allah

kiminin inandığı , kiminin inanmadığı tanrı.

4 yıl sonra edit : olmadığından emin olduğum.

çeşitli inanç sistemlerinde tapınılan varlığa verilen isimdir.

en basit tanımıyla tanrının arapçası.

ayrıca sokakta tanrıya inanıyorum derseniz linç yeme ihtimaliniz çok yüksektir. gel de anlat şimdi über zeki halkımıza ikisinin aynı olduğunu. nedense allah kelimesi yerine tanrı kelimesi kullananlar "allahsız" damgası yiyor. bir de böyle tuhaf bir durum vardır.*

inananların varlığına dair çok fazla kanıt ve makul nedenler bulabileceği tek tanrıdır.
inanmayanların da olmadığına dair çok fazla kanıt ve makul nedenler bulabileceği tek tanrıdır.
inananın iddialarını çürütemezsin.
inanmayanların iddialarını da çürütemezsin.
işte bu yüzden allah inancı bir tercihtir.
inanmayı mı seçiyorsun inanmamayı mı? hangisini seçersen seç tercihini haklı çıkaracak nedenler bulacaksın.
şu durumda mantıklı olan ne peki? inamayı seçmek mi inanmamayı mı?
ben sizin yerinizde olsam inanmayı seçerdim. kendi yerimde olsam ki kendi yerimdeyim zaten inanmayı seçerdim ki zaten inanmayı seçtim.
mutlu muyum? kesinlikle. haklı nedenlerim var mı? kesinlikle.
siz hala inanmam diyorsanız. o zaman söyleyelim:
cehennem sıcaktır.
silivri'nin soğuğunun şiddetinden daha şiddetlidir cehennemin sıcağı.
hem cehennemi bırak. sana ağacın dalından elma sunan allah'ı sev. o seni seviyor. bu yeterli değil mi?

(bkz: allah allah)

en büyük , dengi olmayan rabb'imizdir. merhametlilerin en merhametlisi , adillerin en adilidir.

" ana rahminde size dilediği gibi şekil veren o'dur. kendinden başka ilah olmayan, aziz ve hakim olan o'dur."
al-i imran suresi - 6.ayet

olmayan.

beni benden çok düşünen...

inançsızlık bile kendi başına bir inançtır. her insan bir tanrıya sığınma ihtiyacı duyar... sen bizi tanrısız bırakma allahım!

inanlara göre kainatı yaratan varlık. bana sorarsanız aşırı megolaman bir varlık. neymiş kardeşim? "ben insanları, bütün evreni yarattım. madem yarattım, günde 5 vakit bana şükredeceksiniz"

kardeşim, senin benim şükrüme ne ihtiyacın var? yaratmışsın, evet tamam sağol. zaten senden evlası yok. yarattığın zavallı bir yaşam
formu sana tapınsa ne olur, tapınmasa ne olur? ne mi olur, yallah cehenneme. son olarak şöyle bitireyim:

"tanrı ellerimizdir,
tanrı yüreğimiz, aklımız,
her yerde var olan tanrı,
toprakta, taşta, tunçta, tuvalde, çelikte ve plastikte
ve bestecisi sayılarda ve satırlarda ulu uyumların"

bize şahdamaramızdan yakın olan.

yalvarın bana, tapın bana, günde 5 vakit eğilin bana, korkun benden, yakarım siz.. vb gibi ağır özgüven problemi olduğuna işaret sayısız hezeyanı olan varlık.

kral sakin.

(bkz: erkin koray)

arapça el-ilah ingilizce'deki the god gibi oluyor. türkçede belirlilik eki olmadığı için sadece tanrı diyebiliyoruz. onunda bir allahı varmıdır acaba. yoksa kendinin ezelden beri yoktan var olduğunu mu sanıyor? bu durumda allah bir ateist oluyor.

ateistlerin havalara girip inanmamakla ısrar ettiği alemlerin yaratıcısı.

her ne olursa olsun insanların inancına saygı gösterilmeli diye düşünüyorum.

islam dinine göre yaratıcıdır.

1) şahit: sorunlu her türlü ilişkide ya da hararetli tartışmada; taraflardan birinin sözlerinin doğruluğunu karşı tarafa ispat etmek için
çoğu zaman şahit olarak gösterdiği 'varlık'. ( allah şahit ...)

2) hesap memuru: haksızlığa uğramış ya da öyle olduğunu düşünen kişinin, bu durumun içinden çıkmayınca işi -uzun vadeli de olsa- havale ettiği varlık. (allah'a havale etmek)

3) bedduaların öznesi: allah....nı versin!

3) süper verici: insanın poposunu kıpırdatmadan, aklını kullanmadan, çalışıp çabalamadan kendisinden her türlü şeyi talep etme yüzsüzlüğünü gösterebildigi 'varlık'.

liste uzar gider. bunlar, bu konuda aklıma ilk geliveren samimiyetsizlik örnekleri. inanıyorsan, sadece inanırsın ve hayatını ona göre düzenlersin. her türlü naneyi ye, ondan sonra alah affetsin, allah bilsin, allah haline yoluna koysun...
oldu canım hem yaratıcı diyeceksin, yüce olduğunu söyleyeceksin; üstüne "inanmıyorum" diyenlerin canına kastedeceksin; sonra da onu sadece kendi abuk subuk işlerinin memuru olarak kullanacaksın.

ne demiş yunus emre:
cennet cennet dedikleri
birkaç evle birkaç huri
isteyene vergil anı
bana seni gerek seni

bak, adam cennetten vazgeçmiş allah'a olan sevgisinden. bir yaratıcıya inanmak böyle bir şey işte. sade ödül için sevmiyor yaratıcıyı. adam görünenin ardındakine ulaşmaya çalışıyor.

otur şimdi düşün bakalım ağzından "allah" adını düşürmeyenlerin samimiyetsizliğini.

yaratıcı. tek ve en yüce ilah.
"senden hiç umudumu kesmedim ve sana hiç kızmadım, kırılmadım. beni duyduğunu ve gördüğünü aklımdan çıkarmadım. birkez olsun seni suclamadim. çok garipsedim ama seni. anlayamadım. hiç anlayamadım. nasıl olur da bunca haramıma günahıma rağmen her defasında beni affettin ?
ödevini yapmayı unutan çocuk gibi boynu bükük gözü yaşlı huzuruna gelince nasıl oldu da bana milyonlarca güzelliği, halen vermeye devam ettin?
bu kadar çok nefesi bana neden bahşettin?
sormaktan sorgulamaktan aciz şu nefsime bahsettiğin en güzel şey teslimiyet. sırf bu teslim oluş için denizler ya da dağlar kadar sukretsem yine de az. bana teslim olabilmeyi ve seni sevebilmeyi bahşettigin icin şükürler olsun."