fidel castro

abd'nin pis işlerini çevirmek için işgal ettiği ülkesi küba'yı bir amerikan virüsü olan emperyalizmden temizlemeye uğraşmış devrimci lider. tüm bu çabalarında kılavuz olarak atatürk'ün nutuk kitabına başvurmuştur.

orta halli ispanyol göçmeni olan ve ülkesinde devrime öncülük eden kübalı lider.

romantik sosyalistler kabul etmesede ya da bir kılıf uydurmaya çalışsalarda. batista'nın diktatörlüğünü yıkıp kendi diktatörlüğünü kuran kişidir. öyleki 1976 dan 2008'e kadar değişmeyen küba devlet başkanıdır. 2008'de görevi kardeşi raul castro'ya devretmiştir. sovyetler birliği yıkılana kadar ekonomiyi gayet güzel idare etmiştir.

(bkz: komünist diktatör)

kübadaki amerikan işgaline karşı dimdik durmuş isimlerden biridir. devamında che guevera gelir.

(bkz: gözümde canlanır koskoca mazi) (bkz: black ops)

en yakın arkadaşının hatıratında kendisi için "en büyük zevki lüks yatında güzel kadınlarla chivas regal yudumlamaktı" diye yazdığını öğrenince "sen de mi brütüs" diye diye yandığımdır.

küba devrimi'nin abisidir asıl mesleği avukatlıktır.

(bkz: küba devrimi) #508353

kübalı marksist-leninist olan devrimcidir. küba devrimini ernesto che guevara olmak üzere birkaç devrimciyle gerçekleştirmiştir olandır. bence şahane bir insan fidel castro. ömrünün son zamanlarında liberalizme kaydığı söylense de bana göre hiçbir zaman iddiadan öteye gidemedi. kendisi che gibi gaddardır, savaşta hiçbir şeyi gözü görmezdi, kodu mu oturtan cinstendi.

çok kez diktatör olarak nitelendirilmiş lakin bir ülkenin bağımsızlığına kavuşması için uğraşan biri nasıl diktatör olsun? bu da son derece saçma bir düşünce bence. kendisi evlilik dışı doğmuştur, ispanyol bir askermiş aslında. ateizmi benimsemiş olan da biriymiş. gençliğinde sağcı askerlere karşı başlatılan birçok ayaklanmalara da katılmış olan yürekli insandır. katolik okullarda eğitim görmüş sonra eğitimine başka yerde devam etmiş.

bugün küba devrimini konuşuyorsak bunun başrolü şüphesiz ki fidel castro’dur. cesaretli ve de dik duruşuyla hiçbir zaman davasından vazgeçmemiştir. atatürk’e olan hayranlığını da bilmeyen yoktur. hatta atatürk’ten için; “hayatımda çok devrim yaptım ama onun yaptığı devrimleri asla yapamadım” gibi söylemde bulunmuş.

hedefi kapitalizmi yok edip sosyalizme geçmek olmuş, ardından komünist toplumu gerçekleştirmek istemiş. amerika’ya boyun eğmeyen sayılı insanlardandır. küba’yı amerika virüsünden de arındırmış olandır. hakkında yazılacak çok şey var ama sadece bunlar aklıma geldi. çoklu organ yetmezliği yüzünden de hayatını kaybetmiştir. ışıklar içinde uyusun.

hukuk eğitimi almıştır. ilk silahlı meclis baskını denemesinde az sayıda arkadaşıyla beraber tutuklanıp hapse atılmıştır. tıpkı nazım gibi hapiste sürekli okumuş ve yazmıştır. affedilip serbest bırakılması büyük hata olmuştur. fidel hakkındaki kişisel hikayelerin çoğunluğunun dönüp dolaşıp vardığı ortak öz, onun çok zeki bir insan olduğu gerçeğine ulaştırır bizi. hikayeler sıradandır fakat o hikayelerin içinde yaşamış olan herkes onun aşırı zeki olduğunu düşünmektedir. bir çok gizli bilgi olduğunu düşündürüyor tabi bu durum. che ise tesadüfi kararları sonucunda fidel'in müfrezesini haber alır ve yine kendi isteğiyle gruba katılır. nasıl fidel che'nin karizma ve şöhretine hiç muhtaç olmamışsa che de fidel'den bağımsız, özgür ve aşırı zeki bir insan olarak yaşam sürmüştür. fidel'in en sıradışı hikayesi ise klasik suikast hikayelerinden biridir. amerika bir zamanla aşkı ve aşığı olan kadını onu öldürsün diye ayarlar ve gönderir. kadın onu öldüremez (her niyeyse) sayısız suikast girşimine gönderme yapar gibi, fidel : sen beni öldüremezsin! sözünü söyler.
uzun lafın kısası, küba devrimi che gibi aşırı zeki, korkusuz, düşmanların dahi gönlünde taht kuran efsane kişiliklerin hikayeleri ile doludur; her şeyin ardında komutan ve devlet başkanı sıfatlarıyla sıradan bir gerçek yoldaş gibi görüntüsüyle fidel vardır. aslında bütün olay fidel ile başlamış ve fidel ile devam etmiştir. küba'yı hala fidel yönetiyor deseler inanırım.

selam sana fidel.

büyük devrimcinin bugün ölüm yıldönümü.

yakılan bedeninin külleri, bir kutu içerisinde, hawana'dan doğduğu yer olan santiago de cuba' ya, önde bir arkada bir araba eşliğinde, tam 1.000 kilometre boyunca götürülmüştü.

tüm halk, köylüler, yola dizilip onu alkışlıyor ve gözyaşı döküyordu.

o gün kötü lakin tarihi bir gündü.


saygıyla... vas bien fidel...

küba devriminin lideridir, gözü kara biridir ve son derece strateji geliştirme yeteneğine sahip zeki insandır. che gibi bodoslama dalarak değil de strateji yaparak bir şeyleri başarmak istermiş hep. bugün fidel castro’nun ölüm yıldönümü evet, bir komünist olarak da kendisini anmaktan gurur duyarım. şuraya bir sözünü bırakmadan da yapmayayım bu işlemi;

sevgi ve saygıyla, ışıklar içinde uyusun…

300 milyon dolar serveti ile ölen "yoldaş"
ha bir de dondurmayı çok sevdiğinden dolayı kübada müthiş bir israfla çalışan tesis kurmuştu tam bir komedi.

eduardo galeano'nun gölgede ve güneşte futbol kitabından fidel ile ilgili şahane bir bölüm "an meselesi"buradan

bu da can yücel'den

ister kemalist olun, ister erdoğancı, ister fidelci. ama biraz cehaletinizden utanın. en yüksek ideoloji ve erdem cehaletten utanmaktır. buradan başlayın işe. yoksa acımam sererim her yere bu halinizi.

fidel, sovyetlerden yardım aldı da, kemal paşa kasa kasa altın ve silahı grönland'dan mı eft yaptırdı? o da lenin'den aldı.
kurtuluş savaşı esnasında rusya'ya açılan bir cephe söyle bakayım. aaaa!! yoksa biz kurtuluş savaşında ruslarla savaşmadık mı hiç. yoksa lenin'in emriyle sovyet ordusu tek kurşun atmadan anadolu topraklarından çekildi mi? evet canım tam da böyle oldu.

önderinize saygınız olsun en başta. sonra burada tarih dersi vermeye kasarsınız. atatürk'e bence en büyük saygı en başta türkçe anadilinde yazmayı öğrenmek. daha bunu beceremiyorsun. bana gelip siyaset, ideoloji falan mı anlatıyorsun?

tanım: büyük komünist liderdir.

yoldaşı che'nin dizeleriyle anmak istediğim büyük komünist liderdir.

bu adı duyunca aklıma hep motor yağı geliyor istemsiz.

devrimci lider. öldü. allah rahmet eylesin diyeninden tutun da mekanı cennet olsun diyenine kadar benim ülkemdir. sosyalist ya da kominist. ne olursa olsun. insandır deyip hayır dua eden insandır benim ülkemin insanı. yeşil parkalı pos bıyıklı kardeşlerim üzülmesinler. her ne kadar marksist de olsa insan işte ömrü bitince ölüyor.

dünyanın öbür ucunda büyük atatürk'ün izinden giden ve insanlık tarihinin en önemli devrimcilerinden biridir. anısına saygıyla...

“tarih: 12 mart 1997. yer: küba/havana. devlet başkanı fidel castro’nun misafiriyiz. bizlere tahsis ettiği özel malikanesinde uzun süre konakladıktan ve kendisiyle önemli istişarelerde bulunduktan sonra nihayet vedalaşmak üzere makamına gittik ve ayrılık sohbetimizi yaptık. sohbet esnasında söz atatürk’e geldi. biran durakladı, duygulandı ve gözleri buğulandı. işte o an ağzından o gurur verici tarihi sözler dökülüverdi. ‘atatürk bir yıldızdı, kaydı ve tesadüfen ülkenize düştü. bu yüzden çok şanslısınız. yıllarca onu örnek almaya çalıştım maalesef çeyreği kadar olamadım. meğerse ne zor şeymiş atatürk olabilmek. sakın unutmayın, o ölümünden sonra bile ülkesini yönetebilen tek liderdir. ne üzücüdür ki atatürk’ün yarattığı imkanlarla hür bir yaşam sürmesine rağmen halen onun önemini kavrayamamış bilinçsiz bir halk kitlesi var.’ ayrılırken bu duygu seli içinde kollarımdan tuttu, hüzünlü ifadeyle bir müddet yüzüme baktı, sarıldı ve buruk bir şekilde ayrıldık.”