elmalı çocuk istismarı davası

bu olayı öğrendiğimden beri dilim tutuldu. nasıl öylece salıverildiklerini aklım almıyor. bu namussuzlar hatta bunun gibi birçok namussuz belkide her gün yanıbaşımızdan öylece yürüyüp gidiyor. şimdi bu hastalıklı varlıkları yakalayıp hapse tıksan fayda mı, cayır cayır yaka yaka halka açık idam edilmeliler. ben bu pislikleri gördükçe ve onlara reva görülen salıverilmeleri gördükçe, nasıl çocuğumu okula gönderirim? şimdi o iki yavrucak 2 elin parmaklarını geçmeyen yaşlarıyla bunca istismara uğramışlar, bu çocukların yaraları nasıl iyileşecek, nasıl unutacaklar? allah bu düzene sebep olanları da bu işleri yapan namussuz ahlaksızlar da kahretsin.

tweeter da okumaktan yazmaktan utanç duydugum nefret ettiğim iğrenç haber başlığı...
ülkeyi çok ciddi iç savaşa kaosa surukleyecek nitelikte olaylar bunlar..bu hakimleri asmak gerek en basda bu pislikler asilmayacaklarindan yada yirtacaklarindan öyle eminler ki ondan bu kadar rahatlar...hele bı asin hele bı idam gelsin bak bakalım bunlara yeltenebiliyorlar mi..kesin çözüm bu kardeşim...

pedofili sapkinligi ve diğer sapkınlıklar elbette bitmeyecek ama bu kadar rahat olamayacaklar..böyle böyle nesilleri tükenecek bu yaratıkların..
#idamsart

dün gece uyumadan şöyle bir twitter gezeyim saatinde denk geldiğim içler acısı olay. bugün internette takılmama kararı almıştım, ama dayanamadım baktım yine.

biyolojik anne ve üvey babanın adları, fotoğrafları, açık adresi hatta cep telefonu numaraları yayılmış. yani bu çok aşırı yanlış ve tehlikeli bir şey olmasına rağmen tepki göstermeye dilim varmadı. bu noktada adalet böyle sağlanmaz iv ziv gevgev diyemedim, çok yanlış ama diyemedim, diyemiyorum. böyle olaylarda etik ahlak benim bünyeyi terk ediyor. evini başına yıksınlar gerçekten içim soğumaz. merve denen kadının da o kocası olan herifin de bütün bilgileri meydanda. en çok dikkatimi çeken rahmi denen sığır z*kinin 1996’lı olması. demek ki merve de bu yaşlarında. ki daha küçük bile olabilir, fotoğraflardan çıkardığım kadarıyla. onun da 96’lı olduğunu düşünürsek 25 yaşında. 10 yaşında çocuğu var, 15 yaşında doğurmuş. hamilelik süresini düş 14’ünde hamileymiş. şimdi ben bu kadına kızmayı bırakamıyorum ama yani üzülmemeyi de beceremiyorum. kendisine de aynı şeyler yapılmış olabilir mi diye düşünüyorum, çocukların biyolojik babasının yaşıyla ilgili bilgim yok ama 14 yaşında çocuk almış kendine karı diye, o heriften de pek hayırlı bir şey çıkacağını düşünmüyorum. çocuklar resmen her anlamıyla bok çukurunun içine doğmuş. bizim okumaya duymaya tahammül edemediğimiz şeyleri bu çocuklara yaşatmışlar.

bu arada tabii ki bu insanları tutuksuz yargılamak bir akıl tutulması ama yargılama süreci devam ediyor, elbette ki ceza alacaklardır, salınmış değiller, o noktada yanlış bir algı oluşmuş benim gördüğüm. evet yargı süresince de tutuklu kalmalıydılar tabii ki ama “suçsuz bulunup salındılar” gibi bir şey de düşünülmesin, o kadar da değil artık.

tutuksuz yargılanıyorlar değil mi, hiç şaşırmadım. boğaziçi'nde hakkını savunan gariban öğrenci olsalardı çevik kuvvetle gece yarısı baskın yapılırdı evlerine. maalesef bu ülkede adalet böyle. olay korkunç. çocukların yaşadığı travmayı hayal bile edemiyorum. sosyal medyada yaşananlara bakılırsa bu iş gittikçe orman kanunlarına dönecek gibi görünüyor. belki bu sayede iktidarı koruyan hukuk sisteminden vatandaşı koruyan hukuk sistemine geçilir.

insan değilsiniz!
nasıl yüreğiniz titremedi!
hangi hak hangi adalet sistemi bu küçücük yüreklere bunu açıklayabilir?
nasıl böylesi bir yük ile hayatlarına devam edebilir?
dünya üzerinde yerin göğün yerinden oynaması gerekirken,
nasıl basiretsizlik nasıl bi vicdansızlık bu!
bir çocuk yüreği nasıl anlatacak bunu kendine,
nasıl büyüyecekler?
insanlara nasıl güvenecekler?
nasıl hayat kuracaklar?
hayatları boyunca unutmayacakları travmaları onlara yaşatan insanlar ve onları hiç bir cezai yaptırıma maruz bırakmayan irade!
kendi vicdanınızın gölgesinde soluk alın!

yine bir kez daha adalet susmayan insanlar tarafından sağlanacak gibi görünüyor. susmayın arkadaşlar... nerde bir zorba görürseniz açığa çıkarın. rezil edin. korkmayın. bağırın. sesinizi duyurun. susmak zorunda kalan, anlatamayan insanların sesi olun. adaleti sağlayamayanlara inat, adaleti avaz avaz, sesiniz kısılasıya, parmaklarınız yazmaktan yoruluncaya kadar çağırın. böyle böyle yola getireceğiz adaleti sağlamayanları ve her türlü zorbalığı ve pisliği rahat rahat yapanları. susma.

nefret ediyorum ulan sizden kötü , ruh hastası şeref yoksunları sizi , bu dünya berbat bir yer , cehennemde ya da uydurma öteki tarafta değil burada cezasını çekecek bunu yapanlar. yaşamları zehir olacak , ölemeyecekler. tutuksuz yargılama verirken bir kere düşünmediniz mi lan? benim de çocuğum var demediniz mi? suçu işleyenler , suçu görmezden gelenler , suçluları kollayanlar , buna sesi çıkmayanlar yok olmanızı istemiyorum ölemeyip ölmeyi dileyeceğiniz acıları yaşayarak zehir gibi geçecek bir hayat istiyorum sizler için.

bu nasıl dehşet bir şey
idam çok tartışmalı bir konu
ama 18 yaş altı bir bireye cinsel saldırıda bulunanların idam edilmemesi için hiçbir sebep yok
yemin ederim bağıra bağıra ağlamak istiyorum
bu iki şerefsiz salık
peki baştakinin torununu kaçırıp aynı şeyi yapmayacağı ne malum?
bunu gördünüz mü? onların sizin çocuklarınız olabileceği aklınıza gelmedi mi?
benim çocukluğum olabileceği aklıma geldi
50 yıl geriye gitsek 10 yıl ileriye gitmiş oluruz

3-4 saatlik mesafe elmalı ile aramdaki mesafe.
şimdi bunların ölmesi kurtuluş, cezaevinde yaşaması da rahat hayat.
ne yapsak çıkmazdayız, aklımda sürekli, bizim ekibi toplayıp bu itleri canlı canlı yakma fikri dönüp duruyor, bu itler için de yatmaya değmez.
en acılı ve yavaş ölüm sizi bulacak.

şeytanlar burda cehennem bomboş!!
sayın bakanlar işlerine gelince "haksızlığa susan dilsiz şeytandır" dediler.
kim şeytan, kim melek sayenizde gördük. biz bu ülkenin çocuklarına bile sahip çıkamadık, nerde 'yasa' nerde 'adalet'?
tarih sizi, sizin tabirinizle dilsiz şeytan yazacak!

siyasal islam ve tarikatlara teslim edilen kurumların sonucu.bu zihniyet şu an her yerde. temizlenmesi min 20 yıl sürecek.

birde ses dosyaları çıkmış dinleyemedim.. anne denilen o kadınla üvey babanin fotoğraflarida yayınlanmış görmüş bulundum şeytan yüzlüleri. o kadar insan yazıp çizince yetkililerden kamuoyu açıklamalari gelmeye başladı. demekki cidden adaleti sosyal medyada aramak lazım

yazacağım yazamıyorum, söyleyeceğim söyleyemiyorum . bu hayvanlara mi söveyim, böyle kararlar alırken yüzü kızarmayan adalete mi soveyim... o çocukların yaşadıkları aklıma geldikçe uyuyamiyorum, midem bulanıyor. artık hangi tanrıya inanıyorsanız sizin topunuzun belasını versin. peki ya o tutuksuz yargılama ! kararına imza atarken hangi yasaya dayandırdınız, o imzayı nasıl attınız, eve gidince çocuklarınızın yüzlerine bakabildiniz mi ?
yazık bu ülkenin çocuklarına. allah belanızı versin.

''adaletsiz hukuk en acımasız şiddettir. ''

(bkz: ensest ilişkiyi doyasıya yaşama özgürlüğümüz) gibi bir başlığa yer verilen sözlükte duyarlılık göz yaşartıcı düzeyde. yoksa ikiyüzlülük mü demeli? o başlıkta çoğunuz tepki vermediniz ki burada acı hayat gerçekleriyle karşılaşınca gözyaşı dökebilesiniz.

vicdan masturbasyonu ve iki yüzlülük turnusolu olmuş olaydır. aynı zamanda kitle histerisinin ne kadar cahil halleri olduğunu da ispatlamakta.

yakın zaman önce bir savcının 8 yaşındaki oğlunu taciz ettiği adli tıp raporlarıyla açıkça ispatlandı. çocuk mahkemede, "beni babama vereceğinize 8. kattan aşağı atın" diye konuştu. savcı baba bir gün ceza almadı. çocuk da o herife teslim edildi. kimseden gıkk çıkmadı o insan hakları ihlalinde. zira adam güçlü.
sayısız katliam var ki faillerinin akp kelle adamlarla fotoğrafları var diye mahkemelerde dosya bile açılmadı. aynı şekilde kaybedilen basına yansıyan yansımayan sayısız kayıp kadın var.

ama hepsinin failleri güçlü. ağzımızı açsak götürürler. lakin bu bahse konu vakaada öyle bir siyasi bağlantı yok. iki yüzlü kitle histerisini akıtmak kolay. o da ancak sanaldan kolay. hadi iki yürüyüş yapalım desen bu pislikler karşısında herkes tuvalete kaçar.

tüm kamuoyu baskısı, hükümet beyanları ve hatta hsk nin soruşturma açmasına rağmen hakim kararında direniyor. iki dakika tefekkür edin ve bu işte bir iş olduğunu aklınıza getirin. sanıkların hiç bir siyasi bağlantısı, serveti yok. neden böyle? bir de sanıkların her yerde resimleri paylaşılıyor boy boy. o insanlar olduğuna bile emin değiliz.
bu linç kültürüyle ne kendimizi ne de çocuklarımızı koruyamayız. her gün daha beter pisliğe batarız ki batıyoruz da.

işte bu ülkenin özeti! çoğu insanın yaşadığı ve yaşattığı “bana dokunmayan yılan bin yaşasın” mantığının yıllar içerisinde geldiği noktadan başka bir şey değil bu! dün önüne gelenin saçma sapan sebeplerden haksızca cezalandırıldığı bir ülkenin adalet barındırdığına inananlar, bugün bu olanlara lanet okuyorlar ya hani? bu da ayrı bir iğrençlik. adalet yoksa yoktur arkadaşlar! dün koca adamlara işlemeyen adalet, bugün masum iki melek için işlemedi, yarın da sizin için işlemeyecek! ne sanmıştınız?

bu çocukları bu hale koyan ailesinin, hakiminin, savcısının, kısacası bu çarkı döndüren adalet yoksunu piyonların hepsinin allah belasını versin demek yetmiyor bana. ya da işimizi ahirete bırakmak! midem bulanıyor, göğsüm daralıyor, aklım almıyor yaşananları okuyup hayal ettikçe! insanlığın uyuduğu, orta çağ zamanına döneceğimiz kimin aklına gelirdi ki?!

git gide daha fazla ses çıkıyor ama bu azalmasına yetmiyor arkadaşlar. bilinçlenelim de ne yapabiliriz ki bilmiyoruz neler olup bitiyor koskoca ülke. ya ben çok üzülürüm. içerliyorum çok içerliyorum bunlara. kalbim sıkışıyor, boğazım sızlıyor. masumları kurtaramadığım her an ruhumdan parçalar vahşice benden kopartılıyormuş gibi hissediyorum. cidden. böyle iğrenç iğrenç vahşi eller bana uzanıp bana dokunup içimden umutları,varlığımı,neşemi söküyor. eminim bu kadar hissiyatlı insanlar beni anlıyordur. izleyemiyorum haber. empati deyin ne derseniz deyin ben hissediyorum gördüğüm şeyleri. dünya'daki bütün sorunlar için özür dilemek geliyor içimden. her şey için özür dilerim.
bütün bunları yaşamak zorunda kaldığımız için..