balık

yapmaaaaa, yapmaaa... çükü şişmek
365 gün 24 saat yok demeyeceğim şey...

deniz olmayan şehirlerdeki insanların çok fazla yiyemediği deniz canlısıdır.
suda yaşayan ve solungaçları ile solunum yapan, soğuk kanlı, yürekleri çift gözlü, çoğunun vücudu pullu, genellikle yumurta ile üreyen omurgalı hayvanlar olarak bilinir.

ılık bal anlamına gelen, bal ve ılık kelimelerinin sesli harf düşmesi sonrası akraba yakınlaşması sonrasında oluşan kelimedir. aslında bal gibi denmesinin sebebi budur. hayır hamsi soğuk sularda yağlanınca güzel olur derler kaz hayvanı gibi ama. ne bileyim nereden nereye geldi konu. korner çizgisini 1 mt geçtikten sonra orta yapan ve çıkmadığı konusunda hakeme ısrarcı olan topçu gibiyim.

öğlen saatleri;
-şu alttaki siyahlar iyiymiş bana ondan "yarım kilo" kızart ustam
-tamam abi
-ne kadar tutar?
-500 falan abi
-nöööyyyyy
-abi lagos o
-üstteki ufaklar ne?
-olta çupra
-o ne kadar?
-kilosu 200 abi
-ver ondan ver....
kursakta kalan heves...

bizim kız dayaklıksın...

bir gün birlikte olsun.

kadim bilgi sahibi yaratık.
sölemesi ayıp ne zaman balık yesem çok fantastik rüyalar görüyorum. bence etinden bir şey geçiyor ve kana karışıyor. bir çeşit aktarım gibi.

la gecen ablam yemeye balik aldi, birazdan pisircek. baliga bakar misiniz:



olm bu neden boyle la. her an dirilcekmis gibi duruyo.

böyle bir şeymiş zamanın birinde.

akvaryumda güzel.