okul müfredatında olmasını desteklediğim sosyal ve entellektüel oluşumlardan biridir. beden, resim ve müzik gibi sosyal etkinliklere ev sahipliği yapan 1 saatlik derslerin diğer derslerdeki odaklanma ve başarıyı da olumlu etkilediğini biliyoruz.

eğitim sistemimizin kalitesi elbet tartışılır. ama konumuz bu değil. özel dersler, sınavlar ve dershaneler arasında sıkışıp kalan çocuklar için bu ders bir süreliğine kendine ve ihtiyaçlarına odaklanmasını sağlayacak araç niteliğindedir. sosyalleşme sağlayan, ders başarısından farklı bir alanda yaşama sevincini artıran bu etkinlikler motivasyonu da artırarak tekrar yola güçlü bir şekilde devam edebilecekleri enerjiyi sağlayacaktır. topa olan gücü ile vuran çocuğu durdurmayın, resim defterini anlamsızca karalayan çocuğa kızmayın, flütle desibelin sınırını zorlayan çocuğu engellemeyin. bunlar da bir nevi stresi ve gerginliği uzaklaştırma çabasıdır.

"benim çocuğum sosyal etkinlik sevmiyor, zaman kaybı olarak görüyor" diyen insanları samimi görmediğimi belirtmeliyim. adı üstünde, o bir çocuk. siz neyi öğretmiş iseniz o çocuk o olur. nefes almayı öğretmeliyiz. zihni sürekli çalışır halde tutmaya çalışırsanız dinlenme fırsatı olmayacaktır. verimli çalışma bu değildir. zihnin dinlenmesi de gerekir. nasıl olduğu önemli değil, herkes kendi yolunu yaratır. doğru yanlış diye nitelendirmemek gerek. ben kitap okurum, sen müzik dinlersin, diğeri halı saha maçına gider... bunlara engel olan ya da vakit kaybı gören aileler, çocuğun içinde ne duygular barındırdığını, hangi fırtınalara ev sahipliği yaptığını eminim bilmiyordur. çalışmadığı zaman suçluluk duygusu hissedebileceğini, eksik hissedebileceğini, kendine değer verme kavramının altını doldurmayacağını bilin değerli veliler. telkinlerimiz ne yönde?

sosyalleşmenin en çok kıymetini biz biliriz halbuki. burada yazmak da buna dahil midir? bir düşünelim.

yapılan etkinlik ne olursa olsun, ama ders dışı olsun. beden eğitimi benim bu konuda en çok desteklediğim derstir. fiziksel yansımalar ruhsal boşalımı destekler. parka gitmeyen çocuklar kıpır kıpır, molaya çıkamayan çalışan huzursuz, kahvesini içermeyen patron keyifsiz olur, bilirsiniz. çocuk dünyasının hengamesi içinde bırakın bir fincan kahve içme lüksü olsun. kahve sevmiyorsa çay içsin, onu da mı sevmedi? ne içmek istediğine kendi karar versin. kendi karışımları belki en lezzetlisi olacak. lezzeti olmasa bile seçme şansı onun olsun, sizin değil. çocuğunuzun zaten elinden alınmış olan gençliğine bir tekme de siz atmayın.

beden eğitimi dersi candır. en sevdiğimdir. her çocuğun en sevdiğidir. içimizdeki minik canavarın ihtiyacını karşılayabileceği en etkili derstir. salın efendim çocuklarınızı...
devamını gör...
voleybol basketbolda kötüyseniz size travma yaşatabilicek bir ders. çocuklar çok kırıcı olabiliyor bunu beden eğitimi dersinde anladım. en yakın arkadaşımda oynayamazdı çok şükür. sınıf nöbetçisi olur, büsküvi alır otururduk.
devamını gör...
ders programı yenilenince sınıf başkanının eline alıp heyecanla aradığı, diğer öğrencilerin de başkanın söylemesini beklediği eğer cuma son 2 ders ise sınıfın sevinç nidaları attığı ders.
devamını gör...
boy sırasına göre dizildiğimiz derstir.
sabaha denk geldiğinde eşofmanlarımızla okula gitmenin mutluluğunu yaşardık.
devamını gör...
genelde sınava/yazılıya çalışılan derstir.
devamını gör...
tayt giymek yasak eşofman giyeceksiniz, okulun etrafında üç tur koşun ısınma hareketleri dağılın neyse ki soyunma odasında hep sigara içtiğim için o zamanı iyi değerlendirmiştim.
devamını gör...
ilk iki ders veya son iki ders olması tercih edilen derstir. ortada ise can sıkar.
devamını gör...
cuma son derse denk gelince çok sevindiğimiz,hocanın sadece top verip ortadan kaybolduğu derstir.
devamını gör...
türkiyede ne işe yaradığı bilinmeyen ders, yurtdışına bakıyorsun adamlar spor yapıyor, türk öğrenciler sadece top arkasında koşturuyor, kızlar ise voleybol oynuyor, ah şu ülke asla gelişemeyecek.
devamını gör...
hocanın üst baş kontrolü yaparken özellikle kışın en az iki öğrencinin eşofmanlarını giymeyip botla derse girmesi sonucu gereksiz bir azar çektiği, şaşılası bir önem ve disiplinle takip ettiği bu eşofman kontrolünden sonra zerre umursamadan öğrencileri başından savmak için top verdiği cidden boş beleş olan ders. sınav günleri de iki manşet attırıverir atana da atamayana da 100 girer geçilirdi. beden eğitimi ve spor adına zerre katkısı olmadı ilkokul ortaokul ve lise hayatımda. ha boş vakit olduğundan sevinirdik orası ayrı. ama içi boş bir dersti. şimdiye kadarki beden öğretmenlerim kendilerine eşofmanla istenen saygı ve dikkati biraz dersin işlenişine verip başöğretmen mustafa kemal atatürkün "türk gençliğinin spor bakımından da milli heyecan içinde, itina ile yetiştirilmesi önemli tutulmalıdır." sözü uygulansaydı en azından okul sayesinde herhangi bir spor dalına ilgi duyar ona yönelebilirdim. öğrenciye çok şey katabilecekken
içi boşaltılan bir ders yani. tek iyi yönü arkadaşlarla kantinde edilen muhabbetlerdi. çene kası gelişimine katkısı olmuş sadece.
devamını gör...
ortaokulda en sevdiğim, lisede en sevmediğim derstir kendisi. ortaokulda boş geçtiği için severdim, lisede boş geçmesi zor olduğu için ve esneme hareketlerini yaptıranlardan olmak istemediğim için... 4 sene boyunca o sıra hiç bana gelmedi ve esneme hareketi yaptırmadım çok mutluyum. hayatımın tüm şansını orda kullandım.
devamını gör...
rahat hazır ol... serbestsiniz. top oynayın.
devamını gör...
bu ders kadar hiçbir şeyden nefret etmiyorum. ilkokuldan beri sevmem. çünkü herkes mükemmel top oynamalı , mükemmel koşmalı , mükemmel takla atmalı bu derste. ben de bunların hiçbiri yok . bunları yapamayınca da herkesin gözünde inek , anormal oluyorsun . o bakışlardan sıkılıyorsun . o iki saat boyunca kendini tamamen aptal gibi hissediyordum . sanki çok anormal bir durum. nasıl bir insan matematik dersine karşı bir nefret duyuyorsa ben de bu dersten öyle tiksiniyorum.
sevgili eğitim sistemimiz sağ olsun herkes her şeyi yapabilmeli. hep bir kalıp , hep bir kalıp... gelişmiş ülkelerde hep öğrenci profiline göre hareket edilir. öğrenci seçer derslerini. bu beden denen illet bana bunları hatırlatıyor işte.
devamını gör...
en nefret ettiğim dersti. oldum olası gereksiz yere efor harcamayı sevmem. dersten yırtmak için türlü türlü numaralar çevirmişliğim çoktur.
devamını gör...
haram haram.

delikanlı çocuk en ateş gibi yaşında,16 yaşında mesela, 6 yaşından beri de beden eğitim idersi görüyor, 10 şınav çekemiyor. 2 barfiks çekemiyor.

lan hiç dokunmasanız daha iyi gelişirdi o çocuk.
devamını gör...
ilkokulda, ortaokulda ve lisede en sevdiğim dersti. karşılaştığım beden eğitimi öğretmenleri de şahane insanlardı. sonra bunlar bana bi gaz verdi kendimi adana çukurova besyo’da buldum. sevdiğim dersin öğretmenliğini yapıyorum. şimdi de işletmeci olmak istiyorum, işte her şey elde edene kadar güzel elde ettikten sonra bi numarası kalmıyor. *

şaka şaka, işimi her zaman severek yapıyorum. turnuva yönetmek sıkıcı biraz ama olsun o da işin tuzu biberi.
devamını gör...
abi bu bedencilerle ben hiç anlaşamadım ya. beden eğitimi öğretmeni, sanki bize gıcık gitmek için yaratılmış bir varlıktı gözümüzde...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

ya güzel abim, bak fit abim, haşofmenli hocam, ulan hentbol nedir ya? hentbolu icat eden bile ne ikim bir spor oldu bu yav deyip tevbe etmiş sen bize hentbol dayatıyorsun.

yıllarca bizi koşturdun, taklalar attırdın, çeşitli kültür fizik hareketleri yaptırdın, ya iki rekat sal ya. top oynicaz top.
devamını gör...
öğretmenlerin davranışlarındaki farklılıklardan dolayı her insanda farklı duygular oluşturan derstir. aynı diğer derslerde olduğu gibi.

herkes liseye kadar gördüğü beden eğitimi dersleri için yorumda bulunmuş, ben üniversitedekinden bahsedeceğim. arkadaşlar öncelikle verilmiş sadakanız varmış ki üniversitede almamışsınız bu dersi. o lisede sınıfa çıkamamak veya saçma sapan insanlarla aynı ortamda olmak biraz daha katlanılabilir şeylerdi. yani öyleymiş, ben de üniversitede anladım bunu. her beden eğitimi dersinde okulun halı sahasında toplanıyorduk. akrep yürüyüşü diye bir şey yaptırıyordu hoca, ilk defa orada duymuştum. internete yazınca bile normal akrep yürüyüşünden başka hiç sonuç çıkmıyor. yere sırtüstü köprü yapıyorsunuz ve o şekilde halı sahada dolanmaya başlıyorsunuz. sınıf 50 kişi, hepsi de sırtüstü köprü yapmış yürüyor,* bir süre sonra boynunuzun ağrısından önünüze bakamadığınız için havaya bakmaya başlıyorsunuz ve baaaaaamm; sıra sıra herkes birbirine girmiş, sırtüstü düşüp ciğerindeki havalar ile vedalaşıp bileğini büküp sakatlanan insanlarla doluyor ortalık. iki kızı hastaneye götürüyorlar, birinin bileğini alçıya almışlar. hoca diyor ki "öyle sakatlanacak kadar kötü düşmemiştin, derse devam edebilirsin."*

gruplara ayrılıp eğitsel oyun tasarlardık, her grup başka haftalarda oyunlarını sınıftakilere oynatırdı. ortadaki mendili kapmamızın gerektiği bir oyunda, hızlarını alamayan iki arkadaşım çarpışmıştı, sonra onları da hastaneye götürdüler. her hafta hastanelik duruma gelen oluyordu muhakkak. şimdi "kaza bu, her zaman başa gelebilir. dersle ne alakası var?" diyenler olabilir. haklısınız, dersle alakası yok, direkt hoca ile alakası var. garip bir şekilde nefret ediyor gibiydi herkesten. mesela regl sancısı fazla olan kızlar izin almak istediğinde "her regl olduğunuzda böyle mi olacak?" tarzında azarlamıştı, hem de baya yüksek sesle. tek ayakla arka arkaya halı sahayı turlamak, koşuda arkada kalınca ceza alıp * tek başına koşmak... hele bir de çekingen biriyseniz bittiniz, buyrun cenaze namazına yani. öyle bir durumda hoca "utanıyor musun?"* deyip herkesi durduruyor, "arkadaşınızı izleyin" deyip bütün hareketleri size yaptırıyor.

ay yazarken bile içim bunaldı. her hafta 3-4 saat katlanmak zorundaydık buna, o seneyi nasıl bitirdik bilmiyorum. her halı saha girişinde "amaaaan be daha fazla ne olabilir ki?" deyip daha beteriyle çıkıyorduk. sınıf öğretmenliği okumak isteyen yazar arkadaşlarımın aklında bulunsun yazdıklarım, "ördekler akrep olmuş canlarım". hadi geçmiş olsun.*
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"beden eğitimi dersi" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim