barış atay

tip hatay milletvekilidir. bunun yanında iyi de bir oyuncudur.

12 ocak'ta yayında...ortalık karışacak beyler vaziyet alın.
tanım: bir kere genç, kıvrak bir zekası, buğulanmamış bir görüşü var, beğenerek izlerim.
gözlüklü apla... o nasıl bir morarıştır.
13 ocak... barış atay'ın evinde mantar tabancası bulundu... özel harekat evinden aldı.

gergerli v2.

babala tv'nin yayınladığı videoda bir solcunun asla adam olamayacağını tekrar bize göstermektedir. dinledikçe güncelleyeceğim.

1) dhkp-c, mlkp, pkk vs. terör örgütü değilmiş. / ek: terör örgütü diyemem demek, terör örgütü değildir demektir. evet-hayır sorusu soruluyor; evet diyememek, hayır demektir.
2) türk değil, "türkiyeli" kendisi.
3) diyarbakır annelerini ziyarete gitmek istiyormuş ama izin vermemişler. peki niye ziyarete gidiyorsun? ortada kötü bir durum olmalı yani. eğer bu örgütler terör örgütü değilse o gençler, çocuklar için endişelenmeye gerek yoktur değil mi barış bey? yani sizin görüşmenizin bir anlamı yok.
4) whataboutism yapma lan! kendine gelen her eleştiriye ama soylu da şöyle yapmıştı, ama davutoğlu da şöyle demişti...
5) 1:31:18'deki arkadaş çok yerinde tespit yapmış. gergerlioğlu v2.

(bkz: boş)

barış atay kim, arka sıradakiler saffet'tir o.*

damat koğuşu filmindeki performansı efsanedir. koğuşa ilk kez gelen adama önce benim bokumu temizleyeceksin deyip dövmesi efsanedir (bkz: swh).

babala tv'de şehitlik kavramı ile sarf ettiği sözler nedeniyle bir sol partinin neden asla iktidar olmaması gerektiğini gösteren şahıs.

ağlattı...defalarca hem de...yawşaklığın lüzumu yok... pür dikkat dinlediğinizi ve hayran hayran baktığınızı biliyorum...

şovmenin teki. ben senin sahte duygu sömürüne sıkayım. biber gazını. *

benim de kendisi ile taban tabana zıt olmama rağmen bu başlık altında babala tv yayınındaki söylemlerinin çarpıtıldığını düşündüğüm siyasetçi, oyuncu.

- bahsi geçen örgütlere terör örgütü değildir demedi. burada yapılan çarpıtmaları, programa soru sormak için giden gençler de çok kez yapmayı denedi. adam her seferinde tane tane açıkladı konu hakkındaki görüşlerini. terör örgütü diyip kınamakla konu çözülüyor mu dedi ki haklıydı. bas bas terör diye bağırıp, terörün en alasını yapanları hepimiz biliyoruz. eğer çözüm istiyorsak, şovenizmden uzaklaşmak gerekli dedi kısaca. ki haklı.

- türk değil türkiyeli konusu benim de gıcık olduğum bir konu. ki şu başlıkta yakın zamanda yaşanan bir olay hakkındaki tepkimi görebilirsiniz. (bkz: alman ispanyol türkiyeli) kendisi bu konuda konuşurken oğuzhan uğur araya girip durumu çok güzel özetledi ve kendisi de bu konudaki eleştirileri kabul edebilirim diyerek, empati yaptı. zaten kimsenin 10 sene önceye kadar türk demiş türkiyeli demiş diye bir derdi yoktu. birileri gelip bize türkiyeli diceksiniz diyip, konuyu bölücülük noktasına getirdi. barış bey de bu hassasiyetinizi anlıyorum dedi. genel olarak zaten kelimelere/sayılara değil de olayların özüne, sorunların çözümüne odaklanmanın önemli olduğunu vurguladı. çözüm yollarını beğenirsini/beğenmezsiniz o sizin bileceğiniz iş.

- diyarbakır anneleri konusunda; adam gitmek istese suç, umursamasa yine suç. napsın adam?

- whataboutism konusundaki eleştriye ben de katılıyorum. her siyasetçinin düştüğü bir çukur bu ne yazık ki.

bütün bunların dışında akıcı ve samimi konuştu. oradan oy alayım, buraya yamanayım diye kıvırmadan net şekilde amlattı kendisini. benim tatmin olmadığım noktalar;

- ideolojisi ile ilgili gelen sorulara, çok polyanna cevap verdi. tam olarak hatırlamıyorum ama sosyalizm dünyada x ülkede, y ülkede başarılı değil. biz daha denemedik ki geçmişteki başarısızlıkları düşünüp denemediğimiz bişeye tu kaka diyemeyiz gibi bir cevap verirken; seyircilerden biri tr'de mi başarılı olacak sosyalizm dedi ki haklıydı. arkadaşlar bu solcu arkadaşların en sinir olduğum özelliği bu. çok pollyannalar ve halk için uğraştığınızı söyleyip bu halkı tanımıyorsunuz. sosyalizm, hak/hukuk, işçi hakları, sendikalaşma vs dediğiniz kavramların anadolu'da hiç bir karşılığı yok malesef. ben buna askerdeyken, anadolunun çeşitli yerlerinden gelen uzun dönem asker arkadaşları tanıyınca ayıktım. bu uykudan uyanmaları lazım diye düşünüyorum. ayrıca; sosyalizm güzellemesi yaptığı noktalarda ne yazık ki pollyannacılığın dışında fazla at gözlükleriyle etrafına baktığını düşünüyorum. programın bir yerinde; sosyalist ülkeler fakir mi? evet. kapitalist ülkeler refah içinde mi? bir çoğu evet. ama türkiye'de kapitalist ama fakir gibi saçma bir cevap verip konuyu refah olgusundan çıkarıp insani bir boyuta getirdi. yaklaşık olarak şöyle bişiler dedi;

sscb, küba, çin vs halkları fakir olan sosyalist ülkeler mi? evet. ingiltere, fransa, belçika refah içinde yaşayan ülkeler di mi? e ama onlarda human zoo, insanat bahçesi, aborjin safarisi yaptılar. afrikayı sömürdüler vs dedi. ne alaka? bu konudan bağımsız bir platforma(flu tv) çıkan (bkz: cem toker)'e (ldp eski başkanı) kapitalist ülkelerin zayıf ülkeleri sömürdüğü ile ilgili bir soru gelmişti. cem toker de demişti ki sömürtmeseydin kendini kardeşim. ben konuya bu açıdan bakıyorum ne yazık ki.

- ikincil olarak da mülteci meselesine yine çok ılık ve türkiye gerçeklerinden uzak baktığını düşünüyorum. barış atay ve benzeri düşünceleri savunan güruh genel olarak bu konuya hep mülteci penceresinden bakıyor. kızın biri, sokakta yürümeye korkuyoruz artık, afganistan/pakistan'dan tarikatçi ithal ediyoruz resmen vs bişi dedi. buna verdiği cevapta yine mülteci penceresinden ama onlar ucuz iş gücü olarak sömürülüyor, bir çoğu gitmek istiyor, ab'ye göçmeye çalışanlar öldü yhaaa falan dedi. laaan bıraaaak. ülkesindeki savaştan mücadele etmeden kaçmış adam, kendisine kucak açan ülkeyi beğenmiyor. o ülkedeki vatandaşın canına, malına, huzuruna kastediyor. sonra benden onlara acımam, onların penceresinden bakmam isteniyor. hadi oradan.

şimdilik aklıma gelenler bunlar. ümit özdağ ve muharrem ince ile birlikte bu formatın en iyi programına imza atan siyasetçidir kendisi.

kendisi tip milletvekili olarak görev yapmaktadır.

vaktimi sevdiğim için ve oğuzhan uğur'un 3 iqlu faşist cahil ergenliği üstünden atamamış milliyetçi kitlesi midemi bulandırdığı için izlemedim programı. endoktrinasyonun allahı var. birkaç kesit gördüm adam doğru düzgün tane tane konuşuyor bu salaklar veeaaüğ beağğsğdğ falan diye tepki veriyor iq. istiyorlar ki hdp geçmişi olan herkes kendine <evet teröristim> desin. çünkü geri zekalılar..

tip’e oy vermeye karar verdiren kişi.

babala tv'de ki konuşmasını izledikten sonra anladım ki, adam sahne de kelimeler ile illüzyon gösterisi yapabilmekte.
sorulan her soruyu, dönüp dolaştırıp hedef şaşırtarak cevap vermemekte tam bir profesyonel.
biraz da reyis gibi saldırganlaşırsa geleceğin başkanıdır.

4 saate yakın bir zaman süren konuk olduğu programı izledim.

bilenler bilir, genel hatlarıyla taban tabana zıt kutuplarda olduğumuzu söyleyebilirim. ancak söylemlerini insaf çerçevesinde değerlendirmek gerekir.

program boyunca, odaklanılması gereken durumu anlatıp durdu barış atay. program boyunca propagandist söylemlerden ziyade, gerçekçi bir yaklaşım sergiledi.

aklımın almadığı durum şu oldu; gerçek manada ülkemizde eleştiri kültürü gelişmiyor. soru soran gençlerin, sorduğu sorular değerlendirilince; günümüz gençliğinin sosyalizm ve türevi idealler hakkında bilgi sahibi olmadığı, bu konu hakkında bu denli cahil olduğu çok belli oluyor.

türk mü, türkiye' li mi? , pkk terör örgütü mü, değil mi? , hdp, terör uzantısı mı, değil mi? atatürk hakkında ne düşünüyorsunuz vs vs gibi sorular sorup durdular. bir aklı başında biri çıkıp da demedi ki; adam zaten toplum nezdinde marjinal bir dünya görüşüne sahip diye!

biri de çıkıp şunu sormadı. sosyalist dünya düzeninin toplumsal çözümleme doktrini, bizim toplumumuzda karşılık bulur mu? kapitalizmi iliklerine kadar hisseden bir toplumda, sosyalizm ve türevi düşünce ekollerinin çözüm konusunda ne gibi bir yol izleyeceği ile ilgili hiçbir konu konuşulmadı.

sosyalizmin, emperyalist doktrinlere yenik düşme nedeni ve bu durumun çözümü ile ilgili hiçbir konu konuşulmadı.

benim soru sorma şansım olsaydı şunu sorardım;

marks'ın; "ben marks'ım, marksist değilim!" söyleminin ne anlam ifade ettiğini, sol doktrine inanmış birinden öğrenmek isterdim.

ahmet şık ile beraber, kızılay çadır olayı üzerinden kadıköy'de eylemde bulunmuşlar. kentsel dönüşüme ölesiye red ver, sonra çadır peşine düş. polis durur mu? tekme tokat dağıtmış orayı. twitlere bakarken, allah affetsin akıllının birine denk gelip çok güldüm.

twitter.com/o_surmeli/statu...

çıkın lan aradan.

çok donanımlı kendini insanın doğasının en layık olduğu özgürlük olgusunun ve bunun gerçekleşmesi için en uygun rejim olan sosyalizm e adamış bir karakterdir.

kafası karışık, henüz netleşmemiş bir çocuk var şantiyede. (din,milliyet,yaprak,kürek)
-abi ben tip'e üye olacam
-haydaaaa nerden çıktı bu mehmet?
-abi barış atay diye biri var
-kimmiş o!!!!
-tip milletvekili
-eeee
-abi geçen akşam 4 saatlik bir programdaydı, kafamı açtı...arkadaşlarda izlemiş üye olacaz.
-hayırlısı mehmedim... dur ben şu ikindiyi kılayım geleyim
-tamam abi...

vekilim, gururum, yoldaşım!

aslen hatay'lı olan türkiye işçi partisi 27. dönem hatay milletvekili barış atay mengüllüoğlu, sadece yaşadığımız deprem felaketinin ardından değil, vekillik sürecinin tamamında da şehrine, toprağına sahip çıkmak için dişini tırnağına takarak 5 yıldır tip'te siyaset yapan bir vekildir. bugün, aday gösterildiği takdirde yeniden milletvekili seçilmesinin işten bile olmadığı bir pozisyondadır hatay için. buna rağmen barış, partimizin en güçlü olduğu ilelerden biri olan hatay'da gezi davasının haksız tutuklu avukatlarından can atalay'ın 1. sıradan milletvekili adayı olarak gösterilmesi için genel başkan yardımcısı olduğu partisine talebini iletmiş, bu konuda da oldukça ısrarcı olmuştur. bunun yanında, başka bir şehirden 1. sıra adaylığı da kabul etmemiş, şehrinde güçlü olan bir adayın, kendi popülaritesi yüzünden seçilememesi riskini göze almak istememiştir. özetle barış 28. dönem milletvekili seçimleri için türkiye işçi partisi antalya 2. sıra milletvekili adayıdır! 1. sırada ise devrimci yoldaşımız, antalya'lı turizm emekçilerinin yakından tanıdığı, örgütlü işçi mücadelesinin bölge için önemli ismi yunus başaran bulunmaktadır.

her biriyle ayrı ayrı gurur duyuyor ve üçünün de meclise gireceğine yürekten inanıyorum. çünkü tip sensin barış ve tip senin, benim, hepimizin!