farklı dünyaların insanı olmak

aşamayacağınız bir durumdur.

var böyle bir şey. ister kültür farkı deyin ister yaşam tarzı farklılığı deyin, birbirini seven insanlara hayatlarını beraber yürütmekte gerçekten sıkıntı yaşatacak bir durumdur.

kısaca şöyle örnek örnekleyebiliriz, birbirine tam uyan ama farklı tabloların iki puzzle parçası olmak gibidir.

biz kendi dünyamızda boğuluyoruz, farklıyla almayalım başımıza iş.

deniz suyunu içmek gibidir. içtikçe susarsın. zordur, yıpraticidir. lakin farklı kutuplarin ilişkisi, aynı kutuplara göre daha çekicidir, bu bir gerçektir.

farklı insanların dünyasında olmaktan iyidir.

bence kesinlikle uymayan insanlardır. tecrübeyle sabit konuşuyorum ki herkesin düşündüğü zıt kutuplar birbirini çeker oluşu benim için çürümüş bir tezdir. bana göre zıt kutuplar birbirini mıknatıs olmadıkça çok da çekemiyor. en ılımlı hali; birisi yönetici, diğeri onun kulu kölesi. o yap der yapar, giy der giyer, gidelim der giderler. ilk başta “off harika oğlum yahu!” gibi görünse de ölümüne yorucu bir şey oluyor zannımca. yönetici olsanız, bir kere aradığınız şeyin yüzde seksen bu olmadığını hemen hissediyorsunuz. arkasından da yorgunluk sarıyor. el atmadığınız her konuda patlayan karşı taraf, sizi geriyor ve adeta ebeveyn, yaşam koçu haline geliyorsunuz.
yönetilen olduğunuzda da hiçbir işi beceremediğiniz psikolojisinde, yaptığınızı dahi unutup olduğunuz gibi görünmekten korkar hale geliyorsunuz. nitekim hepsi benim düşüncem diye de altını çizmek isterim.
bence herkes hangi davulsa onun dengine koşsun.

muhtemelen birkaç yüzyıl sonra elon musk'ın projelerindeki gibi mars kolonileri oluşturmasının ardından dünyalı ve marslı iki kişi arasında geçebilecek bir cümle.

halbuki bir tane dünya var..

espri anlayışının farklı olması.

korkuları sonucunda korkakların kılıfıdır, insanın özünü anlamak varken etrafını çevrelemiş kişiler ve yaşam tarzı tarafından alenen fişlenmektir, genelde de yirmili yaşlarda gelir başa bu durum, halbuki ben buyum şuyum demek için dünyaları görüp karar vermek dahi zor olduğu halde bulduğu ilk kayaya yapışan bir midyenin, koca okyanusta yüzebilecek cesaretteki bir balığa yaşattığı hayal kırıklığıdır, tek dünya var ve yaşamın farklı tecrübeleriyiz hepimiz, sen düşünme güzel balık vira bismillah...

mars'a koloni kurulduktan sonra fantazi olmaktan çıkıp gerçek anlama kavuşacak olan deyimdir.

kafanızın farklı çalıştığı, bakış açınızın, değerlerinizin farklı olduğu anlamına gelir. karşınızdaki insanı sevebilirsiniz ama değiştiremezsiniz. bu gerçeği yüzünüze lastik eldiven şamarıyla vuran durumdur.

aslında parası çok olan ve olmayan diye ayrılan ve bu vaziyeti saklamak için uydurulan bahane kanımca.

olay sadece para değil. her şey sevgi de değil.

insanların büyüttüğü, önem verdiği büyük tercihler vardır. arasında ciddi uçurum olabilir bu tercihlerin insanlar için . ideoloji gibi. birlikte olsanız da ortada buluşamayacağınızı bilirsiniz.

bugün lisedeki en samimi arkadaşımla görüştüm. uzun yıllardır yüzyüze görüşemedik ne yazık ki, ve o esnada hayatı ele alışımız ve yaşantılarımız da bir hayli değişti. o kimi zaman barlarda sahneye çıkıyor, kimi zaman ise sokak şarkıcılığı yapıyor ve ekstrem derecede spontane bir hayatı var.* velhasıl, yaşam tarzlarımız epey zıt. ama fikirlerimiz, dünyaya ve hadiselere bakışımız hatta ele alıp değerlendirişimiz, sıkılınca hayata yaptığımız veryansınlar hep aynı. ve “hayatında kaç tane kıymetli insan var?” diye sorsalar, düşünmeden ismini vereceğim ve her zaman destekçisi olacağım kişilerden biridir kendisi. yaşamlar, hayat tarzları, dünyalar değişir. zira her insan ayrı bir dünya değil mi zaten? asıl mesele farklı yaşamları tercih etsek bile, birbirini anlayabilmekten geçiyor! farklı dünyaların değil ama farklı ruhların/duyguların/fikirlerin insanı olmak var bana göre. o yüzden, çok da takılmayın bu tür klişelere. tabi başka hayatları tolere edecek, hatta tolereden ziyade anlayıp, saygı duyup sevecek olgunlukta biriyseniz. zira problem, insanların hayatlarından ziyade, diğerlerinin bakış açısındadır çoğu zaman.

zengin ya da fakir olmak. standart hikaye.

iyi ilişkiler hep farklı dünyaların insanları arasında kurulur çünkü birinin eksiğini diğerinin fazlası kapatır.

ister arkadaşım, ister sevgilim olsun farklı dünyaların insanı isek ya da dünyalarımızın minnacık bile benzer noktası yoksa hayatımdan çıkarıyorum. bazen meşşakatli ve can yakıcı olsa da buna mecburum, rahatsız hissediyorum kendimi. sürekli bu farklılığı düşünüyorum. öz saygımın da farkında olduğum için farklılıkları sonsuza kadar ortadan kaldırıyorum..

7 milyar dünya. (?)

onunla farklı dünyaların insanı olduğumuza değil aynı dünyaların insanı olduğum o kadar kişi varken hiçbiriyle karşılaşamadığıma üzülüyorum ben.