düğünlerden nefret etme sebepleri
başlık "corsairsgold" tarafından 06.05.2021 12:11 tarihinde açılmıştır.
81.
akraba denen kusmukların iğrenç suratlarını görüp berbat seslerini duymak.
devamını gör...
82.
benim için tek sebep yüksek ses ve iğrenç şarkılardır.
sesi kısın, düzgün müzik çalın, her türlü düğüne giderim. alnıma kravat bağlayıp göbek de atarım, halaya da katılırım.
sesi kısın, düzgün müzik çalın, her türlü düğüne giderim. alnıma kravat bağlayıp göbek de atarım, halaya da katılırım.
devamını gör...
83.
yaşını almış erkeklerin daha 15inde kızları ağzı suyu akarak taciz edici bakışlarla izlemesi ve bunun düğünlerde meşrulaştırılması sıradan karşılanması bir benim midemi bulandırıyor olamaz herhalde
devamını gör...
84.
yok.
biri beni düğününe çağırsın lütfen.
kıpır kıpır müzik, güzel giyinen kızlar, süslenmiş erkekler vb.
farklı sosyal düzeylerde düğünlere gitmeyi de seviyorum. insan seyretmeyi seviyorum.
sosyal seviyesi yüksek ilanlarınki daha eğlenceli oluyor. herkes kurum kurum kurulup ötekini izliyor, ben hepsini.
sosyal seviyesi ortalama olanlar ve daha altta olanlar ise eğlenmesini en iyi bilenler oluyor. düğüne geliyor, coşuyor taşıyor, sonra eve gidip derdine yanıyor.
biri beni düğününe çağırsın lütfen.
kıpır kıpır müzik, güzel giyinen kızlar, süslenmiş erkekler vb.
farklı sosyal düzeylerde düğünlere gitmeyi de seviyorum. insan seyretmeyi seviyorum.
sosyal seviyesi yüksek ilanlarınki daha eğlenceli oluyor. herkes kurum kurum kurulup ötekini izliyor, ben hepsini.
sosyal seviyesi ortalama olanlar ve daha altta olanlar ise eğlenmesini en iyi bilenler oluyor. düğüne geliyor, coşuyor taşıyor, sonra eve gidip derdine yanıyor.
devamını gör...
85.
kalabalık sevmiyorum. ama ankara havası güzel. pavyonda sevmiyorum. ama konsomatrisleri seviyorum. gelin ve damadı da sevmiyorum. ama her masaya konsa çıkmalarına bayılıyorum.
devamını gör...
86.
kendimi bildim bileli hiç sevmem. kendim de düğün istemedim zamanında, hatta kına gecesi bile yapmadım. o hazırlık aşamasını kimde gördüysem stresten ölecek. ne o bir kere evleniyor! akrabalar, takılar vs... ayy düşündükçe içime fenalık bastı. gelinlik gibi kıyafetlerden de hoşlanmıyorum. gereksiz para harcamalı etkinlikler geliyor bana.
oğlan 14 yaşında. ilerde evlenirse başıma gelmez bunlar umarım
oğlan 14 yaşında. ilerde evlenirse başıma gelmez bunlar umarım
devamını gör...
87.
senelerdir birbirini görmeyen akrabaların o an zorunlu birleşmesi zorunluluğu
devamını gör...
88.
çok gürültülü, çok kalabalık, çok samimiyetsiz ve zorunluluktan katılınan bir organizasyon olması.
devamını gör...
89.
sevmek için neden yok ki bence.
- başta çocuk gürültüsü olmak üzere koca bir gürültü kirliliği,
- takı töreni saçmalığı ve bunu "o bana çeyrek taktı, ben de daha fazlasını takmayayım" misillemesine çeviren tuhaf kafalar,
- "vay onu şuraya oturttun beni buraya" diye gereksiz isyan çıkaran akrabalar,
- bu iş için boşa harcanan minik bir servet
- ve daha niceleri...
mesela içki falan içmeyen, dans etmeyen, dedikodu yapmayan bir insan için düğün tam bir cehennem çünkü genellikle düğünde eğlence dedikleri şey bunlar üzerine kurulu. böyle bir insanın orada yapacağı tek şey oturmak. evet, sadece öylece oturmak. peki ben evimde, sessiz sakin yahut kendi istediğim müziği hafif şekilde açmış, pijamalarımla rahat rahat oturmak ve belki bir yandan oyun falan oynamak dururken neden gidip orada kafamın şişeceği şekilde, rahatsız giysiler içerisinde boş oturayım?
son olarak gelinlik... nefret ederim beyaz giysilerden. hele hele beyaz giyip gelen birine öcü gözüyle bakıp "gelinden rol çalıyor" demek falan... öğk yani. giysin ne olacak yahu! dünya mı yıkılacak düğün salonunun üzerine? her şeye özgürlük tanımaya çalışan kafaların iş buna gelince "olmaz" demesi komik.
***
bir de insanın "en mutlu günü" klişesi var. belki öyle bir insan vardır ki en mutlu günü diplomasını aldığı gündür. belki birinin en mutlu günü işe girdiği, ilk parasını kazandığı gündür. belki bir başkasınınki belalı bir sevgiliden kurtulduğu gündür... bunların hepsinde herkesi bir yere toplayıp devasa masraflar yapıyor muyuz? evlenirken neden yapıyoruz?
neyse... ben düğünlerde sevilecek tek bir yan bile bulamıyorum. "ille de yapıcam. sana ne! ben seviyorum." diyene de karışacak değilim, bana ne.
- başta çocuk gürültüsü olmak üzere koca bir gürültü kirliliği,
- takı töreni saçmalığı ve bunu "o bana çeyrek taktı, ben de daha fazlasını takmayayım" misillemesine çeviren tuhaf kafalar,
- "vay onu şuraya oturttun beni buraya" diye gereksiz isyan çıkaran akrabalar,
- bu iş için boşa harcanan minik bir servet
- ve daha niceleri...
mesela içki falan içmeyen, dans etmeyen, dedikodu yapmayan bir insan için düğün tam bir cehennem çünkü genellikle düğünde eğlence dedikleri şey bunlar üzerine kurulu. böyle bir insanın orada yapacağı tek şey oturmak. evet, sadece öylece oturmak. peki ben evimde, sessiz sakin yahut kendi istediğim müziği hafif şekilde açmış, pijamalarımla rahat rahat oturmak ve belki bir yandan oyun falan oynamak dururken neden gidip orada kafamın şişeceği şekilde, rahatsız giysiler içerisinde boş oturayım?
son olarak gelinlik... nefret ederim beyaz giysilerden. hele hele beyaz giyip gelen birine öcü gözüyle bakıp "gelinden rol çalıyor" demek falan... öğk yani. giysin ne olacak yahu! dünya mı yıkılacak düğün salonunun üzerine? her şeye özgürlük tanımaya çalışan kafaların iş buna gelince "olmaz" demesi komik.
***
bir de insanın "en mutlu günü" klişesi var. belki öyle bir insan vardır ki en mutlu günü diplomasını aldığı gündür. belki birinin en mutlu günü işe girdiği, ilk parasını kazandığı gündür. belki bir başkasınınki belalı bir sevgiliden kurtulduğu gündür... bunların hepsinde herkesi bir yere toplayıp devasa masraflar yapıyor muyuz? evlenirken neden yapıyoruz?
neyse... ben düğünlerde sevilecek tek bir yan bile bulamıyorum. "ille de yapıcam. sana ne! ben seviyorum." diyene de karışacak değilim, bana ne.
devamını gör...
90.
her şeyden önce herkesin yöresel veya değil, dans etmesi. yani herkes dans etmemeli bence. mesela herkes halay çekiyor, misket, horon vs oynuyor ama cok anlamsız. yani bazen bende oynuyorum ve içimden diyorum ki, ya sen napıyorsun şuan?? ajahaha
devamını gör...
91.
yüksek sesli müzik…
samimiyetsizlik…
saçmasapan hareketler.
samimiyetsizlik…
saçmasapan hareketler.
devamını gör...
92.
iki olgun insanın hayatlarını birleştirmesi için havaya kuş atması, osmanlı kılıcıyla pasta kesmesi, ruhu kemiren şarkılarla göbek atması, yan yana durup sıraya geçen milletten altın beklemesi, not etmesi... bir yandan gizliden içenlerin kayışı koparması, diğer yandan kendine av bulmaya gelen köftehorlar, bitmiyor ki anasını satayım. heh bir de zurna, o en kötüsü. ulen siz ne yaşıyorsunuz ya?!
devamını gör...
93.
erkeklere kız bakılıyor olması takı merasimi pasta merasimi ve birde damat para basıyor muş gibi sürekli kemirilmesi
devamını gör...
94.
çeyrek altın fiyatı.
devamını gör...
95.
ses gürültü ve kuru kalabalık.
ortalarda koşturan salak çocuklar. birbirlerini yıllarca arayip sormayan akrabaların öpüp samimiyetsizce sarılmaları. getirilen kuru yemiş, kuru pasta ve pastanın tatsız tuzsuz bayat olması (ki bu en çok nefret ettiğim) ne idüğü belirsiz oyun havaları, erkeklerin dar ve kısa pantolon giyip altına babet ayakkabı giymesi. gelinin kız kardeşinin eniştesinin aklını karıştırırcasına süslenip ortalarda burnu havada gezmesi. tüm düğün boyunca kesiştiğim yakışıklı çocuktan ayrılmak zorunda kalmam ( otobüs ve metro aşkı gibi düşünün). salak ve oynak düğün teyzeleri, yengeleri tarafından zorla oturduğum yerden kaldırılıp oynamam için ısrar etmeleri. pavyon sanatçısından hallice kro ve kaba herifin kötü sesiyle oyun havası söylemesi. ortalarda victoria secret melekleri gibi gezen renk cümbüşleri ( genelde kız veya oğlanın kardeşleri, kuzenleri olur). uzun süre görüşülmeyen akrabaların "nasıl gidiyor okul, ya canım darısı senin başına, maşallah nasıl da büyümüşsün kaç yaşındasın bakiim sen" tarzı bombok soruları.
darlandım gece gece daha fazla yazamayacağım.
(bu tanım erik dalı eşliğinde yazılmıştır.)
ortalarda koşturan salak çocuklar. birbirlerini yıllarca arayip sormayan akrabaların öpüp samimiyetsizce sarılmaları. getirilen kuru yemiş, kuru pasta ve pastanın tatsız tuzsuz bayat olması (ki bu en çok nefret ettiğim) ne idüğü belirsiz oyun havaları, erkeklerin dar ve kısa pantolon giyip altına babet ayakkabı giymesi. gelinin kız kardeşinin eniştesinin aklını karıştırırcasına süslenip ortalarda burnu havada gezmesi. tüm düğün boyunca kesiştiğim yakışıklı çocuktan ayrılmak zorunda kalmam ( otobüs ve metro aşkı gibi düşünün). salak ve oynak düğün teyzeleri, yengeleri tarafından zorla oturduğum yerden kaldırılıp oynamam için ısrar etmeleri. pavyon sanatçısından hallice kro ve kaba herifin kötü sesiyle oyun havası söylemesi. ortalarda victoria secret melekleri gibi gezen renk cümbüşleri ( genelde kız veya oğlanın kardeşleri, kuzenleri olur). uzun süre görüşülmeyen akrabaların "nasıl gidiyor okul, ya canım darısı senin başına, maşallah nasıl da büyümüşsün kaç yaşındasın bakiim sen" tarzı bombok soruları.
darlandım gece gece daha fazla yazamayacağım.
(bu tanım erik dalı eşliğinde yazılmıştır.)
devamını gör...
96.
çok gürültülü olması,
bir tür gövde gösterisi hissiyatı vermesi,
zorla götürülmem (yok neymiş ayıp olurmuş).
bir tür gövde gösterisi hissiyatı vermesi,
zorla götürülmem (yok neymiş ayıp olurmuş).
devamını gör...
97.
akrabaların bitmek bilmeyen soruları bunların en çok sorulan soruda senin düğününe ne zaman gelecez
devamını gör...
98.
kızların çok açık giyinmesi ve makyaj yapmalarıdır. bide yüksek ses.
devamını gör...
99.
gereksiz olması. birileri göbek atıp eğlenecek diye masrafa ve gürültüye gerek yok. ayrıca da samimiyetsiz geliyor. sevdiğin birkaç dost aileler gelir, imza atılır. sonra da kapanış.
devamını gör...
100.
1960'lardan kalan,asla gelişemeyen dandik orkestra ve çalmaya çalıştıkları demode parçalar.
devamını gör...