fahişelik neden ahlaksızlıktır sorunsalı

"herkesle yatarım size ne" başlığıdır. yatarsan yat bize ne ayrıca!

mahrem olanı ücreti ile sattığı için diye geçer sümer tabletlerinde ama siz mahremin ne olduğunu anlamadığımız için ahlaksızlık olarak gelmeyebilir.

hırsızlık neden suçtur sorunsalından pek farkı olmayan sorunsal. bir de bazıları ahlaksızlık değil demiş.

(bkz: fahişe değil seks işçisi)

din ile ahlakın ne kadar iç içe geçtiğinin göstergesi olan sorunsaldır. günah ya da ahlaksızlık olanın fahişeliğe atfedilmesi durumun sadece kadına atfıdır ve kesinlikle kabul edilemez. kullanılması gereken kelime fuhuş ya da zina olmalıdır. fuhuş, taşkınlık, aşırı davranış anlamına gelirken, zina evlilik bağı olmadan cinsel ilişki demektir. islam'da zina yasaktır. bildiğim kadarıyla çoğu dinde de büyük günahlar arasındadır. islam haklar ve sınırlar dinidir. toplumdaki her birimde insan ilişkileri sınırlarla çizilmiştir. bir kadınla bir erkeğin, iki erkeğin, br anne ile kızın bedensel sınırları çizilmiştir. ve hepsi için farklı sınırlar olduğu görülür. bu sınırların en az olduğu ilişki karı- koca ilişkisidir. sınırların, mahremiyet kavramının psikiyatrik durum ve rahatsızlıklarda ne kadar önemli olduğu psikoloji profesyonelleri tarafından bilinir. aşırı müdaheleci bir annenin obsesyona neden olması, ensest vakalarının birçok psikiyatrik vakada, özellikle sınır vakalarda görülmesi bunlara örnektir.

fahişelik ahlaksızlık değildir. ahlaksızlık fahişelerle beraber olup toplum içinde onları aşağılayan insanların yaptığıdır. gizli kapılar ardında her haltı yiyip çevresinde ahlak bekçisi kesilen ahlaksızdır.

çözümlemesi sorun olmayan.

toplumsal sebep-sonuç ilişkisine bağlı olmadığı için fahişelik ahlaksızlıktır. yani sebebi yoktur fuhuşun ve fahişeliğin. kendi kendine oluşur zina, orospuluk falan. sırf itlik götlük. günahtır, yasaktır. ayrıca, kafası çalışan insan içki ve sigara da içmez..

bu mesleği kadın da yapar erkek de. mimar da yapar mühendis de, mesleğini sevmeden, para kazanmak için yapan herkesin asıl mesleğidir fahişelik, tek fark bilinenin aksine bedenlerini değil zamanlarını satarlar.

hepimiz fahişeyiz. annelerimiz hariç*

fahişelerden dolayı değil, fahişeliğe yol açanlar ve fahişelerden faydalananlar açısından ahlaksızlıktır.

fahişelik fiziksel olarak ve duygusal olarak kötü bir eylem olarak adlandırılır bana sorarsanız.

burada ana koşul ; toplum değil, kişinin kendisidir.

aslında kişi kendisini tüketir, hayatını ve duygularını tüketir fiziğini kullanarak.hem kendi varlığını incitir hemde kolayı tercih ederek aslında kendine en büyük kötülüğü yapar.


dışarıda simit satarak bile bence günü çıkarabilirsiniz, part time bir yerde çalışarak hayatınızı idame ettirebilirsiniz.çalışmak, emek / güç harcamak yerine 20 dakikada bir rota değiştiren bir işe hayat bağlamak bana kalırsa “ kolaycılıktır”.


insan bedenidir.aslında ne kadar naif varlıklarız.erkekte / kadında aynı.. etteniz biz.

yanıyoruz, kesiliyoruz, morarabiliyoruz, kemiklerimiz kırılabiliyor vs. bu kadar insani bir yapıyı, hoyratça kullanmak nedir? başkasına kıyıp t-shirtünüzü giymesi için veremezsiniz, bedeninizi açıyorsunuz.t-shirt alınır ama içinde yaşadığınız vücut ölene kadar sizinle.bir yeri incindiğinde, parçalandığında sonuna kadar sizinle yaşıyor o incinmişlik.bilinçli olmak lazım.


yadırgamam, allah kimsenin başına vermesin fakat bunun her türlüsü bence kolaycılık, kişinin kendisine riyakarlığı.

sex işçisi diyiniz lütfen (bkz: after life) esas sorulan soruya gelirsek herkesin kendi tercihidir sonuçta genel evi yasa dışı bir yer değil isteyen istediğiyle olur bunu kimisi parayla yapar kimisi zevkine ahlaksızlık olarak degerlendirilmesini doğru bulmuyorum

vay be fahişeliğin ahlaksızlık olmadığını saçmalayanlar var, avrupa bile bu düzeyde değil, helal olsun.

t: ahlaksızlıktır.

ahlaksızlık değildir. sadece dince kötü karşılanır. bu ikisi asla aynı şeyler değildir. insanların bir ihtiyacını giderip para alıyorlar ki bu da bana çok doğal geliyor.

bahsi geçen kimseler para için kendini satmadığından olabilir mi? diplomalı ya da diplomasız kendi emeğiyle çalışan biriyle nasıl kıyaslanabilir anlamsız. dini inancınız olmayabilir ama ahlaki değerleriniz olması için inanca gerek yoktur fikrimce. hepimiz çıplak gezelim o zaman.

fahiselik yapanın değil toplumun ahlaksizligidir. zaten düşmüş olana vurup kendini temize çıkartmaya çalışmasın hiç kimse.

işin etik boyutunu ele alırsanız neden
ahlaksızlık olduğunu anlayabilirsiniz ama sadece insan gibi yani sadece insan bakacak isek sağlık açısından da oldukça sakıncalı + fahişelik zorunluluktan yapılır ama escortluk isteyerek yapılır.

bu düzende ahlaksızlık değildir, insana yaraşmayan bir şeydir. satmak da almak da.

ahlak tanımı genelde toplumsal olsa da kişisel olarak ele alınması gereken bir konudur herksin ahlaki kendine ayrıca ahlaksızlık neden sadece kadınlar üzerinden ilerliyor ya da namusumuzu üstünüze alır benim namusumsun dersiniz siz fosrlu çevreyi okudunuz mu sizce orda asıl ahlaksızlar kim

6 sayfa entry giren yazarların kaçının sistemli bir ahlaki anlayışı var da bir şeyin ahlaka uygun mu olduğunu tartışıyorsunuz? empati kurmak ahlak değildir. aile bireylerinizin fahişe olmamasını istediğiniz için, bu fahişeliği ahlaksız bir şey yapmıyor. çöpçü olmasını, kanalizasyon işçisi olmasını da istemezsiniz ama bu o işleri ahlaksız kılmaz. thrasymakhos'un dediği gibi: "doğruluk güçlünün işine gelendir". şu anki ahlak anlayışımız da bizden bağımsız bir şekilde güçlü insanlar tarafından oluşturuldu ve onu doğru bildik.

para için kendini satmak etik olmadığı için. şike yapan biri de fahişe de aynıdır.

genellikle kadınlar üzerinden konuşulmuş ama bunun cinsiyeti olmaz. ister erkek ister kadın olsun kendi istekleriyle bunu yapıyorsa, ahlaksızlıktır. burada ahlaksız olan şey, mahremiyetin ve insan onurunun para karşılığı satılmasıdır. öyle ki bu durum insanı insanlıktan çıkarmakta ve insanı eşya seviyesine indirgemektedir.

fakat birilerinin uyguladığı zorlayıcı kuvvet altında bunu yapmak zorunda kalmışlarsa bu durumda ahlaksız olanlar bu mesleği yapanlar değildir. bunlar mağdur kişilerdir.

ayrıca fuhuş suçu: tck m. 227, f. 2