evliliğin aşkı öldürmesi

uzun ilişkilerin çoğunda da söz konusu olan durum. bunu engellemenin çeşitli yolları var. öncelikle kişisel alana saygı duymak. aynı evin içinde yaşasan bile günde bir saat kendine ait zamanın olacak.
ayrı ayrı hobilere sahip olmak
bazen of günü ilan etmek. o gün arkadaşlarla yalnız zaman geçirmek.
ev işlerinin ortaklaşa yapılması belli bir süre sonra kadının kendini köle gibi hissetmesini engeller. ilişki sağlam ayaklara oturur.
evde de olmak üzere kişisel hijyene ve bakıma dikkat etmek
karşılıklı konuşabilmek
mutlu ettiğin ve mutlu olduğun seks yaşamı
flört etmeden yeni insanlarla tanışmak
bunlar olduğu sürece bir evlilik daima amatör ligde kalır.

aşk kazanır.

aşk ölebilir fakat sevgi ve saygı varsa evlilik yürüyebilir.

heyecan zamanla yerini sıradanliga bırakabilir.

her şey biter. çok takılmamak lazım.

bağlanma problemi olan insanların uydurduklarını düşünüyorum. bir de senin ki ölmüştür bir başkasının ki ölmez. kendi yaşadığı olumsuzluğu bir başkası da kesin yaşayacak gözüyle bakan felaket senoryaları yazan bir milletiz her konuda. herkesin aşkı evliliği kendine hastır. yanlız en büyük aşkımız genellemeler bu huyumuzdan vazgeçemiyoruz.

tek eşli olmayanların uydurduğu bir şey
gerçekten seviyorsan evlilik niye sıkıntı olsun

kısmen katıldığım görüştür.

kişisel tecrübelerimden ve çevremdeki örneklerden yola çıkarsam, aşkı öldüren asıl şey zamandır. kimsenin ve hiçbir şeyin önünde duramadığı zaman denilen kavramın aşkın da katili olduğunu düşünüyorum. ayaklarınızı yerden kesecek kadar aşık olduğunuzu düşünüyorsanız, o kişiyle ilişkiye başladıktan bir süre sonra aşkın tükenmeye başladığını içiniz acısa da fark edebilirsiniz. bu süre ilişkinin nasıl yaşandığına ve pek çok farklı kritere göre 3 ay da sürebilir 3 yıl da. nitekim belirli bir süre sonra başınızı döndüren aşk yerini başka duygulara bırakacak.

yani ister evlenin, isterseniz de sevgili kalın veya platonik bir aşk yaşayın, bir süre sonra hissettikleriniz zamana yenik düşecek ve değişecek. eğer şanslıysanız ve doğru kişiye aşık olabilmişseniz, evlendiğinizde bu değişim aşk kadar önemli ve kuvvetli olan bağların kurulmasını sağlayabilir. misal; sevgi, saygı, sadakat, anlayış, yaşamın getirdiklerini birlikte karşılama gibi...

seksin bitmesi aşkı öldürür.

konunun evlilikle alakası olmadığını düşündüğümdür. aşk zaten ölümlü bir şey değil mi doğası itibariyle? evlilik başka motivasyonlarla hayatta kalan bir kurum. bunun da aşkla alakası olmadığını sanıyorum.

ölen bir aşktan doğuyoruz öyleyse hepimiz. ondan mutsuzuz. doğmak için bir şeyi öldürdüğümüz için.

(bkz: öznel yargı)

beş senedir eşime karşı olan hislerim hep katlanarak arttı. onu tanıdıkça daha da aşık oldum.

öldürmez
aşkı uyuşturur

ilk iki evliliğimde tecrübe ettiğim talihsizlik, maalesef evlilik aşkı öldürüyor. üçüncü karımda öyle bir sorun olmadı ama ondan da beklediğim randımanı alamadım diye boşadım.

nasip kısmet işleri bunlar. çok da dert etmemek lazım. dünyanın sonu değil ya.

evlilik aşkı öldürmez. bu tanım birbirlerini tanımadan bir hayatı paylaşma fikrini benimseyen insanlar için geçerli olabilir.

aşıkken evlilik kararı alınmaz derler.
çünkü aşıkken görmezden geldiğiniz hatta hoşunuza giden bazı şeyler evlendikten sonra boşanma sebebiniz olabilir.

arkadaşımın anne ve babasını görmeden önce körü körüne inandığım olaydı ama sonra anladım ki evliliğin aşkı öldürdüğü falan yok sadece daha birbirlerini tanımadan evlenen ve bu yüzden ayrılan ya da mutsuz olan insanların uydurduğu bir palavra .

aslında aşk duyguların yoğunluğudur biter ve bittiğinde eğer hala ona odaklayabiliyorsan, beraber bir şeyler yapabiliyorsan ve gülebiliyorsan sevgi evresine geçiyorsun eğer onu değiştirmek için çabalıyorsan ve onu düşünebiliyorsan evleniyorsun aşıkken niye evleneceksin ki

alternatifi;evlilik aşkı oldurur.

standart haline gelen bi ilişkiniz oluyor çünkü bu çok normal bana kalırsa. aşk dediğimiz olay da bence birine duyulan aşırı meraktan kaynaklanıyor. tanıştığınız ilk anda onu daha yakından tanımak, geçmişi de dahil hayatının her anında beraber olmak istiyorsun. evlilikle beraber ortadaki bilinmezlik/ gizem de azalıyor zaten sürekli yanındasın. ışte aşk böylece bitiyor. önemli olan sevgi. sevginin burada bahsettiğim gibi herhangi bir süresi olmuyor.

herkes de tanımı farklı olan bir duygu için standart bir ölüm zamanı belirlemek imkansızdır, aşkın o kadar farklı bir algılanma, tanımlanma, hissedilme ve yaşanma şekli var ki hayatımdan bir örnek vereyim; dedem anneannemin vefatından sonra, aşkı son iki senemizde buldum demişti, eşinin rahatsızlığı onları birbirine ömürlerinde hiç olmadığı kadar yaklaştırmıştı o koca adamın "daha yeni bulmuştum seni" diye hüngür hüngür ağladığını gördüm, bu insanlar evlendiler çoluk çocuk büyüttüler torunlara karıştılar ama aşk çok farklı bir zamanda ve evlilerken geldi. vel hasıl kelam aşkın ne zaman doğacağı ne zaman öleceği önceden kestirilemez.

evli değilim ama evlilik aşkı öldürür sözüne katılmıyorum. her ilişki farklıdır. sevgiliyken herkes iyi taraflarını gösterir. tatile gitmediysen birkaç gün de olsa birlikte evde kalmadıysan gerçekten tanıyamazsın. evlenip aynı eve geçip olumsuz davranışları görünce soğuma olur.sonra evlilik aşkı öldürdü,çok değiştin vs o zaten öyleydi ama rol yaptı. bu yüzden ilişkide doğal ve dürüst olmak en iyisi. örneğin balığı normalde elle yerken sevgilinin yanında çatalla yeme. o zaman evlendiğinde her şeyini bilerek evlendiği için aşk ölmez.