101.
bizi ciddiye almasına gerek yoktur. buna cidden gerek yoktur.
devamını gör...
102.
99 tane isminden birisidir.
1- allah(c.c.): bütün eksikliklerden uzak, eşi benzeri bulunmayan, bütün isimleri kapsayan tek isim, tek ilah. isimlerin sultanı.
2- er-rahmân: "dünyadaki bütün yaratılmışlara merhamet eden."
3- er-rahîm: "ahirette, müminlere sonsuz ihsanda, lütufta ve ikramda bulunan."
4- el-melik: " kainatın sahibi, mülk ve saltanatı sürekli olan."
5- el-kuddûs: "her türlü eksiklikten uzak olan."
6- es-selâm: "her tehlikeden selamete çıkaran."
7- el-mü'min: "güven veren, koruyan."
8- el-müheymin: "her şeyi gören gözeten."
9- el-azîz: "izzet sahibi, her şeyin galibi."
10- el-cebbâr: "kudret ve azamet sahibi."
11- el-mütekebbir: "büyüklükte eşi ve benzeri olmayan."
12- el-hâlık: "yaratan."
13- el-bâri: "her şeyi uyumlu ve kusursuz yaratan."
14- el-musavvir: ''varlıklara şekillerini veren."
15- el-gaffâr: "çok mağfiret eden."
16- el-kahhâr: "her şeye hakim ve galip olan."
17- el-vehhâb: "karşılıksız hibeler veren."
18- er-rezzâk: "rızkını veren."
19- el-fettâh: " darlıktan kurtaran. "
20- el-alîm: "her şeyi en küçük detaylarını bilen."
21- el-kâbıd: "dilediğine darlık veren."
22- el-bâsıt: "dilediğine bolluk veren."
23- el-hâfıd: "dereceleri alçaltan"
24- er-râfi: "şeref vererek yükselten."
25- el-mu'ız: "dilediğini aziz eden."
26- el-müzil: "dilediğini zillete düşüren."
27- es-semi: "her şeyi işiten."
28- el-basîr: "her şeyi en iyi gören."
29- el-hakem: "mutlak hakim olan. hikmetle hükmeden."
30- el-adl: "mutlak adil olan."
31- el-latîf: " bütün incelikleri bilen."
32- el-habîr: "her şeyden haberdar."
33- el-halîm: "cezada, acele etmeyen."
34- el-azîm: " pek yüce."
35- el-gafûr: "mağfireti bol."
36- eş-şekûr: "çok sevap veren."
37- el-aliyy: "yüceler yücesi."
38- el-kebîr: "çok büyük olan."
39- el-hafîz: "her şeyi koruyan."
40- el-mukît: "her yaratılmışın rızkını veren."
41- el-hasîb: "kulların hesabını gören."
42- el-celîl: "azamet sahibi olan."
43- el-kerîm: "çok ikram eden."
44- er-rakîb: "her an gören gözeten."
45- el-mucîb: "duaları kabul eden".
46- el-vâsi: "ilmi ile her şeyi kuşatan."
47- el-hakîm: "her işi hikmetli."
48- el-vedûd: "kullarını seven, sevilmeye en layık olan."
49- el-mecîd: " övgüye layık bulunan."
50- el-bâis: "ölüleri dirilten."
51- eş-şehîd: "her yerde her zaman hazır olan."
52- el-hakk: " var olan, hakkı gösteren."
53- el-vekîl: "kendisine tevekkül edenlerin her işini yoluna koyan."
54- el-kaviyy: "kudreti en üstün."
55- el-metîn: "çok güçlü."
56- el-veliyy: "inananların dostu."
57- el-hamîd: "hamd ve senaya layık olan."
58- el-muhsî: "tüm varlıkların sayısını bilen."
59- el-mübdi: "örneksiz yaratan."
60- el-muîd: “yeniden diriten."
61- el-muhyî: " can veren.”
62- el-mümît: "ölümü yaratan."
63- el-hayy: "sonsuz hayat sahibi."
64- el-kayyûm: 'varlıkları diri tutan."
65- el-vâcid: "istediğini bulan."
66- el-macîd: "kadri ve şanı büyük."
67- el-vâhid: "fiillerinde, sıfatlarında ve zatında eşi benzeri olmayan."
68- es-samed: " herkesin muhtaç olduğu."
69- el-kâdir: "dilediğini yapan."
70- el-muktedir: "dilediği gibi tasarruf eden."
71- el-mukaddim: "dilediğini yükselten."
72- el-muahhir: "dilediğini alçaltan."
73- el-evvel: "ezeli olan."
74- el-âhir: "ebedi olan."
75- el-zâhir: "varlığı açık olan. "
76- el-bâtın: "yüceliği gizli olan. "
77- el-vâlî: " kainatı idare eden."
78- el-müteâlî: "yüce olan."
79- el-berr: "iyilik ve ihsanı bol."
80- et-tevvâb: "günahları bağışlayan."
81- el-müntekim: "intikam alan."
82- el-afüvv: "affı çok olan."
83- er-raûf: "çok merhametli."
84- mâlik-ül mülk: "her varlığın sahibi."
85- zül-celâli vel ikrâm: "celal, azamet sahibi."
86- el-muksit: "her işi birbirine denk yapan."
87- el-câmi: "mahşerde bir araya toplayan."
88- el-ganiyy: " ihtiyacı olmayan."
89- el-mugnî: "müstağni kılan."
90- el-mâni: "dilemediği şeyi engelleyen."
91- ed-dârr: "zarar verenleri yaratan."
92- en-nâfi: "fayda verenleri yaratan."
93- en-nûr: "alemleri nurlandıran."
94- el-hâdî: "hidayet veren."
95- el-bedî: "eşsiz yaratan."
96- el-bâkî: ebedi olan."
97- el-vâris: "her şeyin asıl sahibi olan."
98- er-reşîd: "doğru yolu gösteren. "
99- es-sabûr: "cezada acele etmeyen."
1- allah(c.c.): bütün eksikliklerden uzak, eşi benzeri bulunmayan, bütün isimleri kapsayan tek isim, tek ilah. isimlerin sultanı.
2- er-rahmân: "dünyadaki bütün yaratılmışlara merhamet eden."
3- er-rahîm: "ahirette, müminlere sonsuz ihsanda, lütufta ve ikramda bulunan."
4- el-melik: " kainatın sahibi, mülk ve saltanatı sürekli olan."
5- el-kuddûs: "her türlü eksiklikten uzak olan."
6- es-selâm: "her tehlikeden selamete çıkaran."
7- el-mü'min: "güven veren, koruyan."
8- el-müheymin: "her şeyi gören gözeten."
9- el-azîz: "izzet sahibi, her şeyin galibi."
10- el-cebbâr: "kudret ve azamet sahibi."
11- el-mütekebbir: "büyüklükte eşi ve benzeri olmayan."
12- el-hâlık: "yaratan."
13- el-bâri: "her şeyi uyumlu ve kusursuz yaratan."
14- el-musavvir: ''varlıklara şekillerini veren."
15- el-gaffâr: "çok mağfiret eden."
16- el-kahhâr: "her şeye hakim ve galip olan."
17- el-vehhâb: "karşılıksız hibeler veren."
18- er-rezzâk: "rızkını veren."
19- el-fettâh: " darlıktan kurtaran. "
20- el-alîm: "her şeyi en küçük detaylarını bilen."
21- el-kâbıd: "dilediğine darlık veren."
22- el-bâsıt: "dilediğine bolluk veren."
23- el-hâfıd: "dereceleri alçaltan"
24- er-râfi: "şeref vererek yükselten."
25- el-mu'ız: "dilediğini aziz eden."
26- el-müzil: "dilediğini zillete düşüren."
27- es-semi: "her şeyi işiten."
28- el-basîr: "her şeyi en iyi gören."
29- el-hakem: "mutlak hakim olan. hikmetle hükmeden."
30- el-adl: "mutlak adil olan."
31- el-latîf: " bütün incelikleri bilen."
32- el-habîr: "her şeyden haberdar."
33- el-halîm: "cezada, acele etmeyen."
34- el-azîm: " pek yüce."
35- el-gafûr: "mağfireti bol."
36- eş-şekûr: "çok sevap veren."
37- el-aliyy: "yüceler yücesi."
38- el-kebîr: "çok büyük olan."
39- el-hafîz: "her şeyi koruyan."
40- el-mukît: "her yaratılmışın rızkını veren."
41- el-hasîb: "kulların hesabını gören."
42- el-celîl: "azamet sahibi olan."
43- el-kerîm: "çok ikram eden."
44- er-rakîb: "her an gören gözeten."
45- el-mucîb: "duaları kabul eden".
46- el-vâsi: "ilmi ile her şeyi kuşatan."
47- el-hakîm: "her işi hikmetli."
48- el-vedûd: "kullarını seven, sevilmeye en layık olan."
49- el-mecîd: " övgüye layık bulunan."
50- el-bâis: "ölüleri dirilten."
51- eş-şehîd: "her yerde her zaman hazır olan."
52- el-hakk: " var olan, hakkı gösteren."
53- el-vekîl: "kendisine tevekkül edenlerin her işini yoluna koyan."
54- el-kaviyy: "kudreti en üstün."
55- el-metîn: "çok güçlü."
56- el-veliyy: "inananların dostu."
57- el-hamîd: "hamd ve senaya layık olan."
58- el-muhsî: "tüm varlıkların sayısını bilen."
59- el-mübdi: "örneksiz yaratan."
60- el-muîd: “yeniden diriten."
61- el-muhyî: " can veren.”
62- el-mümît: "ölümü yaratan."
63- el-hayy: "sonsuz hayat sahibi."
64- el-kayyûm: 'varlıkları diri tutan."
65- el-vâcid: "istediğini bulan."
66- el-macîd: "kadri ve şanı büyük."
67- el-vâhid: "fiillerinde, sıfatlarında ve zatında eşi benzeri olmayan."
68- es-samed: " herkesin muhtaç olduğu."
69- el-kâdir: "dilediğini yapan."
70- el-muktedir: "dilediği gibi tasarruf eden."
71- el-mukaddim: "dilediğini yükselten."
72- el-muahhir: "dilediğini alçaltan."
73- el-evvel: "ezeli olan."
74- el-âhir: "ebedi olan."
75- el-zâhir: "varlığı açık olan. "
76- el-bâtın: "yüceliği gizli olan. "
77- el-vâlî: " kainatı idare eden."
78- el-müteâlî: "yüce olan."
79- el-berr: "iyilik ve ihsanı bol."
80- et-tevvâb: "günahları bağışlayan."
81- el-müntekim: "intikam alan."
82- el-afüvv: "affı çok olan."
83- er-raûf: "çok merhametli."
84- mâlik-ül mülk: "her varlığın sahibi."
85- zül-celâli vel ikrâm: "celal, azamet sahibi."
86- el-muksit: "her işi birbirine denk yapan."
87- el-câmi: "mahşerde bir araya toplayan."
88- el-ganiyy: " ihtiyacı olmayan."
89- el-mugnî: "müstağni kılan."
90- el-mâni: "dilemediği şeyi engelleyen."
91- ed-dârr: "zarar verenleri yaratan."
92- en-nâfi: "fayda verenleri yaratan."
93- en-nûr: "alemleri nurlandıran."
94- el-hâdî: "hidayet veren."
95- el-bedî: "eşsiz yaratan."
96- el-bâkî: ebedi olan."
97- el-vâris: "her şeyin asıl sahibi olan."
98- er-reşîd: "doğru yolu gösteren. "
99- es-sabûr: "cezada acele etmeyen."
devamını gör...
103.
savaşıyorum şu sıra kendisiyle kazanırsa kaybedeceğim, kaybederse yine kaybedeceğim çünkü olmayan bir şeyle savaşarak bu kısa hayatı harcamış olacağım
devamını gör...
104.
işteyken çok darda kaldığımda söylediğim isim. alllaaahhhh.
devamını gör...
105.
yaratıcı. bir de yaratıcıya megaloman demek hangi kafa abi? megaloman ne demek? "kendini çok büyük gören".. abi siz şaka mısınız? tanrı da mı kendisini çok büyük göremez? neyin kafası yani? üstelik tanrının kendisini çok büyük görmesi diye bir şey söz konusu olamaz. çünkü tanrı zaten çok büyüktür. dolayısıyla tanrı çok büyük olduğunu iddia etmez, çok büyük olduğunu zaten bilir. bakın, bir insanın ben çok büyüğüm diye büyüklük taslamasıyla, tanrının ben çok büyüğüm diye gerçeği söylemesi aynı şey değildir. yani evreni yaratan bir tanrıya, kendini imparator zanneden egoist biri muamelesini yapamazsınız. yaparsınız evet, ama çok komik duruma düşersiniz. ayrıca "ben kimim ki yahu" diyen bir tanrıya inanmak, inanmamaktan kötüdür.
tanrı neden ibadet etmemizi istiyor sorusuna gelirsek, sanane derim ben buna. bir çocuğa neden oyuncağınla oynuyorsun, ya da öylesine bir bilgisayar oyunu yapan birine neden oyun yapıyorsun diye soramazsınız. çünkü alacağınız cevap değişmez, aynıdır. çünkü böyle istiyorum. yani yapmak istiyorum. tanrının da buna ihtiyacı yok ama yapıyor. demek ki yapmak istiyor. neden yapmasın? bu kadar basit.
tanrı neden ibadet etmemizi istiyor sorusuna gelirsek, sanane derim ben buna. bir çocuğa neden oyuncağınla oynuyorsun, ya da öylesine bir bilgisayar oyunu yapan birine neden oyun yapıyorsun diye soramazsınız. çünkü alacağınız cevap değişmez, aynıdır. çünkü böyle istiyorum. yani yapmak istiyorum. tanrının da buna ihtiyacı yok ama yapıyor. demek ki yapmak istiyor. neden yapmasın? bu kadar basit.
devamını gör...
106.
wikipedia gibi tanım yapabileceğim tek tanımdır. şu sitedeki her başlığa kendi yorumumu katabilirim veya kendime özgü bir şey yazabilirim ama bu başlığa ne yazsam kendimi bir tuhaf hissederim hiçbiri uymaz. ancak wikipedia gibi tanım girebilirim buraya o da sözlüğün formatına uymaz. müslümanların ilahı. (tanrı demek pek uygun olmadı o yüzden böyle kullandım).
devamını gör...
107.
"allah" kelimesinin "el-ilah"tan geldiği ve bunun arapların ay tanrısı kaynaklı olduğunu ileri süren görüşler mevcuttur. ancak bu görüş kesinlik taşımamaktadır. kelimenin etimolojik kökeni üzerinde birçok görüşe rastlamak mümkündür. burada yapılan en büyük hata, bu görüşlerden birini alıp "kesin doğru bu" yaklaşımı içerisine girmektir.
konuyla ilgili ansiklopedik bilgi için bkz.
konuyla ilgili ansiklopedik bilgi için bkz.
devamını gör...
108.
kara mizah yapan insanların sürekli sövdüğü, islam dininin tanrısı.
devamını gör...
109.
çok fazla tanım yapılabilir ancak direkt allah tanımlanmak istenirse:
inananları tarafından üzerine pek düşünülmemiş ve zaten bizzat dini tarafından zatı hakkında düşünülmesi yasaklanmış tanrı.
inananları tarafından üzerine pek düşünülmemiş ve zaten bizzat dini tarafından zatı hakkında düşünülmesi yasaklanmış tanrı.
devamını gör...
110.
çoğulu ve dişili* olmayan kelimedir aynı zamanda.
devamını gör...
111.
allahat, allahe.
an itibarıyla çoğulu ve dişili olan sözcüktür.
an itibarıyla çoğulu ve dişili olan sözcüktür.
devamını gör...
112.
113.
ortadoğunun başına beladır.
devamını gör...
114.
yaratıcının arap dilindeki adı.
devamını gör...
115.
"biz gerçek olmayanla mutsuz olduğumuz için gerçek olanı ararız. mutluluk bizim gerçek doğamızdır ve onu bulana kadar asla rahat etmeyeceğiz" s. n. maharaj
allah bir fikir değildir, "o" derken bile o değildir, ondan ötesidir, onun ötesindedir. tanımlanamaz ve bilinemez olandır, bilgide değildir, öncesiz ve sonrasızdır. düşünce alanı içersinde değildir, o alanı kapsayandır. alanı var edendir, düşünülemez, düşlenilemez olandır . hem içkin hem aşkın hem de ikisinin ötesindedir. bizim (tüm yaratılmışların) gerçek doğası öz hakikatidir. yaratımın her an vuku bulduğu fondur.
dinlersen sessizliktedir, algılarsan boşluktadır, kalırsan an'da, gidersen aşktadır.
allah bir fikir değildir, "o" derken bile o değildir, ondan ötesidir, onun ötesindedir. tanımlanamaz ve bilinemez olandır, bilgide değildir, öncesiz ve sonrasızdır. düşünce alanı içersinde değildir, o alanı kapsayandır. alanı var edendir, düşünülemez, düşlenilemez olandır . hem içkin hem aşkın hem de ikisinin ötesindedir. bizim (tüm yaratılmışların) gerçek doğası öz hakikatidir. yaratımın her an vuku bulduğu fondur.
dinlersen sessizliktedir, algılarsan boşluktadır, kalırsan an'da, gidersen aşktadır.
devamını gör...
116.
ilk kimin tarafından uyduruldu acaba?
devamını gör...
117.
inanmadığımı bildiği halde yanımda varlığıma şükreden biri var. yıllardır aileme olmadığım biri gibi davranmanın verdiği alışkanlıktan dolayı bende onunla şükrettim dün.
onun yanında maskesizim. bu çok güzel bir mümkünat.
eğer oralardaysan, saçma ama yazdıklarımı okuyorsan bil ki bazı konularda çok müteşekkir bir günahkârım.
onun yanında maskesizim. bu çok güzel bir mümkünat.
eğer oralardaysan, saçma ama yazdıklarımı okuyorsan bil ki bazı konularda çok müteşekkir bir günahkârım.
devamını gör...
118.
ibranî eluhi’nin arapça’sı. eluhi; ilah, tanrı.
devamını gör...
119.
çocukken elektrik sandığım olgu.
çarpar muhabbetleri.
çarpar muhabbetleri.
devamını gör...
120.
bir adet tanrı.
tapılacak şekilde galiba.
tapılacak şekilde galiba.
devamını gör...
"allah" ile benzer başlıklar
allah allah
16