cinsel ilişki olmadan ilişki yürür mü sorunsalı

yürür, ama başkasına.

yakıt olmadan araba nasıldır?
yağmurda içinde oturursun iyidir.
bahçede durur, görseldir.
arada yıkarsın vs, parlar.
ama gider mi?
gitmez.

cinselliğe haddinden fazla anlam yükleyen, ilk ilişkisini hayatının dönüm noktasını yapan, cinselliğin insan bedeninin bir gerçeği değil toplumun biçtiği değer neticesinde statü sembolü gibi kullanan yani sonuç olarak biz ve bize benzeyen ülkelerde cinsel ilişki kadınların en derin kırbacı.

ve maalesef bazen bu kırbacı tutan da kadın oluyor.

yazılanlara bakıyorum şerefsizim ağlamamak için kendimi zor tutuyorum. kendisini doğru erkeğe saklayan kadınlara, diğer tüm canlılar kadar saygı duyuyorum ama bu kadınların bedeniyle barışık yaşayan, cinselliği büyütmeyen, erkeklerin koyduğu şartlara uymakta ısrar etmeyen veya çok doğal olarak inanmadığı bir dine göre yaşamak istemeyen ve yine de toplumun baskısından çekinen kadınlara sopa olarak göstermesi tüm kadınlar adına büyük utanç.

yarım saat önce eşcinsellik konusunda tartışan bi grubun içine düştüm. adam diyor ki eşcinsellerin amacı tamamen cinsellik. insan bazen kendisindeki sabrın sınırını böyle anlarda anlıyor. burası yine iyi, sözlük kendini iki cinsle sınırlamış. adam kimse sevişmesin istiyor.

şuna katılıyorum, 18 bile çok erken. keşke sihirli bi gücüm olsa da 20 yaşından küçük insanlardan cinselliği kaldırsam. bir heves uğruna çocuk denecek yaşta gençlerin suistimal edilmesi, istismara uğraması çok olası.

başkalarına akıl veren insanların bilinçli olması lazım. ağzı olan konuşuyor.

buna dostluk diyoruz ya işte.

maalesef ki ilişkilerin cinsellik olmadan yürümeyeceği iddiası modern dünyada bir “şart”.

şart diyorum çünkü çoğu insan yürümeyeceğini şiddetle savunuyor ve bence bu çürük bir bakış açısı.cinsellik dediğiniz şey sadece vücudunuzda artan bir hormonun sağladığı anlık duygu durumu dahilinde gelişen fiziksel aktivitedir. bu hormon (libido) kişisel irade dahilinde gayet kontrol edilebilinir.hepimiz her libidomuz yükseldiğinde bunu giderme amacı gütseydik,vahşi hayvanlardan farkımız kalmazdı.

yüce rabbim bize bir beyin hediye etmiş ve demiş ki bunu kullanın.günahlarınızı ve sevaplarınızı kişisel seçimleriniz oluşturuyor.her şeyi değil ama bir çok şeyi karar mekanizmanız dahilinde yönetebilirsiniz.

dolayısı ile libido basit bir hormonal değişimdir.bunu kontrol edemediğini ve edemeyeceğini iddia eden, bunun yaşanması gereken bir fiziksel aktivite olduğunu savunan eden herkes üzgünüm iki yüzlüdür.cinsel ihtiyacını giderebilmek amacıyla yalan söylüyordur.buda dümdüz kılıfıdır- inanırsan.

insanlar cinselliği yaşayamadığı için hasta olmazlar.libido yükseldiğinde,cinsel açıdan kimseyle beraber olmamak organ sağlığını- organlarının işleyişini bozmaz.bozsaydı, geçmişten itibaren bekar kalmış/ hiç evlenmemiş ya da dul kaldıktan sonra kimseyle evlenmeden vefat eden herkesin bunu yaşayamadığı için ölmesi gerekirdi.bu insanlar hayatlarına gayet devam ediyorlar??

o zaman cinsellik nasıl giderilmesi gereken bir ''zorunlu'' ihtiyaç olabilir?

şöyle anatomik açıdan cevaplarınızı tartmanızı istediğim sorular yönlendiriyorum; libidonuz yükseldiğinde ve bunu gidermediğinizde;

-böbrekler mi iflas ediyor?
-ciğerler su mu topluyor?
-beyinde pıhtı- tümör mü oluşuyor ?
-kısmı- tam felç mi geçiriyorsunuz?
-üreme fonksiyonunuzu mu kaybediyorsunuz?
-kalp-damar rahatsızlıklarınız mı ortaya çıkıyor?
-kan değerleriniz mi oynuyor?
-nöbet-kriz ya da sinir uçları iltihaplanması mı ortaya çıkıyor?

ve daha tonlarca tıbbi soru döşeyebilirim buraya.şimdi bu sorular dahilinde sorarım:

anatomik olarak, cinselliğin neresi hissedildiği an giderilmesi gereken bir zorunluluk?

sonuç: erkeklerin tipik yalanıdır. “kendimi kötü hissediyorum, ihtiyacımı gidermem lazım.” anatomik olarak böyle bir gerçeklik yok.bu tamamen sizin şehvetinize ve zevkinize olan düşkünlüğünüzden kaynaklı.“ben nefsimi kontrol edemiyorum.” demek yerine “yaşamak zorundayım“ diyorsunuz.

ben bunu yineliyorum kabul etmiyorum.bu cinselliği kadına dayatmak için bir bahane sadece.kadınları ilişkilerde cinsellik için zorlayan-baskılayan hatta bunu yaşayamadığı için beraber olduğu kadından ayrılan erkekler var.

ne kadar ayıp, ne kadar düşük bir meşreptir bu.

yüce rabbim hepimizi böyle insanlardan korusun.rabbim hiç bir kulunun kötülüğünü istemez.

dolayısıyla ''erkeklerin vücudu böyle yaratıldı.. bunu yaşamamız gerekiyor vb'' söylemlerin erkeklerin ortaya attığı yalanlar olduğunu düşünüyorum.kimsenin kadınsızlıktan/erkeksizlikten öldüğünü düşünmüyorum.kısaca : yalan söylemeyi bırakmanız gerekiyor.2 hormonun yükselmesine bu kadar köle olmayın.adamların beyni sadece uzuvları odaklı.karakter-kişilik- karar mekanizması hatta ahlak <libido.

yaşayana saygım sonsuz.beni ilgilendirmez ama “cinsellik yoksa ilişki olmaz” diye böbürlenen herkesin suratına bu tezlerimi pat pat savururum.

yürür tabi neden yürümesin.
isterse taksiye de binebilir.
parası yoksa toplu ulaşım da kullanabilir.
"mantıktan" uzağa doğru istediği gibi gidebilir, benim için sorun yok.

ilişkinin ne olduğuna bağlı durumdur. sevgililik yürür evlilik yürümez.

hiç cinsel ilişki yaşanmadan uzun süre yürüyebilir ama kötü bir cinsellikle yürümez.

her iki cinsiyet içinde cinsellik bir ihtiyaçtır. kadın olsun yada erkek olsun farketmez, ilişkide belli bir süre geçtiyse,iki kişide buna hazırsa ve karşılıklı güven oluşmasına rağmen cinsel ilişki yaşanmıyorsa partnerler bu cinsel isteklerini farklı kişilerle yaşama eğiliminde olurlar veya yaşıyorlardır.(bu teknik olarak aldatmaya giriyor ama sadece cinsel aldatma söz konusu çünkü ortada herhangi bir duygusal bağ bulunmuyor,yalnızca cinsel ihtiyaçlarını karşılıyor ki buda ileride cinsel birliktelik yaşadığı kişiye karşı duygusal bağlar oluşturabilir.bunun sonucunda ilişki tamamen bitebilir. )

5 sene yürüttüm ben. oluyor ama sonunda patlıyor yine de.

ilişki amaç mı araç mı? ben yürüdüğünü düşünenlerdenim ama bir süre sonra yaya gitmek sıkabilir.

9 aylık ilişkim var hiç seks yapmadık. düz duvara tırmanıyorum ama istemiyor herhalde diyorum. geri kalan her şey yolunda.

yürümesin.

türkiye'de yürür. aslında yürümemesi gerekir. sevişmek kadar insan doğasına ait bir olayın toplumsal nedenlerle baskılanması herkes için fark etmeden ciddi problemlere yol açıyor. biz erkekler iyice abaza ergen gibi davranıyoruz, kadınlar da namuslu rolü yapmak zorunda kalıyorlar. habuki sevişmek kadın doğasının da çok önemli bir parçası. bir kadının istediği kişiyle, istediği zaman sevişmesinin ahlaksızlık olmadığını anlayacak toplumsal seviyeye geldiğimizde seks yapmadan ilişki yürütmek diye bir problemi konuşmak bile komik olacak. bu seviyeye gelmemiz tabii birkaç jenerasyon alır ama çok da uzak değiliz diye düşünüyorum.

65 yaşından büyükseniz yürür.

cinsî çekim yoğise o ilişki ilişki değildir zaten konu kilit iyi geceler..

bizim kuşağımızda koskoca tüm kuşak birbirilerine deliler gibi aşık olup bir ilişki yürütebiliyorlardı ise... demek ki yürütülebilir.

tesvip ettiğim bir davranış biçimi değil.

kaç yaşlardan bahsettiğimiz önemli bence. 20-22 ye kadar yürüyebilir de o yaşlardan sonrası biraz zor. hatırlarım bi arkadaşım üniversite okurken kız arkadaşıyla ayrıldıklarını söylediğinde neden dedim, ilişkinin boyutu değişti dedi. nasıl ne oldu derken meğer kız buna "hadi" demiş, bizimki de istememiş. haliyle ilişkilerde cinsellik olmadan belirli bir süre yürür. bu örneğe bakılırsa o da maksimum 3 sene.

0-10 yaş arası ile 90-120 arası yürür.