kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
bazen bir fotoğraf bin söze bedel
devamını gör...
hâla bir yerlerde farkedilmeden sessiz sedasız hayvanlar için çabalayan insanlar olması :) iyi ki varsınız hep var olun.
devamını gör...
(bkz: efe aydal) bu cehennemde bize yalnız olmadığımızı, bizim gibi düşünen biri olduğunu gösterdiğin için çok teşekkür ederim efe.
devamını gör...
üst katımda oturan yaşlı çiftin sürekli çağırdıkları korsan bir taksici var. geçenlerde havaalanına götürmüş çiftimizi. arabadan indikten sonra adam şoförü kucaklayıp öpmüş*

korsan taksi olduğunu kamufle ediyormuş böylece *
devamını gör...
çocukluk anılarıdır, geçen gülmekten gözümden yaş gelmişti.
devamını gör...
kedimin beni her gördüğünde ters dönüp kendini sevdirmesi...
devamını gör...
küçük bir çocuktan iltifat ya da masum bir hediye (normalde senin çöp diyerek geçeceğin bir şey) aldığın an
devamını gör...
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
bir şeye kızdığımı gören kıymetli babannemin, "gel sana çikolata vereyim de ye *" demesi. *
devamını gör...
sevilmek, düşünülmek,
devamını gör...
bugün durakta otobüs beklerken hapşırdım, bir tane teyze çok yaşa dedi güldü, sonra birkaç kişi daha dedi. hoşuma gitti. insanlara dair ümitlerim yeşeriyor.
devamını gör...
iş yerimin hemen dibinde duran ağaçtaki kuşlar. sabah uykumdan erken kalkıp geldiğimde cıvıltılarıyla içimi neşe dolduruyorlar.
devamını gör...
az evvel biri, yazdığım tanıma istinaden doğum günüm sanıp kutladı, ben de geçmişle alakalı bir konu olduğunu belirtince, özür diledi... çok utandım. hatta insanların kibarlığına dair umutlandım. yine, yeni, yeniden..

ahh nezaket, ne güzel bir detaysın sen. varsa burada benim de potansiyel özür dilememi gerektirecek hallerim şimdiden özürler, çaylar, kahveler. ama kahveyi yanımda içmeyin alerjim var, malum.

tanım: hayat akıp giderken başımıza gelen ve bizi, çaresiz, nahif, gülümseten, küçük ama etkisi büyük detaylar huzmesidir.
devamını gör...
izlediğim dizide cutaway olarak gökyüzünde bir yolcu uçağı uçuşu sahnesi gösterilirken, aynı anda en üst katta oturduğum evimde kafamı pencereye çevirince gökyüzündeki uçağının sesine ve kendisine denk gelmem. ucuz 1+1 hoparlörlü garibanı çok boyutlu dolby surround'u ile sevindiren evrene teşekkürler.
devamını gör...
uzun süre ayrı kaldıktan sonra görüşebildiğin eş ile ilk bakışma anı.
devamını gör...
akşam eve geldiğimde kedilerimin beni ayak sesimden tanıyıp kapıda karşılamaları.
devamını gör...
iş yerimizde bir köpeğimiz var ve dükkandan kaçmayı çok seviyor. bir gün yine kaçmış ve aramaya çıktık arka sokak pazar alanı park bahçe derken bulamadık umutsuzca dükkana dönerken mahallenin kağıt toplayan çocukları kesti önümüzü. kağıt topladıkları arabanın içinden karameli çekip çıkardılar ve bize teslim ettiler. söylediklerine göre 3 4 kilometre ötede görmüşler ve tanıyıp arabalarına alıp bize getirmişler. içlerinden biri giderken arkadaşına dedi ki bize verdikleri çayların borcunu ödemiş olduk mu lan? evet biz bu çocuklara soğuk havalarda kapımızı açıp içleri ısınsın diye çay veriyorduk. biraz oturup gülüp eğlenip gidiyorlardı. bir karşılık beklemiyorduk kendilerinden ama onlar bize borçlu hissediyormuş kendilerini. artık biz size borçluyuz çocuklar. her gün çay içmeye gelebilirsiniz. çay kazanı size feda olsun lan *
devamını gör...
hayvanlar .
devamını gör...
kabuğuma çekilmenin b.kunu çıkarttığım bir gün yine. kulağımda nazan öncel. evin 50 metre ilerisine yeni yapılan, yürüyüş parkuru demeye bin şahit isteyecek ama park yokluğundan sanki ankara'nın en güzel parkı bizim semte açılmışcasına hepimizin her gün gidip yürüyüş yaptığımızı sanarak yürüyüş yaptığımız parkın tam ortasında dinlenme amaçlı konulan banklardan birisine oturdum bu sefer.

yürüyüş yapanları sanki ilk kez insan görüyormuşcasına seyrediyorum. zaten düz bir yer değil, etrafımda dönüp duruyorlar. bir teyze pıtı pıtı çok hızlı yürüyor. korkuyorum, başı dönecek birazdan kusacak tam önümde diye. o kusarsa ben saniyede kusarım. yanımda poşet de yok, peçete yok, su yok. off iğrenç olucak kusarsam.
neyse ki teyze de kusmadı ben de kusmadım.

resmim çok kötü benim. sesim de kötü. el becerim de kötü. yani hiç bir sanat dalında adımı literature yazdıramıycam. çok üzülüyorum buna. gerçekten çok üzülüyorum.

şarkı söylüyor olmayı çok isterdim. bir rock grubum olsun, ben vokal olayım. hayranım falan olmasına gerek yok, 2-3 kişi dinlesin beni yeterdi galiba. belki de yetmezdi. daha fazlasını isterdim belki. sonra bir ara atanamayan ünlü sendromuna yakalanırım. kendi kendime triplere girip ona buna sataşır, gündemde yer bulmaya çalışırdım. olmadı bir yarışmada jüri olurdum. yok ya kesin yemek programı sunardım. (dövüşçüyle'le yemekteyiz). aa saçmalama kızım rock starsin sen. rock starlar böyle şeyler yapmaz.
ilk işim teoman'ı takip etmek olurdu bence. gittiği barda tesadüfmüş gibi yanına oturur "yakışıklı kalk bana gidelim" derdim.* teoman da beni bekliyordu zaten. neyse hayal işte ya.

çevremde yürüyenler değişti. alıştığım yüzler bir bir gitti. akşam üstü artık. aylardan haziran, o yüzden parkın doluluk oranı hatrı sayılır durumda.

hayallerim arasından listeden şarkılar gelip geçiyor. o an kurban'dan sarı çizmeli mehmet ağa çalmaya başladı. tüm şarkılarda yaptığım gibi mırıldanıyorum şarkıyı. ya da ben öyle zannediyorum. ben kaptırmışım kendimi hiiç farkında değilim. baya ellerimle ritimlere eşlik ederek yüksek volüm söylüyorum. allahım ben bir rock grubunun vokaliyim o an. deniz yılmaz'ın yerinde ben varım. bunları sessiz yapıyorum zannediyorum. meğer konser veriyormuşum. keşke sesim güzel olsaydı. daha az utanırdım sonunda. şarkı bitene kadar gözlerim kapalı söylediğim için çevremde olan bitenin farkında değilim.

şarkı bitti. gözlerimi açtım önümdeki yolda bir amca, çocuğu scootera binen bir kadın, 1 genç kız, 2 tane gün grubundan arkadaş oldukları belli teyze, 2 genç erkek durmuş bana bakıyor. yürürken durmuşlar. genç, liseli oldukları belli olan erkek çocukları alkışlamaya başladı. onlardan cesaret amca hariç diğerleri de alkışlıyor. amca muhtemelen kınıyor.

utanıyorum ama gülümsüyorum.
kalabalık hiçbir şey demeden gülümseyerek yoluna devam ediyor. ben hala gülümsüyorum.

ne güzel bir alkışlanmaydı o bir bilseniz. sanki hayalim gerçek olmuş gibi.

beni alkışlayan o insanlar siz benim hayatıma gülümseten detaylar olarak yer ettiniz. 3 yıl oldu ama herbirinizin yüzünü hala çok net hatırlıyorum.

o gün şaşkınlıktan ve utançtan söyleyemedim: "teşekkür ederim."
devamını gör...
küçük bir yabani kuşun karşınıza geçip size bir şeyler anlatmak istiyormuşçasına konuşuyor gibi ötmesi. sanki sizinle konuşuyorlardır ama dillerini anlayamıyorsunuzdur. 2-3 kere başıma gelmiştir.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"hayata dair gülümseten detaylar" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim