ev arkadaşı

zaman zaman güzel ama özellikle belli bir yaştan sonra çekilemeyecek durumdur. daha az kiralı ve kötü bir ev, ev arkadaşsız yaşamak için tercih edilebilir.

stres atmak için akşam odasına gidip kafasına vurup çıldırtılan, yatağında kitap okurken ışığı kapatılan, stres topu niyetine kullanılabilen arkadaştır. pasaklısı da çekilmezdir.

fazla samimi olmazsanız daha rahat edeceğiniz arkadaş zira samimiyet başlayınca baştan savmalar da başlıyor.

temizlik konusunda hassassanız, tercih etmemeniz gereken arkadaşlık türü.

normalde çok iyi anlaştığınız biriyle eve çıkınca muhteşem olacağını düşündüğünüz, ama aynı evde yaşamaya başlayınca işlerin öyle olmadığını anladığınızda işler berbat olabiliyor.

bir insanla aynı evde yaşamadan nasıl bir insanı olduğunu anlamak gerçekten zor. aynı şey evlendiğinizde de geçerlidir. tolerans gösterebilmeniz ve tahammül sınırının yüksek olması gerekiyor kanımca.

mecbur kalmadıkça benim tercih etmeyeceğim bir durum. üniversitedeyken test edip onayladım. en sonunda şartlarımı zorlayıp tek başına eve çıkmıştım. sonraları da ev arkadaşı olarak bir köpek sahiplendim. ev arkadaşı olarak kedi/köpek tercih edebilirsiniz. şartlarınız elveriyorsa şayet.

kulaklık şarj aleti kitaplar kıyafetler hepsini izinsiz alan, sanki onun malıymış gibi geri istemenize sebep olanları mevcuttur.

bireyin hayatta kalabilmek için katlanmak zorunda olduğu insan.

enteresan bir tanesine sahibim. kendisi acaip tatlı bir insandır. güvenilirdir. hoş sohbettir. ama dediğim gibi, enteresan bir kişilik.

az önce odasından çığlık atarak çıktı ve benim odama kaçtı

yerimden zıpladım, "ne oldu lan??" diye korktum. yıktı ortalığı. dedim herhalde ejderha falan saldırdı.

olay: odasına arı girmiş.

kendisi 25 yaşında eşek kadar adam bu arada.

pişmalık, perişanlık bir arkadaşı kaybetmek

12 saat uyuyan bir tanesine sahibim. yemin ediyorum uyumalara doymuyor. 5-6 saat uyuyan biri olarak şaşkınlıklar içerisine sokuyor beni. bir keresinde 14 saat uyuduğuna bile bire bir şahidim.

"oğlum her yerin tutulmuyor mu? hayvan mısın sen?" diye sorunca "yooo, şahane uyuyorum" diye cevap veriyor.

bence kendisi kontenjandan 7 uyurlar kadrosuna alınmalı.

15 gün sonra eğer yeni işime başlarsam anadolu yakasında böyle bir ihtiyacım olabilir. sarı site dışında araştırma yapabileceğim düzgün bir platform varsa mesaj kutum sizlere açık yazar dostlarım.

ılk 3 ay kanka 4 uncu ay aramiz serin 6inci ay selambsabah yok 8 inci ay ayrilik

şu an aramakta olduğumdur. şişli'ye ulaşımı max bir saat olan muhitler için arayışım bulunmaktadır. mesaj atabilirsiniz.

11 yıllık arkadaşım. üniversite zamanı da beraber çok kalmışızdır şimdilerde de haziran'dan beri hem iş hem ev arkadaşıyız.
bulaşıkları yıkadıktan sonra mutfak tezgahının üzerini hep köpüklü bırakır. bulaşıkları duruladın ondan sonra tezgahın üzerini de bi sil, deterjanlı bi şekilde niye kurusun? ayrıca yıkadığı bulaşıkları karman çorman genellikle üst üste diziyor. tabaktı çanaktı dik bir şekilde dizersin ki suları süzülüp kurusunlar güzelce. üst üste yığarsan alttakiler hep ıslak kalacak. bunu defalarca söyledim ama değişmiyor.
haftada 6 gün çamaşır yıkanır mı abi? zaten 6 gün iş kıyafetiyle gidip geliyor işe. bi cumartesi akşam ya da pazar günü sivil giyinirse giyiniyor. kirlilerimi biriktirip bir makine olunca yıkıyorum. fakat çamaşır makinesini boş yakalamak neredeyse imkansız. sürekli çamaşır yıkadığı için çamaşırlık hep dolu da ola ki başına taş düştü 2 gün çamaşır yıkamadı diyelim. bu sefer de kuruyan çamaşırları asla dolabına kaldırmaz, çamaşırlıktan alıp alıp giyinmeye devam eder.
odası savaş alanı gibi. onun yanına götürmek üzre odasından benden bir şey isterse afad'dan yardım istiyorum. aradığımız şeyi hummalı bi çalışma sonucu bulabiliyoruz.
ondan sonra uyumazsam kapı çarpma sesleri, müzik sesi falan derken mümkün değil dalamam uykuya. ondan önce uyanamazsam da kaçta yatmış olursam olayım onun uyanışı ve yaptığı gürültüyle uyanmak zorundayım. pazar sabah 7 de eve vilada atan ev arkadaşınız oldu mu hiç sizin?

bir de dışarı çıkma meselesi var. hadi dışarı çıkalım. gidip bir yere oturursun 1 saat geçmez başka bi yere gidelim mi? lan oturuyoruz işte, kahvemizi içiyoruz. başka bi yere gidip yine aynı şeyi yapıcaz. eve dönelim der bu sefer. market alışverişi yapıp dönelim derim. çıkarız onun için yine der. ulan yolumuzun üstü önünden geçiyoruz. eve girip yarım saat sonra tekrar dışarı mı çıkıcaz market için? bu arada öyle yürüme mesafesinde falan market de yok. geçen hafta hamama gittik 1 saat olmadı çıkalım mı diyor.

sebze namına neredeyse hiçbi şey yemez. her akşam et, balık ya da tavuk yiyecek ya da fast food. bazen pazar günü pazartesi akşam için yemek yaparım zaman varken. dolaba atarım. pazartesi akşam olur, dolapta beklemiş yemeği mi yiyeceğiz der. zıkkımın kökünü ye.

sabah işe çıkmak üzere evden çıkarız, her şey yolundadır. 1-2 saat sonra mesaj atar kanka sigaraya gel diye. noldu? işten ayrılıcam ben der.
haydaa ne alaka ya. biraz gazını alıp yollarım. birkaç saat sonra dünyanın en hırslı adamı, işi öyle bi kovalar ki sektörde en iyisi olacak dersin.
akşam iş çıkışı eve dönerken nasıl geçti dersin. olmuyo ya ne kadar gider böyle bilmiyorum der.

ben hayatımda bu kadar ne istediğini bilmeyen, kararsız, tezcanlı bi insan görmedim. çay içiyoruz, hızlı hızlı bitiriyor. ikinci çayları söylüyor. e benim çayım daha yarım duruyor?

bunların hepsini yüzüne karşı da söylediğim için vicdanım rahat. ayrıca gözüm kapalı güvendiğim sayılı insanlardan biridir.

ev arkadaşı ailesi olanlar çok şanslı

üniversite okurken ev arkadaşım kız kardeşimdi. evet evet kız kardeşimle birlikte geçirdim o yılları. tuhaf olan o memurdu ben ise yeni 25 26 yaşlarında okula başladım.

bir insanın hem dostu hem düşmanı olabilen yegane varlık.

en iyi arkadaşlarınızla sakın ev arkadaşı olmayın, 2 aya kanlı bıçaklı olursunuz. tecrübeyle sabit.

üniversitede 5 kişiyle kaldım aralarından sadece 1 tanesi doğru düzgün çıktı diğerleriyle kavga ettik. cimri ve sorumsuz tiplerle eve çıkmayın. ufak bir uyarı.

evin ortak alanlarını ve masraflarını paylaştığın insan kişisi.

üniversitede sadece bir güz dönemi kadar dayanabildiğim bir evde kalmıştım. 4+1 bir evde 9 kişi kalıyorduk, 8 ev arkadaşım vardı. çok ucuz diye kalmıştım ama oluşan karmaşayı tahmin bile edemezsiniz. bin bir türlü insanla karşılaşıyorsunuz, delisi var, cimrisi var, vurdumduymazı var, aşırı takıntılısı var, sorumluluk abidesi olan var...
tüm karmaşadan kaçmak için en iyi taktik ev arkadaşlarınla yakın arkadaş olmamaktan geçiyor, yoksa hem maddi hem manevi öpülüyorsun.

bi ara iki kişi bir eve çıkmıştık. ertesi gün bir arkadaş daha geldi. diğer ertesi gün bir arkadaş daha. ilk çıktığım ev arkadaşım o akşam babasıyla konuşurken baba 4 kişi olduk evde deyince babası bölünerek mi çoğalıyorsunuz demişti.