yazar: gülseren budayıcıoğlu
yayım tarihi: 2019
psikiyatrist gülseren budayıcıoğlu'nun danışanlarıyla yapmış olduğu görüşmeler sonucu elde edindiği bilgilerden, öğrendiği hayatlardan yola çıkarak yazdığı romanıdır. ailesi tarafından baskıyla büyütülen bir genç kızın yaşamını anlatır.
yayım tarihi: 2019
psikiyatrist gülseren budayıcıoğlu'nun danışanlarıyla yapmış olduğu görüşmeler sonucu elde edindiği bilgilerden, öğrendiği hayatlardan yola çıkarak yazdığı romanıdır. ailesi tarafından baskıyla büyütülen bir genç kızın yaşamını anlatır.
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "ermolettin" tarafından 19.12.2020 21:15 tarihinde açılmıştır.
1.
camdaki kız –gülseren budayıcıoğlu
kitaplarını severek okuduğum insanlardan biridir gülseren hanım. her kitabından sonra aklıma takılı kalan sözcükler olur. döner durur kafamın içinde. camdaki kız için aklıma yerleşen sözcükler ise aşk, kader, sevgi, evlilik ve açlık oldu.
insanların temel ihtiyaçları vardır. ilkel dürtülere hareket etmemize sebep olan ve karşılanması elzem ihtiyaçlar. insanlık olarak barınma ve beslenme gibi temel ihtiyaçları halletmek için yollar bulmuşuz ama sevgiyi hep ihmal etmişiz. zamanla bilinçaltının görevi üstlendiği bir açlık halini almış sevgi ihtiyacımız. sevgi sözcüğünü duyunca aklımızda iki kişilik tek düze bir ilişki bağı gelir olmuş yıllar içinde. oysa sevgi ana rahminde başlıyor ve biz toprağa girene kadar yakamızı bırakmıyor. bu döngü içinde mutlaka sevginin bir kolunu ıskalamış bulunuyoruz. ömür yettiği kadar o boşluğu doldurmak için çabalıyor ve bazen herkes için çok yanlış görünen kararlar veriyoruz.
evleniyoruz, biriyle yeni hayatlar dünyaya getirmek üzere birleşiyoruz ama kimse aslında ne istediğinin ya da neden evlenmek istediğinin farkında değil. çoğu zaman toplum öyle buyurdu diye en uygun kişiyi buluyoruz evleniyoruz ve toplum hanemize bir yıldız daha ekliyor. başardın diyor bize insanlar. peki, neyi başardım ben? aşk için evleniyoruz, uyumsuz olduğumuzu aşk bitince anlıyor ve kuyunun dibinde ışık arıyoruz. mantık evliliği yapıyoruz, mantık bitince tutunacak dal arıyoruz. boşanmayı hayal etmeye başladığın an gelip siliyorlar hanene eklenmiş olan yıldızı. kaybettin diyor toplum sana. yürütmesi imkânsız ve acılarla dolu olacak evliliği bitirmek istedin diye suçlanıyorsun. peki, neyi kaybettim ben? sanırım asla çözmem mümkün olmayacak bu konuyu. dolusu da boşu da yabancı geliyor bana.
kader yolunu çiziyor bizler onu takip ediyoruz. hayata gözümüzü açtığımız ilk an bunu öğrettiler bize. madem kader var neden hatalar hep bizim boynumuzda? yoksa gülseren hanım haklı mı? kader motifimizi kendimiz çiziyor ve içine hapsolmuş hayatlar mı yaşıyoruz?
sevgi için tüm dünyayı elinin tersi ile iten nalân ve asla aşka doymayan hayri bizlere eşlik ediyor. iyi okumalar.
kitaplarını severek okuduğum insanlardan biridir gülseren hanım. her kitabından sonra aklıma takılı kalan sözcükler olur. döner durur kafamın içinde. camdaki kız için aklıma yerleşen sözcükler ise aşk, kader, sevgi, evlilik ve açlık oldu.
insanların temel ihtiyaçları vardır. ilkel dürtülere hareket etmemize sebep olan ve karşılanması elzem ihtiyaçlar. insanlık olarak barınma ve beslenme gibi temel ihtiyaçları halletmek için yollar bulmuşuz ama sevgiyi hep ihmal etmişiz. zamanla bilinçaltının görevi üstlendiği bir açlık halini almış sevgi ihtiyacımız. sevgi sözcüğünü duyunca aklımızda iki kişilik tek düze bir ilişki bağı gelir olmuş yıllar içinde. oysa sevgi ana rahminde başlıyor ve biz toprağa girene kadar yakamızı bırakmıyor. bu döngü içinde mutlaka sevginin bir kolunu ıskalamış bulunuyoruz. ömür yettiği kadar o boşluğu doldurmak için çabalıyor ve bazen herkes için çok yanlış görünen kararlar veriyoruz.
evleniyoruz, biriyle yeni hayatlar dünyaya getirmek üzere birleşiyoruz ama kimse aslında ne istediğinin ya da neden evlenmek istediğinin farkında değil. çoğu zaman toplum öyle buyurdu diye en uygun kişiyi buluyoruz evleniyoruz ve toplum hanemize bir yıldız daha ekliyor. başardın diyor bize insanlar. peki, neyi başardım ben? aşk için evleniyoruz, uyumsuz olduğumuzu aşk bitince anlıyor ve kuyunun dibinde ışık arıyoruz. mantık evliliği yapıyoruz, mantık bitince tutunacak dal arıyoruz. boşanmayı hayal etmeye başladığın an gelip siliyorlar hanene eklenmiş olan yıldızı. kaybettin diyor toplum sana. yürütmesi imkânsız ve acılarla dolu olacak evliliği bitirmek istedin diye suçlanıyorsun. peki, neyi kaybettim ben? sanırım asla çözmem mümkün olmayacak bu konuyu. dolusu da boşu da yabancı geliyor bana.
kader yolunu çiziyor bizler onu takip ediyoruz. hayata gözümüzü açtığımız ilk an bunu öğrettiler bize. madem kader var neden hatalar hep bizim boynumuzda? yoksa gülseren hanım haklı mı? kader motifimizi kendimiz çiziyor ve içine hapsolmuş hayatlar mı yaşıyoruz?
sevgi için tüm dünyayı elinin tersi ile iten nalân ve asla aşka doymayan hayri bizlere eşlik ediyor. iyi okumalar.
devamını gör...
2.
dizisi de yapıldı sanırım. gülseren budaycıoğlunun romanlarından biridir çoğu romanını okudum hepsi gibi bu da çok güzel psiklojik bir romandır psikoloji sevenler okuyabilir
devamını gör...
3.
dizinin bitmesi zaman alacağı için önden bi kitabını okuyayım dedim. tabi fark dağlar kadar ama kitap çok güzeldi ve akıcıydı.
devamını gör...