ayrılık acısı geçer mi sorunsalı
başlık "morumsugibi" tarafından 24.12.2020 20:30 tarihinde açılmıştır.
221.
geçmez!..
o yüzden;
"umut belki de gelecek sayfadadır. kapatma kitabı." *
o yüzden;
"umut belki de gelecek sayfadadır. kapatma kitabı." *
devamını gör...
222.
daha dün ayrıldık. birlikte köpek sahiplenmiştik. onda kalıyordu. kızıma daha çok üzüldüm. her gün göreceğim kızımı ama umarım başka kimseyi anne bilmez. ayrılık acısı geçiyor mu? geçer elbet. atladım bugün arabaya son ses müziğe eşlik ederek uzun yol yaptım mesela. o kadar iyi geldi ki hafifledim. yüklerimden yavaş yavaş kurtulacağım. bugün ilk adımı attım. mottomuz da belli; “kendine yaslanan dik yürür.” hadi kızım berty !
devamını gör...
223.
geçer ama önce bı güzel o acıyı çekeceksin. tüm kemiklerin kırılmış gibi hissedip, yerle bir olucaksın. yani önce o acı senin içinden geçecek sonra da sen onun.
devamını gör...
224.
7 yıl sonra geçti benimki. az daha sabredin.
devamını gör...
225.
hemen hesaplayalım. 16 yıl olmuş, geçmedi. çünkü ben geçmesini istemedim. yani kişiden kişiye göre değişir.
devamını gör...
226.
227.
gecmez diyen bilim falan bilmiyordur
dostlar biz primatiz, tabiki gecer.
kedilerin bikac gun veya ayda sizi unutmasi gibi, hafiza dinamik bi yapidir.
ne kadar medenilesirseniz medenilesin, ozunde hayvansiniz.
dostlar biz primatiz, tabiki gecer.
kedilerin bikac gun veya ayda sizi unutmasi gibi, hafiza dinamik bi yapidir.
ne kadar medenilesirseniz medenilesin, ozunde hayvansiniz.
devamını gör...
228.
neler neler geçmiyor ki ayrılık acısı geçmesin.
devamını gör...
229.
ayrılık acısı suni bir şeydir, elbette geçer. en atlatamam diyen bile atlatabilir
devamını gör...
230.
geçer geçer. kendi canınız kadar sevdiğiniz kişilerin yokluğu geçmiyor. onun dışında her şey geçer. iki dondurma bir iki gezip tozma bol sosyalleşme ve öz eleştiriyle geçmeyen çok nadir şeyler vardır.
devamını gör...
231.
sağlam bir dana kavurma ile geçer elbette....
şerruh... adı bile bir iç geçirttiğine göre, kalanını siz düşünün. saçlarını yıllar önce terk etmişti, tıpkı geçen ay yeliz’in onu terk ettiği gibi. göbeği, sanki bir ayrılık yastığıydı, her hıçkırıkta bir parmak daha genişliyordu.
yeliz gitmişti. gitmeden önce mutfakta bıraktığı tek şey bir kavanoz zeytin ve içi boş bir dana kavurma kabıydı. kabın kenarında hala bir parmak izi duruyordu, muhtemelen son kaşığı onun yediğini anlatıyordu. şerruh, o an fark etti. yeliz’in onu değil, aslında onun kavurmasını terk ettiğini anladı. şerruh ile kavurma arasında derin bir bağ vardı.
bir cuma akşamıydı işten yorun argın dönmüştü içinde atamadığı ayrılık acısı ve her zaman olduğu gibi karnı açtı. o an, ayrılığın en keskin haliyle yüzleşti buzdolabı bomboştu, içinde sadece yeliz’in bıraktığı bir kavanoz zeytin ve boş kavurma kabı ve de kavurma ile bir can yakan anı vardı.
açlık krizine giren şerruh, battaniyeye sarınıp, telefon ekranına yazdı:
yarım kilo dana kuşbaşı
ama nereye? kime?
ne anne vardı hemen yapıp getirecek arada vardı 650 kilometre , ne de bir kasapla duygusal bağı kalmıştı. zaten yeni kasapla barışmamıştı yıldızı, o an karar verdi. kalbinde açtığı boşluğu dana kavurmayla dolduracaktı. hem de yarım kilo kuşbaşı değil, iki kilo alacaktı....
kısa süre içinde pijamasının üzerine mont geçirdi, çorapsız ayaklarına terliklerini giydi. akşamın karanlığında yürüyen bir hüzün topuydu enine boyuna bir... her adımıyla göbeği titriyordu. kasabın
camı buğuluydu, ama şerruh’un gözleri daha buğulu.
abi... dana kuşbaşı var mı?
vardı, ama bitti.
işte tam o an, şerruh anladı . gerçek yalnızlık, sevdiğin kadının değil, sevdiğin yemeğin de seni terk etmesiydi.
ama yılmadı. eve dönerken içinden bir şarkı mırıldanmaya başladı bestakar yönünü ortaya çıkarırcasına:
ayrılık son nokta koy,
dana kavurma gelsin doy,
göbeğim oynasın oy oy,
ben ayrılığa değil açlığa alışamadım....
sabaha kadar uyuyamadı. karnı açtı ama ruhu daha açtı. sonunda içinden bir ses yükseldi:
kalk şerruh, koş kasaba al etini yap kavurmanı.....
kuşbaşını alıp geldi şerruh içersinde yeliz'in terk etmesinden daha çok koyan açlık ile
sabahın ilk ışıklarıyla mutfağa girdi. google’a yazdı:
dana kavurma nasıl yapılır, terk edilmiş biri versiyonu.
tavaya attığı ilk et parçası cızırdadı, sanki geçmişin tüm acıları orada yanıyordu. şerruh, o sabah sadece bir yemek değil, bir hayat inşa etti. ilk lokmayı yediğinde göbeği bir teşekkür eder gibi hopladı.
ayrılık bitmişti. kavurma başlamıştı.
şerruh... adı bile bir iç geçirttiğine göre, kalanını siz düşünün. saçlarını yıllar önce terk etmişti, tıpkı geçen ay yeliz’in onu terk ettiği gibi. göbeği, sanki bir ayrılık yastığıydı, her hıçkırıkta bir parmak daha genişliyordu.
yeliz gitmişti. gitmeden önce mutfakta bıraktığı tek şey bir kavanoz zeytin ve içi boş bir dana kavurma kabıydı. kabın kenarında hala bir parmak izi duruyordu, muhtemelen son kaşığı onun yediğini anlatıyordu. şerruh, o an fark etti. yeliz’in onu değil, aslında onun kavurmasını terk ettiğini anladı. şerruh ile kavurma arasında derin bir bağ vardı.
bir cuma akşamıydı işten yorun argın dönmüştü içinde atamadığı ayrılık acısı ve her zaman olduğu gibi karnı açtı. o an, ayrılığın en keskin haliyle yüzleşti buzdolabı bomboştu, içinde sadece yeliz’in bıraktığı bir kavanoz zeytin ve boş kavurma kabı ve de kavurma ile bir can yakan anı vardı.
açlık krizine giren şerruh, battaniyeye sarınıp, telefon ekranına yazdı:
yarım kilo dana kuşbaşı
ama nereye? kime?
ne anne vardı hemen yapıp getirecek arada vardı 650 kilometre , ne de bir kasapla duygusal bağı kalmıştı. zaten yeni kasapla barışmamıştı yıldızı, o an karar verdi. kalbinde açtığı boşluğu dana kavurmayla dolduracaktı. hem de yarım kilo kuşbaşı değil, iki kilo alacaktı....
kısa süre içinde pijamasının üzerine mont geçirdi, çorapsız ayaklarına terliklerini giydi. akşamın karanlığında yürüyen bir hüzün topuydu enine boyuna bir... her adımıyla göbeği titriyordu. kasabın
camı buğuluydu, ama şerruh’un gözleri daha buğulu.
abi... dana kuşbaşı var mı?
vardı, ama bitti.
işte tam o an, şerruh anladı . gerçek yalnızlık, sevdiğin kadının değil, sevdiğin yemeğin de seni terk etmesiydi.
ama yılmadı. eve dönerken içinden bir şarkı mırıldanmaya başladı bestakar yönünü ortaya çıkarırcasına:
ayrılık son nokta koy,
dana kavurma gelsin doy,
göbeğim oynasın oy oy,
ben ayrılığa değil açlığa alışamadım....
sabaha kadar uyuyamadı. karnı açtı ama ruhu daha açtı. sonunda içinden bir ses yükseldi:
kalk şerruh, koş kasaba al etini yap kavurmanı.....
kuşbaşını alıp geldi şerruh içersinde yeliz'in terk etmesinden daha çok koyan açlık ile
sabahın ilk ışıklarıyla mutfağa girdi. google’a yazdı:
dana kavurma nasıl yapılır, terk edilmiş biri versiyonu.
tavaya attığı ilk et parçası cızırdadı, sanki geçmişin tüm acıları orada yanıyordu. şerruh, o sabah sadece bir yemek değil, bir hayat inşa etti. ilk lokmayı yediğinde göbeği bir teşekkür eder gibi hopladı.
ayrılık bitmişti. kavurma başlamıştı.
devamını gör...
232.
ayak başparmağını sehpaya vurun. bişeyciğiniz kalmaz. benim 7 sene sürdü misal. bigün ayağımı sehpaya vurdum da geçti.
devamını gör...