fare

iki tane küçük kulağa, ince uzun bir kuyruğa ve küçük bir tüylü bedene sahip kemirgen hayvan. ara sıra apartman bahçesinde karşılaştığım sevimli misafirlerim.

kemirgen bir memeli hayvandır. yakalamaya çalışmayın çok zordur.

kimilerini sandalyenin üstüne çıkartan hayvan.

kendini gizlemekte usta fakat işini sessiz görmekte beceriksiz olan canlı. kahrolasıca. ölmeden hemen önce de son kez şansını denemek için ölü taklidi yapmayı falan bile akıl ediyor. lanet olasıca.

yılanı, kulağının dibine kadar girmesine rağmen mal gibi fark etmemesiyle meşhur ;

hayvanlar aleminin, kordalılar şubesinin, memeliler sınıfından bir kemirgen takımına ait olan canlılardır.

ing. ücret

tanım 1


tanım 2

evcil hayvanımdır. nedense ara-sıra fareme sarıp fareler hakkında tanım girmeyi çok seviyorum. eğer o benim yerimde olsaydı, kediler hakkında çokça tanım girerdi..

bazı insanların tiksindiği benim ise sevimli bulduğum hayvan

kemirici küçük hayvan. insanlar mı farelerden çekti yoksa fareler mi insanlardan çekti? bunun karşılaştırmasını yapmak güç ve uzun.

fareler ve insanlar hep karşı karşıya geldiler.

eski çağda fare kutsaldı, dosttu. orta çağ'da ise şeytandı, düşmandı. şimdi de denek.

2020 yazında tanıştım ben bu hayvanın kuzeniyle (bkz: tarla faresi). bir dağın başında gecenin bir yarısında kaldığım çadırdan gelen kırt kırt seslerinden sesin sahibinin fare olduğunu anlamış ancak günler/geceler süren aramalarıma rağmen köftehorun neyi kırtlattığını bulamamıştım. çadırda kaldığım 2 ay boyunca zaman zaman brandanın altındaki kıpırtılarıyla kimi zaman da bir şeyler kırtlatmasıyla varlığını belli ediyordu ancak bulamıyordum keratayı. çok hızlı mübarek. tam vazgeçmiştim ki aramaktan bir gün şehir merkezine gitmem gerekti. merkeze gidecek olduğumdan temiz kıyafetlerimin ve ayakkabımın olduğu poşete yönelmemle bir karartının poşetin içine girdiğini farkettim. hafif salladım poşeti, içindeydi kıpır kıpırdı. biraz heyecan biraz korkuyla silkeledim poşeti. çay bardağı kadardı, saniyeler içinde kayboldu köftehor. yarı merak yarı tiksintiyle inceledim kıyafetleri, "acaba sıçmış mıydı, işemiş miydi, kokuyor muydu kıyafetler?" şükür sağlamdı kıyafetler. ama aynısını süet spor ayakkabım için söyleyemem. şüpheye yer bırakmayacak şekilde dallamanın neyi kırtlattığını artık görebiliyordum. resmen sandalete çevirmişti güzelim ayakkabıyı.

birini öldürdüm, dedim artık rahatım. bugün sabah yine mutfakta pisliğini buldum. ama çok fena tuzaklar ve zehirlerle saldıracağım sana. bu gece bekliyorum seni gel.

kendilerini son zamanlar oldukça ilginç bulduğum kemirgenler.
sokakta geçen bir tanesiyle karşılaştık, bir şeyler anlatmaya çalışır gibiydi.

ahh fareler geçenlerde yeni doğmuş olmalı tahminimce bir fare yavrusuyla karşılaştım
şahsen ilk gördüğümde ponpon sanmıştım baya tüylü bişeydi aslında bakarsak çok merak uyandıran canlılar

yakaladım sonunda... allah belanı versin pislik hayvan.

cesaretinden büyük işler basarandır.

bütün memeliler içinde en iğrenç olanıdır.

benim kedinin en yakın arkadaşı,hep peşinden koşuyor da işte fare yüz vermiyor.

sevimli görünüşüne rağmen oldukça da zararlı bir kemirgendir. çamaşır, yatak, yorgan, kağıt, kitap, kumaş, tahıl ürünlerine büyük zararlar verir. evde çıkan farenin hakkından fare kapanı kurularak veya fare zehiri kullanılarak gelinir. evde beslenilen bir kedi varsa, o da fare ile mücadele için büyük avantaj. tabiattaki düşmanları da yılan ve yırtıcı kuşlardır.

eşek kadar adam oldum ama gece odada fare olsun korkudan uyuyamam.