ekonomik kriz

hadi iyi kötü benim bir sıkıntım yok.
ancak bekar adamım diye haliyle hazır yiyecekleri normal bir evden daha fazla kullanıyorum, ki aslında güzel yemek yaparım da motivasyonum yok.
ulan neredeyse öğünüm minimum 40 tl ye falan gelmeye başladı. bundan 8-10 ay önce benim günlük kabaca yediğim 20 tl civarı idi.
ve ha hazır köfte yemişsin ha içinde biraz bir şeyler olan yumurta yapmışsın o en alt minumum değişmiyor.
allah cidden yardım etsin çoluklu çocuklu ailelere.

sıla'nın dediği gibi,
sana değer de geçer, beni deler de geçer
gibi bir durumdur.
bir kısım sürünür, bir kısım parasına para katar.

kriz yok. dolar ile alınan şeyleri almadan da yaşayabiliriz. mesela kömüre dönebiliriz. heryer linyit. çevreyi kirletse de ucuz.

ispatı.

ama maaşlar da arttı diyenlerin inkar ettiğidir. maaşın yüzde kaç arttı? sanki 30 k maaş alıyor paşam ki o bile yetmez. en dandik araçlardan olan 20 binlik aracın 100 bin olması normal mi? seninki ne kadar arttı ki. 1400 liradan 5500'e çıktı diyelim. bu mu iyi?. memur bile yıllarını verip anca 2. el araç alabilir artık. aktrollerin türlü saçmalıklar yazarak inkar ettiği krizdir.

yıllarca ekşide yazıldı bilmem kaç yılı ekonomik krizi diye... her sene her sene.

hatta artık başak bile geçiliyordu başlıkla. hah şimdi kimsenin inkar edemeyeceği netlikte belli oldu 3-5 yıl öncesinden başlayan olay.

dünya hariç türkiye'de olan, bu yüzden dünyanın bizi kıskanmasına sebep olan kriz.
kontrolsüz sığıntıcı alımı da zaten berbat olan ekonomiyi daha da batırdı. basiretsiz yöneticiler, tüketimin patlayıp üretimin yok olması, fakir ve zengin arasındaki orta direği de yok etti. kısacası kaçabilen kaçsın bu cehennemden.

normal bir yerde bir porsiyon adana yüz lira veya üzerinde. 300 bin kmlik milatlık araçlar 150 bin tlye satılıyor. bu zamanda kredi çeken bence hayatınin hatasını yapıyor iyi para kazanmiyorsa. enflasyon korkunç boyutlara ulaşacak kredi faizleri de yüksek. hayatınız bitti oğlum çünkü koyunsunuz siz. böyle olacağını bildiğim için evlilik falan yapmadım. akıllı olan zaten erkenden yaptı yapacağını. bir gerçektir. bir adama her seyi veren tc halkinın eseridir.

oklokrasinin bir sonucu

içimizden geçmektedir. hem de yara yara.

dikkat edin artık tüm yoğurtlar yağsız veya yarım yağlı! kaymaksız!!!

onu da öyle bir yazıyorlar ki sanırsın yiyenin hayrına bir iş yapıyorlarmış gibi. "light yoğurt" hesabı.

eski kız arkadaşlarımızdan gelen "selam" mesajlarına onlyfans.com linki atma sezonu açılmıştır hayırlı olsun.. yallah güzelim yallah uzaktan el salla..

son asgari ücret zammı ile işsizliği de arttıracaktır.

kriz demeyelim de krizcik diyelim. malum rtyi üzmek allah' ı üzmektir. çok günah ya.

ekonomik kriz denilen bir olgu türkiye’de yok.

ekonomik kriz, yaşam standartları yüksek bir devlet rejiminin kısa süreli içine düştüğü durumdur. kısa süre içerisinde toparlanılır ve halka çok hissettirilmeden süreç geçirilir.


türkiye’de ise, sürekli hakkı çalınan, parası gasp edilen bir halk vardır. halkın yaşam standartları düşüktür çünkü bu standartları devlet rejimi sağlamıyordur. yabancı bir ülkede, 17 yaşında veledin bindiği arabayı, burada 50 yaşında bile alamazsın. 17 yaşındaki bebe, senden üstün bir hayata sahiptir sırf farklı coğrafyanın ve ülkenin vatandaşı olduğu için.


herkes bu ülkenin yönetilemediğinin, aslında cok iyi standartlara sahip olabilecekken haklarımızın çalındığının artık çok farkında diye düşünüyorum.

uyanın, bu yokluğun sebebi ülkenin kaynakları değil, devlet rejiminin kendisi.

basit: kaynaklar var, başkaları kendi refahına kullanıp; kendisini zengin ediyor. halk aç kalsa ne olur!

ben sadece şunu söyleyerek çekilmek istiyorum:

dünya hayatı yalandır. insanın kapısına ölüm geldiğinde, attığın adımın bile hesabını vereceksin. o mezardan çıkış, ahiretten kaçış yok. bunca çalmanın çırpmanın, bunca yetimin , bunca insanın vebalini, kendilerine insanların ettiği bedduaları ne ile ödeyecekler bilmiyorum.

en büyük korku allah’a olmalıdır. 21 yıl boyunca yapılan bunca usülsüz şeyin bedelini nasıl ödeyecekler onlar düşünsün çünkü hepimizin bir süresi var. rabbimin biçtiği süre dolduğu an, öleceğiz. bunu umursamadan 21 yıldır ülke yönetiyorlar.

herkese dindarlık taslayıp, dine aykırı hareket etmek ayrı tutarsızlıktır. dinine bu kadar düşkün insanların, atacağı her adımı 50 kere düşünmesi lazım çünkü günah-sevap-niyet.. dinimizde her şey çok ince.

her şeyi bırakın , “ islam dininde büyük günahlar nedir?” diye aratın. bakın bakalım devlet rejimi bunların kaçını yapıyor?

(hani dine çok düşkün bir siyasi rejime sahibiz ya aslında. bu kadar dinine düşkün siyasi rejimin, bırakın büyük günahları, herhangi bir günaha dahi bulaşmaması gerekir çünkü.)


ben liberal bir ailenin kızıyım. böyle yetiştirildim. dedem yıllarca kara kuvvetlerine alnının akıyla hizmet etti. babam tarih- siyaset- ekonomi konusunda dehşet bilgili bir adamdır hala kitaplar alır okur , yaşı 59. babam namazını kılar, duasını okur. ben eğitimli ve dini inancı güçlü bir kadınım,

yaani..

“atatürkçüler/ dinciler” diye bir ayrım yok arkadaşım. gayet atatürkçüyüm ve dinimede bağlıyım. ben inanırım ve rabbimden ödüm kopar.

ortalığı “ atatürkçüler/ dinciler “ diye karıştırıp, herkesi birbirine düşürüyorlar. neden? - sırf bazıları çarkını döndürmeye devam edebilsin diye.

siyasi görüşle, dinin ne alakası var?

ben şimdi ateist bir müzisyenin bestelediği parçayı dinlediğim için, ateist mi oluyorum? ya da kuru kafa baskılı t-shirt giydiğiniz için satanist mi sayılıyorsunuz?

kafanız aynen bu yani. görün işte, ortalığa atılan ideolojinin saçmalığını görün diye yazıyorum böyle uzun uzun.

yazık üzülüyorum. her türlü oyuna kolayca düşen, asla zekasını kullanamayan bir halk var bu ülkede. 1 tık zeki hareket etse şu toplum, 21 yıl boyunca bu kadar hasar almazdık.

ben atatürk’ün devleti yönetme şeklini seviyorum diye inançsız mı oluyorum? ne münasebet! ne hadle?! ya da atatürk’ün inançsız olduğundan nasıl bu kadar eminsiniz? bir insani dinsizlikle nasıl suçlarsınız? hüküm sadece allah’ındır. kimse, kimin ne kadar iyi müslüman olduğunu bilemez.

“atatürkçüler imansızdır” fikrini savunanlara bir soru: zorlayın bakalım beyninizi.

yüce rabbim atatürk’ü yarattı ve bunca şeyi başarması için şans verdi. atatürk, rabbim onu öyle yarattığı için başarılı ve zeki bir adamdı. rabbim her adımında yanındaydı, büyük savaşlar kazanmasına izin verdi. adam bir avuç cesur insanla ülke kurdu. hepsinde allah’ın rızası var. rabbimin izin vermediği ne gerçekleşebilir bu dünyada?

atatürk hiç bir zaman insanların dini inançlarına saldırmadı, onları ayırmadı ve dini inançları sebebiyle toplumdan dışlamadı. aksine herkesin kendi dinini yaşamasına izin verilen, karma bir toplum çeşitliliği destekleyen devlet rejiminin oluşmasına yardım etti. bunları detayıyla öğrenmek için, “nutuk” okumanız yeterli. kaldı ki unutmamak gerekir zübeyde hanım ( atatürk’ün annesi) kapalı bir hanımdır.

oturun bunları düşünün. beyniniz var, lütfen kullanın. bunlar toplum içindeki herkes birbirine düşsün diye tasarlanan olaylar. keza buna sünni/ alevi ayrımı, lgbt ayrımı, kadın/ erkek eşitsizliği hatta çocuk istismarlarına bakış açısıda örnek gösterilebilinir. dikkat edin toplum hep bölünüyor ve parçalanıyor. insanlar birbirine düşüyor ki asıl yakalanması gereken her şey gözden kaçsın.

neyse sonuç:

hem atatürkçü hemde dinine bağlı bir kadın olarak yazıyorum:

başta olan rejimin, bunca günahına girilmiş insan için 7/24, uyku bile uyumadan tövbe etmesi, af dilenmesi lazım çünkü sadece islam dininin değil, şu ana kadar gönderilen tüm dinlerin, peygamberlerin görevi aynıydı. saf/ iyilik dolu ama en önemlisi inançlı bir toplum yaratmak. şimdi oturun düşünün.

gerçek dindarlar nasıl hareket ederler.

bizim ülkemizde asla olmayacak şey. çünkü cumhurbaşkanımız ekonomist.

1999 yılına geri döndük. deprem ve ekonomik kriz.
ahh ah!

o deprem bölgesinden kurtulanlar bir de parasızlık ve evsizlik ile boğuşacaklar.

bunun adı asla ekonomik kriz değil. bunun adı ekonomik yıkım, ekonomik felaket. kardeşim bir marul 25 lira 25! en ucuz markette bir marul 25 lira. üstelik nispeten ufak bir şehirde oturuyorum. bir kilo domates 50 lira. aileye bir salata yapsan yarım kilo domates doğrasan, bir ufak marul koysan, içine biraz mısır, biraz beyaz peynir atsan, zeytinyağı limon derken en ucuz salata 100 liraya mal oluyor. ulan her gün salata yesen sırf salatanın maliyeti 3 bin lira yapıyor. salata la salata! allah'ın otu! yemeğin yanına yaptığın dünyanın en basit şeyi, asgari ücretin çeyreğinden fazlası yapıyor.
bu marul dediğin, domates dediğin şey eskiden pazarda manavda bozuk parayla alınan dünyanın en ucuz şeylerinden biriydi. oğlum siz dalga mı geçiyorsunuz vatandaşla! 25 liraya marul mu olur! bunu her türlü tüketim ürünüyle örneklemek mümkün!

makroekonomik yapı ve sistemin bozulması ve dengelerin değişmesi ile ortaya çıkan ekonomik buhran olarak ifade edilir.

yıllardır içinde bulunduğumuz durum türkiye'de kuvvetler ayriligi ve adelat saglanmadikca daha da yıllar boyu içinde olacağımız durum.