covid yalanına inanmıyorum

covid'e inanmayanlar ile ülkede yaşanan her sorumsuzluğu komplo teorileriyle açıklayan kitle neredeyse aynı. bir makalede komplo teorilerine inananların ıq seviyesinin daha düşük olduğunu iddia ediyordu doğru mudur bilinmez ancak bazı şeyleri
açıklar nitelikte

berbat espiriler kasılan haklı beyan. "yalan" kısmına şerh düşüyorum. böyle bir hastalık var. lakin bürokrasi ve şirketle dünya konseptinin naamına öyle bir koydu ki, bunu covid bile edemezdi.

tanıdığım her genç depresyonda. her yaşlı kemik ağrıları çekiyor hareketsizlikten. maske ve dezenfektanlar çevre kirliliğinde tavan yaptırmış durumda. kanser pandemisi kapıda. açlık ve işsizlikten nice intiharlar oluyor.
hepsi de yakalananların sadece yüzde ikisini öldürecek bir hastalık yüzünden. o yüzde iki de 70 üstü. 70 üstü insanlar zaten hep bir nedenden ölür. internet devleri, medikal sömürücüler şişecek diye bizi böyle sevmeye ne gerek vardı?

tamamıyla yok diyemem ama çok sayıda kafamı karıştıran husus var bu konuda.
1. çin'den yayılan virüsün afrika'nın balta girmeyen ormanına nasıl taşındığını anlayamıyorum.
2. geçen yıl bu zamanlar ne maske ne de mesafe kuralını biliyorken 400-500 olan vaka sayısı nasıl olup da 40 binlere ulaştı?
3. en kalabalık çekirdek ailelerin yaşadığı, güneydoğu illerinde vaka yoğunluğunun durmadan yalnızlıktan dem vurulan metropollerden nasıl az çıktığı?
4. 20 bin kişiyi bir salona sokmakta beis görülmemesini?
5. dünyada coronayı tümüyle reddeden ülkelerin varlığını ve orada hayatın bir şekilde akıp gitmesini anlayamıyorum.
6. mevsimsel grip eşittir corona diyen bakanın sonra bu konuya hiç değinmemesini
7. bilim kurulunun göz korkutucu, dehşet verici açıklamalar yapmak dışında işlevinin olmamasını
8. tam kapanma, yarım kapanma, çeyrek kapanma diyerek insanların psikolojisinin onarılmaz şekilde yaralanmasını ve bağışıklığın yüksek olması için psikolojinizi koruyun denmesini
9. ekonomik faaliyetler sözkonusu olunca asla bulaş riskinin göz önüne alınmamasını ama eğlenceli tüm aktivitelerde virüsün derhal bulaş riskinin gündeme alınmasını
10. aşıya rağmen kimsenin güvende olmamasını
11. aşıya ulaşılmamasını
12. aşı üreten firmaların dünyadaki salgını bitirmek için reçetelerin paylaşmayı düşünmemelerini ve buna dair hiçbir girişimin olmamasını anlayamıyorum.
virüs var, kabul ediyorum ama bu kadar ikiyüzlü olmasını kabullenemiyorum.

inanmak zorunda mı?
suriye'de bir kamptan resim atmıştı burda korona yok diye.
kimsede maske yoktu.
kamplarda kalan mülteciler için olamayan bir hastalık.
insanın bir şeyleri sorgulamasına sebep olmuyor değil.
bir hastalık var ama o ne ne kadar bulaş o belli değil.

(bkz: seni çılgın hadi oradan)

sanatçıya saygım sonsuz ancak ... neyse ya saygımı koruyacağım.

''yarasa mı yoksa insan üretimi uydurmasyon bir virüs mü?'' muamma ama daha bugün koku almaya başlamışken bu başlık, okey okeeey ay emmm iziiii*

'gözümle görmeden inanmam' diyenlerden.

çok tepki göstermenize gerek yok adam "adana"lı.

bırak kovid yalanını ben hâlâ yaşadıklarımıza inanamıyorum. dünyanın yarısı yandı, diğer yarısı sarsılıp yıkıldı, develer su tüketiyor diye öldürüldü, siviller devletler tarafından öldürüldü, malın biri çalıştığı yerdeki sütle süt banyosu yaptığını kendi sosyal medya hesabından kamuoyuna bildirdi, bir diğeri piyasaya sunulan turşu bidonuna yarı çıplak girip dans ettiği videoları paylaştı, okullar kapandı, parklar kapandı. alfred hitchcock'un the birds filmindeki gibi yemin ediyorum. insanlar evlere hapsoldu kuşlar (virüs, ölüm, madangalar..vs) psikopat psikopat geziyor.
inanılması güç.

kopan fırtına bir kaşık suda olunca normaldir. canan karatay geçen sene çıktı tv ye “3 ayda gripten ölenlerin sayısı covid ten fazla onu niye söylemiyorlar diye “ kadın bir daha ekran yüzü göremedi. yeni kurulan düzenin bahanesi!

baştan beri bende inanmıyorum. ortada olmayan bir şey için bunca tantana. müstahak size müstahak.

tıbbi bir durumun politika ve ekonomide kullanılmasına karşı geliştirilen bir diğer politik söylem.

inanmamayı isterdim. lakin pandemide büyüttüğüm göbeğim hayli büyük bir kanıt olarak duruyor şuracıkta. slim fit pantolonlar ağlıyor, gömlekler ağıt yakıyor. bu dışarı yansıyanı pandemiye inanmanın henüz. kim bilir ne arızalar çıkaracak o göbek dahiliyede, bir süre sonra. karaciğer bağrışacak, dalak inim inim inleyecek...ve ben doktor doktor gezeceğim bu iş bittiğinde. tabii listenin başında psikiyatri ziyareti olacak muhtemelen.

resmen survival of the fittest bu! bu renkli ve dikenli görselleri olan virüsün varlığını bahane edip üzerimizde hayli geniş çaplı bir şey deniyorlar ve bu süreçten sağ salim çıkmak virüse yakalanmasak da zor.

biz ailecek astımı olan insanlarız dönem boyunca da benim evimde kimse covid olmadı. ama abim yakalandı ve gencecik yaşta 1 gr nefes alamamanın ölümle burun buruna gelmenin çocuğuna yakınken uzak olmanın ne demek olduğunu anladı. mesele ölüm sayılarında değil evet belki grip daha çok insan öldürüyor ama mesele bulaş hızında ve öldürmese bile ölümden beter etmesinde. şimdi covid geçirmeyenler ya da çevresinde rahat atlatan insanları görenler atıp tutmaya devam edebilirler.

yalan, doğru yahut yanılsama... önlem alınır anlarım, araştırmalar yapılır, bilimsel tartışmalar başlar... hepsine tamam ama bu süreçte değişik şeyler oluyor kabullenin bunu. ölen insanlar, hasta insanlar var,hastahaneler dolu. bende kanser hastasıyım her ay en az iki kez hastahaneye gidiyorum. henüz hasta olmadım evden çıkmayan arkadaşlarım pozitif çıktı... sadece bu da değil, market market dolaşan en uygunu en kaliteliyi arayan ben internetten alışverişe alıştım, dezenfektan nedir maske nasıl kullanılır hala bilmeyen insanlar, düzenli maske ve dezenfektan tüketen insanlara dönüştü. velhasıl takkeyi önümüze alıp düşünmek lazım. bireysel olarak haklarımızı, özgürlüklerimizi ve korumamız gerekeni unutmamalıyız...

bu hastalığı geçirmiş ya da ailesi geçirmiş kişilere sorsun var mıymış ,yok muymuş?

bu cümleyi kuran kişiye karşı, sabır dilendiğim gerçeği.

en son inanmayan amcam bel ağrısından, solunum yetmezliğinden karantinada. koku kaybı yaşayarak deneyimleyen biri olarak komplo teorileriyle kabullendiğimiz ne yalanlar var, insanlar ölüyor o hala bill gates diyor. te allam

insanlar sevdiklerini, ailesinden birilerini kaybediyor. böyle garip gurup insanlar hala çıkıp yalan beyanatta bulunurcasına açıklama yapıyor. hayretler içindeyim. eğitim şart. hatta şart oğlu şart.