boğaziçi üniversitesi

boğaziçi mensupları ne kadar anlatmaya çalışsa da boğaziçili olmayan birinin ancak kafasında canlandırabileceği bir yer olan, türkiye'nin gerçek anlamda kurtarılmış bölgesi olan yerlerden biridir. insana insan olduğu için değer verilen, özgürlüğün ne demek olduğunu yaşayarak anladığınız, saygı duyacağınız ve size saygı duyan kişiler tanıyacağınız bir hayat akademisidir. bakmayın ekranlarda elitist dediklerine, türkiye'nin dört bir yanından buraya öğrenciler gelir. seküler ararsanız seküler, mütedeyyin ararsanız mütedeyyin insan bulabilirsiniz. ramazan ayında iftar açan öğrencilerin on adım ötesinde frizbisini sallayanlar, on adım sağında biralarını yudumlayanlar, on adım solunda da meditasyon yapan gençler görülebilir. mezun olduktan sonra da bu ruhu koruyan, korumaya çalışan insanlar sayesinde bu kültür ayakta durmaktadır. işin özü bu kültür 158 senenin bir ürünüdür, öyle rektör atadım hadi bakalım diyerek kimyası bozulmaz. okula bir senede giren 2-3 bin kişinin tamamını ak gençlik kontenjanından yerleştirseler 5 sene sonunda elinizde 2-3 bin boğaziçili olur. çünkü burası bir kültürdür, bir gelenektir. tabii ki dileğimiz yapılan yanlışlardan kısa zamanda dönülmesi ve bu güzide kuruma edilen zulmün tez zamanda son bulmasıdır.

türkiye içinde ayrı bir ülke hissiyatı veren okul. hem konumu hem içi hem de içindeki insanlar ilginç şekilde farklı şehirlerden, kültürlerden gelmelerine rağmen ağırlıklı olarak aynı kafa yapısına sahip oluyorlar. şu sıralar sürmekte olan rektörlüğe karşı yapılan eylemlerin de türkiye'deki üniversitelerin tamamında rektör bu şekilde değişmişken neden boğaziçi'nde bu şekilde karşı bir tepki oluştuğunu ve bu kadar büyüyebildiğini gözler önüne serer niteliktedir.

bu olaydan bağımsız olarak bu üniversitenin öğrenci sayısı bildiğimiz pek çok büyük üniversiteye göre çok düşük sayıda (marmara, istanbul, itü vs.). bu durum doğal olarak da bölümlerin çok az sayıda olmasına sebep oluyor. genel olarak her üniversitenin bir konsepti vardır, örneğin itü teknik bir üniversitedir bölümlerinin tamamına yakını mühendislik üzerindedir. boğaziçi'nin konsepti de yöneticilik üzerinedir. bu yüzden pek çok şirketin kayda değer konumlarında boğaziçi mezunlarını sık görürüz ya da normalde işletme bölümü çok ciddiye alınmazken boğaziçi işletme herkesin gözünde özel bir yere sahiptir.

bunu yanı sıra türkiye'de üniversite denince kullanılan yeşillikler içerisindeki okul fotoğrafları da genellikle boğaziçi'ne aittir. kampüsleri bu açıdan çok güzel olmakla birlikte sabah 5-6 ya da gece saatleri gibi boğaza baktığınızda eşsiz bir manzarayla karşılaşma imkanı sunmaktadır.

kesinlikle okunabilecek en iyi üniversitelerden biri olmakla birlikte sadece yukarıda bahsettiğim ufak detay gözardı edilmemelidir. bence mühendislik konusunda itü birinci tercih olmalıyken diğer tüm bölümlerde (yeni açılacak iletişim ve hukuk konudan bağımsız olarak) ilk tercih olabilecek bir üniversite.

bu sıralar kültüründen ve değerlerinden uzağa götürülmeye çalışılan türkiye'nin sayılı üniversitelerinden.

ben bu can sıkıcı olaylar üzerine yazmak yerine hâlihazırda içinde olduğum doktora başvurusu sürecinden bahsetmek istiyorum. belki birilerinin işine yarar. efenim ben psikoloji bölümü özelinde yazacağım. en baştan belirtmeliyim ki yurt dışında top tier üniversitelere yapacağınız başvuruların neredeyse hiçbiri boün'e başvururken harcadığınız eforun yarısı kadar efor gerektirmiyor. bu durum başta çok saçma gelse de bunun oldukça iyi tarafları olduğunu düşünüyorum. gelelim sürece:

birçok üniversitenin lisansüstü başvurusunda standart olarak istediği motivasyon mektubu, referans mektupları, transkriptler, diplomalar, yabancı dil ve ales/gre sınav sonucu gibi belgelerin yanı sıra bir de araştırma önerisi istiyorlar. bu araştırma önerisinin elbette özgün ve yapılabilir olması gerektiğini özellikle belirtiyorlar. buna ek olarak muazzam bir bilim sınavı yapıyorlar. benim girdiğim sınavda üç buçuk saat içerisinde bir makale okuyup 4'ü makalenin metodolojisi ile ilgili olan 5 soruya cevap vermemiz gerekmekteydi. rahatlıkla, hayatımda girdiğim en zor ve en kaliteli sınavdı diyebilirim. günün sonunda bu bilim sınavını geçmeyi başarırsanız sözlü sınava davet edilmeye hak kazanıyorsunuz. sözlü sınav aşamasına geçebilirsem buraya da bir edit sözüm olsun.

sözlü sınav editi: eveeet, sözlü sınava da girmiş bulunmaktayım. sınav zoom üzerindendi ve yalnızca 10 dakika sürdü. baştaki bir merhaba haricinde sınavın tümü ingilizceydi. bölümde başvurduğum alandan olan tüm hocaların karşısına çıkıp hızlı, kısa ve net biçimde bana sorulan 4-5 soruyu cevaplamaya çalıştım. ardından benim de hocalara bir soru yöneltme fırsatım oldu. hayatımın en stresli anlarıydı sanırım, bu biraz benim karakterimle de ilgili bir durum elbette. alana dair epey kazık olan bir soruda çok bocalayıp ingilizceyi bile unuttum ama sonrasında çok gergin olduğumu belirterek ilerleyen sorularda toparladım diye düşünüyorum. bu bahsettiğim soru haricindeki sorular ne çalışmak istiyorsun, başka üniversitelere başvuru yaptın mı, doktora sürecinde çalışman gerekecek mi gibi beklendik sorulardı. yakın zamanda sonucu da öğrenip mutlu bir haberle son bir edit yapmayı diliyorum.

bu aşamaların sonunda size dair o kadar çok bilgiye ve veriye sahip oluyorlar ki boün'e kabul edilen bir öğrencinin * kötü bir öğrenci olmasının neredeyse ihtimali kalmıyor. en azından, bir adım uzaktan baktığımda bana görünenler böyle. dilerim en yakın zamanda üzerindeki kara bulutlar dağılır da üniversitenin gerçek potansiyelini göstermesinin önü açılır. dayanışmayla!

son edit: evet sevgili kafacı dostlarım. bugün itibariyle boğaziçi üniversitesi'nde doktora programına kabul edilmiş bulunmaktayım! darısı isteyen dostların başına.

melih bulu'dan sonra yeni rektörünün yaşar hacısalihoğlu olacağını düşündüğüm devlet üniversitesidir.

dersleri çok zor 4 yılda bitirene helal olsun.

dün itibari ile iktisat bölümünü kazandığım okuldur. eğlenceli bir 5 yıl olacak gibi.

tercih döneminde okulu ziyaret etmiştim. bebek girişinden, ormanın içinden yukarı doğru çıkışımı hatırlıyorum. yemekhanenin yanından güney kampüse çıktığımda şok olmuştum. binaların mimarisi, ortadaki çimler ve manzara hayatımda gördüğüm en güzel şey olabilir. 'burası türkiye olamaz' demiştim. gerçekten de öyle.

bu yıldan itibaren fen bilgisi öğretmenliği öğrencisi olarak girdiğim üniversite.

umarım yüzyüze dersler olur ve üniversitemizi görürüz.

geç kalan edit: evet, birçok öğrenci için yüzyüze oldu. lisanstaki bazı dersler online yapılıyor. bu durum sıkıntı değil fakat bu sene hazırlıktaki p3 ve p4'ler(ileri derece sınıflar) tamamen online oldu. p1 ve p2'ler ise yüzyüze olup yırttı diyebiliriz. bunun da sebebi maalesef kilyos(sarıtepe) kampüsündeki yurtların kapasite yetersizliği. bir kısım lisans öğrencilerinin 1. kilyos yurdunda kalması buna sebep oldu maalesef. onların kilyosa gelmesinin sebebi ise kuzey ve güney kampüslerindeki yurtların tamamen dolmasıdır. bu edit girildiği tarih 2. dönem bitiyor ve lisansların bazılarının kuzey ya da güney yurtlarına geçişlerine rağmen hala az sayılmayacak derecede lisans öğrencisi maalesef kilyosta kalıyor.

edit 2: bu krizlerin üstüne bir de marmara üniversitesinin anadolu hisarındaki kampüsünün boğaziçine devri sonucu hazırlık kampüsünün anadolu hisarına kaydırılması söz konusu. bu durum olursa 2022-23 dönemi hazırlıklar için nasıl olacak bilemiyorum. her sene yaklaşık 1200-1300 hazırlık öğrencisinin istanbul dışından hazırlık okumaya geldiğini düşünürsek anadolu hisarındaki kampüsün bu kadar kişiyi kaldırabilecek yurtları var mı bilinmiyor. umarım sıkıntısız bir süreç olur diye düşünüyorum.

manzarası güzel kızları çirkin üniversite .

en azından güney kampüsü öyleydi.

kendi gitti
adı kaldı dilimde
halini perişan etti birisi.

pkk'nın şehir yapılanması andıran kampüs cadıları ve solcu keko kaynayan okulumsu. evet.

mühendislik binasındaki bayanlar tuvaletinde müzik yayını verilmektedir. tuvalete giren kızların yüzündeki dumur ifadeleri, çevreye özellikle tavana anlamsız bakışlarını görmek çok eğlencelidir.
"ewet, yanlış duymuyorsun, bu çalan frank sinatra ve sen tuvalettesin!" diye açıklamalar yapılmalıdır kendilerine

"bana muhafazakar kesime karşı duyarlı olmamı öğreten yer boğaziçi üniversitesi idi, ama muhafazakarlar geldi boğaziçi üniversitesi'ni mahvetti."

-teoman

ısmi avrupada duyulan universite simdi .130 puanla 35 yas ustu kadinlara okula aldi hakki ile kazanip girseler icim yanmaz.okumanin yasi yoktur ama burda ki amac farkli.

(bkz: deep throat university)
ulan ne taktım bende buna ya...halbuki hiç denemedim.

boğaziçi işletme mezunu olmak isterdim.

yaklaşık 1,5 senedir öğrencisi olduğum, bugün itibarı ile de 1,5 senedir ensemde nefes alan illet dil sınavını* geçtiğim okuldur. tam manasıyla bir boğaziçi öğrencisi olduk, mezunu olabilecek miyiz göreceğiz... buraya bu sınav hakkında bir tanım yazacağım, gerçi burada liseli var mı bilmiyorum ancak boun'a falan gelecek ingilizce cahili* olursa faydalansın.

yaklaşık bir dönemdir öğrencisi olduğum ve p1 kur ile büept denen “illet” sınava hazırlandığım okuldur. aynı zamanda eylem hiç bitmez.

türkiye'nin en eski, köklü, büyük ve kaliteli üniversitelerinden biri.

kapitalist sistem tarafından beyni yıkanmış, sadece tek yönlü düşünebilen, at gözlüklü kapitalistler, sistem adamları yetiştiren üniversitedir. buradan mezun olanların taptıkları tek tanrı, tek değerleri paradır. buradan mezun olanlar daha çok para kazanmak için her şeyi yaparlar. hepsi paranın kölesidir.

"özgür mü diyorsun kendine ? sana hükmeden düşünceni duymak isterim!" - niçe

benim icin hep:
"bogazici mezunuyum, kocam benden yaprak sarma istiyor."
ihih.