesi ayıp sayılmayacak.
ilave: tek tanrılı dinler ahlakın kaynağı değildir. onlar belli bir bütünlük içerisinde kendi ahlak kurallarını oluştururlar.
ilkel toplumlarda dinler doğanın güçlerini açıklama çabasıdır. bu toplumlarda da ahlak kuralları vardır. örneğin ensest genellikle kötü görülür. küçük ilkel topluluklar ensest ilişki yerine eş bulmak için senenin belli dönemlerinde toplanma yerlerinde buluşurlar. aborjinlerde de bu görülür, kongo havzasında da, berberilerde de (onlar müslüman ama bu gelenek muhtemelen binlerce yıl önceden geliyor). çünkü ensest sağlıklı nesiller elde etmeyi riske eder ve hem içgüdüsel olarak hem gözlemler nedeniyle zaman içerisinde ensest kötü kabul edilmiş ve birbirinden uzak toplumlarda benzer pratikler edinilmiştir.
ahlak kuralları değişken olduğu için bazı toplumlarda “7 göbekten akraba” ile evlenilmezken bazı toplumlarda kuzenle evlenmek normal karşılanabilir.
mısırda firavunlar tanrı horus’un yeryüzündeki cisimleşmiş hali olduğundan haremi olmasına rağmen sıradan bir insanla değil yine bir tanrıyla yani kendi kızkardeşleriyle evleniyorlardı (sakat ve hastalıklı çocuk çok doğuyordu, örneğin 17 yaşında ölmüş tutankamun’un iskelet sorunları vardı ve mezarından bir sürü baston çıkmıştı)
bildiğim bütün topluluklarda yaşlılara saygı gösterilir ve bakım görürler.
yani mutlak ahlak kuralları yok ancak genellemeler de yapılabilir. ensest genelde kötü kabul edilir. çünkü sağlıklı bireyler için böyle olması gerekiyordu.
ahlak toplumun devamını sağlayan bir fonksiyonudur. bu kurallar geleneksel olarak devam eder. ihtiyaçlara göre değişir. belki ileride tembellik çok büyük bir ahlaksızlık olarak kabul edilecektir, şimdilik sadece tasvip edilmeyen bir davranış. belki vücudumuzun bazı bölümlerinin görünmesi ayıp sayılmayacak.
ilave: tek tanrılı dinler ahlakın kaynağı değildir. onlar belli bir bütünlük içerisinde kendi ahlak kurallarını oluştururlar.
devamını gör...
19.
(bkz: ahlaksız din)
devamını gör...
20.
dinsiz değilim ama ahlaklı olmanın din ile direkt bir ilişkisi olduğuna pek inanmıyorum. zira yaşadıklarımız da bunun doğru bir yaklaşım olduğunu çoğu kez bize ispatlamıştır.
devamını gör...