çay

içilir hemde saymadan, bıkmadan, usanmadan.

" çay var içersen
ben var seversen
yol var gidersen."

ırmaktan küçük/dereden büyük olan akarsulara verilen isimdir. çayda çıra isimli halk oyunundaki çay tabiri de büyük ihtimalle bu akarsu olan çaydır. içtiğimiz çayla bir alakası olmasa gerek.

türkiye'de çayın hikayesi, cumhuriyet'in kuruluş dönemlerine rastlar. cumhuriyet ilan edilmeden önce izmir'de toplanan izmir iktisat kongresi'nde alınan karar gereği temel gereksinim maddelerimizi kendimiz üretip, kendimiz yetiştirecektik. çünkü tam bağımsızlığın yolu, ekonomik bağımsızlıktan geçiyordu. bu karar gereği de, kahveye alternatif olacak olan çay içeceği yetiştirmekte karar kılınıyor. atatürk'ün rize'yi ziyaret etmesi de gözleri buraya çeviriyor. ardından da 1924 tarihli 407 no'lu yasa da rize ve borçka topraklarında fındık, portakal, limon, mandalina yanında çayın yetiştirilmesi üzerine düzenlenmiştir. 1938 yılında da dönemin tarım bakanlığı olan ziraat vekaletinde görevli zihni derin isimli ziraat mühendisi batum ve çevresinde ruslar tarafından kurulmuş çay bahçelerini gözlemler. daha sonra da kendisi gibi çayla tanışmamıza sebep olacak olan ve rize çay teşkilatında görevli asım zihnioğlu da hindistan ve sri lanka gibi asya ülkelerine çay plantasyonlarını incelemek için gönderilir. 1940 yılında da çay kanunu çıkarılır ve asım zihnioğlu , 1946 yılında açılacak olan çay fabrikasının kuruluşunda yer alır. 1950'li yıllara gelindiğinde de tıpkı bugünlere geldiği gibi çay tüketimi artmaya başlamıştır.

bazen yediklerimi sindirmekte zorlanıyorum.
çay bu konuda cok etkili.

böyle durumlarda bir bardak açık çay çok iyi geliyor. isteğe bağlı limonda sıkabilirsiniz.

demleme yeşil çay da çok iyi olabiliyor. afiyet olsun.

delikanlı adam içeceğidir. bir kere çay herkesle içilmez, bir adabı vardır. adamın hasıyla, sohbetin koyusuyla gider..

bana göre kahvenin değil çayın 40 yıl hatrı vardır , su yerine içilir çoğu evde.

pek aram yoktur. sadece kahvaltıda tercih ederim. gün içinde aklıma da gelmez. bu ara iftar sonrası demleyip, bardağın içine taze nane yaprağı ekleyerek içiyorum. gün içinde akşam olsa da içsek diye, tiryakiliğe doğru gidiyorum.

olsa da olur olmasa da olur. kurabiye kek varsa olsa süper olur.

sabahları kalkar kalkmaz içmezsem gün boyu başımın ağrıdığı içecektir.

çay delikanlı içecektir bir defa.

öyle " rakı seven kadın aşk kadınıdır efendim " veya " mirim rakıyı rakı yapan muhabbetidir " filan gibi yalandan güzellemeler istemez.

efendi gibi sessiz sedasız demlenir, meze filan da istemez kanaatkardır, bir sade poğaçaya bile saygı gösterir.

kendisine saygım çok büyük.

sevgililerin içeceğidir. hele piyer loti de yanında sevgilinizle manzaraya bakarak içiyorsanız tadına doyulmaz.
cemal süreya bir şiirinde çaydan şöyle bahaseder.
buluşsaydık ne olurdu ? dedim
oturur çay içerdik, küçük bardaksa 1, büyükse 2 şeker atardım sende çayını alırdın içeceksen içerdin içmeyeceksen önünde dururdu, hatta sıkıldığında çay kaşığıyla bile oynayabilirdin dedi.
bi ara “sarılırdım” desin istedim
sonra boşver dedim kendime
herkes sevdiği adamla karşılıklı çay içemiyor bu ülkede, boşver..

psikologum: hayır çay içip sevişen insanlar gerçek değil anonim68 biraderim
viva zapata : #2011774

benim şiirlerim çay kokar,
düşlerim sade sen,
demlikte nefesin,
bardakta gamzen…
sızılarım diner, uyur dertlerim,
çayı sen demlersen.”
gelirsen çayımı seninle bölüşürüm,
gelmezsen ömür billah
üşürüm..
çay karası gönül yarası derler, bilir misiniz...?
işte çayın karasında gizlenir sevdalar.
bu yüzden bazen çay içerken sızlar yüreğiniz.
ve her yudumda özlenir yara sahibiniz…

olmasaydı ne içerdim kupa kupa bilmiyorum. dağ manzarasına gider, deniz kenarında içilir, kar yağarken içilir. her an bir bahane bulabilirim demlemek ve içmek için. bir bardak içince ikinci için bir an bile düşünmem.

aliminyum demlik de yapılan çay bakırda yapılandan daha lezzetlidir.

olmazsa olmaz. hep çay hep çay hep çay.

codycross oyununda kitaplık denilen bir bölüm var. bu kitaplarda bir şey hakkında kısa bilgiler yazmaktadır. ben de sizlerle bunları paylaşmak istedim..
hangimiz çayı sevmeyiz? ama bu çok sevilen içeceğin yanlışlıkla keşfedildiğini biliyor muydun? dünyada çay tüketen ilk ülkelerden biri çin'dir. ama çay o zamanlar içecek olarak ikram edilmiyor, bunun yerine çiğneniyordu. ancak, çin'in bitkisel tedavi üzerine yazılı ilk kaynağı olan, shennong'un materia medica klasiği adlı kitabına göre, imparatorun hizmetçileri ve otacı* shennong, imparatorun içmesi için su kaynatırken demliğe çay yapraklarının düştüğünü fark etmemiş, ama imparator ortaya çıkan içeceğe bayılmış!

geleneğin bize küçük yaşlardan beri dayattığı bir içecek . bana göre gereksiz bir gıda 50 yıl içmesem demem ki çay çekti canım .