ayı saldırısında yapılacaklar

ormanda yaşamadığım için uğramayacağım saldırıdır.

ormanda yaşayanlara sabır dilerim.

ripiit aftır mi
eşhedü enlaaaa...

uygulamalı;

saldırdıysa otur ölmeyi bekle balım yapacak bir şey yok.
ilk etapta amacı saldırmak olmayabilir btw.
bir miller ikram edip kime kinlendiyse ona saldırmaya ikna et.
bilemiyorum altan. belki işe yarar.
bir ayı değilim ama bende işe yarardı şahsen.

şuan ben de ayıya saldırırım muhtemelen ve iyi olan kazanır, yani ben.

herifim saldırmış olur bu da hoş olur değil mi hislim

üstünüze bol bol ketçap, mayonez, hardal falan dökün. ayıcağız afiyetle bir yazar yesin.

gözüne karnına falan vurmaya çalışırım ( bir ihtimal kaçar, kaçmasada afiyet bal şeker olsun)

ayıya kur yapıp kafasını karıştırmak.

bir keresinde metrelerce uzakta ayı yavrusu görmüştük. onu görmek bile kendimizi tabakta pirzola gibi hissettirdi. yani yapacak pek bir şey yok.

rus genetiği taşımıyorsanız ve elinizde silah yoksa arkanıza bakmadan kaçın.

öncelikle ruhunuz için bi fatiha okuyun sonrasında ise sakın ağaçlara çıkmak gibi bir hata yapmayın çünkü ayılarda ağaçlara çıkabiliyorlar. onun yerine su filan varsa ve yüzme biliyorsanız onu orada atlatabilirsiniz, yoksa da okuduğunuz fatiha size yerdımcı olacaktır.

tahminim uzun namlulu silah da olsa bu zebellaha pek etki etmeyecek. şimdiden merhuma rahmet, ailesine sabırlar.

köprüyü geçene kadar dayı deyin.köprüden geçince koy g*tüne rahvan gitsin.

amokachi kaçmak dışında ne yapabiliriz. sanki her gün ayı gören, abd'de dağ başında yaşayan tüfekli dayılarız da ayı saldırınca neler yaparız diye ayrı bir yazıyoruz.

ölü taklidi yapmak

ciddi cevap vermek gerekirse eğer bir ayı size saldıracak kadar yakındaysa kaçma ihtimaliniz yok gibidir. bildiğin at gibi koşabiliyorlar ve tırmanma konusunda da oldukça yetenekliler. kısaca korku anındaki savaş ya da kaç seçeneklerinden kaç kısmı iptal.

savaş kısmına gelirsek ne kadar iri kıyım olursa olsun, kaç kg kaldırabilir olursa olsun yetişkin bir ayıyla hiçbir insan mücadele edemez. "ben boks eğitimi aldım, vay inç kareye şu kadar vuruyorum" falan hikaye. kısaca savaş kısmına girip kazanma ihtimaliniz de yok gibi.

tek seçenek ölü taklidi yapmak. risksiz mi derseniz değil. büyük ihtimalle ayı size yine de saldıracak, kuvvetle muhtemel çok ciddi bir yaralanmaya da gidecek iş. buradaki tek olumlu tarafı öldüğünüzü düşünüp gidecek olması. eğer öldüğünüze ikna olmazsa öldürene kadar devam edecektir. o yüzden sakatta olsa ağır yaralı da olsa ayı saldırında hayatta kalmak istiyorsanız ölü taklidi yapın.

not: ormanlık alanda silahsız karşılaşmalar baz alınmıştır. şartlar değiştiğinde seçenekler de pekala değişir.

bam!

öpeceksiniz. bükemediğiniz bileği öpeceksiniz. doğayı sev, ayıyı öp.

vaktiyle ayıların da çok olduğı ormanlık bir alanda, 3-5 arkadaş piknik tarzı bir şeyler yapıyoruz, akşamüstü saatleri.
şöyle 50 metre kadar yakınımızda, iri bir ayı belirdi. yalnız orada insanlara biraz alışık olduklarından bizden çok etrafla ilgileniyor.

derken bizim işgüzarlardan biri, ekmeğin arasına bir 35'lik rakıyı döküp ayının yakınına bir yerlere bıraktı. biraz sonra kokuya gelen ayı, ekmeği bir lokmada götürdü, sonra da arkasını dönüp kayboldu. 15-20 dakika sonra acayip homurtu sesleri duymaya başladık ve sesin geldiği yere doğru gittik. ne görelim? bizim ayı yerlerde yuvarlanıyor, sonra arka ayakları üzerinde şaha kalkıyor falan. bildiğiniz kafası güzel olmuş.
birden aynı hareketleri bize dönüp yapınca, baca gibi açılan ağzını görür görmez topukladık. yolda aklıma the revenant (diriliş) filmindeki ayı sahnesi geldi. ahaliyle bunu paylaşınca da herkes fena gaza geldi. ayıya sakilik yapan elemana bastık kalayı. üstelik bunu da doğada kendi halindeki hayvanla sebepsiz uğraşmasına kızmış kılıfında, korkumuzu gizleyerek yaptık.
velhasıl ayıya rakı ikram etmeyin, edecekseniz de sonrasında, en azından kahvesini de verebilecek kadar ortamı germemeye dikkat edin.