düğünlerden nefret etme sebepleri
başlık "corsairsgold" tarafından 06.05.2021 12:11 tarihinde açılmıştır.
121.
insanların birbirini duyabilmesi için büyük efor sarfetmesi gereken her yer beni fazlasıyla yoruyor çok yakınlarım için katlanabileceğim bir organizasyon yine de
devamını gör...
122.
gürültü kaynağı olmaları. herkesin çok özel bir şey varmış gibi süslenip püslenmesi. ben sevmiyorum öyle lüks giyinen tipleri. sıradan olacak insan dediğinin giysisi. sonra bir de dans filan etmeleri.
devamını gör...
123.
birinin mutluluğuna ortak olmak deyimini hiç anlamam. bari mutluluğuma ortak olmasınlar diye düşünürüm. bir de biri evlendi diye diğerleri neden o kadar üzgün veya neden o kadar mutlu olur ki. hukuki bir sözleşme imzaladı diye neden kutlama yapılır. sanki taraflardan birini ikna etmişiz de kutluyoruz gibi. temsili veya dini bir rituel gibi olsa daha manevi bulup kutlama düğün organizasyonuna aklımı erdirebilirim. fakat bir irade beyanıyla başlayıp imza ile biten bir süreç neden coşkuyla kutlanıyor anlamam. yedi düvel göbek atıyor. bizim aile büyüklerinin bana yaptığı son baskı sen dışarıda gez dolaş esinle biz oynayalım oldu. kurtlarini dökmeleri için bir yer ayarlasam yeter ben olmasam da olurmuş. buradan da görüyorum ki insanların sizin mutluluğunuzu önemsediği falan yok. gelenlerin çoğunluğu kim ne giydi ne taktı kim geldi nasıl bir yer ne kadar harcandı diye meraktan bakmaya geldiklerini düşünüyorum. çoğu insan da sen benimkine gelmiştin ben de katıldım demek için geliyor. düğün yapsam çağırmak istediğim kişi sayısı 5i geçmez. diğerlerini görmek istemiyorum ki. bu sayıyla ne salonu. kendini kötü hissetmen de cabası. bence düğün maddi manevi bir taraftan bir tarafı yaralayan sıkan bir organizasyon. yemek yemek istiyorsam güzel bir restoranda yerim. eğlenmek istiyorsam müzikli bir mekana giderim. insanların pandemi bitişi ile birlikte tekrar takı sırası yapması çok çok sıkıcı. beklemek tek tek fotoğraf çekilmek özellikle. çoğu insanın da gülümseme sebebi aşk değil kolundaki üstündeki ziynetler. kimse sizi boş yere çağırmıyor. gördüğüm en sahte organizasyon.
devamını gör...
124.
bu başlığı açan trakya düğününe katılmamış daha önce
devamını gör...
125.
düğün denen olayın kendisi başlı başına nefret sebebi zaten.
normalde görüşmediğin, sevmediğin birileri halay çeksin diye dünyanın masrafını yapıyorsun. eğer paran yoksa bir de bunun için ekstra faiz ödüyorsun kredi çekip. gereksiz bir stres. 5 saatlik olay için aylarca yıllarca sürecek bir borç yükü.
eğer davetli isen, ulan zaten bir izin günün var onda da bir masada oturup berbat pasta yemek için o günü feda ediyorsun. ne giycem derdi cabası. ay sonunu getiremiyorken ne takıcam stresi ayrı ekleniyor. gitmesen de olmuyor.
gittin düğüne takı merasimi denilen yerde bir anonsçu. ulan sana ne, salondaki tanımadığım insanlara ne kimin ne taktığından. herkes aynı ekonomik düzeyde mi. niye ifşa ediyorsunuz milleti. hani mühim olan dostluktu, orada bulunmaktı.
düğünde içip, zaten düğüne en başından da sarhoş gelmiş olanların bir şekilde kavga çıkarması.
konvoy yapalım derken trafiğin ırzına geçilmesi. senin düğünün var diye yolu kapatamazsın olayını anlamıyor bu millet. seni hiç tanımayan insanlar senin düğünün yüzünden neden trafikte beklesin. kaldı ki hastası olan vardır acil işi olan vardır. bu barbarlığı ne zaman aşıcaz acaba.
kutlama için atılan mermiler olayına hiç girmiyim. kel alaka kim bilir kaç kişi vuruldu bugüne dek evinin balkonunda otururken.
velhasıl hiçbir şey yapmayı bilmediğimiz gibi bir kutlama yapmayı da bilmiyoruz. doğru düzgün kimseyi rencide etmeden bokunu çıkaracak kadar uzatmadan biraz eğlenip tadında bırakmayı beceremiyoruz.
normalde görüşmediğin, sevmediğin birileri halay çeksin diye dünyanın masrafını yapıyorsun. eğer paran yoksa bir de bunun için ekstra faiz ödüyorsun kredi çekip. gereksiz bir stres. 5 saatlik olay için aylarca yıllarca sürecek bir borç yükü.
eğer davetli isen, ulan zaten bir izin günün var onda da bir masada oturup berbat pasta yemek için o günü feda ediyorsun. ne giycem derdi cabası. ay sonunu getiremiyorken ne takıcam stresi ayrı ekleniyor. gitmesen de olmuyor.
gittin düğüne takı merasimi denilen yerde bir anonsçu. ulan sana ne, salondaki tanımadığım insanlara ne kimin ne taktığından. herkes aynı ekonomik düzeyde mi. niye ifşa ediyorsunuz milleti. hani mühim olan dostluktu, orada bulunmaktı.
düğünde içip, zaten düğüne en başından da sarhoş gelmiş olanların bir şekilde kavga çıkarması.
konvoy yapalım derken trafiğin ırzına geçilmesi. senin düğünün var diye yolu kapatamazsın olayını anlamıyor bu millet. seni hiç tanımayan insanlar senin düğünün yüzünden neden trafikte beklesin. kaldı ki hastası olan vardır acil işi olan vardır. bu barbarlığı ne zaman aşıcaz acaba.
kutlama için atılan mermiler olayına hiç girmiyim. kel alaka kim bilir kaç kişi vuruldu bugüne dek evinin balkonunda otururken.
velhasıl hiçbir şey yapmayı bilmediğimiz gibi bir kutlama yapmayı da bilmiyoruz. doğru düzgün kimseyi rencide etmeden bokunu çıkaracak kadar uzatmadan biraz eğlenip tadında bırakmayı beceremiyoruz.
devamını gör...
126.
çok kalabalık. samimi olmadığın insanlarla konuşmak zorunda kalıyorsun.
devamını gör...
127.
bence çok anlamsız bir organizasyon.
bunu bir kadın olarak yazıyorum - evet anlamsız!
neden?
türk toplumunun gelenekselciliğinden nefret ediyorum. aileler sürekli
olarak çocuklarının üzerinde hak sahibi olduğunu düşünüyor ve maalesef bu hastalıklı bir ebeveyn psikolojisi. hepimiz seksle doğuyoruz, bir cocugu seksle oluşturmak; onun üzerinde hakimiyet sağlama hakkını kimseye tanımıyor.
şimdi dünyanın bir gerçekliği var. her cocugu bize veren rabbimdir. istediğiniz kadar seks yapın, size bir çocuk nasip edilmezse, edilmez. yani dolayısıyla doğurduğunuz çocuğun sahibi siz değilsiniz ama buna rağmen sırf doğum yaptığı için ya da seks yaparak somut bir eylemi tamamladığı için çocugunun yaşam hakkı üzerine hak iddia eden ebeveynler var. dolayısıyla doğurduğu çocuga saplantılı, onu yönetmeye çalışan, seveceği insandan tutun, kendine seçeceği mesleğe hatta gideceğe üniversiteye kadar karışan ailelere aşırı kindar bir tutum sergiliyorum.
önce neyin ne olduğunu idrak etmek gerekiyor. çocuk, her insana bağışlanan bir lütuftur. size ait olmayan bir şeye “ aidiyet” yükleyip, onu yaşam boyu yönetemezsiniz.
düğünlerde tam olarak bu sapkınlığın üst seviyeye çıkmış aksiyon halidir. çoğu insan kendisi için değil, ailesi istediği için düğün yapar. abartılı takı törenleri, saçma sapan kına geceleri.. ( insan sevdiği insanla evlenirken niye ağlasın ya? hayır insanları ağlatmak için, özel bir çabanın güdüldüğü gece düzenleniyor bu ülkede. )
iki insan birbirini sevince, gidip dümdüz evlenemiyor arkadaşım. hiç birimiz kendi hürriyetimiz konusunda özgür değiliz. paranormaliteye bakar mısınız? özgürlüğümüz konusunda özgür değiliz. illa o gelinliği- damatlığı giyeceksin, cümle aleme “ ben evleniyorum” diye mankenlik yapacaksın çünkü toplumun senin evliliğini tanıma şekli bu. toplumda ailelerin dışlanmaması gerekiyor. toplum ne derse o.. aman düğünsüz evlenirsen ne derler hakkında sonra ya..
hele su kadınlar için “ kesin hamiledir”’safsatasına inanılmaz garez güdüyorum. insanlar 1 hafta içerisinde de evlenebilir, bir öğlen akıllarına eser yine evlenebilirler. illa aylar öncesinden planlanmış , abartılmış bir organizasyon silsilesi mi olması lazım? hızlıca evlenen her kadın hamile mi oluyor? - bu ülkede evet.
şahsen karadenizli bir aileden gelmeme rağmen, inanılmaz aykırı ve dik bir karaktere sahibim. ben seversem, istediğim şekilde evlenirim. bunca tantanayı seven bir yapım yok. bana kına gecesi , takı töreni vb seyleri hiç söylemeyin.. çok kücük düşürücü buluyorum.
insanlar aşık oldukları insanlarla evlenmeye calısırken, kenarda köşede milet prim yapıyor. neymiş efendim yemekli düğünmüş, kına gecesiymiş, özel konsept nişan/ düğünmüş.. ne kadar gereksiz.
alırsın sevgilini yanına “ ben seni seviyorum hadi “ dersin, girersin bir türk konsolosluğuna basarsın nikahı. türkiyede isen, gidersin evlendirme dairesine 20 dakikada çıkarsın. sadece temel aile üyelerini çağırsan yeter. 2-3 resim çeker, bu gereksiz tantayı başlamadan bitirirsiniz.
tabi kendi arkadas cevremle yapacağım after party ayrı.. tabi ki insan evliliğini kutlamalı, dans etmeli , sarhoş olmalı ama böyle büyük puntolu görgüsüzlükle değil. bir insan ailesiyle eğlenemez. bu tüm medeniyetlerde böyledir. kimse bir salon dolusu akrabanın yanında eğlenemez. düğünler bu yüzden sadece resmi formaliteyi yerine getirdiğiniz, sıkıntıdan patladığınız organizasyonlardır. ben kendi arkadaş çevremle çıktığımda bakın nasıl kutluyorum.. yani banane annemin teyzesinden, babaannemin kuzeninden.. banane bunca akrabadan.. üstelik yarısından coguyla düzenli görüşmüyorsun bile..
ailenin katılacağı minimal bir formaliteden organizasyon sonra kendi arkadas cevreni toplar, sabaha kadar istediğin şekilde eğlenirsin.
yok diğer türlüsü bence hem görmemişlik hem gereksiz stress+ masraf.
bunu bir kadın olarak yazıyorum - evet anlamsız!
neden?
türk toplumunun gelenekselciliğinden nefret ediyorum. aileler sürekli
olarak çocuklarının üzerinde hak sahibi olduğunu düşünüyor ve maalesef bu hastalıklı bir ebeveyn psikolojisi. hepimiz seksle doğuyoruz, bir cocugu seksle oluşturmak; onun üzerinde hakimiyet sağlama hakkını kimseye tanımıyor.
şimdi dünyanın bir gerçekliği var. her cocugu bize veren rabbimdir. istediğiniz kadar seks yapın, size bir çocuk nasip edilmezse, edilmez. yani dolayısıyla doğurduğunuz çocuğun sahibi siz değilsiniz ama buna rağmen sırf doğum yaptığı için ya da seks yaparak somut bir eylemi tamamladığı için çocugunun yaşam hakkı üzerine hak iddia eden ebeveynler var. dolayısıyla doğurduğu çocuga saplantılı, onu yönetmeye çalışan, seveceği insandan tutun, kendine seçeceği mesleğe hatta gideceğe üniversiteye kadar karışan ailelere aşırı kindar bir tutum sergiliyorum.
önce neyin ne olduğunu idrak etmek gerekiyor. çocuk, her insana bağışlanan bir lütuftur. size ait olmayan bir şeye “ aidiyet” yükleyip, onu yaşam boyu yönetemezsiniz.
düğünlerde tam olarak bu sapkınlığın üst seviyeye çıkmış aksiyon halidir. çoğu insan kendisi için değil, ailesi istediği için düğün yapar. abartılı takı törenleri, saçma sapan kına geceleri.. ( insan sevdiği insanla evlenirken niye ağlasın ya? hayır insanları ağlatmak için, özel bir çabanın güdüldüğü gece düzenleniyor bu ülkede. )
iki insan birbirini sevince, gidip dümdüz evlenemiyor arkadaşım. hiç birimiz kendi hürriyetimiz konusunda özgür değiliz. paranormaliteye bakar mısınız? özgürlüğümüz konusunda özgür değiliz. illa o gelinliği- damatlığı giyeceksin, cümle aleme “ ben evleniyorum” diye mankenlik yapacaksın çünkü toplumun senin evliliğini tanıma şekli bu. toplumda ailelerin dışlanmaması gerekiyor. toplum ne derse o.. aman düğünsüz evlenirsen ne derler hakkında sonra ya..
hele su kadınlar için “ kesin hamiledir”’safsatasına inanılmaz garez güdüyorum. insanlar 1 hafta içerisinde de evlenebilir, bir öğlen akıllarına eser yine evlenebilirler. illa aylar öncesinden planlanmış , abartılmış bir organizasyon silsilesi mi olması lazım? hızlıca evlenen her kadın hamile mi oluyor? - bu ülkede evet.
şahsen karadenizli bir aileden gelmeme rağmen, inanılmaz aykırı ve dik bir karaktere sahibim. ben seversem, istediğim şekilde evlenirim. bunca tantanayı seven bir yapım yok. bana kına gecesi , takı töreni vb seyleri hiç söylemeyin.. çok kücük düşürücü buluyorum.
insanlar aşık oldukları insanlarla evlenmeye calısırken, kenarda köşede milet prim yapıyor. neymiş efendim yemekli düğünmüş, kına gecesiymiş, özel konsept nişan/ düğünmüş.. ne kadar gereksiz.
alırsın sevgilini yanına “ ben seni seviyorum hadi “ dersin, girersin bir türk konsolosluğuna basarsın nikahı. türkiyede isen, gidersin evlendirme dairesine 20 dakikada çıkarsın. sadece temel aile üyelerini çağırsan yeter. 2-3 resim çeker, bu gereksiz tantayı başlamadan bitirirsiniz.
tabi kendi arkadas cevremle yapacağım after party ayrı.. tabi ki insan evliliğini kutlamalı, dans etmeli , sarhoş olmalı ama böyle büyük puntolu görgüsüzlükle değil. bir insan ailesiyle eğlenemez. bu tüm medeniyetlerde böyledir. kimse bir salon dolusu akrabanın yanında eğlenemez. düğünler bu yüzden sadece resmi formaliteyi yerine getirdiğiniz, sıkıntıdan patladığınız organizasyonlardır. ben kendi arkadaş çevremle çıktığımda bakın nasıl kutluyorum.. yani banane annemin teyzesinden, babaannemin kuzeninden.. banane bunca akrabadan.. üstelik yarısından coguyla düzenli görüşmüyorsun bile..
ailenin katılacağı minimal bir formaliteden organizasyon sonra kendi arkadas cevreni toplar, sabaha kadar istediğin şekilde eğlenirsin.
yok diğer türlüsü bence hem görmemişlik hem gereksiz stress+ masraf.
devamını gör...
128.
düğüne gidenlerin yaptığı/yaptırdığı o düğün makyajı.
kusasım geliyor.
kusasım geliyor.
devamını gör...
129.
gelin ben olmadığım sürece sorun yok. sevdiğim birinin düğünüyse gider kanımın son damlasına kadar oynar, "oh hafifledim" diye evime dönerim. sevmediğim biriyse masama oturur, hanımefendi şekilde kafada kurduğum planlarla o 3 saati geçirir (yıllar içinde gelişen mekandan soyutlanma yeteneğine sahibim), aynı hanımefendilikle evime dönerim.
düğün nefret edilecek bir şey değildir, yeterli beceriye sahipseniz.
düğün nefret edilecek bir şey değildir, yeterli beceriye sahipseniz.
devamını gör...
130.
bir dönem düğünlerde çiftlerin bebekliklerinden başlayarak düğünlerine kadar fotoğraflarından slaytlar yapmak modaydı. işte bu slaytlardan hep nefret ettim çünkü bir sonraki resmin ne olacağını öngöremiyorsunuz. nasıl mı hemen anlatayım.
iş yerinden bir arkadaşımızın ani gelişen düğününe davetliyiz, sevgililikleri pek kısa oldugundan birlikte fotoğrafları az ama gelin hanım tutturmuş “ay slayt cok romantık” diye.
kaynak yetersizliğinden aralara damat beyin kafası montelenmiş zagor bile sıkıştırılmış öyle saçma bir potpori; neyse bakıyorum ama gerginim çok, gelin hanımımız da damat beyimizde bir o kadar saçma tipler çünkü.
sonra ekrana bir foto yansıtıldı, gelin hanımın çocukluğu, yerde oturuyor ayaklar düz karşıda, fotoğraf ayak hizasından yerden çekilmiş 10 ayak parmağının onuda birbirinden ayrık ördek ayağı gibi; koca ayak mısın kadın. (burada önemli bir bilgi gireyim. ben, ayak gördüğümde diş etlerim çekiliyormuş gibi sızlar, rahatsız olurum o yüzden yaz ayları bana cehennem gibi geçer her yer çıplak ayaktır çünkü. görmek ayrı, dokunsam öğürüyorum midem kalkıyor.iğrenç çünkü)
neyse ekrana ayak slaytı yansıdığında karartılmış, sessiz salonda kendimi tutamayıp öyle bir öğürdüm ki; sesim eko yaptı. herkesin kafası bana döndü ben masanın altına kaçtım. ağlayayım mı güleyim mi bilemedim. zaten iş arkadaşımın karısı benden hep nefret etti. o ayaklarla etsin zaten. bak yazarken yine canlandı iğrenç.
iş yerinden bir arkadaşımızın ani gelişen düğününe davetliyiz, sevgililikleri pek kısa oldugundan birlikte fotoğrafları az ama gelin hanım tutturmuş “ay slayt cok romantık” diye.
kaynak yetersizliğinden aralara damat beyin kafası montelenmiş zagor bile sıkıştırılmış öyle saçma bir potpori; neyse bakıyorum ama gerginim çok, gelin hanımımız da damat beyimizde bir o kadar saçma tipler çünkü.
sonra ekrana bir foto yansıtıldı, gelin hanımın çocukluğu, yerde oturuyor ayaklar düz karşıda, fotoğraf ayak hizasından yerden çekilmiş 10 ayak parmağının onuda birbirinden ayrık ördek ayağı gibi; koca ayak mısın kadın. (burada önemli bir bilgi gireyim. ben, ayak gördüğümde diş etlerim çekiliyormuş gibi sızlar, rahatsız olurum o yüzden yaz ayları bana cehennem gibi geçer her yer çıplak ayaktır çünkü. görmek ayrı, dokunsam öğürüyorum midem kalkıyor.iğrenç çünkü)
neyse ekrana ayak slaytı yansıdığında karartılmış, sessiz salonda kendimi tutamayıp öyle bir öğürdüm ki; sesim eko yaptı. herkesin kafası bana döndü ben masanın altına kaçtım. ağlayayım mı güleyim mi bilemedim. zaten iş arkadaşımın karısı benden hep nefret etti. o ayaklarla etsin zaten. bak yazarken yine canlandı iğrenç.
devamını gör...
131.
1 düğün, 2 cenaze. ikisinden de nefret ederim, ikisinde de sahte samimiyet sahte dostluk sahte duygu ve mimikler.
not: 17 temmuz da düğüne gidiyorum.
not: 17 temmuz da düğüne gidiyorum.
devamını gör...
132.
batı ve doğu sentezinin en kalitesiz hali...
gelinlik damatlık batıdan alıntı ama sonrası tamamen yoz bir ortadoğ kültürü.
gelinlik damatlık batıdan alıntı ama sonrası tamamen yoz bir ortadoğ kültürü.
devamını gör...
133.
gelen "aile büyüklerinin" patavatsız konuşmaları ve sanki bir moda programcıdaymışız gibi birbiriyle yarışan tipler .
devamını gör...
134.
1.zorla oynatmaları ve oynayan herkesin gereksiz mutluluğu
2. aşırı gürültülü olması
bence yeterli sebepler
2. aşırı gürültülü olması
bence yeterli sebepler
devamını gör...
135.
saçma sapan bir gelenekte buram buram kokan samimiyetsizlikler
devamını gör...
136.
ses sistemleri.*
devamını gör...
137.
gürültü, kalabalık, masraf, anlamsız ve saçma sapan hareketler, yüzünü önceden görmediğim ve çıktıktan sonra da bir daha görmeyeceğim onlarca bomboş insan.
devamını gör...
138.
bir evde özgürce cinsellik yaşamak için toplumdan izin alma zorunluğu ve şartı olan bu 4 saatlik çile saçma ve üzücü geliyor.
devamını gör...
139.
çeyrek olmuş 2.843 ₺. düğünden nefret etmek için yetmez mi?
devamını gör...
140.
devamını gör...