antonio machado seçme şiirler
başlık "son singapur vapuru" tarafından 05.09.2025 18:31 tarihinde açılmıştır.
1.
" yine de bu keder beni boğuyor
zaman hâlâ o'nu bekleyerek geçiyor... "
1875/ 1939 yılları arasında yaşayan ispanyol şair antonio machado imzalı 92 sayfalık eser; şiir türünde yer almakta iken 1994 yılında yayınlanmıştır.
bazı kitap sitelerinde 198 sayfa olduğu bilgisi yer alsa da pdf baskısında sayfa sayısı değişiklik göstermiştir.
türkçe'ye ise eray canberk, adnan özer ve vildan başaran tarafından çevrilmiştir.
hayatın acı verdiği zamanlarda yazılmış şiirler olduğu izlenimine kapıldığım şiirlerdi.
ayrılığı, artık gerçekliği kalmamış birini hâlâ anımsamayı, giden birini beklemeye devam etmenin hüznünü, ölümü, ölümün her şeyi mahveden bir durum oluşunu, acı çekmeyi, ispanya'ya dair hislerini derinden yansıtan şiirlerdi.
federico garcia lorca'ya duyduğu bağlılığı da birkaç şiirinde hissettiriyor antonio machado, onun ölümü sandığından daha çok etkilemiş olmalı.
bazı dizelerini çok çok iyi buldum, etkileyen bir yanı vardı onların, okuyan herkesin kendinden bir şey bulabileceği dizelerdi en iyi bulduklarım, hayatı şairin gözünden görme fırsatı bulabileceğimiz, okunulası bir eser olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.
hayatın keskin olduğu zamanları kendine özgü bir şiir formuyla yansıtma biçimi oldukça iyiydi, özellikle de ayrılığın yansıtılma biçimi bence oldukça etkileyiciydi, sevdiğin biriyle bir daha aynı yolda yürüyememek, veya hiçbir zaman yürümemiş olmak gibi acı durumları şiire dâhil etme şekli keskindi.
bence kitabın en vurucu dizesi "zaman hâlâ onu bekleyerek geçiyor" ve "ah, onunla bir daha yürüyemeyeceğim " dizeleriydi.
seçtiğim bâzı dizeleri bırakarak burada bir son veriyorum.

bağrıma yüreğim çakılmıştı da
bir sevdanın dikeniyle
bir gün çıkarıp attım ya,
ne gönül kaldı ne yürek bende...
- yolumun üzerinde susuzluk musun, su mu?
isterim ki bırakayım dizelerimi
bir komutanın kılıcını bıraktığı gibi:
bil ki anımsıyorum seni.
bekliyor kalbim ise
ışığa doğru ve de hayata
baharda başka bir mucize.
ordaydılar, sesin ve ellerin, düşümde,
nasıl da gerçektiler!..
sen yaşa, ey umut:
kim der ki toprak aldı sinesine seni.
silinip gidiyor geçmiş saatlerin şarkısı.
bir dünya ölüyor, bir yenisi doğuyor mu?
yine de bu keder beni boğuyor
zaman hâlâ o'nu bekleyerek geçiyor...
zaman hâlâ o'nu bekleyerek geçiyor... "
1875/ 1939 yılları arasında yaşayan ispanyol şair antonio machado imzalı 92 sayfalık eser; şiir türünde yer almakta iken 1994 yılında yayınlanmıştır.
bazı kitap sitelerinde 198 sayfa olduğu bilgisi yer alsa da pdf baskısında sayfa sayısı değişiklik göstermiştir.
türkçe'ye ise eray canberk, adnan özer ve vildan başaran tarafından çevrilmiştir.
hayatın acı verdiği zamanlarda yazılmış şiirler olduğu izlenimine kapıldığım şiirlerdi.
ayrılığı, artık gerçekliği kalmamış birini hâlâ anımsamayı, giden birini beklemeye devam etmenin hüznünü, ölümü, ölümün her şeyi mahveden bir durum oluşunu, acı çekmeyi, ispanya'ya dair hislerini derinden yansıtan şiirlerdi.
federico garcia lorca'ya duyduğu bağlılığı da birkaç şiirinde hissettiriyor antonio machado, onun ölümü sandığından daha çok etkilemiş olmalı.
bazı dizelerini çok çok iyi buldum, etkileyen bir yanı vardı onların, okuyan herkesin kendinden bir şey bulabileceği dizelerdi en iyi bulduklarım, hayatı şairin gözünden görme fırsatı bulabileceğimiz, okunulası bir eser olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.
hayatın keskin olduğu zamanları kendine özgü bir şiir formuyla yansıtma biçimi oldukça iyiydi, özellikle de ayrılığın yansıtılma biçimi bence oldukça etkileyiciydi, sevdiğin biriyle bir daha aynı yolda yürüyememek, veya hiçbir zaman yürümemiş olmak gibi acı durumları şiire dâhil etme şekli keskindi.
bence kitabın en vurucu dizesi "zaman hâlâ onu bekleyerek geçiyor" ve "ah, onunla bir daha yürüyemeyeceğim " dizeleriydi.
seçtiğim bâzı dizeleri bırakarak burada bir son veriyorum.

bağrıma yüreğim çakılmıştı da
bir sevdanın dikeniyle
bir gün çıkarıp attım ya,
ne gönül kaldı ne yürek bende...
- yolumun üzerinde susuzluk musun, su mu?
isterim ki bırakayım dizelerimi
bir komutanın kılıcını bıraktığı gibi:
bil ki anımsıyorum seni.
bekliyor kalbim ise
ışığa doğru ve de hayata
baharda başka bir mucize.
ordaydılar, sesin ve ellerin, düşümde,
nasıl da gerçektiler!..
sen yaşa, ey umut:
kim der ki toprak aldı sinesine seni.
silinip gidiyor geçmiş saatlerin şarkısı.
bir dünya ölüyor, bir yenisi doğuyor mu?
yine de bu keder beni boğuyor
zaman hâlâ o'nu bekleyerek geçiyor...
devamını gör...