ahlakın ölmesi

insanın suratına buz gibi çarpan gerçek.

ahlak öldü dostlar. dünyada kendi çıkarından başka şeyi düşünen, paranın ve modern hayatın kölesi olmamış bir avuç insan ya kaldı ya kalmadı.

sokaklarda aklından, gördüğü her kızla sevişmeyi geçirmeyen erkek kalmadı.

evleneceği kişinin parasını mal varlığını önemli bir kıstas olarak belirlemeyen kadın kalmadı.

halkının faydasını düşünecek, cebine bakmayacak, bir dava uğruna belki canını bile verebilecek siyasetçi kalmadı.

daha güzelinden daha alımlısından belki daha zengininden bir teklif alsa eşini terketmeyecek evli kalmadı.

işini yaparken kimse bakmıyorken kimsenin haberi yokken bile işinin hakkını vermeye çalışacak işçi kalmadı.

bencilliğini bir kenara bırakıp yapılan her yanlışa her zalimliğe gür bir şekilde ses çıkaracak mert insanlar kalmadı.

ah dostlar karşılık beklemeden bir kahve ısmarlayacak dost bile kalmadı.

ahlak öldü dostlar. nietzsche'nin tanrı öldü derken dediği gibi, onu biz öldürdük. şimdi boktan bir dünyada en fazla 50-60 yıl yaşayıp güçlünün ve şansı yaver gidenin diğer insanlarını nasıl ezdiğini izleyip toprak olup gideceğiz. bugün benim pes edişim. hümanist düşünceme veda ediyor. ve insanlığa bu bok çukurunda 'şans' diliyorum.

insanlık tarihini kendi yaşam süremizden ibaret görmenin ürünü bir tespittir.

ahlak öldü ve katilleri aramızda en ahlaklı biziz edasıyla dolaşıyor.

ahlak ölmedi, onu içimize gömdük. aslında orada, derinlerde bir yerde.

sevindiğim haber. ahlakın temelinin dinlere bağlı olduğunu düşününce dolaylı olarak dinlerin de öldüğüne işarettir.

ahlak'ın ne olduğu bilincine varıldıktan sonra ölümsüz olduğunu fark ediyorsun. o yüzden ölmez.

bir toplumun ahlakı dininden ve dini kurallarından çok gelişmislik düzeyi ile alakalı hakkaten. gelişmişlik düzeyinden kastım elbette salt ekonomik refah düzeyi değil. kültürünüz yeni ve farklı kuşakları ne kadar besleyebiliyor, barındırabiliyorsa o kadar zengin bir toplumsunuzdur. ve bu yüksek bir ahlaki seviyeniz olduğunu gösterir.

yoksa ellerine din kitabı alarak konuşan siyasetçilerin hitap ettiği toplumlar ortada.

ülkemizde 2002'den sonra doruk noktasına ulaşmıştır.

ahlakın ölmeden önce yaşadığını öğrendiğimiz başlık.

bkz: acil gebelik testi

ahlak ölmez. ahlak; toplumsal, evrensel değildir. ahlak bireye özgü olmalıdır. her bireyin kendi ahlakı ve vicdanı vardır.

(bkz: dirilt şunu aşkım)

modern dünyanın bunalımı
aynı zamanda insanoğlunun sonunu getirecektir

hep de aynı goygoy. bence asıl şimdi ahlak var. mesela mağara döneminde yaşarken kadına sormuyordum sevişmek için. çat kadını altına alıp seviyodun. şimdi evlensen bile sormam lazım. hanfendiler sevişmek isterlerler mi? falan filan. bence dünyadaki en ahlaklı dönem yaşanıyor. (bkz: bakış aşısı)

ahlakı allah'a bağlayan şeyleri gördüğümüz başlık. kaç yaşındasınız kuzum siz. şu allahı bi rahat bırakın artık, kadın hişbişeye karışmıyor yine de olayı ona patlatıyorsunuz.

şeyler = ağır söylem

ahlak günümüzde maske olarak kullanılan bir olgudur. ahlak maskesi takıp ahlak dersi dağıtanların yaptığı ahlaksızlıklar dudakta uçuk kolonisi oluşturur.

dat dat ahahahaha topraa bol olsun o zaman kanki. şaka maka o kadar da doğru olmayan tespittir. ben görmedim öldüğünü. söz konusu tanımdaki - 30 un da altında iq ve eq zeka seviyesindeki maymunları ahlak sahibi insan sıfatına getirmeyip ister istemez iş icabı ve hayat şartları gereği ( yeterince izole olabilmiş ideal toplumda yaşayan bireyler olamama hali ) katlanılan canlılar olarak görünce kilit açılıyor. kafaya takmaya değmez.

bireysel psikoloji ekolünün kurucusu ve öncüsü alfred adler insanın doğal kabul edilebilecek duygu ve davranışlarının çoğunun kötücül bir temele dayandığını iddia eder arthur schopenhauer ise zevk için işkence edebilen bir canlının iyi olamayacağını savunur. bence ikisi de haklıdır.

bizim sık sık bu duygululara kapılıp insanlıktan ümidi kesmemizin sebebi maalesef hala insanı ve insan doğasını özünde tanımıyor oluşumuzdan kaynaklıdır. insan doğası gereği saldırgan ve kötü mizaçlıdır. bu anne karnına düştüğümüz anda başlar. embriyo anneyi adeta sömürür tüm depolarını patlatır bir çok kadın gebelikte bu yüzden diş kaybı yaşar. diğer canlılarda yavruyu taşıyan anne önemliyken insanda yavru ne yapıp edip hayatta kalmalıdır. 24 25 aylık doğmamız gerekirken 9 aylık doğmamızdan mütevellit ciddi bir bakıma ve ilgiye muhtaç olarak dünyaya gelmemiz bizi daha da saldırgan yapman bir diğer özellik. ağlamayana meme yok sözünün tefsiri gibi duran bu durum herkes tarafından kabul gördüğü için kimse içinde bulundurduğu tezatı göremiyor. insanoğlu tüm zayıflıklarını saldırganlığı ile kapatmıştır. ne ölümcül pençeler ne koca dişler ne de gözünü korkutacak cüsseye veya güce sahibiz hızlı koştuğumuzda pek söylenemez ama hayatta kalmak için gereken şeye sahiptik. saldırganlık.

insan temelde kötüdür ancak ve ancak iyi bir eğitimle normal davranışlar sergileyecek yetilere sahip olabilir. insanın özünde iyi olduğu inancı panteist bir kökene sahiptir. tanrının kötü olmaması sebebiyle tanrının kendi suretinde yarattığı insan da kötü olamaz kötülüğe sapan kullar tanrının buyruğuna uymayan yoldan sapan kişiler olarak kabul görür lakin öyle değildir. neye inanırsanız inanın bazı gerçekleri kabul etmedikçe hatta bunları görmezden geldikçe sorunlar toplumsal bir hal alacaktır. bugün orta doğunun bu halde olmasının sebebi budur. batı insan doğasını anlamış ve olası sorunların önüne geçecek önlemler almaya çalışmışken doğu insanı ve doğasını reddederek her şeyin ilahi bir yaratıcının iradesinde gerçekleştiği düşüncesinden çıkamayarak iyi de kötü olsa ne varsa tanrıdan gelmektedir diyerek sorunların üzerini örtmeyi tercih etmiştir.

konuya dönecek olursak ahlak ölmemiştir. bizim gibi toplumsal bağları duygusal temellere dayanan ciddi manada cahil toplumlar ekonominin kötüye gittiği dönemlerde daha hızlı çözülmeye uğrar. yazarın bahsettiği gibi cahil insanın yani birey olamamış kendi ahlaki değerleri ve edimleri olmayan kısaca bir boka yaramayan insanların ortak kıblesi paradır. paranın zor ulaşılabilir bir hal alması zaten toplumsal bağların zayıf olduğu coğrafyalarda hızlı bir ayrışmaya ve kutuplaşmaya zemin hazırlar.

insanın kötü olduğu kabul edilmeli kesinlikle iyi bir eğitimden geçirilmelidir. ahlaki değer yargıları olan bir şeyi günah olduğu için değil doğru olmadığı için yapmayan herkesin mumla aradığı o insanların hepsinin istisnasız iyi eğitimli olmaları tesadüf değildir. eğitimden kasıt diploma değildir. hiç okul önünden geçmemiş bir insan bile hayatına bir dönem giren birinden görüp öğrendikleri ile 20 30 sene dirsek çürüten diplomalı eşeklerden kat be kat daha insan olabilir.

çok derin bir mesele aslında. çoook uzun yazılır, çizilir.
de insanın iyi olanla doğru olanı iyi idrak etmesi gerekir.
doğru olan bazen iyi olan olmayabilir, o sebeple doğru olanın yanında her daim durursanız burada ahlakı öldürmemiş olursunuz.
kısaca eyyorlamam bu kadar.

günümüzde insanlık, ahlak hiç kalmadı allah diğer nesillere yardım etsin.