teyzesi defterdar olan faytonla damda dolaşır.
devamını gör...
" her çi reft ez-ömr yâd-ı ân be nîkû mî-konend
çehre-i imrûz der-âyîne-i ferdâ hoşest" sâ'ib-i tebrîzî
(ömürden geçip giden ve geriye kalan her şey güzel bir surette anılır. bugünün çehresi, yarının aynasında güzeldir).
devamını gör...
"değildim ben sana mâil sen ettin aklımı zâil
beni tan eyleyen gafîl seni görgeç utanmaz mı"
ızdırap çeken, çektiren ve çekmeyi de sevdiren, divan şiirinin ızdıraplı şairi sevgili fuzuli'den..
devamını gör...
meme-i çehrele idi al dudak diller-i
memek-i her derde çare-i teşbihi
gel ded-i sine yar-i 85-b sütyen-i
çene çald-ı yatağı dar bir dirhem garı.

m.s lucifer ahit 1-3.
devamını gör...
aşık u ma'şuka benzer asman ile zemin
kim biri ağladığınca birisi handan olur.

( aşık ile aşık olunana benzer gökyüzü ile yeryüzü. biri ağlayınca diğeri güler.)
ahmed paşa
devamını gör...
ım ki usemaki ,vârdır hayrı alemin şebde
şems ile neş edegör rûz u nesne.
nası olmuş ben yazdım şimdi yazdım.
devamını gör...
"gönül ders-i gamın çokdan unutdu hâtırın hoş tut
o mürgü başka bir sayyâd tutdu hâtırın hoş tut"

(ey sevgili! gönül gam dersini çoktan unuttu, sen gönlünü ferah tut;
o kuşu başka bir avcı tuttu, gönlünü ferah tut.)

şeyh galib
devamını gör...
"âdem behişti dâneye sattı vü hâle ben
benzerse böyle benzer oğul atasına"


yani hayâlî diyor ki: hz. adem buğday tanesi için cennetti sattı ben de sevgilinin bir beni uğruna (her şeyden vazgeçtim) / benzerse böyle benzer oğul atasına
devamını gör...
"ilm kesbiyle pâye-i rif’at
arzû-yı muhâl imiş ancak
aşk imiş her ne var âlemde
ilm bir kıyl ü kâl imiş ancak
"

fuzuli

ilim ile yüksek makamlara erişmek gerçekleşmeyecek hayal imiş.
dünyada her şey yalnızca aşk,
ilim ise kuru dedikodudan ibaret imiş.
devamını gör...
hoşça bak zatına ki zübde-i alemsin sen
merdüm-i dide-i ekvân olan âdemsin sen.
devamını gör...
saçma ey göz eşkden gönlümdeki odlara su,
kim bu denlu tutuşan onlara kılmaz çare su.
fuzuli/su kasidesi
devamını gör...
dersi anlatan hocayla uyuşmasam da kendim okuduğumda eski edebiyatı bir şekilde seviyorum.

"aşk imiş her ne var âlemde
ilm bir kıyl ü kal imiş ancak"

dersle alakası olmayanın bile kulak aşinalığı vardır bu beyite.

"aşk derdiyle hoşem el çek ilâcımdan tabîb
kılma dermân kim helâkım zehri dermânındadır"

"beni cândan usandırdı cefâdan yâr usanmaz mı
felekler yandı âhımdan murâdım şem’i yanmaz mı"
devamını gör...
öyle ser-mestem ki idrâk etmezem dünyâ nedir;
men kimim, sâki olan kimdir, mey ü sahbâ nedir?
devamını gör...
cihân-ârâ cihân içindedir ârâyı bilmezler
ol mâhiler ki deryâ içredir, deryâyı bilmezler

cihânı süsleyen, bezeyen (ve onu var eden yaratıcı,) cihânın içindedir. herkes onu aramayı bilmez. o balıklar ki deniz içindedir ama denizi bilmezler.
bizde dünya içinde aynı bu balıklar gibi aslolanı görmekten aciziz.
devamını gör...
cihânda âdem olan bî-gam olmaz
anınçün bî-gam olan âdem olmaz
necati

insan doğduğunda ilk nefesiyle beraber acıyı tadar. hayatı devam ettiği sürece de çeşitli dert ve acılarla karşılaşır. bu acılar insanın varlık alametidir. hiçbir insan mükemmel bir hayat süremez. daima eksiklikler ve aksaklıklar olacaktır. işte mükemmel bir hayatın mümkün olmamasından dolayı cihanda âdem olan bi-gam olamaz. ziya paşa da alakalı olarak
"âsûde olam dersen eğer gelme cihâne,
meydâne düşen kurtulamaz seng-i kazâdan" demiştir.
insanın varlık alameti olduğu gibi insanın insanlık vasfını kazanması içinde gam çekmesi lazım. (bkz: yalnız hüznü vardır kalbi olanın) insan olma vasıflarını anlatan insaniyet kelimesi duyulduğunda sevinç korku üzüntü gibi tüm insani duyguları akla getirir. insaniyetten bahsedebilmek için tüm bu duyguları tadan bir canlının var olması gerekir. üzüntü duygusu olmayan dolayısıyla gam çekmeyen kişide acıma merhamet gibi duygularda bulunmaz. bunlar insanı insan yapan en temel hislerdir. işte insaniyeti olmayan kişinin gam çekmesinden de bahsedilemez; aninçün bi-gam olan âdem olmaz.
devamını gör...
" gül-sitân-ı dehre geldik reng yok bû kalmamış 
sâye-endâz-ı kerem bir nahl-i dil-cû kalmamış. "
nabi

dünya bahçesine geldik, ne rengi, ne kokusu kalmış. insana kerem gölgesi salan gönül çekici bir fidan kalmamış.
devamını gör...
âvâzeyi bu âleme dâvûd gibi sal
bâki kalan bu kubbede bir hoș sadâ imiș


sesini bu âleme davud gibi sal. bâki kalan kubbede kalan güzel bir sedaymış.

not: şair bâki bu beyitlerde, hz. davud'un güzel sesine ve kendi isminin anlamına gönderme yapmıştır.
devamını gör...
" bir nefes dîdâr içün bin cân fedâ etsem n'ola
nice demlerdir esîr-i iştiyâkıdır gönül "
nef'i


bir nefescik olsun o güzel yüzü görmek için bin canım olsa da kurban etsem yeridir. gönül nice zamandır onun arzusuyla yana tutuşa esiri olmuştur.

didar:güzel yüz
iştiyâk:arzu,özlem
dem:soluk,nefes
devamını gör...
karşında ben pervâneyim
sen şem’i tâbansın bana

aşkınla ben dîvâneyim
sen âfet- cânsın bana

cevr ü cefâ kahr u sitem
mîr-i vefâ cüd-i kerem

ben ben değil fermanunem
sen şâh-ı sultânsın bana

zülfüne gönlüm bestedir
âhım göğe peyvestedir

cânân muhibbî hastedir
sen derde dermansın bana

kanuni.
devamını gör...
ayıtdı ol perî bir gün düşüne girüren bir şeb
sevincimden nice yıllar geçipdir görmedim uyku

zâtî

günümüzdeki anlamı
o periler güzeli bana bir gün, “bir gece rüyana gireceğim” diye söz verdi. bu sözün sevinciyle nice yıllar geçmiyor ki gözüme uyku girmedi.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"divan edebiyatından şahane beyitler" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim