camdaki kız (dizi)

gülseren buğdaycıoğlunu daha çok fazla tanınmazken duymuş kitaplarını okumayı not etmiştim ama bir anda fazlasıyla ön plana çıktı ve artık bana fazla gelmeye başladı nereye baksam ya bir dizisi yada bir kitabı her yerden fırlıyorlar. bu kadar dram helede şu dönemde fazlasıyla gereksiz.

birazcık izledim ve az daha panik atak geçiriyordum. gerçekten çok korkunç geldi, bir daha izlemeyi düşünmüyorum ayrıca her yerde gülseren budayıcıoğlu görmekten de gına geldi. iyi ekmeğini yedi danışanlarının.

nalan'ın annesinin tavırları sizi boğar da boğar. izlerken sinirlerim bozuldu. bir de gerçekten böyle bir insanın varlığının olması.. insan düşünemiyor bile. gülseren budayıcıoğlu, nalan'ın kendi hayatının ona normal geldiğini söylemişti. bir yandan da kızın adına seviniyorsunuz ama yaşadığı da hayat mı be! diyorsunuz. dizinin ilk çıktığında birisi twitter'a direkt tüm senaryoyu yazmış. sinirlerimi bozmuştu.

keşke kitaba sadık kalınsaydı dediğim bir dizi. çok fazla şeyi sıkıştırıp önümüze sunmuşlar. diziyi başım ağrımadan izleyemiyorum. bazı sahneler o kadar gerçek dışı geliyor ki bana. hele sedat ve nalan'ın romantize edilmesi, böyle toksik bir ilişkinin arkada romantik bir müzik ile bize kabul ettirilmesi beni çok rahatsız ediyor.
kitabı okuduğum zaman dizisi olsa ne güzel olur diye düşünmüştüm şimdi çok pişmanım bu düşüncemden. murat soner'in incelemesi çok yerinde gerçekten.

böyle bir sahnenin televizyonlarda yayınlanmasını aklım almıyor. bu şimdi türk aile yapısını bozmuyor mu? çocuklara kötü örnek olmuyor mu? bunun yayınlanması normalleştirmeye itmiyor mu bu olayı? yapılan şeyi zikretmeye bile benim ne hayat anlayışım ne de ahlak anlayışım müsaade etmiyor. bu sahneleri oynamayı kabul edenler de oynatanlar da senaryoyu yazanlar da bunu denetleyenler de (!) gerçekten artık mide bulandırıyorsunuz. tek derdiniz para kazanmak evinizi geçindirmekse limon satın onurunuzla yaşayın. umarım azalarak bitersiniz. iğrençsiniz.

farkındalık yaratacağız diye farkındalık vermek istedikleri herkesin bakın benden çok var, aynen devam dediği kendini haklı sandığı bir ortam yaratıyorlar. ciddi problemlerin normalleşmesi böyle böyle reklamlar da dahil 4 saati alarak yayında kalması. şu an olayın kendisi vahim, altında yatan sebep daha vahim. ensest ilişkiyi nasıl alır yayınlarla aklım almıyor. inşallah tez zamanda biter böyle diziler. yasak ilişliler, tecavüzler, sapık düşünceler yetmedi yenileri eklenmeye başladı. bitmeyen sosyal problemlere yeni problemler eklemeye devam türkiye.

gülseren budayıcıoğlu uyarlamalarından belki de en başarılı olanı. türk halkına bunlarla gelin! temizlik takıntısı da evet faydalı bir ayrıntıydı ama asıl entrika bu dizide gibi duruyor. arada açıp sinirlerimizi zıplatırız artık. tutucu muhafazakar tayfanın kadınlar üzerinden gerçekleştirdiği toplum mühendisliğinin sinir bozucu bir örneği.

bu diziyi en çok muhafazakarların izleyeceğinden eminim fakat kendilerine ne gibi dersler çıkaracaklar açıkçası bir fikrim yok. çünkü adı üstünde muhafazakarlar. doğru yanlış ayırt etmeksizin bütün gelenekleri sürgit yapıyorlar. özeleştiri yapma enginliğini gösteren bir muhafazakara çok şükür rastlamadım. ki zaten yapabilseydi adı muhafazakar olmazdı.

muhafazakarlık derken de genel koşuyorum. devrimciyim diye gezen insanlarda dahi toksik düzeylerde muhafazakarlığa rastlamışlığım vardır.

bu dizi için insanlar ikiye bölünmüş, bir taraf psikoloji bozduğunu, bir taraf toplumun bilinçlenmesi için gerekli olduğunu düşünüyor. ben bu diziyi izleyip de bilinçlenmek konusunda adım atacak pek insan olduğunu sanmıyorum. ah vah edip yine aynı hayatlarına devam edecekler, ellerinde kalan şey biraz travmatiklik olacak, ne yapalım böyle geldik böyle gideceğiz diyecekler. bugünkü bekaret kontrolü sahnesi tepki için çekilmiş olsa da onlar onu anlayacak, ders çıkaracak kabiliyette değiller. bekaret kontrolü diye bir şeyin yapılamayacağının, bunun insan onuruna aykırı olduğunun, bu kavramların kadınların boynuna zincir takmaktan, hayvan gibi davranmaktan başka bir halt olmadığının farkına varamayacak, zavallı kızlarına gelenek göreneklerinin en aşağılayıcı taraflarını dikte edecekler. ayrıyeten vajinaya ilk olarak bir penis girmek zorunda değil hatta sağlıksız olan budur. kadınların mastürbasyon yapma hakları bile ellerinden almış, kendi bedenlerine yabancılaştırılmışlar. vajinismustan tutun da birçok psikolojik rahatsızlığa sebep oluyor bu durum. mükemmel türk aile yapısına hoş geldiniz.

gülseren budayıcıoğlu’nun yazdığı bir kitap ayrıca başrollerinde burcu biricik ve feyyaz şerifoğlu’nun olduğu dizidir.

youtube’ta birkaç kesitine denk gelmiştim bu dizinin sonra da merak ettim kitabı tabii. bir youtube kanalı var,kanalın sahibi gülseren budayıcıoğlu’nun kitaplarını özetliyor,açıklıyor. yanlış bilmiyorsam hanımefendi sosyoloji mezunu. birkaç kez de önüme çıkmıştı. meraktan açıp dinledim hikayeyi.gerçekten ilginç bir hikaye ve bence bu iyi anlamda da değil,bayağı kötü bir hikaye. içerdiği sapkınlıklar bir televizyon dizisine,özellikle küçüklerin bile erişebildiği kanallara uyarlanabilmesi çok üzücü. daha da ilginci kitapta olmayan abartı eklemeler. kırbaç,korse gibisinden detayların fazla olduğunu düşünüyorum. tabii,diziyi izlemeden kitabı okumadan eleştirmek ne kadar doğru muamma fakat nalan’ın * ailesi ile ilgili olan sırrının ne kitaplarda işlenmesini ne de dizilere konu olmasını destekleyemiyorum.
kitabın özetini dinlemek isteyenler için

yazarının hiçbir kitabını okumadığım için ön yargılı konuşmak istemiyorum ama gerçek yaşamdan alınmıştır ibaresine inanmiyorum belki esinlenildi ama gerçek yaşam için fazlaca tutarsız geldi bana bu dizinin senaryosu örneğin feride hayatını ve yıllarını nalan'ın bekaretine ve kendi kurallarına göre belirlediği iffetine harcıyorsa nalan nasıl üniversite bitirebildi? bu denli hasta bir ruhun değil üniversite nalan'ı sokağa bile göndermesi absürt durur.

bana kafayi yedirten dizi. lan bizim insanalarimiz belgesel falan izlemedikleri icin ya da arastirmalari okumadiklari icin zaten cahiller ve izledikleri her seye inanma egilimindeler. gecen denk geldiigim bolumde kadini jinekolaga goturup kizliginu kontrol ettiriyordu anasi kilikli. biri de cikip demiyor ki ya bu kizlik zari denilen sey kadinlarin belkide yarisindan fazlasinda yok. kadinlarin bazilari ilk gecelerinde kanamiyorlar bile. ve kadinlar sirf bu sacma salak inanclar yuzunden öluyorlar bilmem farkinda misiniz? hala televizyonda dogruymus gibi bu bilgiler gosteriliyor. lutfen yapmayin nolur. kizlarimiz bu tarz dayanagi olmayan bilgiler yuzunden hicbir sey bilmeden buyuyor. senaristlere de bir cift lafim var. acin biraz kitap okuyun o da mi yok gidin bir jinekolog ile konusup kizlik zari denilen hymenin aslinda ne ise yaradiginj ve neden kadinlarda var oldugunu ogrenin!!

türk dili ve edebiyatı okudum diye bu dizinin kitap hâlini okuduğumu düşünen yengem benden spoiler istiyor. şu niye böyle, bu niye böyle diye soruyor. okumadım kitabı, okumayacağım. benim tez yazmam gerek, todorov okumam gerek yengeee, gülseren anksiyeteoğlu'nun her kanala birer tane sattığı hikâyelerini okuyup anksiyeteme anksiyete katamayacağım. (not: burcu biricik severim)

burcu biricik'i sevdiğim için şans vermek istediğim, ilk bölümü izlerken zoomlar, kamera yakınlaşmaları flan başımı ağrıttı dediğimde annem "sen çok takılıyorsun" demişti, sabahında herkesin benim gibi düşündüğünü gördüğümde sevindiğim ve anneme "bak tek ben değilmişim" dediğim yine gülseren budayıcıoğlu'nun kitaplarının birinden uyarlanmış türk dizisi.

5 bölümü izledim ve dizi hakkında yorumlarımı belirtebilirim. diziyi youtube’dan izledim. bu diziyi tvden izleyenler varsa sabırlar dilerim öncelikle. aşırı uzun olması yanında aşırı derecede sıkıcı ve yavan ilerliyor dizi. ikinci değineceğim konu ise ilk bir kaç bölümde kullandıkları ani zoomlamalar. kahkahalar eşliğinde izledim bu anları ya arkadaş ya stajyerlere çektirdiniz diziyi çok merak ediyorum. neyse ki yorumları dikkate almışlar da zoom olayını kaldırmışlar. bir de şunu belirtmeden edemeyeceğim arkadaşlar bu türk dizilerinde vazgeçilmeyen bir sahnenin yavaş çekim olması ve insanların birbirine uzun uzun bakıştığı anlar gerçekten bıktırmadı mı artık? neden hala böyle bir şey yapılır anlamış değilim.
6.bölümü de izleyip karakterler hakkında yorumlarımı buraya editleyeceğim.

mucize doktor'un final düdüğünün çalınmasına sebebiyet veren gereksiz bir dizidir. hangi amaçla, ne tür kafalardan çıkmış bilinmez. fakat yapmayın etmeyin! bunu izleyerek vakit kaybetmeyin, açın birşeyler okuyup genelkültür kasın. çünkü bu dizilerin, psikoloji deşmek dışında hiçbir getirisi yok.

dizide cinsellik çok ön planda. bunun herkesin izleyebileceği bir tv kanalında, çoluk çocuğun uyanık olduğu saatlerde yayınlanması rahatsız ediyor beni. psikolojik dizi diye piyasaya sürülen şeyler bir sonraki neslin psikolojisini bozmasa bari.

bugün kanal d'de yeni bölümü yayınlanacak dizidir. fanatiklerine duyurulur. saçmasapan yabancı diziler ile beyninizi dolduracağınıza gerçek hayattan hikayelerle bezenmiş kendi dizilerimizi izleyin.

hayri karakterine cihangir ceyhan'ın hayat vermesiyle haberdar olduğum dizi. normalde cihangir ceyhan'ı severim ve takipte ederim.cihangir ceyhan'ın diziyi sosyal medya üstünde paylaşmasıyla bir bakayım dedim ve yarım yamalak biraz izledim. maalesef beğendiğim bir iş olmadı,özellikle bazı önemli rollerdeki oyuncuların oyunculukları çok kötü. özellikle bazı sahneleri çok gereksiz.neyse kısaca kötü bir yapım olmuş. bu yorumlar tamamen kişiseldir çünkü ben normalde de türk dizisi çok izlemem yani denk gelirse belki yarım saat falan izlerim (annem sağolsun). o yüzden beklentim biraz daha farklı bir yapım olması yönünde, tabi bütün diziler benzer yapıp ve gereksiz uzattıkları için,böyle bir sonuç ortaya çıkıyor.cihangir ceyhan, doğal ve oyunculuğunu beğendiğim nadir oyunculardan.takip etmeyecek olsam dahi kendisine yeni işinde başarılar diliyorum. umarım reytingler iyi gider.
cihangir ceyhan'ı alev alev dizisinde izlemiştim. bu arada yeri gelmişken demet evgar'da muhteşem bir oyuncu.

televizyonda denk geldiğim doktor (bkz: gülseren budayıcıoğlu)'nun "camdaki kız" adlı eserinden uyarlanmış dizi. ama ne dizi. cimrisinden,obsesifin, despotundan şımarık zengin çocuğunun kısacası bir sürü psikopatın toplandığı dizi. bir de masum kızımız var tabii adı nalan. dizi nalan, ve koroğlu ailesi etrafında dönüyor. nalan anneannesi ve dedesini anne babası bilerek büyüyen bir kız çocuğu. anneannesi kızını kaybettikten sonra delirip bu kızcağıza yaşatmadığını bırakmıyor. düşünün ki bekaretini kaybetmesin diye hergün korse giydirip korseyi mühürlüyor. insan izlerken bu nasıl bir psikopatlık ulan demekten kendini alamıyor. babası da annesinin aksine çok naif ve kızına çok düşkün, anlayışlı bir baba. neyse kızımız 20li yaşlarına kadar delirmemeyi başarıyor mimar oluyor ama annesinden çok korkuyor. koroğlu ailesinin yanında çalışmaya başlıyor. koroğlu ailesi de kızın ailesinden beter. adam aşırı cimri,o kadar zenginliğin içinde kahvaltıya zeytinleri sayılı koyduruyor, bunları kontrol etmesi için çalışanı bile var, onu da yetimhaneden almış. karısı bu cimriliğe dayanamıyor gizlice kıyafetler alıyor bodrumda saklıyor giyememesine rağmen. bir de ailenin selen, muzo ve sedat adında üç çocuğu var. selen ailenin akıllı kalabilen tek insanı, bir de vasıfsız bir kocası var. muzonun ise nasıl bir problemi var çözemedim, odasından çok nadir çıkıyor sedat ise tam şımarık zengin çocuğu. cana adında evli bir kadınla ilişkisi var. bunu öğrenen ailesi sedatın ayıbını kapatıp evlendirmek istiyorlar. selen de nalanı görüp "evet aradığım namuslu temiz kız bu" edasıyla yapışıyor nalana. sanki kızın yaşadıkları yetmemiş gibi,bir de bu manyak ailenin içine düşüyor. saf kızımız bir de aşık oluyor sedata. yapma etme kızım diye ekrana sarılasınız geliyor. tam aile oğlumuz nalanla evlendi kurtulduk cana belasından derken sedat ne yapıyor dersiniz? düğün günü cana ile tuvalette ilişkiye giriyor ve annesi bunu duyuyor. seyirciye bugünlük bu kadar televizyon yeter allah belanızı versin dedirtiyor adeta. sedat beyimiz doymuyor tabii nalan kızımızın da tadına bakmak istiyor, ama nalan annesinin kendisine yaşattıkları yüzünden o kadar korkuyor ki ağlayarak kaçıyor odadan. annesinin kapısına dayanıyor annesi de kapıyı yüzüne çarpıyor, sanki sizin yüzünüze çarpmış gibi oluyorsunuz. yine allah belanızı versin demekten başka çare kalmıyor.

yani hala bu diziyi izleyen varsa beynini en yakın ruh ve sinir hastalıklarına teslim etsin.

berbat bir dizi... bu dizinin bir parçası olan her oyuncu benim gözümde bitti. ha ne önemi var onlar için bilemiyorum... özellikle de burcu biricik.. paran yok desek var. ünün yok desek var.. reytingin yok desek o da var. e sen allahtan cezanı mi istiyorsun? bu nasıl konu bu nasıl dizi ekranı yumruklayasim geldi ya 2.bolum de daha. detaylı bir inceleme yazicam çok doluyum sözlük.