61.
"insanın kendine dayanabilmesi ve boşluğa düşmemesi için kendini gerçekten sevmesi gerekir."
her şey insanın kendini sevebilmesi ile başlar. çünkü içinde olmayan şeyi başkasına veremez insan. çünkü boşluğa düşmemek için kendine tutunabilmelidir en çok.
( yazının tümü alıntıdır.)
devamını gör...
62.
“... unutan iyileşir.”
devamını gör...
63.
bu muydu yaşam? diye soracağım ölümüne.
en ağır yükü aramıştın; işte buldun kendini.
şimdi de atamıyorsun kendini sırtından...
en ağır yükü aramıştın; işte buldun kendini.
şimdi de atamıyorsun kendini sırtından...
devamını gör...
64.
biryerde ahlak bekçiliği yapan biri varsa bilin ki orada ondan daha ahlaksızı yoktur.
devamını gör...
65.
tanrı öldü.
devamını gör...
66.
bir nesneyi hem sevebilen hem de onunla alay edebilen kimse, dehaya erişmiş demektir.
devamını gör...
67.
kadınlara mı gidiyorsun kurbacını unutma.
devamını gör...
68.
ümit cehennemdir.
devamını gör...
69.
canavarlarla savaşan kişi dikkat etmelidir, ki kendi bir canavara dönüşmesin. sen dipsiz bir kuyuya uzun uzun baktığında, dipsiz kuyu da sana bakar.
devamını gör...
70.
hristiyanlığın ve solculuğun en diplerinde yatan duyguları, dürtüleri mükemmel bir şekilde özetliyor kendisi:
"hıristiyan ve anarşist - bir anarşist, toplumun düşüşteki tabakalarının sözcsüsü olarak, güzel bir öfkeyle "hukuk, "adalet", "eşit haklar" talep ediyorsa, aslında kültürsüzlüğünün baskısıyla yapıyordur bunu, kendisine acı çektiren şeyin ne olduğunu kavrayamayan - neyin yoksulu olduğunu: yaşamın... bir ilk-neden-içgüdüsü etkindir onda: kendini kötü hissetmesinden birisi suçlu olmalıdır... "güzel öfke"si de iyi gelir ona, küfretmek bir zevktir, tüm sefil yaratıklar için, - küçük bir güç sarhoşluğu verir. yakınma, şikayetçi olma bile, onun uğruna yaşama katlanılabilmesini sağlayan bir çekicilik kazandırabilir yaşama: daha ince dozda bir intikam, her yakınmada bulunur, kendini kötü hissedişini, duruma göre kendi kötü halini bir haksızlık gibi, haksız bir ayrıcalık gibi başka türlü olanların üstene atar kişi. "ben bir pisliğim, sen de öyle olmalısın": bu mantıkla yapılır devrim. - şikayetçi olmak hiçbir durumda işe yaramaz: zayıflıktan kaynaklanır. kişinin kendini kötü hissedişinin suçunu, başkalarına ya da kendi kendisine yüklemesinin -birincisini sosyalistler, ikincisini de örneğin hıristiyanlar yapıyor - aslında hiçbir farkı yoktur. bunların ortak, diyelim ki aynı zamanda rezil yanı, birisinin açı çekiyor oluşundan, herhangi bir kimsenin suçlu olmas gerektiğidir - kısacası, acı çeken, çektiği acılara karşı, intikamın balını yazmaktadır kendi reçetesine. bir haz-gereksinimi olarak rastgele nedenlerdir: acı çeken, küçük intikamını almak için her yerde nedenler bulabilir, - bir hıristiyansa, bir daha söyleyelim, kendi içinde bulur onları...hıristiyan ve anarşist - ikisi de dekandandır. - ama bir hıristiyan "dünyayı" yargılar, ona kara çalar, onu lekelerken, sosyalist bir işçinin toplumu yargılayışındaki, ona karaçalışındaki, onu lekeleyişindeki içgüdünün aynısıyla yapar bunu: "ahiret günü" bile iktidarın tatlı avuntusudur - sosyalist işçinin bekledği devrimin, biraz daha uzak bir zamanda düşünülenidir... "öteki dünya"nın kendisi de - bu dünyaya çamur atmanını bir aracı değilse, ne gerek var bir öteki dünyaya?..
"hıristiyan ve anarşist - bir anarşist, toplumun düşüşteki tabakalarının sözcsüsü olarak, güzel bir öfkeyle "hukuk, "adalet", "eşit haklar" talep ediyorsa, aslında kültürsüzlüğünün baskısıyla yapıyordur bunu, kendisine acı çektiren şeyin ne olduğunu kavrayamayan - neyin yoksulu olduğunu: yaşamın... bir ilk-neden-içgüdüsü etkindir onda: kendini kötü hissetmesinden birisi suçlu olmalıdır... "güzel öfke"si de iyi gelir ona, küfretmek bir zevktir, tüm sefil yaratıklar için, - küçük bir güç sarhoşluğu verir. yakınma, şikayetçi olma bile, onun uğruna yaşama katlanılabilmesini sağlayan bir çekicilik kazandırabilir yaşama: daha ince dozda bir intikam, her yakınmada bulunur, kendini kötü hissedişini, duruma göre kendi kötü halini bir haksızlık gibi, haksız bir ayrıcalık gibi başka türlü olanların üstene atar kişi. "ben bir pisliğim, sen de öyle olmalısın": bu mantıkla yapılır devrim. - şikayetçi olmak hiçbir durumda işe yaramaz: zayıflıktan kaynaklanır. kişinin kendini kötü hissedişinin suçunu, başkalarına ya da kendi kendisine yüklemesinin -birincisini sosyalistler, ikincisini de örneğin hıristiyanlar yapıyor - aslında hiçbir farkı yoktur. bunların ortak, diyelim ki aynı zamanda rezil yanı, birisinin açı çekiyor oluşundan, herhangi bir kimsenin suçlu olmas gerektiğidir - kısacası, acı çeken, çektiği acılara karşı, intikamın balını yazmaktadır kendi reçetesine. bir haz-gereksinimi olarak rastgele nedenlerdir: acı çeken, küçük intikamını almak için her yerde nedenler bulabilir, - bir hıristiyansa, bir daha söyleyelim, kendi içinde bulur onları...hıristiyan ve anarşist - ikisi de dekandandır. - ama bir hıristiyan "dünyayı" yargılar, ona kara çalar, onu lekelerken, sosyalist bir işçinin toplumu yargılayışındaki, ona karaçalışındaki, onu lekeleyişindeki içgüdünün aynısıyla yapar bunu: "ahiret günü" bile iktidarın tatlı avuntusudur - sosyalist işçinin bekledği devrimin, biraz daha uzak bir zamanda düşünülenidir... "öteki dünya"nın kendisi de - bu dünyaya çamur atmanını bir aracı değilse, ne gerek var bir öteki dünyaya?..
devamını gör...
71.
asla ama asla boş geçemeyeceğim bir başlıktı açana teşekkür ederek şuraya bırakıyorum sözleri;
-çok uzun süredir bir köle ve bir tiran gizliydi kadında. bu yüzden kadın henüz yatkın değildir dostluğa, sadece aşkı bilir o.
-sahiden, yürekten bakir olanlar vardır. kalpleri yumuşaktır ve sizden daha içten ve daha sık gülerler.
-kendi düşmanınızı aramalısınız ve kendi düşünceleriniz uğruna kendi savaşınızı vermelisiniz. kendi düşünceniz yenilse bile, dürüstlüğünüz zafer çığlıkları atmalı.
-ve bir kere hakikat zafere ermişse, şöyle sorun haklı bir şüpheyle: 'hangi büyük hata savaştı bu hakikat uğruna?'
-çok uzun süredir bir köle ve bir tiran gizliydi kadında. bu yüzden kadın henüz yatkın değildir dostluğa, sadece aşkı bilir o.
-sahiden, yürekten bakir olanlar vardır. kalpleri yumuşaktır ve sizden daha içten ve daha sık gülerler.
-kendi düşmanınızı aramalısınız ve kendi düşünceleriniz uğruna kendi savaşınızı vermelisiniz. kendi düşünceniz yenilse bile, dürüstlüğünüz zafer çığlıkları atmalı.
-ve bir kere hakikat zafere ermişse, şöyle sorun haklı bir şüpheyle: 'hangi büyük hata savaştı bu hakikat uğruna?'
devamını gör...
72.
"özgür mü diyorsun kendine? sana hükmeden düşünceni duymak isterim.."
devamını gör...
73.
-birçok zalim vardır ki, zalim olmak için yalnızca fazla korkaktir.
-ne çok gülmüşümdür keskin pençeleri olmadığı için kendini iyi zanneden zayiflara.
-ne çok gülmüşümdür keskin pençeleri olmadığı için kendini iyi zanneden zayiflara.
devamını gör...
74.
müziğin sesini duymayanlar dans edenleri deli sanırlar.
devamını gör...
75.
nietzsche’nin kader tutumu: amor fati
başka yoldan gitseydim nasıl olurdu?
öyle demeseydim daha mı iyi olurdu?
gitmeli miydim?
kalmalı mıydım?
bütün bu sorular kocaman bir melankoli havuzunda toplanır. ihtimaller sonsuz, havuz olabildiğine derindir. nietzsche, bu havuzda boğulmamayı tercih eden isimlerden. bu çıkmazdan amor fati(latince, kişinin kaderine duyduğu aşk.) felsefesini benimseyerek kurtuldu. amor fati, yaşanan her şeyi acı ve tatlı fark etmeksizin kabullenmek ve onları kucaklamak anlamına geliyor. bu görüşe göre yaşanan her şey kişinin bir parçasıdır, onu bütünüyle var etmiştir. hayatı boyunca mutluluk için çabalamak yerine her olaydan salt zevk almaya çalışarak derin bir ruhu amaçlıyor nietzsche.
başka yoldan gitseydim nasıl olurdu?
öyle demeseydim daha mı iyi olurdu?
gitmeli miydim?
kalmalı mıydım?
bütün bu sorular kocaman bir melankoli havuzunda toplanır. ihtimaller sonsuz, havuz olabildiğine derindir. nietzsche, bu havuzda boğulmamayı tercih eden isimlerden. bu çıkmazdan amor fati(latince, kişinin kaderine duyduğu aşk.) felsefesini benimseyerek kurtuldu. amor fati, yaşanan her şeyi acı ve tatlı fark etmeksizin kabullenmek ve onları kucaklamak anlamına geliyor. bu görüşe göre yaşanan her şey kişinin bir parçasıdır, onu bütünüyle var etmiştir. hayatı boyunca mutluluk için çabalamak yerine her olaydan salt zevk almaya çalışarak derin bir ruhu amaçlıyor nietzsche.
devamını gör...
76.
bir meslek, yaşamın omurgasıdır.
devamını gör...
77.
"benim hayalimdeki aşk; iki kişinin birbirini sahiplenmesinden daha öte bir şey. "
(kendi kardeşine aşık olduğu söylenir)
(kendi kardeşine aşık olduğu söylenir)
devamını gör...
78.
gönül rahatlığı ve mutluluk arıyorsan inan. ama gerçeğin öğrencisi olmak istiyorsan araştır.
f.w. nietzsche
kardeşine yazdığı mektupta yer alıyor.
f.w. nietzsche
kardeşine yazdığı mektupta yer alıyor.
devamını gör...
79.
bir kez uyandın mı, sonsuza dek uyanık kalacaksın.
devamını gör...
80.
“korkular karanlıktan doğmaz; korkular da yıldızlar gibi hep oradadırlar ama gün ışığı onları gizler.”
“tabi acı çekeceksin, görmenin bedelidir bu. tabi için korkuyla dolacak, yaşamak demek tehlike içinde olmak demektir. büyümek zordur.”
“tabi acı çekeceksin, görmenin bedelidir bu. tabi için korkuyla dolacak, yaşamak demek tehlike içinde olmak demektir. büyümek zordur.”
devamını gör...