eski sevgili

aynı isimde bir sevgiliyle olmadım bu zamana kadar.
oldukça şanslıyım.
ama bundan sonra denk gelecek diye korkuyorum açıkçası.
bütün en çok kullanılan isimlerden sevgili yapmış bulunuyorum.
hiç sevmem benim içim acır arkadaşlar ismiyle hitap ederken ya.
ülkeden biraz öteye gideyim dedim gittim yine arapça kökenli isimle birini buldum yuh be.

en iyisi ben biraz daha uluslararasına karışayım.

mevlana'nın sözü ile yolculamalık eks.

eskidir.
eskimiştir artık. eski eşyalar gibi bir yerden sonra tozlanacak ve psikopatlık yapıp o tozu almaya kalkmazsak, netliğini kaybedecektir.
ardından üzülüp, kendini sokaklara içkiye vurduğun günler dahi, oh ne iyi içtim anısı olarak kalacaktır zihinde.
hiç unutulmayacak ve acısı hep kalacak gibi dururken, adı kalacaktır.

neden gündüz hiç aklımıza gelmezler de gece taş olur otururlar içimize bilen var mı? ben de birisi için çiğnenmiş ciklet, yırtık bir gömlek, okunmuş bir kitap oldum ama o bende niye taptaze bir domates acaba? gece 01:23 düşünceleri..

bana verilen en büyük cezanın güçlü hafızam olduğunu biliyorum ve bu da eskiye dair her şeyde hayatımı cehenneme çeviriyor. özellikle eski sevgilide, anılarda, söylenenlerde. keşke unutkan olsaydım, balık hafızalı olmak mutluluk getiriyor olsa gerek. bazı şeyleri hatırlamamak gerek. en iyisi.

hangisi?


her biri bana çok şey katmıştır. haklarını teslim etmeliyim.

gece vakti düşer akla. bazen mutsuzluğa kapılınca düşer akla, bazen biriyle konuşurken onunla olan güzel anlar kadar güzelini yakalayamayınca düşer akla. düşer işte. eşyasını görsen için yanmaz, fotoğrafına baksan için cız etmez, evleniyor deseler umrunda olmaz ama saçma sapan bi anda düşer akla.

oturduğun masada aşktan konu açılacak ve sen o masada kimsenin senin kadar sevilmediğini farkedeceksin.. sevilmek insanı üzer mi ? seni üzecek

bazen bana büyü yaptığını falan düşünüyorum saçma sapan zamanlarda aklımdan çıkmıyor kendisi.

birlikte çok güzel zamanlar geçirdiğim kişi. bana hayatımın en güzel günlerini yaşattı daha sonra da en kötülerini. sanki yaşadığım mutluluk dolu günlerin acısı çıkıyordu hayat anlamını yitirmişti. kötü bir rüyadan uyanmış gibiydim. ikinci bir kişinin duygularımıza bu kadar yön verebilmesi ne garip ne korkunç.

artık eskide kalmıştır özlemenin de pek bir mantığı yok hayat devam bir şekilde devam ediyor önümüze bakmak zorundayız. eskiye ve geçmişe takılırsak bir arpa yol alamayız.

bi tanesi sırbistan'a yerleşmiş, story atmış önünde bir sürü laptop, grafik eğrileri havada uçuşuyor, baktım yazılımcı olmuş. ne alaka len.

instagram ünlüsü olucam diye götünü yırtıyordu aha şu yatak odasında.. dün gibi hatırlıyorum aramızda geçen diyalogları.

şaşırdım haliyle.

eskide kalmıştır ve bir daha görüşülmemelidir. evet.

bazıları çok yüzsüzdür hem kendisi ayrılır hem sonra geri dönmek için mesaj atar.

çok sevdiğim bir şarkıcı olan banu kırbağ, yıllar önce eski sevgili şarkısında öyle güzel tasvir etmiş ki bana ilave edecek bir şey bırakmamış.

her yanı lime lime, buruş buruş
bir köşeye atılmış, unutulmuş
yırtık sökük içinde rengi solmuş
eski bir gömlek gibidir eski sevgili

vaktiyle binbir heves koşup aldığın
sayfalar arasında hayale daldığın
artık her satırını ezberlediğin
eski bir roman gibidir eski sevgili

gitgide yavanlaşan, tadını kaybeden
sana artık zevk değil bıkkınlık veren
bir köşeye fırlatılmasını bekleyen
çiğnenmiş ciklet gibidir eski sevgili

yıllar geçip giderken, sen de hiç farketmeden
bir gün gelecek bir de bakmışsın
eski bir gömlek, eski bir ciklet
eski bir roman olmuşsun
bir köşeye fırlatılmış, unutulmuşsun, unutulmuşsun

sevgili romalılar yaklaşık 7 gündür coronadan dolayı karantinadayım. hastalığın uyukladığım döneminde yaklaşık 4. günü filan olmalı. bir telefon çaldı. açtım ama sersem gibiyim. telefonu da tanımıyorum. merhaba dedi ses. ben bilmem kim, hatırlayamadım sesi. ses tekrarladı ben bilmem kim ve soyadım. dona kaldım. arayan 20 sene önceki sevgilimdi. ilk aşkım. boşanmış bizim ilişkimizle ilgili bir şey aklına takılmış , yazı yazıyormuş khatarsis herhalde, bir noktaya takılmış konuşmak istiyormuş. çok kibardı. eskiden halledemediği ne vardı acaba. ben tüm bilinmezlikleriyle birlikte geçmişi geçmişte bıraktım. o sırada aklımı da kenarda... ilk resmi deliliğimdi ondan sonra yaşadıklarım. o acı dolu süreç, bana deliliğin sarhoşluğunu yaşattın demedim. tabi olabilir dedim.

dün sevdiceğimle otururken nasıl oldun diye mesaj atmış. sevgilimleyim dedim. ben de tanışmak isterim dedi. yien dona kaldım. olmaza gelen şeyler dedim.

yüzyüze görüşmeyi düşünmüyorum ama kafasında ki sorunları çözmesine de yardım etmek istiyorum. büyük ihtimallle telefonda konuşacağım.

hayat işte ilk aşkım son aşkımın yanında arıyor. bir his yok ama öğrenmek istediklerine dair ufak bir merak var. garip.

beni deneme tahtası gibi kullandı. ayrıldıktan birkaç ay sonra başkasıyla evlendi.

eski sevgili diye bir şey yoktur.
seviyorsan madem, neden eski olsun, insan severken eski filan bakar mı...

şimdiki anına ve geleceğine uzanmaması gerek şahıs veya şahıslardır. ait olduğu yerde kalmalıdır.

benimkiler hep evlendi be.

adı üstündeden yürüyelim madem. eski sevgili işte bir zamanlar sevmiş olduğunuz kişi. şimdilerde sevmiyor olabilirsiniz çok normal değil mi?