elmalı çocuk istismarı davası

buradan allah'a saldıran insanlar, allah düşmanlığınızı başka zamana saklayın. allah sabreder. sizin gibiler ahireti inkar ettiği için allah'ın onları an itibarıyla cezalandırmaması adaletsiz gelebilir fakat allah onların cezasını öyle bir verecek ki, bu ebedi olacak.

﴾42﴿ sakın, allah’ı zalimlerin yaptıklarından habersiz sanma! o sadece, onların işini bir güne erteliyor ki, o gün gözler dehşetten dışarı fırlamış;
﴾43﴿ başları yukarıya kalkık, bakışları bir noktaya sabitlenmiş, zihinleri bomboş kalmış olarak toplanma yerine koşarlar.

bu iğrenç olayı işleyenlerin bedelini en ağır şekilde ödeyeceğini bilmeyenler konuşmasın. her kötülük anında cezalandırılsaydı ve bunu yapanlar çarpılsaydı imtihanın anlamı kalmazdı.


allah bunlardan habersiz değildir.

b- ilim: bilmek demektir. allah her şeyi bilendir. olmuşu, olanı, olacağı, gelmişi, geçmişi, gizliyi, açığı bilir. allah’ın bilgisi yaratılanların bilgisine benzemez; artmaz, eksilmez. o sonsuz ilmiyle her şeyi bilir. alemde görülen bu düzen, tertip ve şaşmaz ahenk, allah’ın sonsuz ilminin en büyük göstergesidir. ilim sıfatının zıddı olan cehl (bilgisizlik), allah hakkında düşünülmesi imkansız olan sıfatlardandır. kura’n-ı kerim’de ilim sıfatı ile ilgili şöyle buyrulur:

“…o karada ve denizde ne varsa bilir. o’nun ilmi dışında bir yaprak bile düşmez…” [11]

c- semi‘: işitmek demektir. allah işitir. ister gizli ister açık söylensin allah işitir, duyar. bir şeyi duyması, o arada ikinci bir şeyi işitmesine engel değildir. allah işitmek için her hengi bir organa ve alete muhtaç değildir. işitmemek ve sağırlık allah hakkında düşünülmesi mümkün olmayan bir sıfattır.

kur’an’da şöyle buyrulur:

اِنَّ اللّٰهَ سَميعٌ بَصيرٌ “şüphesiz ki allah (her şeyi) işitendir, (her şeyi) görendir.”[12]

d- basar: görmek demektir. yüce allah her şeyi görür. hiçbir şey allah’ın görmesinden uzak kalmaz. aydınlıkta ve karanlıkta saklı ve açık ne varsa allah hepsini görür. görmemek (âmâlık) allah hakkında düşünülmesi imkansız bir sıfattır. allah’ın işitme ve görme sıfatlarının mükemmel olduğunu bildiren ayetlerin birinde şöyle buyrulur:

“(allah), gözlerin hain bakışını, kalplerin gizlediğini bilir. allah adaletle hükmeder. o’nu bırakıp taptıkları ise hiçbir şeye hükmetmezler. şüphesiz ki allah hakkıyla işiten ve görendir. ”[13]

burada bunları yazmak istemezdim fakat en küçük olayda alemlerin rabbine hakaret edenler yüzünden yazmak zorunda kalıyorum. sizin ahireti inkar etmeniz gerçeği değiştirmez. biz bunların bir bedelinin olacağını biliyoruz, peki sizce onlara ne olacak? ölünce yok olacaklar. meryem ile hitler aynı yere gidecek. iyilik ve kötülükten bile bahsedemezsiniz. o yüzden sabırla o günü bekleyin. ölçüde haksızlık yapılmayacak.

istismar davalarından bir şey çıkmayacağı bunun için teşebbüste bulunulmaması gerektiği alt mesajı içeren hukuk(!) kararı inanılır gibi değil.
bu müsveddeler ve benzerlerinden yüzlercesi olduğunu tahmin edebiliyorum, can çıkmadıkça altından kalkılamayacak travmaları yaratanların hiç olmazsa cezai bir sorumluluklarının olması, bu ve bunun gibi sapkın yapıları caydırması açısından adaletin işlemesini istiyoruz. ama bizler için tek yöntem olarak sosyal medya sesimizi duyurmak bırakıldı.yazıp çizip kendimizce paylaşımlar yaparak bilinçlendirme gücümüz. ama her zaman olduğu gibi, asıl görmesi gerekenlerin kafalarını çevirdiği paylaşımlar bunlar.adalet okumadım,yalnızca bildiğim anayasa.hakim kararlarının hem anayasaya hem de toplumsal vicdana uymadığını görebiliyorum. o halde neden bu kararlar? kadını korumayan,çocuğu korumayan kararları kimler alıyor? bunlar da mı dış mihrak allah aşkına.belki de soru çalarak geldikleri koltuklarında ona buna borçlu, ondan bundan çekinip ürkerek yaşayıp gidiyorlar!verdikleri kararlarla şiddet ve cinsel suçlar istismarlar artıyor, neden???
yüreğim yanıyor, bunlar nasıl aramızda dolaşabiliyorlar? hak edene hak ettiği cezayı vermeyen o suça ortak değil midir?

mahkeme bunları hangi gerekçe ile serbest bırakıyor aklım almıyor gerçekten.

çocuğun ifadesi yetersiz delil lazım diyorlarmış, çocuklar aklıma geldikçe beni delirten olayı resmetmişler ulan böyle birşey olmasa bu çocuklar nasıl bunu hayal edip resmetsin?

siz hiç böyle hayal kurup resme döken çocuk gördünüz mü?

onu da geçtim, başka bir suçtan karşınıza çıkan insanlara herhangi bir kanıt olmasa bile yüksek şüphe gerekçesiyle hapise tıkıyorsunuz ya, konu taciz tecavüz olunca yüksek şüphelerinize ne oluyor sayın adalet savunucuları?

bence bunu delil yetersizliğinden falan değil, kasıtlı yapıyorsunuz. toplumun sinir uçlarına dokunmaya mı çalışıyorsunuz. ?

önce serbest bırak, sonra sosyal medyaya düşürüp tepki topla, sonra tekrar içeri.

şöyle en az 10 olay sayılabilir hatta çok daha fazlası.

adaletinizi seveyim sizin! ama allah'ın adaleti var amenna, yarına bırakır ama yanınıza bırakmaz.

çocuklarınıza kendilerini korumayı öğretin
twitter.com/bilgi_dunyasi__...

maalesef bu tarz insanlar aşırı fazla var. diyecek söz yok. bu sözlükte keşke küfür kullanımı yasak olmasaydı dedirten başlıklardan birisidir.

o çocuğun "en çok beni seçiyorlar " dediği anda öldü insanlık... gerçi bu insanlık daha kaç defa ölsün? hangi seferinde parçalansın içimiz? öfke, küfür bu hisleri aktarmada eksik kalıyor.

normalde hayatta bela okumam ama allah bunların bin belasını versin.

yeryüzünde güldürülmesi en kolay olan varlıkların, çocukların bile bu ülkede yüzü gülmüyor.
bu ülkeden bir halt olmaz.

kanıtlara dayanan bir olayda bile bazıları kafalarına göre karar veriyor. oyun mu oynuyoruz, çocukların hayatı gidiyor?
o anne baba denen şahsiyetsizler çocukların benliklerini, çocukluklarını öldürdüler. hayata dair umutlarını öldürdüler. aile kavramını öldürdüler. insanlara güvenini öldürdüler.

siz öldürmeyi bir tek kalbini durdurmak mı sanıyorsunuz? istismarın her türlüsü işlenerek çocukların hayatı gidiyor.

çocuk anlatıyor işte duysanıza! sesi olsana işte anlatıyor, çiziyor, bağırıyor sana! görsene şu çizimi, herkes gördü!

bu ülkede adalet çocukların kalemini kırıyor....

ruh hastasıyım sanırım.
psikopat bir ruh hastasıyım kesinlikle.

ama... ama... ama...

ben bunların etlerinin parça parça doğrandığını görmek istiyorum. açık yaralarına tuz basıldığına şahit olmak istiyorum. cinsel organlarının farelere kemirtildiğini, gözlerinin dağlanarak yakıldığını, vücudunun hiçbir yerinde sağlam hiçbir kemik kalmayana kadar dayak yediklerini görmek istiyorum. eğer bayılırlarsa bir şekilde tekrar ayıltılarak tüm bunların devam ettiğine şahit olmak istiyorum. tanrının birşey yapacağı yok. onlara cehennemi yaşatmak istiyorum.

başımızdaki iktidarın ve onun tüm kurumlardaki örgütlenmeleri acilen temizlenmeli.ülkeye bunlar kadar zarar vermiş oluşum yok.tüm dengesini bozdular ülkenin.

istismar diyerek geçiştirilmemesi gerekir. istismar deyip geçince sanki çok kötü bir şey değilmiş algısı oluşuyor. olayın adı tecavüz, vahşilik, zorbalık... ne kadar kötü sıfat varsa hepsinden. biz hiç tanımasak dahi yüzlerine bakmaya kıyamıyoruz, siz nasıl vicdansız insanlarsınız da çocuklara bunları yapıyor, yaşatıyorsunuz? allah belanızı verecek ona şüphem yok ama keşke oradakinden önce bizler burada da "adalet"i görebilsek. kararın gerekçesini merakla bekliyoruz.

davaya bakan adalet (!) temsilcilerinin hakim, savcı, avukat vs. vs. suçlar kanıtlanmış olduğu halde hangi dayanakla salıverilme kararına vardıklarıyla ilgili bir bilgi var mı? bilen paylaşsın lütfen. yani gerekçesi nedir bunun! çünkü benim aklım almıyor! her şey ortada iken bu karar nasıl veriliyor? sözde anne “çocuklar dolduruşa geldi” demiş bir de. ya bir çocuk bu konuda nasıl dolduruşa getirilsin abv!

güncelleme: kendi neden sorumun cevabını ekleyeyim tanıma. elmalı savcılığı biz karara itiraz ettik ama antalya 10. ağır ceza mahkemesi reddetti demiş.

buradan

bakanlık da bizim avukatlar itiraz etti yeniden tutuklama talep etti demiş.

buradan

herkes kendi totosunu kurtarma derdinde. ortada kanıtlanmış, belgelenmiş suç var ama suçlular dışarıda. bir de bu çocuklara bu rezilliği yapan diğer suçlular nerede? ana, baba, dayı harici? onlarla ilgili de bir açıklama yok!

bu nasıl bir şeydir ki tüm sosyal medya hesaplarımıza girip adalet arıyoruz milim milim?

adalet sistemini suçlamayalım hemen. çünkü aslında beyinler çürük, zihhinler çürük, yöneticiler çürük. hangi konuya el atsak leş kokusu yükseliyor!

biz afrika'da aç kalan çocuklara üzülen insanlardık... yazıklar olsun şimdi bize ki kendi ülkemizdeki rezilliklere şahit olup sosyal medyadan adalet arayabiliyoruz sadece!

yeter. gerçekten bu adi pisliklerin durdurulması gerekiyor. sessizleştirilmeye, susturulmaya çalışıldıkça çığlıklar umarım bastıran adilerden kan akar. cidden insaniyetimizi psikolojimizi bozdular. bir yerde başlarına öyle bir şey gelsin ki yalvarsınlar istiyorum ama kimse acımasın. aynı onların acımadığı gibi...

aklımın havsalamın almadığı olaydır. lütfen okuyunuz.

ben o olmuş bu olmuş yazmayacağım. olay hepimizin malumu. ben buraya aklımın vicdanımın neden nasıl kaldırmadığını yazacağım. iki tane çocuk. çocuk ya. ilkokul çağında. hani oyun oynuyor boş zamanında.o kadar küçük. bir tanesi kızım yaşında. o yüzden bu kadar empati yapmam. akla hayale sığmayan olaylar yaşıyorlar. kim tarafından? anne denilen bir insan ve onun eşi tarafından.

şimdi kızımı düşünüyorum. onun gülüşünü. eline diken batsa gül bahçesini kesip atasımın gelmesini. hayallerini. sevgi dolu bakışlarını. kimin bunları söndürmeye hakkı var. bu yaşananları kocaman insanlar kaldırabilir mi ki onlar nasıl sırtlasın.

rabbim yardımcıları olsun. ne denilir ki başka. dilerim tüm suçlular fazlasıyla cezasını çeker.

ölün lan ölün. gidin intihar edin, geberin. adi pislikler. siz ölmeseniz elbet sizi öldürecej bir insan evladı çıkacaktır. o kadının iprenç suratını o şerefsiz adamın pis gülüşünü gördükçe ellerimle gebertesim geliyor. allah’ın belaları, pislikler, şerefsizler, adilerrrrr...

bu kararı veren hakim sana sesleniyorum:
senin taştan bir kalbin olabilir. ancak bu kararı vererek milletin kalbini yaraladın, sinir uçlarıyla oynadın. sana denilebilecek en güzel söz şu olur: "umarım yaşattığını yaşarsın, karma denilen şey gelir seni bulur..."

aklım almıyor ya. bir anne nasıl göz yumar bir lokmacık çocukların bunları yaşamasına? hiç mi kalbin acımadı? çocuk ya çocuk! nasıl kıyar insan dokunmaya? ben yeğenimin canı acır diye sevmeye korkuyorum. allah'ın belaları! umarım bu dünyada da cehennemi yaşarsınız. umarım öleceğiniz güne kadar acı çekersiniz. umarım en ağır acıyı çekerek can vermek için yalvarırsınız!!!

çocukların çizdiği resmi, yazdıkları mektubu son olarak da ses kayıtlarına denk gelip dinledim. ikna olmanız için daha ne olması gerekiyor sayın hakim, savcılar. ben ki soğukkanlı, kolay kolay etkilenmeyen bir insan olarak deliye döndüm. arkadaşlar anadolu irfanı şöyle , türk milleti böyle mükemmel, zırva hepsi. bir an önce ortadoğu batağından kurtulmaya bakmalıyız. hakim olan zihniyetten bir an önce kurtulmamız gerekiyor. ümit diye bir şey kalmadı bende. bu nasıl bir bataklık.