dış görünüşle dalga geçmek

sadece kendiminkiyle kendim dalga geçebilirim. kimseninkiyle gecmem, gecmek isteyene de haddini bildiririm. dogrusu budur.

bazen çok eğlenceli olabilir

aciz insanların uyguladığı yöntemdir

ya tamam da şimdi burada kimse (bkz: şu tipe bak) demiyor mu? yapmayın dedeler. (bkz: duyar yükleniyor).

toplumun kendini kusursuz sanması biçimidir. bu öylesine yerleşmiştir ki zamanla mizah zannedilen şeyin bu olduğuna inanilmistir. hatta bunu beyaz perde de destekleyip gişe rekoru da kırmışlığı var.

(bkz: recep ivedik)

yanlış hareket.

seçme şansımız olmayan şeyler üzerinden mizah yapılmamalı.

karşısındaki insanın kalbinin kırılacağını düşünemeyen, empati kuramayan insanların yapacağı bir eylemdir.

lisede hastalığından dolayı zayıflayamayan ve bu yüzden sürekli kilo alan bir arkadaşımız vardı. gelen geçen ona ayı deyip dururdu. bir gün dayanamayıp yanıma geldi ve çok üzüldüğünü ama onlara sadece gülüp geçtiğini söyledi. gülüyorum fakat elimde değil, spor yapıyorum diyet yapıyorum ama etkisi çok az oluyor, dedi. değişmiyor ne yapabilirim ki dedi. çok üzüldüm çünkü benim de fazla fazla kilolu olduğum zamanları hatırladım. güya espri olsun diye "alınmıyorsun değil mi şakalaşıyorum canım sadece" maskesinin altında karşınızdakinin bir insan olduğunu unutuyorsunuz. bu toplumsal baskılar bazen o kadar incitici olabiliyor ki psikolojik rahatsızlıklara dahi yol açabiliyor. biraz dikkatli olmakta, incitmemek de fayda var: karşımızda insan var da ondan.

günümüz insanlarının fazla çıtkırıldım olmaları yüzünden üzerine fazla kafa yordukları eylem. dış görünüşümle alay edildi, ben de başkalarının dış görünüşüyle alay ettim. he başta biraz tat kaçırsa da sonradan umursamadığımı fark ettim. üzerinde bu kadar durulması cidden garip bu konunun, sanırım woke kültürü bizim toplumu da sarmaya başlamış. son 5-6 sene öncesine kadar her şeyle alay edilirdi, kimse de üzerinde durmazdı. şimdi elinde klavyesiyle (jopuyla) sjwler (ss memurları) insanların her sözünü, her konuşmasını didik didik ediyor. senelerce sp izledik, himym izledik, friends izledik. izlerken de hunharca güldük. yemeyin beni şimdi “çok ayıp yhaaaa” gibi sözde duyarlı özde şov amaçlı cümlelerle…

edit: youtube’dan köksal baba ve türevlerine gülenlerin bu entryi eleştirdiğine o kadar eminim ki…

bir kişinin düşeceği en aciz hatadır.

söylediğiniz en ufak söz karşı tarafta çığ etkisi yaratabilir, örneğin ufak bir çocuğa çocukluğunda çirkin, sıska, şişman gibi bir söylemde bulunursanız bilinçli zihin belki unutur fakat bilinçaltı bunu asla unutmaz... zamanla o çocuk büyür, bilinçaltı onu sürekli çirkin, sıska ya da şişman olduğunu düşündürmeye iter bunun sonucunda birey herhangi bir yardım ya da sosyal destek bulamazsa depresyon veya asosyal olma eğilimine girer. o yüzden hep beraber ne diyoruz...

zorba olma kanka ol

dalga geçilen çok üzer. ancak kimin umurunda.

fiziksel gelişimini tamamlamış ama zihinsel olarak geri kalmış insan davranışı.

insanların fiziksel nitelikleri ile dalga geçecek kadar hiç bir zaman alçalmadım.

tek kelimeyle vicdansızlıktır. yukarıda bir arkadaşımız çıtkırıldım olmakla bağdaşlaştırmış ama bence alakası yok. kimse insanların ağır sözlerini kaldırabilmek zorunda değil. allah akıl vermiş, sen o laflar ağzından çıkmadan önce en az iki kere düşünmek zorundasın. birisi size göre çirkin mi? e bırak içinde kalsın o zaman, söylemek zorunda değilsin bunu, zaten fikrin sorulmamış. dalga geçtiğiniz, ağır konuştuğunuz kişilerin son karşılaştığı ya da o eşiği geçmeden şans verdikleri son kişi olabilirsiniz. o yüzden kimsenin duygularını ve hayatını vicdan yükü yapmayın kendinize.

bu söylediklerimi duyar kasayım diye yazmıyorum, kendimi bildim bileli bu olayların içerisindeyim. o kadar etkilendim ki birisi ile aynı ortamdayken böyle bir şey olursa tüm vucudum uyuşuyor, ne yapacağımı şaşırıyorum. şahit olduğum şeyler hakkında bilgi verecek olursam da, ablam küçükken yüksek kattan düşmüş, yaşaması bile mucizeymiş. düşme sonucunda gözünün birinde kayma meydana gelmiş. okul hayatı boyunca "sana bakınca midem bulanıyor" diyeni mi ararsınız, "sen kör müsün" diye soranı mı, ne ararsanız var yani. çocuk yaştaysa normal, onlar bilmez diyebilirsiniz şuan ama maalesef onunla da alakası yok. lisede ve üniversitede de devam etti aynı durumlar. bu olaylardan sonra kendini eve kapatan ablama "ne kadar zayıfsın be" mi demeliyim yani ben? suçlu o mu oluyor şuan?

herkese ve her düşünceye saygı duyarım ama bu konuda anlayışla karşılayabileceğim hiçbir şey yok. herkes ağzından çıkandan sorumlu, düşünüp konuşsun bir zahmet.

cem yılmaz filmlerinde yapıyor.

dalga geçilen şey dış görünüş değil, o görünüşle yapmaya kalkıştıklarındır. 50 kilo birinin ağır siklet boks şampiyonunu döveceğini iddia ettiğini düşünün. burada dalga geçilen konu onun görünüşünden ziyade yapmayı umduğu eylemdir. bu eylem gözümüze ihtimal dışı geldiğinden onunla dalga geçeriz. tabi bu dalga geçmemizin nedenlerinin başında o kişinin 50 kg olması gelir. oysa boylu poslu biri de söylese dalga geçmeliyiz ama onun yapacağını söylediği şeyi az da olsa yapma ihtimali olduğundan dalga geçmeyiz.

farkındayım oldukça özgüven kırıcı bir durum ama iyi tarafından bakarsak kimse görünüşünüzle dalga gçmiyor, o görünüşle yapmaya kalktıklarınızla dalge geçiyor. herhangi bir kalkışmada bulunmazsanız sorun yok kısaca.

kendine güveni olmayan insanımsı varlıkların egolarını tatmin etmek için kullandıkları yöntem.

temel sebepleri; psikolojik rahatsızlık derecesinde kıskançlık veya özgüven eksikliğidir. bu bilimsel bir gerçekliktir.

aynı zamanda acziyet belirtisidir. birisi sadece sizin dış görünüşünüzle değil gözünüzün önünde tanıyın/tanımayın 3. kişilerin dış görünüşüyle de dalga geçiyorsa onunla samimiyet düzeyinizi gözden geçirin.

dünyanın en kötü durumu hem dalga geçen hem de geçilen için.
karşı taraftaki insan kendisini sevmez, giyinişini görüntüsünü değiştirmek ister, içine kapanır en önemlisi kalbi kırılıp üzülür. ama bunu yapan insan sadece anlık olarak gülüp eğlenir. karşıdaki için ise belkide de uzun süre etkisi sürer.
ama belki de hepimiz bunu zaman zaman yapıyoruz. maalesef