gülseren budayıcıoğlu

iyi bir senaryo yazarıdır, bununla birlikte eserleri edebî anlamda çok zayıftır. eserlerinde 21. yüzyılda romantizm akımının tesadüf zincirlerini kullanarak olay örgüleri oluşturur. bu da türk edebiyatının tanzimat'ta kalmış romancılarını hatırlatır.

midemi bulundurmaya başlayan ve okuyacağım varsa da artık asla kitaplarına el sürmeyeceğim insan

felaket uyuz olduğum psikolog. hastalarının yaşadıklarını kitap yapmak bile özel hayat ihlaliyken, diziye uyarlamak ne demek ya? sadece kırmızı oda olsa diğer dizilerin karakterleri orada olsa hadi neyse dicem ama bu kadın bildiğin işi ticarete dökmüş. hala kendisine giden olursa yuh derim.

sen git bütün derdini anlat kadın da gitsin üstünden zengin olsun etik olmaması bir yana izleyen herkesi dram bombardımanına tutuyor kahrımdan bir gecede saçlarım beyazladı melihayı izlerken

tv den başka dünyası olmayan pek çok ev kadını aslında ‘delirmiş’ olduğunu bu kadın sayesinde öğrendi. teşekkür ediyoruz kendisine.

terapilere pek sıcak bakmamam konusunda bir miktar payı olan insan. yaptığı şeyin etik olduğunu düşünmüyorum. ayrıca herhangi bir dizisini izlemedim tahammül edemem de büyük ihtimal.

son dönem ekranlarda kendi kaleminden çıkma diziler dönüyormuş
ilk bölümüne baktım bir dizisinin ben bu buhranlı, dramlı, kasvetli film atmosferini nazi katliamı filmlerinde bile görmedim
bunlar nasıl kafalar yaa
tam bir drama queen başroller bu da türkiye izleyicisinin en sevdiği

tam bir sazan avcısı. bunu seven zeki insan dünyada yok.

keşke yayınladığı kitaplarıyla kalsaydı .. mahvolan hayatımızı daha da çekilmez hale getirdiği tv dizilerinde buhran geçirerek 4. bölümden sonra seyretmeme kararı aldığım için mutluyum..

senaristlik yapan piskolog görünümlü piskiyatır...

herşeyi deyin beğenin edin ama ne olur türkiye'nin oliver sacks'i demeyin.

karantinanın en çok kazanan yazarıdır

her seferinde soyadını ''buğdaycıoğlu'' diye okuduğum yazar

karakterinden pek bahsetmeye gerek duymuyorum fakat açıklığa kavuşturmak istediğim ciddi bir durum var kendisi psikolog değil, psikiyatristtir. yani psikoloji eğitimi değil tıp fakültesi eğitimi almıştır. arada farklar vardır.
bir yerde psikolog bir yerde psikiyatrist yazıldığında ben ciddi rahatsız oluyorum.

yaptıklarını etik bulamadığım ve psikolojiyi, psikiyatriyi farklı da olsa tanıtmayı becermiş tüccar - doktor kişi

yeni nesil kemalettin tuğcu, insanların duyguları ile insanları mal etme noktasında gelip giden, ajite ve dram dizilerinin aranan ismidir. eski kız arkadaşımın evinde bir bölüm kırmızı oda izledim kâfi geldi, iyi ki ayrılmışım.

hiçbir dizisinin, çevremdekilerin tüm ısrarlarına rağmen bir bölümünü bile izlemedim.
onu izleyene kadar zippo çakmak restorasyon videosu izlerim.hiç olmazsa eğlenceli

ruh hali bütün ülkenin üzerine kara bulut gibi çökmüştür.

kitaplarında, psikiyatri merkezini birlikte kurduğu prof. dr. cengiz güleç’in türkiye’nin irvin yalom’u olacağını söylediğini yazan doktordur. 5 kitabını da tv dizileri öncesi okudum. irvin yalom’un ise günübirlik hayatlar, bugünü yaşama arzusu-schopenhauer tedavisi, bir psikiyatristin anıları, spinoza problemi, güneşe bakmak-ölümle yüzleşmek kitaplarını okudum. iki kişi arasında edebiyat, dil, yaklaşım ve derinlik noktasında herhangi bir benzerlik, bağlantı kuramadım. gülseren budayıcıoğlu (soyadını uzun bir süre buğdaycıoğlu diye okudum istemsiz olarak, budayıcı-oğlu olduğunu farkettiğimde güldüğümü ve soyadı ile mesleğinin ilişkisinin tesadüflüğüne şaşırmıştım) kişisel gelişim sektörünün ikbal getirdiğini bilen buna göre yazan bir doktordur.

kitaplarını okumadım, bilmiyorum. bir zamanlar akrabalar arasında 40 yaş üstü kadınların okuduğu çok popüler kitaplardı, okumam için fazla ısrardan sonra soğumuştum.
masumlar apartmanının gerilimli sahnelerini ve sinematografik anlatımını sevdiğimden bazı sahnelerini izliyorum. diğer dizilerine denk gelsem dahi, tahammül edemiyorum.
ama asıl beni üzen veya dumur eden şey, 17 yaşındaki gerçek dünyadan bir hayli uzak olan kuzenimin psikolog/psikiyatrist olmak istemesi. ve bunu yapmak istemesinin sebebi sırf bu diziler. karşımdakini dinlerken ben de böyle tutamam kendimi ağlarım, diyor izlerken mesela.
gerçekten çok iyi bir psikiyatrist olabilir gülseren hanım *ama hasta hikayelerini bu kadar senaryolaştırılıp, farklı ve fazla acıtasyonlu, dramlı hikayeler * yaratılmasına izin vermesi normal mi?