cüneyt arkın

"bakın arkadaşlar! ben kaba güce karşıyım. çünkü öğretmenim. barış adamıyım, barış. barışı belleten, yayan, yaşayan bir adamım. ben kuvâ-yi milliyeciyim. atatürk’ün askeriyim. çalışanın yeri yanımda, tembelin ki karşımda!
..... sen susacaksın yobaz! ben oldukça susacaksın!"
öğretmen kemal - 1981

türk sinemasının tarık akan ile birlikte en sevdiğim 2 aktöründen biriydi. tarık akan'ın vefatından sonra hep bu anın geleceğini düşünür üzülürdüm ve geldi işte. çok ama çok üzgünüm, ışıklar içinde uyusun.

çocukluğumun efsanesi, türk sinemasının büyük değeri...

ölümsüz filmlerin yanında bir de ölümsüz insanlar vardır ki bu kişiler nesiller boyu anılmaya ve sevilmeye devam eder. işte cüneyt arkın öyle bir değer. mekanı cennet olsun.

"sevmek lazımdı sevemedik, ölmek lazımdı ölemedik. kendi gölgemizi oynattığımız bir karagöz oyununda yaşadık. ben daha sevmeyi neyleyeyim, binlercesi can çekişirken içimde. "

demişti adını unutan adam, yarınsız adam, yıkılmayan adam.

ahlakı, yeteneği, erdemi, nezaketi, tevazuu üzerine söz söylemekten hicap duyarım. biraz da âdet olmuş belki ölen şöhretli bir insanın arkasından duygu yüklü yazılar yazmak. ancak ben bu yüzden yazmıyorum. belki yalnızca bu güne bir not düşmek, kahramanına veda eden bir çocuğun yüreğini dolduran onca temenniden sadece bir tanesini paylaşmak adına.

toprak seni incitmesin. özlem, minnet ve saygıyla...

bugün vefât haberini alarak târifsiz bir hüzün yaşadığım çocukluk ve gençlik zamanlarımın yakışıklı yegâne kahramanıdır. hayatımda çok istesem de bir kez bile olsun canlı canlı görüp konuşma, görüşme fırsatı bulamadığım bu insanın kaybını derin bir teessürle hissettim. bana çok yakın birini ahiret yurduna uğurladığımda yüreğime çöken yakıcı ayrılık acısını, cüneyt arkın için de duydum. evet, kendisi büyük bir aktördü. ama, bana kendini bu denli sevdirebilmesi, sanatındaki başarısından çok, günümüzde iyiden iyiye aşınmış olan insânî değerlere sahip olmasındandı. vatanını, milletini samimi bir aşk ile severdi. tevâzu sahibi bir insandı; hatta, içinde yaşadığı toplumun duygularına dokunmak için yaptığı filmlerine, halkı ile birlikte bilet gişesinde sıraya girip bilet alarak kendi filmlerini seyredecek kadar…


iş ahlâkını her şeyin üzerinde tutan bir yaklaşıma sahipti. herkesin dublör kullanarak geçiştirdiği sahneleri yaralanma pahasına, ağır tehlikelerine rağmen bizzat kendisi oynayarak, başarısının, helâl emeğinin ve hummalı çalışmasının semeresi olduğunu göstermişti. türk seyircisine kıymet verdiği için her türlü zorluk ve tehlikesine katlanarak oyunculuğunun hakkını vermişti.

‘‘malkoçluğu’’ nun, ‘‘kara murat’’ ın sayısız düşmanı tek başına haklamasına bıyık altından gülüp, ‘‘ne palavralar seyretmişiz be arkadaş yav!...’’ makâmında, sözümona eleştirilerde bulunanlar, günümüzün yabancı sinemalarında görüntü efektleri ile sağlanmış bundan bin kat saçma olay ve sahneleri gözlerini kırpmadan zevkle seyretmekten utanmamışlardır. halbuki malkoçoğlu’nun dövüşü gerçektir, trambolinin üzerinde zıplasa da uçuşu gerçektir. tekmeleri, yumrukları gerçektir, efekt değildir. cüneyt arkın, filmlerinin her sahnesinde ruhuyla cismiyle ispât-ı vücud etmiş emsalsiz bir sanatçıdır. bana , ‘‘malkoçoğlu, kara murat yaşadığı devirde nasıl biridir, boyu posu, kaşı gözü nasıldır?’’ deseler, gözümü kapadığımda hayâlimde polat yürekli cüneyt arkın canlanır. o mu gerçek malkoçoğlu’dur, yoksa aslında malkoçoğlu, cüneyt arkın mıdır ayıramazsınız. kimi zaman burçlarda savaşan, gözünü budaktan sakınmayan bir yeniçeri fedâîsidir, kimi zaman da annesinin duâsını alan, yavuklusuna şefkat ve merhametle sarılan duygulu bir insandır.

cüneyt arkın’ı, fransız aktör alain delon ile de karşılaştırdık bir zamanlar. halbuki, aslında cüneyt arkın’ın tırnağı olamazdı alain delon. ikisi farklı dünyaların insanlarıydı. alain delon’un bakışlarında kibirli, soğuk bir sertlik varken, cüneyt arkın’ın fotoğraflarını görenler, o’nun bakışlarında insana içinden bakan bir sıcaklık, bir yakınlık hissederler. evet alain delon’un 1967 yapımı ‘‘kiralık katil’’ filminde oynadığı, işine olan saygısı ve işverenlerle yapmış olduğu iş sözleşmelerine olan sadâkati ile temâyüz eden katil kostello karakteri, boş silahı ile aslında aldığı son işindeki kurbanın canını bağışlamış ve bu merhameti beni duygulandırmıştı. ama, cüneyt arkın’ın, gönül yazar ile oynadığı ‘‘vurgun’’ filminde, o’nun azılı bir dolandırıcı olduğunu öğrenmiş ama sevgisinden yine de vazgeçememiş bir kadının, dolandırıldığını bile bile güya kimsesiz çocuklara hayır için getirdiği parayı alamayan dolandırıcı kazanova mehmet’in bakışlarındaki merhamet ve sevgi duygusunu, bu kadar yalın ve gerçek hâlde ancak bizden bir oyuncu durumundaki cüneyt arkın yansıtabilirdi.

çocukluğumda aynanın karşısına geçip, saçlarımı o’nun gibi taramaya çalışırdım. o’nun filmlerindeki gibi ayna karşısında pozlar kesip, bakışlar atardım. çünkü çocuk muhayyilemde o, kötülere ve kötülüklere karşı tek başına savaşıp kazanan, mazlumun hakkını söke söke alan, her dâim haklının ve zayıfın yanında yer alan büyük bir kahramandı. o, benim en tatlı, en saf dönemlerimin güzel bir insanıydı. bu dünyada iki damla gözyaşı da senin için akıtacakmışım cüneyt âbi. allah sana rahmet eylesin. kabrin nur olsun.

türkçü olmasıyla bazı yavsak çevreleri rahatsız etmiş olacak ki twitter'da bir iki kişi hakaret etmiş kendisine.

karakteriyle sevdiğim bir oyuncuydu. ülkemizde sanatçı diyebileceğim ender insanlardan biriydi. üzüldüm,üzgünüm.

aşırı severim ve üzüntüm de doğru orantılı bir şekilde fazla oldu. duruşuyla, yaptıkları ve konuşuşuyla tam bir beyefendidir.

türkiye'nin en büyük, en yakışıklı, en karizmatik, en milli, en vatansever aktörü vefat etti... allah gani gani rahmet eylesin... hemşerim göçtü gitti bu diyarlardan. dünya artık biraz daha renksiz, daha da tatsız tutsuz bir yer...

bilinenin aksine ismi (bkz: fahrettin cüreklibatur) olmayan (bkz: fahrettin cüreklibatır) olan nadide sanatçımızdır. allah rahmet eylesin.

aktörlüğü, jönlüğü bir yana ki tartışılmaz.
örnek alınacak bir insandı.

bircogumuz onu kara murat serisiyle taniriz ama "vatandas riza" gibi toplumsal yönü baskin filmleri de vardir.gercek bir beyefendi ve gercek bir centilmendir.ülkesini seven onurlu bir insandi bnim icin.allah gani gani rahmet eylesin insallah

oynadığı her filmde rolünün hakkını verdi; kahramanlık filmleri ile özelikle çocukların ve gençlerin "türk tarihi" ile gurur duymasına vesile oldu, örneğin "battal gazi' filminde "büyük selçuklu imparatorluğu" sonrası malatya civarırda kurulan çok bilinmeyen bir beyliğin "islamın yayılmasında da" katkısı olan beyini tanıttı ve sevdirdi. kimi zaman filmlerilerinde batıdan esintiler de hissedilmedi değil, "excalibur" filminde ki gibi, kayaya saplanan kılıcı, " hz musa misali" gölde bir sepetin içine konularak korunmuş ve düşmanın sarayında kralın öz oğlu olarak büyütülen "battalgazi nin oğlu" çıkartıyordu, değişik bir senaryo ve filmdi; hatta söz konusu filmde ki kapıya bağlanarak düşmana direnme sahnesi ile "kahbe bizans" filminde "sümer tilmaç" rolü ile dalga geçilmişti.

mafya babası rolleri, polis komiser rolleri, gazeteci rolleri, daha bir çok rolün hakkını ziyadesi ile verdi;

benim en sevdiğim rolü ise; "alın yazısı" filminde ki "haydar" isimli kız kardeşi intihar eden ve abisi öldürülen kişi rolünde ki karakteri idi, .

allah gani gani rahmet eylesin mekânı cennet olsun inşallah.

güzel insanlar bir bir gidiyor dostlar. geride kaypakların kalması bizlere dünyanın kocaman bir çöp tenekesi olduğunu hatırlatıyor . bir insan düşünün böyle bir zamanda paranın kölesi olunan çağda herkes tarafından ortak bir payda olarak görülüp saygı duyuluyor. inanın çok zor bir iş başarmış bir abimizdi. allah rahmet eylsin.

o hep kemal idi. bazen öğretmen kemal bazen komiser kemal.

cüneyt arkın ben türk olmayan herşeye karşıyım derken biz yazarlar olarak susup adaleti kalemimizle sağlamıyorsak niye gerçek yazar değilde sadece güzel bir söz söyleyeni hemen yazar olarak ilan ediyoruz yaşadığınız şu türk toplumunda adaletsizlik diye bir şey varsa biz im yani yazarların suçudur

efsane olmuş yeşilçam'ın en harika bir oyuncularındandır. kişiliği ve sözleri asla unutulmaz kişi.

bu adama "alt tarafı aktör moruq" diyen ergenleri görüyorum.
kerem bursin gibi fit oyuncular slow motion dövüşürken cüneyt arkın 70'li yıllarda efekt falan kullanmadan bir sürü dövüş filminde rol aldı ve onun devamını hiçbir oyuncu getiremedi. engin altan düzyatan da buna dahil
şimdi bu adam amerikada olsaydı ne olurdu?
onu da siz tahmin edin
cüneyt arkının komik dövüş sahneleri bile şuan çekilen dizilerden bin kat daha akıcı ve daha gerçekçidir.
bu adama gülenler bi polat alemdarın ve ramonun dövüş sahnelerine baksın
amatörler bile dövüş sahneleri çekebiliyorken bizim yönetmenler hala slow motiondan vazgeçmedi

hacı tamam iyi adamdı, hojdu, yakışıklıydı, aslandı, kaplandı deyin ama, çok iyi aktördü, jöndü demeyin gözünüzü seveyim. yukarda; "bu adam amerika da olsa ne olurdu" denmiş
uzay sawaşları filminde ışın kılıcı olurdu, bakın bir rol değil, kılıç olabilirdi. çok duygusalız yaw,
aynı şey kemal sunal içinde geçerli. beğenilerimizi duygusallık üzerine değil, kalite liyakat üzerine kursak süper olacak.

ulan yazmayayım diyorum, daha acısı taze seveni vardır diyorum, olmayacak şeyler geliyor.

iyi bir atlet olabilir, bu onu iyi bir oyuncu yapmaz. ayrıca filmlerinde aksiyon kareografileri rezalettir. dönemine göre de rezalettir. trambolinden zıpladığı bariz yükselmeler vs 30'ların tekniğidir. senaryolara zaten girmiyorum. 150 okla ölmemek vs. anaokulu parodisi olarak bile gülünçtür. iki tane tiradını solculuk, kalite diye satıyorsan, bunun gibi 100 taneyi de koyacaksın.

halktan kopmamış falan: adam kahpe bizans çekilene kadar çok kaliteli işler yaptığına falan inanmıştı. çocukların bile filmleriyle dalga geçtiğinin farkında değildi. gitti televizyonda, on yıl eskimiş muhabbetin parodi filmini vatansızlıkla, kimliksizlikle, kendi saçma sapan filmlerini dalgaya aldığı için milli bilinçsizlikle suçladı. açın bulun vardır youtube'da.

ha sonra, 2 hafta sonra da "ya dalga için çektik ciddi değildik" diye döndü. he canım sen 50 tane filmi dalga diye çektin tabi.

sol filmlerinden örnekler veriliyor. gayet sağ filmlerde de oynamıştır. filmleri sağ şiddeti gazlamak için araç olarak da kullanılmıştır. dandik tarihi fantazilerinde hristiyan kadını orospudur, türk gelse beni becerse diye bekler. ırkçıdır ve kadın düşmanıdır filmleri. oyunculuğunu tek başına gömmez ama sonradan bir itirazı, özrü de olmamıştır.

bu ülkede yeterince yaşlan, ille kıymete biniyorsun aga.

bir neslin süper kahramanı * .