aşk-ı memnu (dizi)

trt yapımı versiyonunu izlediğimde repliklerin çoğu 2008-2010 versiyonunda kullanıldığını fark ettim. buna biraz şaşırmıştım. trt versiyonundaki senaryo aslına daha uygundur. şunu da söylemeden geçemeyeceğim nihal karakteri sadece son çekilen dizide itici, bağımlı,etkiye açık ve sinir olunası. kitapta, nihal'e gerçekten üzülmüştüm.

*halit ziya uşaklıgil'in çok sevdiğim romanı ve türk halkının yıllardır atlatamadığı kitabından uyarlanmış dizisi. kitapta nihal'in psikolojisi çok güzel işlenmişken dizide bihter'in psikolojisi çok güzel işlenmiş ama yıl olmuş 2021 hala bu diziyi atlatmamış olmamız bizim halkımızın sorunlarının olduğunun bir göstergesi mi acaba?

aşk-ı memnu adlı kitaptan uyarlama dizi. dizide yasaklı bir aşk işlenir zaten herkesin dilinde meşhur behlül-bihter aşkı.kitapla konu olarak benzer olsa da dönem olarak aynı değildir. yayınlandığı dönemde bihter'e ait kişisel eşyalar satılıyordu ve o dönem çok fazla ilgi görüyordu.türkiye'nin karakterleriyle efsane olmuş dizisi.

eskimeyen, tv de her yayınlandığında izleyenin bir kere daha hatta bir kaç kere daha izlendiği efsane dizilerden biridir.
beni beni bihterini cümlesi unutulmaz repliklerdendir.

kesinlikle eskimeyen bir dizi. hala kesitlerinin izlenmesi bile milyonları buluyor. 2008 yapımı olmasına rağmen izleniyorsa günümüzde kalitesindendir. ve unutmadan korudaki "hıhı,peki." dizideki onlarca replikten bence en duygulu olandır.

behlül, fırsatçı bir karaktersiz olduğunu elifin yüzüğünü denize atmaya yeltenip, sonra yüzüğün kaç para edeceğini hatırlayıp vazgeçerek, koşa koşa kuyumcuya gittiği sahnede göstermişti zaten. yüzüğün parasıyla bihtere dandik bie kolye alıp hediye etmişti

diziyi en başarılı yapan senaristleriydi. konuyu çok güzel işlediler. uzatmadılar, abartmadılar. tadında da bitirdiler.
hiçbir karakter salt kötü veya iyi değildi. bol bol empati yaptırdılar izleyiciye. karakterlerin psikolojilerini öyle bi yansıttılar ki her izleyen kendinden bir şey buldu.
yoksa sonunu bile bildiğin bir diziydi aslında, hiçbir gizemi yoktu.

en az beş kere bitirdim. ilk izleyişimde anlamadığım çok şey vardı ikinci aaa sebep buymuş dediğim çok an vardı. ama benim için en etkileyici sahne bihterin annesine benzediğini anladığı o otel sahnesiydi. en çok neden korkarsanız başınıza o gelir der gibi o bakışı tarif dahi edemem

ve okumayanlar için dizi senaryosunda bihterin intihar sahnesi bölümü adnan behlülden hesap sorar ama bihtere tek kelime dahi etmez bu bihterin kararını destekler gibi bir cümle yazıyordu asıl intihar kararı tam olarak orada tescillenmiş. yok sayılan bihter tam o sırada kararının en doğru karar olduğunu anlamış

biriyle sohbeti ve ilişkiyi kesmede yeter sebeplerden biridir. bunu izleyen, bundan bahseden biri hiç olmadı hayatımda. bir insan neden böyle bir senaryoyu takip eder, anlamıyorum.

herkes nihal-bihter savaşı verirken ben peykerciydim.kadın gitti yakışıklı-kibar-efendi-baba olma potansiyeli olan adamla evlendi, hiç erkek savaşına girmedi ve hikayenin sonunda tek mutlu olan oldu...

türk dizi tarihinin kült dizilerinden birisidir. enteresan bir şekilde tekrar tekrar izlense de heyecanı ve tadı aynıdır. final bölümü sanki ilk kez izleniyormuş gibi izlenir.

en sevdiğim dizi olur kendisi defalarca izledim hırsın insana ne kadar zarar vereceğini yaptığımız her seçimin bizi ve ailemizi ne kadar da etkilediği gözler önüne serilmektedir. dizi de herkes zaafına yenik düşüp cezasını çekmiştir. kitabını da iki defa okudum orada daha net hissediliyor adnanın genç kadın tutkusu bihterin annesine benzemekten kaçıp tıpkı annesi olması vs vs çıkarılacak çok dersin olduğu kitap ve dizidir

halid ziya uşaklıgil'in eseri olan kştaptan uyarlama dizidir. ilk yeşilçamda yayınlanmıştır. günümüzdeki versiyonu ile izlenmeye doyulamayan bir dizi haline gelmiştir. özellikle yaz aylarında sıkça tekrarının yayınlandığı kanal d ve teve2 den seyredebilirsiniz. çarpık ilişkilerini konu alan bir dizi. aşkı arayan bir aşk hikayesi sloganıyla efsane bir dizi olmuştur.

şımarık bir ergenin * etrafındaki en az 10 kişiye zarar verdiği saçma sapan bir "aşk" hikayesi.
yersen!
kendi de dahil herkese hayatı zindan eden kımıl zararlılarından uzak durmamızı görmeyi sağlayan bir dizi. *
gerçek hayatta cinsiyet fark etmeksizin dolu var bunlardan.
ihtiras, dedikodu, şımarıklık, ne istediğini bilmeyen özelliğe sahip her kimse üzülmemek için etrafınızda bulundurmayın.

türk dizi tarihinin en kaliteli işlerinden. oyuncular o kadar iyi seçilmiş ki... her karakter cuk oturuyor. firdevs, bihter ya da hilmi önal'ı başkaları oynarken hayal edemiyorum. elli kere de izlense bölüm sonlarında aynı heyecana kapılıyor insan.
halid ziya abimiz öyle bir yazmış ki herkes kendi davasında haklı aslında. anasız babasız kalmış öz amcası tarafından istenmeyen behlül, kendisini ilgisiz bırakan işkolik kocasını genç erkekle aldatan firdevs, anasının ihaneti yüzünden babası ölen bihter, ailesinin çamurunda boğulmak istemeyen peyker ve diğer karakterler. hatta cemile bile kendince haklı davasında. bir tek o röntgenci beşir ve çakma matmazel haklı değil. ihaneti bile bile sustular çünkü. nihal üzülmesin diye susup nihal'e en büyük zararı verdiler.

kanal d'de ki tekrarına gark olduğum şu günlerde en acıdığım profil adnan reistir. adam, karı kız mevzularıyla uğraşmaktan iki eliyle şeyini doğrultamıyor.
kahvaltıyı yaptı,
şoförü evden aldı,
tak telefon geliyor,
yok matmazel kaçtı, yok bihter hamile, yok bihter'in anası ortalığı karıştırdı, yok nihal kolunu kırdı.
böyle holding falan yönetilmez olm.
kapa dükkanı, boşa şu mız mız karıyı, ak alemlere.
hayat mı lan bu adnan?
kendine gel olm.

aşk-ı memnu "aşk-ı hüsran" ...
ihtirasının kurbanı genç bir kadın ve genç bir adam. sonunu kendi elleriyle hazırlayan kibir
ve ihtiras abidesi genç hanımefendi; kendisinden yaşça büyük olan babası yaşında bir adamla evli olmasa, normal akışında birbirine çok yakışacak olan iki gencin bu şartlarda ahlak boyutunda sınıfta kalmış iki bayağı insan rolüne bürünmesi. hastalıklı, tutkulu, saplantılı, delice aşkın kurbanı bir sürü insan... bu yasak aşka kurban giden hayatlar ve acı son...

yıllar geçse de popüleritesinden hiçbir şey kaybetmeyen dizi. bütün yaz birkaç dizi dışında bütün dizilerden daha yüksek reyting aldı ve ab grubunda devamlı ilk 10'a girmeyi başardı.

yaz boyunca aldığı yüksek reytingler nedeniyle bu hafta perşembe günü* akşam saatlerinde ekranlara bilmem kaçıncı kez veda edecekmiş. buradan

beni... beni... beni beni... bihterini?

bugün 12. kez yayınlanacak final bölümüyle herkesin merakla beklediği kanal d dizisi.

basit bir dizi değil bu dizi. bugün insanlar üstünden yıllar geçmesine rağmen her seferinde merakla bekliyorsa,twitter'da tag'lar açılıp sosyal medya da konuşuluyorsa, bu da yetmezmiş gibi her sene tüm bölümleri ekranda yayınlanıyorsa,millet ilk kez izlemişcesine izliyorsa o dizi basite indirgenemez.

ve ne hikmetse her sene dizide farklı farklı mesajlar bulunuyor. örneğin 19. bölümde bihter’in okuduğu j.r.r. tolkien’e ait ‘hurin’in çocukları’ kitabında yer alan yasak aşk hikayesi ile dizinin genel yasak aşk konulu temasının benzerliği, behlül'e "sen saçını bile nihal'den çok seviyorsun" demesi üzerine behlül'ün gidip saçlarını kestirmesi," o düğün olmayacak" deyip bunun sinyalini çok önceden veren bihter'in, nihal ve behlül'ün düğün gününde canına kıyıp o düğünü yaptırmaması her bölüme uygun şarkı seçilmesi ve her repliğin ikonlaşması.

kıvanç tatlıtuğ ve beren saat resmen behlül ve bihter rolünü canlandırmak için dünyaya gelmişler*

adnan bey'in bihter ve behlül'ün arasında bir şeyler olduğunu hep ima eden ve ortaya çıkaran tek dostu hilmi bey'di. o dönem sinir olsak da bakıldığında adamin yaptığı her şey doğruymuş. kim arkadaşının karısı ve yeğeninin birlikte olduğunu bildigi halde susar?

daha üniversite okumadan, zengin ve her şeye sahip nihal'in hayatını doya doya yaşamak varken hemen behlül ile evlenmek istemesi bizi sinir etmişti. dudak parlatıcısı beyinli demiştik. ben behlül ile öz kuzen sanırken nihal'i, behlül aslında adnan bey'in uzaktan akrabası olan bir adamın oğlu. firdevs queen behlül ve nihal aşkının ilk tomurcuğunu serpiştiren. sırf bu hikayede bihter yanmasın diye diye zorla kurdun aklına kuzuyu soktu. gerçi bu hikaye de ne kurt behlül ne de kuzu nihal. aslında bihter'e en çok zarar veren böylelikle firdevs oldu.

behlül önce peyker'i sonra elif'i sonra bihter'i ve en son nihal'i kuruttu. zaten dizi biraz daha çekilse son hedefi firdevs hanım olurdu.

adnan bey'de dizideki herkes gibi suçlu. anası dururken bihter'i babasının cenazesinde göz koydu. sonra ilgisini belli etti ve elde etti. kızın yaşındaki kadınla evlendin be adam yetmedi zorla birlikte oldun. tecavüz ettin. final bölümünde adnan'ın aslında bihter'i hiç sevmediğini açıkça görebilirsiniz. zaten bihter hep yalnızdı. ne peyker vardı yanında ne de kumarcı firdevs. arkadaşı bile yoktu ki.

dizinin en toksik karakteri beşir'di. nihal'in kağıda yazdığı dileği buz gibi havada denize ağlayıp arayınca tabi hastalanır yatağa düşersin a*biti beşir. her yerden çık, röntgenci pislik. insan ekmek yediği kaba pisler mi, çalıştığı herifin kızına yürür mü *

behlül korkaktı. bihter'i öpüp ona açılınca ne hikmetse cesaretli davrandı, bihter gel kaçalım gidelim buralardan dediğinde "ımı ımcım vır, nıhıl var" gibi bahaneler kullandı. ulan yengeni 20 kez düzerken amcan ve nihal yok muydu? kadın senin uğruna ölmüş, kalbine sıkıp öbür tarafı boylamış, mezarinin başında "seni seviyorum, hep sevdim, seveceğim demiyor da, behlül kaçar" diyor. keşke bihter bunu derken hortlasa da bir kere daha korkaak!! deyip bir tane de behlül'ün kalbine ya da kafasına sıksa. değişik final olur. yılların intikamı alınır.

dizinin 2. toksik karakteri azgın evde kalmış matmazel. adnan hep onunla evlenecek sandı. adnan bey'in karısı ölmeden önce bülent ve dudak parlatıcısını matmazele emanet etmiş. ama gelin görün ki kadın ölür ölmez adnan'a tav olmuş. ananız artık benim demiş. bihter'in matmazele tutumu ve yaklaşımı hep çok iyiydi. az bile yaptı.

bülent dizinin tek masum karakteri diyemeceğim o da yengeciydi. odasına gidip behlül'ün nişanlısı elif'i hayal edip edip ne yaptığı hakkında bilgi vermeyeceğim. anladınız siz.

bu dizi eskimez. bi 10 yıl daha geçse konuşulur. umarım tadında bırakırlar da tekrardan s*k*msonik oyuncular tarafından çekilmez veya devamı getirilmez.

edit; benim asıl merak ettiğim behlül sizce nihal'e aşık mıydı?